1. Tâ. Hâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (23) Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (23) Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Rahmân, Arş’a istivâ etmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Göklerde, yerde ve ikisi arasında bulunan şeyler ile toprağın altında olanlar hep O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Allah, kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Musa’nın haberi sana ulaştı mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ateş gördüm. Belki ondan size bir meş’ale getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum, demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Oraya vardığında kendisine: Ey Musa! diye seslenildi: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ’dasın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah’ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye neredeyse onu gizleyeceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. "Onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu gerçeğe inanmaktan alıkoymasın! Yoksa kendine yazık etmiş olursun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Şu sağ elindeki nedir, ey Musa? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Allah buyurdu: Al onu! Korkma! Biz onu şimdi ilk haline sokacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Firavun’a git. Çünkü o iyice azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Musa: Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. İşimi bana kolaylaştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Dilimden (şu) bağı çöz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Ki sözümü anlasınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Bana ailemden bir de vezir (yardımcı) ver, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Kardeşim Harun’u. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Ve onu işime ortak kıl. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Böylece seni bol bol tesbih edelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Ve çok çok analım seni. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Şüphesiz sen bizi görmektesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Allah: Ey Musa! dedi, istediğin sana verildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Musa’yı sandığa koy; sonra onu denize bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Hani, kız kardeşin gidip "Ona bakacak birini size bulayım mı?" diyordu. Böylece seni, gözü gönlü mutluluk dolsun ve üzülmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini öldürdün de seni endişeden kurtardık. Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Bunun için yıllarca Medyen halkı arasında kaldın. Sonra takdire göre (bu makama) geldin ey Musa! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Seni, kendim için elçi seçtim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Sen ve kardeşin birlikte âyetlerimi götürün. Beni anmayı ihmal etmeyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Firavun’a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Dediler ki: Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Buyurdu ki: Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim; işitir ve görürüm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Haydi, ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder; onlara eziyet etme! Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Firavun: Rabbiniz de kimmiş, ey Musa? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. O da: Bizim Rabbimiz, her şeye hılkatini (varlık ve özelliğini) veren, sonra da doğru yolu gösterendir, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Musa: Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bir kitapta bulunur. Rabbim, ne yanılır ne de unutur, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. O, yeri size beşik yapan ve onda size yollar açan, gökten de su indirendir. Onunla biz çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Hem siz yiyin, hem de hayvanlarınızı otlatın diye. İşte bunda, akıl sahipleri için âyetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Sizi ondan (topraktan) yarattık; yine sizi oraya döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Andolsun biz ona (Firavun’a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Dedi ki: Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin, ey Musa? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Musa: Buluşma zamanınız, bayram günü, kuşluk vaktinde insanların toplanma zamanı olsun, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Bunun üzerine Firavun dönüp gitti. Hilesini (sihirbazlarını) topladı; sonra geri geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Şöyle dediler: "Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. "Öyle ise hilenizi kurun; sonra sıra halinde gelin! Muhakkak ki bugün, üstün gelen kazanmıştır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Musa, birden içinde bir korku duydu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. "Korkma! dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. "Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun. Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; "Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. (Firavun) Şöyle dedi : Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Dediler ki: "Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap! Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. "Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükâfatı) en hayırlı ve (cezası) en sürekli olandır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O’na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. İçinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleri! İşte arınanların mükâfatı budur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Andolsun ki biz Musa’ya: Kullarımla birlikte geceleyin yola çık da (size) yetişilmesinden korkmaksızın ve (boğulmaktan) endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç, diye vahyetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Firavun, kavmini saptırdı, doğru yola sevketmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık; Tûr’un sağ tarafına (gelmeniz için) size vâde tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yeyiniz, bu hususta taşkınlık ve nankörlük de etmeyiniz; sonra sizi gazabım çarpar. Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Seni acele ile kavminden ayrılmaya sevkeden nedir, ey Musa! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Musa: İşte, dedi, onlar da benim peşimdeler. Ben, memnun olasın diye sana acele ile geldim Rabbim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Allah buyurdu: Senden sonra biz, kavmini imtihan ettik ve Sâmirî onları yoldan çıkardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Bunun üzerine Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndü. Ey kavmim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmamış mıydı? Şu halde size zaman mı çok uzun geldi, yoksa üstünüze Rabbinizin gazabının inmesini mi istediniz ki, bana olan vâdinizden döndünüz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır’lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa’nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. O şeyin, kendilerine hiçbir sözle mukabele edemeyeceğini, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermek gücünde olmadığını görmezler mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Hakikaten Harun, onlara daha önce: Ey kavmim! demişti, siz bunun yüzünden sadece fitneye uğradınız. Sizin Rabbiniz şüphesiz çok merhametli olan Allah’tır. Şu halde bana uyunuz ve emrime itaat ediniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Onlar: Biz, dediler, Musa aramıza dönünceye kadar buna tapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (Musa, döndüğünde)Dedi: Ey Harun! bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit seni engelleyen ne oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (Neden) benim yolumu takip etmedin? Emrime âsi mi oldun? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: "İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!" demenden korktum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Musa: Defol! dedi, artık hayatın boyunca sen: "Bana dokunmayın!" diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına da bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız; sonra da onu parça parça edip denize savuracağız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Sizin ilâhınız, yalnızca, kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. O’nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz ki kıyamet gününde o, ağır bir günah yükünü yüklenecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Bu kimseler, onda ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. O günde Sûr’a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri gömgök bir halde mahşerde toplarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Aralarında konuştukları konuyu biz daha iyi biliriz. Onların en olgun ve akıllı olanı o zaman: "Bir günden fazla kalmadınız" der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. O gün insanlar, dâvetçiye (İsrafil’e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. O gün, Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Bütün yüzler, diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Biz onu böylece Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar korunurlar; yahut da o kendileri için bir ibret ortaya koyar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O’nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur’an’ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Andolsun biz, daha önce de Âdem’e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Bir zaman biz meleklere: Âdem’e secde edin! demiştik. Onlar hemen secde ettiler; yalnız İblis hariç. O, diretti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Derken şeytan onun aklını karıştırıp "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Bizim, onlardan önce nice nesilleri helâk etmiş olmamız kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşırlar. Bunda, elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. (Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah’tan hoşnut olasın, (Allah da senden!). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili onlara gelmedi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. Eğer biz, bundan (Kur’an’dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster