Gültekin OnanGültekin Onan:
Doğrusu, güldüren ve ağlatan O’dur.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Doğrusu, güldüren ve ağlatan O’dur.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Hakıykat şu: Güldüren de, ağlatan da Odur.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Şübhesiz ki güldüren ve ağlatan ancak O`dur.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Gerçekten O’dur güldüren de, ağlatan da.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Elbette vereceği kararla güldürende O, ağlatan da O dur.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki, güldüren ve ağlatan O’dur.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Doğrusu güldüren ve ağlatan O’dur.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
(sizi) güldüren ve ağlatan yalnız O’dur;
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Ve elbet ağlatan da O`dur, güldüren de O.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(43-44) Ve muhakkak O’dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O’dur, O’dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Güldüren de O’dur, ağlatan da O’dur.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Doğrusu güldüren (cenneti ikram eden) de, ağlatan (cehenneme atan) da O’dur.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Güldüren de, ağlatan da O’dur.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Güldüren de O’dur, ağlatan da O’dur.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Güldüren de O’dur, ağlatan da!
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Doğrusu, güldüren ve ağlatan O’dur,
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Hiç kuşkusuz, güldüren de O’dur, ağlatan da...
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
That it is He Who granteth Laughter and Tears;