Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Ne bilirsin, belki o arınacak!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Ne bilirsin belki de o arınacaktır?
Ali BulaçAli Bulaç:
Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip-arınacak?
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.
Bekir SadakBekir Sadak:
Ne bilirsin, belki de o arinacak;
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(3-4) (Resulüm!) Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle cehalet kirinden) temizlenecekti yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecekti.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Edip YükselEdip Yüksel:
Ne bilirsin, belki de o arınacak;
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Ne bileceksin sen belki o arınacak?
Gültekin OnanGültekin Onan:
Nerden biliyorsun; belki o temizlenip arınacak.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Nerden biliyorsun; belki o, arınacaktı?
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(3-4) (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Nereden bileceksin ki. Belki o temizlenecek.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Ne bilirsin sen, belki o arınacak?
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
"Ve (sana gelince ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğuna;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Resulüm! Ne bilirsin, belki o (senden öğrendikleriyle) temizlenecekti.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Ne bilirsin, belki o arınacak?!..
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Ne bileceksin sen belki o arınacak?
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Ne bilirsin belki o arınacak?
Şaban PirişŞaban Piriş:
Ne bilirsin belki o, arınacaktır.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But what could tell thee but that perchance he might grow (in spiritual understanding)?-