وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّىٰ
Ve ma yudriyke le’allehu yezzekka.
Kelime
Anlamı
Kökü
وَمَا
ve ne?
يُدْرِيكَ
bilirsin
لَعَلَّهُ
belki o
يَزَّكَّىٰ
arınacaktır

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Belki o, arınacaktır, ne bilirsin?

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ne bilirsin belkide O senden öğrenecekleriyle günahlarından temizlenecekti.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Belki o temizlenecek,

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Ne bilirsin, belki o arınacak!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Ne bilirsin belki de o arınacaktır?

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip-arınacak?

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Ne bilirsin, belki de o arinacak;

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (3-4) (Resulüm!) Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle cehalet kirinden) temizlenecekti yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ne bilirsin, belki de o arınacak;

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Ne bileceksin sen belki o arınacak?

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Nerden biliyorsun; belki o temizlenip arınacak.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Nerden biliyorsun; belki o, arınacaktı?

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (3-4) (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Nereden bileceksin ki. Belki o temizlenecek.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Ne bilirsin sen, belki o arınacak?

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    "Ve (sana gelince ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğuna;

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Ne bilirsin, belki o (senden öğrendikleriyle) temizlenecekti.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ne bilirsin, belki o arınacak?!..

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Ne bileceksin sen belki o arınacak?

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Ne bilirsin belki o arınacak?

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Ne bilirsin belki o, arınacaktır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    But what could tell thee but that perchance he might grow (in spiritual understanding)?-