Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Onun içine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki bed sesini işitdiler (işidirler).
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Oraya atıldıkları zaman, onun şiddetli homurdanmasını işitirler; çünki o kaynıyordur!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Oraya atıldıklarında; onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
İnkar edenler cehennemin içine atıldıklarında, kaynayan cehennemim çıkardığı sesi (fokurtuyu) duyacaklar.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Oraya (cehenneme) atıldıkları zaman onun kaynayan korkunç sesini (gürlemesini) işittiler.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
İçine atılıp bırakıldıkları zaman, o kaynayıp feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Onlar, (cehennem)e atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı sesi duyacaklar,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Onlar oraya atıldıklarında, onun kaynayış homurtusunu işitecekler;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Oraya atıldıkları zaman onun için bir hıçkırık işitmiş olurlar ve o, kaynar bir haldedir.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultusunu işitirler.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Oraya atıldıkları zaman, onun kaynarken çıkardığı korkunç homurtusunu işitirler;
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Oraya atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlar oraya atılınca, cehennemin müthiş homurtusunu, kaynaya kaynaya çıkardığı uğultuyu işitirler.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Oraya atıldıkları zaman onun öfkeli homurtusunu işitirler, kaynıyor:
Şaban PirişŞaban Piriş:
Oraya atıldıkları zaman, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu duyarlar.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
İçine atılıp bırakıldıkları zaman, o kaynayıp feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Onun içine atıldıklarında, onun derinden gelen sesini işitirler. Feveran etmektedir o.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
When they are cast therein, they will hear the (terrible) drawing in of its breath even as it blazes forth,