1. Elif-Lam-Ra! İşte bunlar, her hükmünde tam isabet kaydeden ilahi kelamın ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. İçlerinden bir erkeğe: `İnsanları (azâb ile) korkut ve îmân edenlere, Rableri katında şübhesiz ki kendileri için bir `kadem-i sıdk’ (peygamberin şefâati) bulunduğunu müjdele!` diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu (da) kâfirler: `Şübhesiz bu, gerçekten apaçık bir sihirbazdır!` dedi(ler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Kuşkusuz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı devrede yaratan; ve sınırsız güç ve kudret makamına kurulup varlığı yöneten Allah`tır. O`nun izni olmadan kimse şefaatçi olamaz. İşte bu (niteliklere sahip) olan Allah`tır sizin Rabbiniz; artık yalnız O`na kulluk edin: Hala öğüt almayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Hepinizin dönüşü O`nadır; (bu) Allah`ın gerçekleşmesi kaçınılmaz vaadidir. Çünkü O, insanı yaratmaya başladıktan sonra onun yaratılışını sürdürüyor ki; iman edip de ıslah edici iyi şeyler yapanları hak ettiklerinden fazlasıyla ödüllendirsin. İnkarda ısrar edenlere gelince: inkarda direnişleri nedeniyle, yudum yudum içecekleri kavurucu bir pişmanlık ve can yakıcı bir azap onları bekleyecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Güneşi aydınlığın kaynağı ve ayı ışık yansıtıcı yapan; yılların sayısını ve hesabı(nı) bilesiniz diye ona evreler takdir eden O`dur. Bunu başka değil, mutlak hakikate (bir atıf olsun) için halk eden Allah, bilmek isteyen bir toplum için varlık ayetlerini ayrıntılı olarak açıklıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Çünkü gecenin ve gündüzün birbiri ardınca gelişi ve Allah`ın göklerde ve yerde yarattığı her şey, sorumluluk bilinci taşıyan bir toplum için hakikate yapılmış birer atıftır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Şu da bir gerçek ki; bizim huzurumuza çıkmaya yüzü olmayanlar ve dünya hayatıyla yetinip onunla kendilerini tatmin edenler, üstelik (bir de) hakikate yapılmış (söz konusu) atıfları fark edemeyenler var: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. işleye geldikleri bütün bu şeylerden dolayı onların son durağı ateştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Ne var ki iman eden ve imana layık davranışta bulunanlara gelince: Rableri onları imanları sayesinde, ayaklarının altından nehirler çağlayan, nimetlerle dolu Cennetlere ulaşan yola yöneltecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Orada onların nidaları "Muhteşemsin ey Allah`ım!" olur; ve kendilerine "Mutluluklar!.." diye mukabele edilir orada. Nihayet onların son nidası yankılanır: "el-hamdu lillahi Rabbi`l`alemin!" (Hamd, bütün alemlerin Rabbi Allah`a mahsustur!) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Eğer onların nimeti istemede acele ettikleri gibi Allah da insanlar için (hak ettikleri) cezayı vermede acele etseydi, onların sonunu getirecek hüküm hemen infaz edilirdi. Şu halde, bizim huzurumuza çıkmaya yüzü olmayanları küstahça taşkınlıkları içerisinde debelenmeye terkederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Hem ne zaman insanoğlunun başına bir ziyan gelse, gerek yatarken, gerek otururken ya da ayaktayken (başlar) Biz`e yalvarıp yakarmaya. Biz onu başına gelen ziyandan kurtardığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan ziyandan kurtarmamız için Biz`e hiç yalvarmamış gibi (nankörleşir). Değere dönüşebilecek tüm imkanlarını boşa harcayanlara yaptıkları, (işte) böylesine cazip görünür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Doğrusu sizden önceki bir çok nesli de, kötülük odağı olmaya başlayınca yok oluşa mahkum etmiştik. Oysa ki onlara (da) peygamberleri hakikatin apaçık belgeleriyle gelmişlerdi; fakat onlar inanmamakta direndiler: günaha gömülüp giden toplumu işte böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Daha sonra ise, öncekilerin peşinden sizi (helak olanların yaşadığı) yerlere mirasçı kıldık ki, nasıl davranacağınızı görüp gözetleyelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Bir de ne zaman hakikatin apaçık kanıtları olan ayetlerimiz onlara okunsa, huzurumuza çıkacak yüzü olmayan o kimseler derler ki: "Git, bize bundan başka bir hitab getir, ya da onda değişiklik yap!" (Ey Peygamber)! De ki: "Onu kendime göre değiştirmem olacak şey değil. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım: çünkü ben Rabbime karşı gelecek olursam, korkunç bir Gün`ün azabından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. De ki: "Eğer Allah öyle dileseydi, ben onu size okumazdım; zaten O da onu size göndermezdi. Hem doğrusu şu ki; ondan önce yıllarımı sizin aranızda geçirmişim: bu kadarını olsun düşünemiyor musunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Hem kendi uydurduğu yalanları Allah`a yakıştırandan, ya da O`nun mesajlarını yalanlayandan daha zalim biri olabilir mi? Gerçek şu ki; günaha gömülenler asla iflah olmaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Bir de Allah`ın peşi sıra kendilerine yararı da zararı da dokunmayan varlıklara kulluk edip de, üstelik "İşte şunlar Allah katında bizim kayırıcılarımızdır" diyenler (iflah olmaz). De ki: "Yoksa siz Allah`a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey var da,, onu mu haber veriyorsunuz?" O, sınırsız yüceliği ve aşkın varlığıyla, onların putlaştırdığı her şeyden beridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. İnsanlık başlangıçta aynı duygu, düşünce ve ideal etrafında toplanmış bir topluluktan oluşuyordu; fakat sonradan ayrı görüşlere saptılar. Ve eğer Rabbin tarafından daha önceden bir yasaya bağlanmamış olsaydı, onların kendi aralarında tartıştıkları konularda (daha başından) hüküm verilip iş bitirilirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Bir de diyorlar ki: "Ona Rabbinden mucizevi bir belge gönderilmeli değil miydi?" Buna karşılık de ki: "Aşkın hakikatler yalnızca Allah`a ait bir alandır: şimdi artık bekleyin (akıbetinizi)! İyi bilin ki, ben de sizinle birlikte bekleyeceğim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Ve ne zaman, kendilerine dokunan bir sıkıntının ardından bu tiplere rahmet(imizden) bir parça tattırsak, derhal ayetlerimiz hakkında tuzak tezler kurgulamaya başlarlar. De ki: "Allah her türlü tuzağı seri bir biçimde (boşa çıkarır)." Dikkan edin, elçilerimiz inceden inceye tasarladığınız her şeyi kayda alıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Sizi karada ve denizde gezdiren O`dur. Dahası (tutun ki) sizler gemide bulunuyosunuz, tatlı bir rüzgarda onunla yol alıyorsunuz, üstelik tam da bunun sevinciyle mest olmuşsunuz; derken bir fırtına yakalıyor gemiyi ve dalgalar her yandan yolcuları kuşatıyor. Artık onlar dört bir yandan (ölümle) sarıldıklarına kanaat getirmiş vaziyetteler; tüm içtenlikle Allah`a yönelip yalnız O`nun nizamına sığınarak; "Eğer bizi bu beladan kurtarırsan yemin olsun ki şükredenlerden olacağız!" diye yalvarıp yakarıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Sonunda (ne oluyor, biliyor musunuz): kurtarmasının hemen ardından bu kimseler, yeryüzünde hak hukuk dinlemeden azgınlık yapmaya başlıyorlar. Ey insanlık! Yaptığınız azgınlıkların neticesi gelip yine sizi bulacaktır. Dünya hayatının zevkleri gelip geçicidir. Sonunda Bize döneceksiniz ve Biz yaptıklarınızı bir bir size haber vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Bu dünyanın cezbedici hayatı, olsa olsa şu misale benzer: gökten indirdiğimiz bir su (düşünün); nihayet o insanların ve hayvanların kendisinden beslendiği bitkilerce emilir. Derken toprak (yapay) bir parlaklık ve baştan çıkarıcı bir tezyin ile arzı endam edip de sakinleri onun üzerinde tamamıyla hakim olduklarını düşünmeye başladıklarında; bir gece vakti ya da güpegündüz, (ansızın) emrimizin infaz (vakti) geliverir: Böylece onu, sanki önceden hiç safa sürmemiş gibi kökünden sökülmüşe çeviririz! İşte Biz, düşünen bir toplum için ayetlerimizi böyle açık ve anlaşılır bir biçimde dile getiriyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Böylelikle Allah (insanı) mutluluk ve güvenlik zeminine çağırmakta ve isteyeni dosdoğru bir yola yöneltmeyi dilemektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. İyi ve yararlı davranmakta sebat gösterenlere (karşılık olarak) ondan daha iyisi ve (kat kat) fazlası var. Dahası (o gün) onların ne yüzleri kara çıkar, ne de onursuzluktan başları eğilir: işte bunlar Cennet`in sakinleridir; orada yerleşip kalmak üzre girerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Kötülük yapmakta ısrar edenler ise, sadece yaptıkları kötülüğün misliyle cezalandırılacaklar. Ve onlar (o gün) öyle bir aşağılanmaya mahkum olurlar ki -Allah`ın gazabından kaçıp sığınacakları biri de olmadığı (için)- sanki zifiri bir gecenin karanlığı sıvanmış gibi suratları (utanç ve zilletten) kapkara kesilir: işte bunlar (da) ateşin sakinleridirler; onlar (da) orada yerleşip kalmak üzre girerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Ve bir gün onların tümünü bir araya toplayacak, ardından da (hayattayken) Allah`a has özellikleri başkalarına yakıştırmakta direnenlere diyeceğiz ki: "Siz ve ilahlık yakıştırdıklarınız: haydi yerlerinize!" İşte böylece onların arasını kesip ayırmış (olacağız). Ve (o zaman) onların ilahlık yakıştırdıkları, dönüp kendilerine şöyle diyecek: "Zaten sizin tapınıp durduklarınız, (gerçekte) hiç biz olmadık ki; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. `Bizimle sizin aranızdaki konularda şâhit olarak Allah yeter, sizin bize taptığınızdan kesinlikle bizim haberimiz yok.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. İşte o an ve orada herkes geride bıraktıklarından sınav verir, (yaptıklarının sonucunu görür); en nihayet Allah`a, o yüceler yücesi gerçek sahipleri olana döndürülürler ve (çarpık tasavvurlarının) ürettiği sahte ilahlar kendilerini yüzüstü bırakır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (Ey Peygamber)! De ki: "Göğün ve yerin ürünleriyle sizi rızıklandıran kimdir? Peki, işitme ve görme duyularınız üzerinde kim mutlak söz sahibidir? Dahası kimdir ölüden diriyi çıkaran? Ve diriden ölüyü çıkaran kim? Ya bir düzen içerisinde devinen bütün bir varlığa talimatı kim veriyor? Derhal diyecekler ki: "(Elbette) Allah!" O halde sen de (onlara) de ki: "Hala sorumsuzca davranmayı sürdürecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Halbuki, işte bu Allah`tır sizin gerçek ve tek Rabbiniz! Şimdi söyler misiniz: hakikati çıkarırsanız, geriye sapıklıktan başka ne kalır? Buna rağmen, nasıl oluyor da (hakikate) böylesine mesafeli durabiliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. İşte böylece, yoldan iyice sapmış olanlar için Rabbinin sözünün hakikat olduğu ortaya çıkmış oldu: "Onlar inanmayacaklar!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Sor (onlara): "Hayatı yoktan var edip de sonra o yaratışı sürekli yenileyen zat, ortak koştuklarınızdan biri midir? Cevap ver: "Hayatı yoktan var edip de sonra o yaratışı sürekli yenileyen Allah`tır! Gerçek bu iken, nasıl olur da böylesine savrulursunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Sor (onlara): "Hak yola yönelten kimse ortak koştuklarınızdan biri midir?" Cevap ver: "Hak yola yönelten sadece Allah`tır. Peki, hak yola yönelten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendi başına doğru yolu bulamayacak olan mı? Şu halde ne oluyor size; nasıl böyle bir hükme varabiliyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Bir de, onların çoğu sadece zannın peşine takılırlar. Oysa ki hiç bir zan, insanı hakikatten hiçbir şekilde müstağni kılmaz. Elbette Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. İmdi bu hitab, Allah`tan başkası tarafından tasarlanıp ortaya konulmuş olamaz. Aksine o, kendisinden önce gelenlerden geriye kalan hakikatleri doğrular ve kendisinde kuşku bulunmayan Kitab`ı ayrıntılı olarak açıklar; Alemlerin Rabbindendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Yoksa, "Onu o uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Öyleyse haydi, Allah`tan başka yardıma çağırabileceğiniz herkesi çağırın da ondakine eşdeğer bir sure getirin; tabii ki eğer sözünüzün arkasındaysanız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Fakat hayır, aksine onlar özünü kavramaktan aciz kaldıkları, üstelik o mesajın ayrıntılı açıklaması da (henüz) kendilerine ulaşmamışken yalanlamayı tercih ettiler. Onlardan öncekiler de işte böylesi bir yalanlamaya yeltenmişlerdi; fakat (onların akıbetini merak ediyorsan), dön de zalimlerin sonunun ne olduğuna bir bak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Onlar arasında bu mesaja inanacak olanlar olduğu gibi, hiç inanmayacak olanlar da var. Bir de, senin Rabbin bozgunculuğu iş edinenleri en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Şu durumda eğer seni yalanlamaya kalkarlarsa, hemen (onlara) de ki: "Benim yaptıklarım(ın sorumluluğu) bana, sizin yaptıklarınız(ın sorumluluğu) da size aittir; siz benim yaptıklarımdan sorumlu tutulmazsınız, ben de sizin yaptıklarınızdan sorumlu tutulacak değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Bir de, onlar arasında sana kulak verip işitirmiş gibi yapanlar var; iyi ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa sen sağırlara duyurabilir misin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Yine onlar arasında sana (sanki görürmüş gibi) bakanlar var; iyi de, eğer basiretleri bağlı ise sen (böylesi) körlerin görmesini sağlayabilir misin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Şüphe yok ki Allah, insanlara hiç bir şekilde kötülük etmez; fakat insanlar kötülüğü kendi kendilerine ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Ve o Gün gelip de Allah onları bir araya topladığı zaman, onlara (dünyada) sanki birbirleriyle tanışmalarına yetecek kadar, yalnızca gündüzün bir saatinde kalmışlar (gibi gelecek); doğrusu, Allah`ın huzuruna çıkarılacakları gerçeğine yalan gözüyle bakan ve doğru yola yönelmemekte ısrarcı davranan kimseler (o gün) hepten kaybetmiş olacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Ve sana, onlara vaad ettiklerimizden bir kısmının gerçekleştiğini ya (bu dünyada) gösteririz, ya da senin canını alır (ahirette gösteririz). Nasıl olsa en sonunda dönüşleri Bizedir; dahası, Allah onların yaptığı her şeye şahittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Her ümmet için bir elçi olagelmiştir: ve onlara elçileri geldikten (ve hakikati tebliğ ettikten) sonradır ki ancak aralarında adil yargıda bulunulabilir; onlara asla haksızlık da yapılmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Buna rağmen bir de kalkıp "Bu tehdit ne zaman gerçekleşecekmiş? Eğer doğru söylüyorsanız (cevap verin de görelim)!" diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. De ki: "Allah dilemedikçe, ben kendim için dahi ne yarar sağlayacak ne de zararı önleyecek bir güce sahibim. Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır; süreleri dolduğunda artık onu ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. De ki: "Baksanıza! Tutun ki O`nun azabı bir gece ya da bir gündüz çıkageldi; günaha batmış olanlar ne (elde edeceklerini umarak) onu çabuklaştırmak istiyorlar?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Tehdit gerçekleştikten sonra mı O`na inanacaksınız? Ne! Ancak şimdi ha? Oysa ki siz (asla gelmez diye meydan okuyor), onun çabuk gelmesinde ısrar ediyordunuz!? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Sonunda, bilinci ters dönmüş kimselere denilecek ki: "Tadın bitimsiz azabı! Kazanıp durduğunuz şeyler dışında bir karşılık mı bekliyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Tutup bir de seni "Şimdi bu gerçek mi yani?" diye sorguluyorlar. De ki: "Kesinlikle! Rabbim hakkı için bu gerçeğin ta kendisidir; üstelik sizler (büyük sorgulamayı) asla atlatamayacaksınız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Bilinci ters dönmüş her birey, eğer yeryüzündeki her şey kendisinin olsa onu (Hesap Günü) kurtuluş akçesi olarak vermek isterdi. Onlar asıl pişmanlığı, kendilerini bekleyen azabı görünce yüreklerinin en derinlerinde yaşayacaklar. Ne ki onların aralarında herkese layık ilahi bir hakkaniyetle hükmolunacak; ve onlara hiç haksızlık yapılmayacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Unutmayın ki, göklerde ve yerde bulunan her şey Allah`a aittir! Unutmayın ki, Allah`ın vaadi kesinlikle gerçekleşecek olan bir hakikattir: velakin onların çoğu bunun bilincinde değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. O`dur hayatı ve ölümü yaratan; nihayet sonunda dönüp dolaşıp varacağınız yer O`nun huzurudur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Ey insanlık! Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde oluşabilecek her tür (manevi hastalık) için bir şifa; inananlar için de bir yol haritası ve bir rahmet gelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Söyle (onlara): Allah`ın ihsanı ve rahmetiyle, evet işte bunlarla sevinsinler artık; (ki) bu onların tüm birikimlerinden daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Sor (onlara): "Ya Allah`ın sizin yararlanmanız için ikram ettiği, sizin de (keyfi olarak) bir kısmını haram bir kısmını helal saydığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah`a iftira mı ediyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. İmdi, uydurdukları bu yalanı Allah`a isnat edenler, acaba Kıyamet Günü ne (cevap vereceklerini) düşünüyorlar? Şu kesin ki Allah insanları sınırsız lutfuna muhatap kılmıştır; ve fakat onların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Ve sen (ey peygamber); hangi konumda bulunursan bulun, Kur`an`dan hangi mesajı gündeme getirirsen getir; sizler de hangi işe el atarsanız atın: Ona giriştiğiniz her an (ve) mekanda Biz sizin üzerinizde tarife sığmaz bir şahidiz. Nitekim ne yerde ne de gökte zerre miktarı bir şey bile Rabbinin bilgisinden saklı kalamaz. Ne bunun daha küçüğü ne de büyüğü yoktur ki, hepsi apaçık bir fermanda kayıtlı olmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Unutmayın ki Allah`a yakın olanlar, gelecekten dolayı kaygı geçmişten dolayı keder duymayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Onlar imanda sebat gösteren ve sorumluluk bilincine sahip olan kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Onlar için hem bu dünya hayatında, hem de öteki hayatta müjdeler vardır. Allah`ın vaadlerinde bir değişiklik olmayacaktır: bu, işte budur muhteşem zafer! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Şu halde onların lafları seni üzmesin, çünkü şeref ve itibarın kaynağı bütünüyle Allah`a aittir: O her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Unutmayın ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah`a aittir. Dahası Allah`tan başkasına ilahi nitelik yakıştırarak yalvarıp yakaran kimseler gerçekte ona uymuş olmuyorlar, sadece kendi zanlarının peşinden gidiyor ve yalnızca sürü güdüsüyle hareket ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Sizin için kollarında dinlenesiniz diye geceyi ve (işlerinizi) görüp gözetesiniz diye gündüzü takdir eden O`dur: zira bunda (hakkı) işitecek bir topluluk için ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. (Bu gerçeklere rağmen) "Allah bir oğul edindi" iddiasında bulundular. O aşkın bir hakikattir; O hiçbir şeye muhtaç olmayıp, mutlak anlamda kendi kendine yetendir: Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O`na aittir. Sizin elindeyse bu tür bir iddiada bulunmak için hiçbir deliliniz yoktur: (buna rağmen), Allah`a bilmediğiniz bir şeyi mi isnat ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. De ki: "Kesinlikle, kendi yalanlarını Allah`a isnat edenler başarıya ulaşamayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Yalnızca dünya ile sınırlı geçici bir haz. Sonunda onların dönüşü Bize olacak: en nihayet ısrarlı inkarlarından dolayı onlara şiddetli azabı tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Onlara Nuh`un kıssasını aktar: Hani o bir zamanlar kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah`ın ayetlerini size hatırlatmam zorunuza gidiyorsa, şunu iyi bilin ki ben yalnızca Allah`a güvendim. Haydi siz de yapacağınız eylemi kararlaştırmak için kendilerine ilahlık yakıştırdıklarınız da dahil, bir araya toplanın ki, kararlaştırdığınız eylem sizi riske sokmasın: en sonunda bana karşı aldığınız kararı infaz edin: hem de hiç göz açtırmaksızın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Şunu da iyi bilin ki: Eğer yüz çevirirseniz, hatırlayın ki ben zaten sizden (davetime) bir ücret talep etmemiştim; benim ücretimi takdir etmek yalnızca Allah`a düşer; zira ben Allah`a kayıtsız şartsız teslim olmakla emrolundum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Derken, onu yalanladılar; bunun üzerine Biz de onu ve onunla birlikte gemide bulunanları kurtardık ve onları (yeryüzünün) varisleri kıldık. Ayetlerimizi ısrarla yalan sayan kimseleri ise boğulmaya terk ettik. Dön de bir bak: uyarılan (ama uyanmayan) kimselerin akıbeti nice olurmuş? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Sonra onun izinden, her birini kendi toplumlarına olmak üzere (daha başka) elçiler de gönderdik. Ve onlar hakikatin apaçık belgeleriyle geldiler; fakat berikiler bir kez yalanlamış bulundukları hakikate inanmamakta sonuna kadar direndiler: İşte Biz, haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Sonra onların izinden Musa ve Harun`u, ayetlerimizle Firavun ve onun etrafındaki yönetici seçkinlere gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar: Zira onlar, günaha batmış bir topluluktular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Şöyle ki: Katımızdan kendilerine hakikatin ta kendisi geldiği zaman dediler ki: "İşte bu kesinlikle ayan beyan bir sihirdir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Musa dedi ki: "Siz (ayağınıza) gelen hakikat hakkında (hep) bu tarz mı düşünürsünüz? Ne yani, şimdi bu da mı sihir? İyi ama, sihirbazlar (bunu) başaramaz ki!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. (Yönetici seçkinler) dediler ki: "Sen, bizi atalarımızı üzerinde bulup izlerini takip ettiğimiz yoldan çevirmeye ve bu şekilde kendinize ülkede iktidar yolunu açmaya mı geldin? Fakat biz, her ikinize de asla inanacak değiliz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Firavun ise (şu) emri verdi: "Tüm uzman sihirbazları bana getirin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Sihirbazlar gelince, Musa onlara dedi ki: "Atın atacaklarınızı!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Onlar (gözbağcılığa dayalı düzeneklerini) atınca Musa dedi ki: "Sizin karşıma çıkardığınız sadece sihir! Elbette Allah bunu boşa çıkaracaktır: çünkü Allah fesatçıların işini amacına ulaştırmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Evet, etkili müdahelesiyle Allah hakkın (üstünlüğünü) gerçekleştirir; isterse günaha batmış olanlar bundan hoşlanmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Firavun ve onların önde gelenleri kendilerine işkence ederler korkusuyla, Musa`ya onun kavminden sadece bir avuç insan iman etti. Çünkü Firavun ülkede gerçekten de otorite ve baskı sahibiydi; zaten o dengesizin tekiydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Musa ise (onlara) dedi ki: "Ey topluluk! Eğer Allah`a inanıyorsanız, o halde yalnızca O`na güvenip dayanmanız gerekir: tabi ki siz O`na tam teslim olmuşsanız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Bunun üzerine dediler ki: "Yalnızca Allah`a güvenip dayandık: Rabbimiz! Bizi bu zalim kavmin zulmüne muhatap kılma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Ve bizi inkarda ısrar eden toplumun elinden lutfu kereminle kurtar!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Derken Musa ve kardeşine şöyle vahyettik: "Şehirde toplumunuz için bazı evleri karargah edinin; kendi evlerinizi ise ibadethaneye dönüştürerek ibadetinizi eda edin! Ve (sen ey Musa!), mü`minleri (zaferle) müjdele!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Ve Musa "Rabbimiz!" dedi; "Şu bir gerçek ki Sen, Firavun ve onun yakın çevresine bu dünya hayatında göz kamaştırıcı bir saltanat ve mal verdin! Rabbimiz (işte) bu yüzden senin yolundan insanları saptırıyorlar. Rabbimiz! Onların servetlerini kökünden kazı ve yüreklerine bunun acısını oturt; belli ki onlar, can yakıcı azabı görmedikçe iman etmeyecekler!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. (Allah): "Doğrusu, her ikinizin de dileği kabul olumuştur" buyurdu; "bundan böyle doğru yolda sebat gösterin, cehalete gömülmüş kimselerin yoluna uymayın!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Hemen ardından Firavun ve ordusu kin ve nefretle onların peşini takip etti. Nihayet boğulacağını anladığında şöyle yakardı: "Ben de, İsrailoğullarının inandığından başka ilah olmadığına inandım; artık ben de O`na kayıtsız şartsız teslim olanlardanım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. "Ne yani, ancak şimdi mi (aklın başına geldi)? Oysa ki sen daha önce isyanda ısrarcıydın ve bozgunculuğu iş edinmiş biriydin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Artık bugün, senden sonrakilere bir ibret vesikası olsun diye senin yalnızca bedenini kurtaracağız; zira şu bir gerçek ki, insanlardan bir çoğu ibret vesikalarımıza karşı ısrarla aldırmaz bir tavır içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Sonunda, İsrailoğullarını verimli ve güvenli bir yere yerleştirmiş olduk; ve onlara temiz ve helal rızıklar ihsan ettik; durdular durdular da, kendilerine hakikatin bilgisi geldikten sonra ihtilaf ettiler: Elbette senin Rabbin, Kıyamet Günü hakkında anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Bütün bunların ardından (ey bu hitabın muhatabı), sana indirdiğimiz mesajın gerçekliğini daha önce indirilen kitapları okuyanlar da biliyor; şüphen varsa sor onlara! Doğrusu, Rabbinden sana hakikatın ta kendisi gelmiştir: Artık asla kuşku duyanlardan olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Dahası, Allah`ın ayetlerini yalanlayan kimselerden olmaktan şiddetle sakın! Sonra büsbütün kaybedenlerden olursun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Hakikat şu ki, haklarında Rablerinin yargısı kesinleşenler asla iman etmeyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. İsterse hakikatin her tür belgesi (ayaklarına kadar) gelmiş olsun: ta ki can yakıcı azabı görünceye kadar... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Şu da var: keşke olsaydı, fakat ne yazık ki Yunus`un toplumu dışında (azabı hak ettikten sonra) iman edip de imanının gününü gören başka hiçbir ülke olmadı. Onlar iman edince, Biz de onları dünya hayatında onursuzluk cezasına çarptırmaktan vazgeçtik; ve bir süre daha onları nimetlerimizden yararlandırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Ve eğer Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunan herkes topyekün iman ederdi, (fakat bunu dilemedi). Şimdi kalkıp da, senmi onları iman edinceye kadar zorlayacaksın? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Hem Allah`ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkun eder! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. De ki: "Göklerde ve yerde nelerin bulunduğuna bir bakınız!" Ne ki, iman etmemekte direnen bir topluma, ne ayetlerin ne de uyarıların hiçbir yararı olmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Şu durumda, kendilerinden önce gelip geçmiş kimselerin yaşadığı (felaket) günlerin benzerini mi gözlüyorlar? De ki: "O halde gözleyin; şunu iyi bilin ki ben de sizinle birlikte gözleyenlerdenim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Sonuçta, elçilerimizi (ötekilerin başına gelecek her beladan) kurtarırız; aynı şekilde iman eden kimseleri de (kurtarırız): İşin gerçeği, mü`minleri kurtarmak en çok Bize düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. (Ey peygamber!) De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimden kuşku duyuyorsanız; şunu iyi bilin ki, Allah dışında sizin kulluk ettiğiniz varlıklara asla kulluk etmem! Ne ki ben, yalnızca sizin canınızı alacak olan Allah`a kulluk ederim; zira ben inananlardan olmakla emrolundum". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Ve dahi sen (ey bu hitabın muhatabı), varlığını her tür sapmadan uzak tutarak tümüyle doğru dine ada; ve sakın şirk koşanlardan olayım deme! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Ve Allah`ın peşi sıra, sana ne yararı dokunan ne de senden zararı gideren varlıklara yalvarıp yakarma! Zira eğer böyle yaparsan, işte o zaman sen de zalimlerden olursun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Yine (unutma ki), eğer Allah sana bir darlık musallat ederse, onu O`ndan başka kimse savuşturamaz! Fakat eğer senin için bir hayır dilerse, O`nun lütuf ve kereminin önüne gerilecek kimse yoktur. O lütuf ve keremini, kullarından dileyen kimselere bağışlamak ister: Zira O mutlak bağış sahibidir, sonsuz rahmet kaynağıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. (Ey peygamber)! De ki: "Ey insanlık ailesi! İşte size Rabbinizden hakikatin ta kendisi gelmiştir! Artık kim doğru yolu tercih ederse, hiç şüphesiz o bu tercihi kendisi için yapmış olacaktır; kim de (yoldan) saparsa, hiç şüphesiz onun sapma tercihi kendi aleyhine olacaktır: ama sizin tercihinizden dolayı sorumlu tutulan asla ben olmayacağım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. İmdi (ey Peygamber): Sana indirileni izle ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret! Zira hüküm verenlerin en hayırlısı O`dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster