قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا فِيهِ يَمْتَرُونَ
Kalu bel ci’nake bima kanu fıhi yemterun
Kelime
Anlamı
Kökü
قَالُوا
dediler ki
بَلْ
doğrusu
جِئْنَاكَ
biz sana getirdik
بِمَا
كَانُوا
olduklarını
فِيهِ
hakkında
يَمْتَرُونَ
şüphe etmekte

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Onlar, biz dediler, onların şüphe ettikleri şeyi getirdik.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Evet fakat biz sana, kötülükten yana olanların, şüphe edip durdukları azap için geldik" diye cevap verdiler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Dediler ki: "Bilakis, biz sana onların şüpheli oldukları bir konuda (yaptıklarının sonucu azap) getirdik."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Hayır, biz onların hakkında şüphe ettikleri şeyi sana getirdik.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Elçiler dediler ki: "- Yok, biz sana kavminin şüphe edip durdukları azabı getirdik.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi getirdik.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» dediler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlar da, «kavmin, hakkında şüphe edip durdukları şeyi (gelecek azabı) sana getirdik.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (63-65) (Onlar da) dediler ki: “Evet, biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik. Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik. Kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz. Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Sizden hiç kimse arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) gidin.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Dediler ki: "Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Dediler ki: «Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Dediler ki: "Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Elçiler dediler ki: «Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlar dediler ki; «Biz sana soydaşlarının kuşku ile karşıladıkları ilahi azabı haber vermeye geldik.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey’i (azabı) getirdik».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Dediler ki: `Hayır, (biz) sana (kavminin), hakkında şübhe etmekte oldukları şeyi(azâbı) getirdik!`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onlar da: Biz, sana sadece onların şüphe edip durdukları azabı getirdik.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlarda "Biz, kavminin şüphe ettiklerini (azabı) sana getirdik. "

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    "Hayır, biz, onların hakkında şüphe ettikleri şey ile sana geldik." dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    "Hayır" dediler: "Biz sana onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle (azapla) geldik."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Onlar da: "Evet, fakat biz sana, (kötülükten yana olanların) şüphe edip durdukları şey(i duyurmak) için geldik" diye cevap verdiler,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Dediler ki: "Hayır, aksine biz sana onların kendisi hakkında kuşku içerisinde bocalayıp durdukları şeyi getirdik,

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Dediler ki: "Biz sana onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Dediler ki: "Biz sana onların şüphe ediyor oldukları şeyi getirdik.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlar dediler ki; «Biz sana soydaşlarının kuşku ile karşıladıkları ilahi azabı haber vermeye geldik.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (63-65) "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azâbı)nı sana getirdik,"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Biz sana hakkında şüphe ettiklerini (azabı) getirdik.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    «Hayır» dediler, «Biz sana onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Dediler: "Gerçek şu ki biz, günahkârların, hakkında kuşku edip durdukları şeyi sana getirdik."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    They said: "Yea, we have come to thee to accomplish that of which they doubt.