Ali BulaçAli Bulaç:
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.
Bekir SadakBekir Sadak:
Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Ne vakit ki onlara mu’cizelerimizle geldi, onlar birdenbire (işi alaya alıp) buna gülüverdiler.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün onlar bunlara gülüyorlar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Fakat onlara mu`cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onlara ayetlerimizle varınca, onlar bunlara gülüvermişlerdi.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, birden bire onlar, o ayetlere gülüp alay ettiler.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Ama önlerine (mucizevi) işaretlerimizi getirince, hemen onları alaya aldılar,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Fakat ardından, onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(46-47) Andolsun ki, Mûsa’yı âyetlerimizle Fir’avun’a ve onun cemaatine gönderdik. Binaenaleyh dedi ki: «Ben şüphe yok âlemlerin Rabbinin bir Resûlüyüm.» Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Onlara âyetlerimizle varınca, bunlara gülüvermişlerdi.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Fakat ayetlerimizle onlara gelince, onlar o zama, onlarla alay ederek gülüyorlar!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Onlara âyetlerimizi getirince onlar o âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But when he came to them with Our Signs, behold they ridiculed them.