وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ أُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَأَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ
Ve le kad erselna ila ümemim min kablike fe ehaznahüm bil be’sai ved darrai leallehüm yetedarraun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَقَدْ
muhakkak
أَرْسَلْنَا
(elçiler) gönderdik
إِلَىٰ
أُمَمٍ
ümmetlere
مِنْ
قَبْلِكَ
senden önce de
فَأَخَذْنَاهُمْ
onları yakalayıp cezalandırmıştık
بِالْبَأْسَاءِ
darlık ile
وَالضَّرَّاءِ
ve sıkıntı ile
لَعَلَّهُمْ
belki onlar
يَتَضَرَّعُونَ
yalvarırlar diye

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Andolsun ki senden önceki ümmetlere de peygamberler yolladık da yalvarmaya düşsünler diye onları şiddetli sıkıntılara, kıtlığa ve hastalığa uğrattık biz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey Muhammed! Biz, senden önceki toplumlara da mesajlarımızı gönderdik, onları sıkıntı ve zorluklara uğrattık ki, böylece sadece bize yalvarıp, yakarsınlar.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Andolsun ki, senden önce de topluluklara (Rasûl) irsâl ettik... Belki boyun eğerek dua ederler diye onları azap ve hastalık ile yakaladık.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Senden önce de ümmetlere peygamberler gönderdik ve belki yalvarırlar diye kendilerini darlık ve sıkıntıya soktuk.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Andolsun, senden önceki ümmetlere (peygamberler) gönderdik de onları dayanılmaz zorluk (yoksulluk) ve sıkıntılarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar diye.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Andolsun ki, biz, senden önce bir takım ümmetlere peygamberler gönderdik; dinlemediler de, onları, şiddet ve zaruretlerle kıvrandırdık. Olur ki yalvarırlar, (tevbe ederler, diye).

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Senden önce de milletlere peygamberler göndermiştik. Boyun eğsinler diye onları darlık ve sıkıntıya uğrattık.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    suphesiz ki, senden once ummetlere peygamberler gondermistik; onlari yalvarsinlar diye darlik ve sikintiya sokmustuk.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    And olsun ki, senden önce (gelip geçen) ümmetlere peygamberler gönderdik, (muhalefet ettikleri için) onları —yalvarıp yakarsınlar diye— darlık ve bunaltıcı şeylerle yakaladık.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler (tevbe etsinler) diye onları darlık ve hastalıklarla cezalandırdık.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Andolsun, senden önce birtakım ümmetlere de peygamberler gönderdik. (Peygamberlerini dinlemediler.) Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Senden önceki toplumlara da elçiler gönderdik. Yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntılarla sınadık.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Şüphesiz ki senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik. Bize yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezalandırdık.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Senden önceki birçok ümmetlere peygamberler gönderdik, dinlemediler. Bunun üzerine ola ki, bize yalvarırlar diye kendilerini sıkıntılara ve belâlara çarptırdık.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Andolsun, senden önceki ümmetlere (elçiler) gönderdik de onları dayanılmaz zorluk (yoksulluk) ve sıkıntılarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar (tazarru) diye...

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Andolsun ki senden önceki ümmetlere de gönderdik de belki yalvarırlar diye darlık ve sıkıntıya uğrattık.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Andolsun ki biz, senden evvelki ümmetlere de peygamberler gönderdik de (küfr-ü inkârlarından dolayı) kendilerini çetin bir yoksullukla, çeşitli hastalıkla yakaladık, olur ki yalvarırlar, (tevbe ederler diye).

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    And olsun ki, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) gönderdik (fakat onlar yalanladılar); bunun üzerine onları sıkıntılar ve zorluklar ile yakaladık. Tâ ki (îmân etsinler ve) yalvarsınlar!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Andolsun ki; Biz, senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik. Yalvarsınlar diye, onları darlık ve sıkıntıya soktuk.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Senden önceki topluluklara (elçiler veya azabı) gönderdik. Onları sıkıntı ve zararlara soktuk ki, belki Rablerine karşı saygı ile boyun eğerler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Andolsun ki; Biz senden önce ümmetlere de (resûller) gönderdik.O zaman onları da sıkıntıya ve darlığa uğrattık, böylece yalvarırlar diye.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Şüphesiz senden önce ümmetlere (peygamberler) göndermiştik; onları yalvarıp yakarsınlar diye darlık ve sıkıntıya sokmuştuk.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Biz, senden önceki toplumlara da mesajlarımızı gönderdik (ey Peygamber,) ve onları sıkıntı ve zorluklara uğrattık ki tevazu ile boyun eğsinler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Doğrusu Biz, senden önceki topluluklara da mesajlarımızı göndermiştik. Onları da şiddetli zorluğa ve darlığa düşürdük ki, acziyetlerini itiraf etsinler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Andolsun ki, senden evvel de ümmetlere peygamberler gönderdik, sonra o ümmetleri birtakım şiddetler ile, zorluklar ile yakaladık, ola ki yalvarıversinler diye.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermiştik. (İnkârlarından dönüp boyun eğsinler), yalvarsınlar diye, onları yakalayıp darlık ve sıkıntılarla (çeşitli hastalıklarla) cezalandırmıştık.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Senden önce DE toplumlara elçiler gönderdik. Onları çeşitli darlıklarla ve sıkıntılarla yakalayıverdik. Umulur ki, boyunlarını büker/tevazu gösterir yalvarırlar diye.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Senden önceki birçok ümmetlere peygamberler gönderdik, dinlemediler. Bunun üzerine ola ki, bize yalvarırlar diye kendilerini sıkıntılara ve belâlara çarptırdık.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Senden önce de birtakım ümmetlere resuller gönderdik. Dinlemediler: Hakka dönüş yapsın, suçlarının affı için niyaz etsinler diye onları çetin bir yoksulluk, hastalık ve sıkıntılarla cezalandırdık.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Senden önce de ümmetlere elçiler gönderdik. (İnkârlarından dönüp bize) yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezâlandırmıştık.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Senden önceki toplumlara da (elçiler) göndermiş ve belki yalvarıp yakarırlar diye onları darlık ve sıkıntıya sokmuştuk.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Andolsun, senden önceki ümmetlere (peygamberler) gönderdik de onları dayanılmaz zorluk (yoksulluk) ve sıkıntılarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar diye.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Andolsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştik. O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştık.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Before thee We sent (messengers) to many nations, and We afflicted the nations with suffering and adversity, that they might learn humility.