1. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve nuru kılan Tanrı’yadır. (Bundan) Sonra bile, küfredenler, rablerine (bir takım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O’dur. Adı konulmuş ecel O’nun katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Göklerde ve yerde Tanrı O’dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Onlara rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyiversin, mutlaka ondan yüz çevirirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Kendilerine hak gelince onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Kendilerinden önce nice nesilleri yıkıma uğrattığımızı görmüyorlar mı? Biz, sizi yerleşik kılmadığımız bir biçimde onları yeryüzünde (büyük bir güç ve servetle) yerleşik kıldık; gökten üzerlerine sağanak yağdırdık, nehirleri altlarından akar yaptık. Ama günahları nedeniyle biz onları yıkıma uğrattık ve arkalarından başka nesiller (inşa edip) var ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Biz kitabı üzerine yazılı bir kağıtta göndersek ve onlar elleriyle dokunsalar bile, küfredenler tartışmasız: "Bu apaçık bir büyüden başkası değildir" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Ve derler ki: "Ona bir melek indirilmeli değil miydi?". Eğer bir melek indirilseydi elbette buyruk bitirilmiş / yerine getirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz açtırılmazdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Onu bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (kuşkuları) yine katardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Andolsun, senden önceki elçiler de alaya alındı da alaya aldıkları şey, onlardan maskaralık yapanları çepeçevre kuşattı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Tanrı’nındır." O rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde / içinde / hakkında kuşku olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Geceleyin ve gündüzün barınan her şey O’nundur. O işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken (fatır) ve O, (hep) besleyen, (hiç) beslenmezken, ben Tanrı’dan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten müslüman olanların ilki olmam buyuruldu ve sakın müşriklerden olma" (denildi.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. De ki: "Kuşkusuz ben, rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. O gün kim ondan (azabtan) alıkonursa, elbette, O, onu esirgemiştir. İşte apaçık olan ’kurtuluş ve mutluluk’ budur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Şayet Tanrı sana bir zarar dokunduracak olursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir iyilik dokunduracak olursa da O, her şeye güç yetirendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. O kulları üzerinde kahredici olandır. O hüküm ve hikmet sahib olandır, haberdar olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey / hangisi daha büyüktür?" De ki: "Tanrı benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kuran vahyedildi. Gerçekten Tanrı’yla beraber başka tanrıların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: "O ancak bir tek olan Tanrı’dır ve gerçekten ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Bizim kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Tanrı’ya karşı yalan uydurup iftira düzenden veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Hiç kuşkusuz o zalimler kurtuluşa eremezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: "Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (Bundan) Sonra onların: "Rabbimiz olan Tanrı’ya and olsun ki biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup uzaklaştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz onu kavramalarına (yefkahuhü) (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi ayeti görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o küfredenler sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem de kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefslerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen. Derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve inançlılardan olsaydık." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere kuşkusuz yine döneceklerdir. Çünkü onlar gerçekten kafirlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Onlar dediler ki: "Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen. (Tanrı:) "Bu gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, rabbimiz hakkı için" dediler. (Tanrı:) "Öyleyse küfretmeniz nedeniyle / küfrettiğiniz için (tekfürun) azabı tadın" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Tanrı’ya kavuşmayı yalan sayanlar, doğrusu hüsrana uğramışlardır. Öyle ki, saat (kıyamet günü) apansız onlara geliverince, günahlarını sırtlarına yükleyerek: "Onda (dünyada) sorumsuzca yaptıklarımızdan dolayı yazıklar olsun bize..." derler. Dikkat edin, o işleyip yüklendikleri ne kötüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve oyalanmadan başkası değildir. Korkup sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine akletmeyecek misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler Tanrı’nın ayetlerini inkar ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Andolsun, senden önce de elçiler yalanlandı; onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğradıkları şeye sabrettiler. Tanrı’nın vaadlerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, onlara bir ayet getirmek için yerde tünel açmaya veya göğe bir merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap). Eğer Tanrı dileseydi, onların tümünü hidayet üzerine toplardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Ancak dinleyenler yönelir / icabet eder. Ölüleri (ise), onları da Tanrı diriltir. Sonra O’na döndürülürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. "Ona rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki: "Kuşkusuz Tanrı, ayet indirmeye güç yetirendir." Ama onların çoğu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiç birşeyi noksan bırakmadık. Sonra onlar rablerine toplanacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Bizim ayetlerimizi yalan sayanlar karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Tanrı kimi dilerse onu şaşırtıp saptırır, kimi dilerse onu dosdoğru yol üzerinde kılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Tanrı’nın gazabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Tanrı’dan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz..." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Hayır, yalnızca O’nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Andolsun, senden önceki ümmetlere (elçiler) gönderdik de onları dayanılmaz zorluk (yoksulluk) ve sıkıntılarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar (tazarru) diye... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Onlara zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Öyle ki, kendilerine verilen şeylerle ’sevince kapılıp şımarınca’, onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Böylece zulmeden topluluğun kökü kurutuldu. Hamd, alemlerin rabbi olan Tanrı’yadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer Tanrı sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Tanrı’dan başka getirebilecek Tanrı kimdir? Bak, biz nasıl ayetleri ’çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da’ sonra onlar (yine) sırt çevirip engelliyorlar?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. De ki: "Düşündünüz mü hiç, size Tanrı’nın gazabı apansız ya da açıktan geliverse, zulme sapan kavimden başkası mı yıkıma uğratılacak?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp korkutucular olmaktan başka (bir nedenle) göndermiyoruz. Şu halde kim inanırsa ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Ayetlerimizi yalanlayanlara (gelince), fasık olmalarından dolayı azab dokunacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. De ki: "Size Tanrı’nın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmüyor musunuz (tetefekkerun)?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kuran’la) uyarıp korkut. Onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup sakınırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Sabah akşam -O’nun yüzünü (rızasını)- dileyerek rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da birşey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Böylece: "Tanrı içimizden bunlara mı lütufta bulundu?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik. Tanrı şükredenleri daha iyi bilen değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Bizim ayetlerimize inananlar sana geldiklerinde onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) islah ederse kuşkusuz O, bağışlayandır, esirgeyendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Suçlu-günahkarların yolu apaçık ortaya çıksın diye ayetleri işte böyle birer birer açıklıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. De ki: "Ben sizin Tanrı’dan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin hevalarınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. De ki: "Ben gerçekten rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Tanrı’nındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. De ki: "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda buyruk elbette bitirilmiş / yerine getirilmiş olurdu. Tanrı zulmedenleri en iyi bilendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Gaybın anahtarları O’nun katındadır. O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir. O bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir kitaptadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün ’güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı’ bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O’dur. Sonra ’en son dönüşünüz’ O’nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. O, kulları üzerinde kahhar olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birine ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun ’hayatına son verirler’. Onlar (bu işte ne eksik, ne fazla) kusur etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Sonra gerçek Mevlaları olan Tanrı’ya döndürülürler. Bilesiniz ki yargı O’nundur ve O, en hızlı hesap görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. De ki: Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Tanrı kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavramaları (yefkahun) için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Senin kavmin, O (Kuran) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben üzerinize bir vekil değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Her bir haber için ’kararlaştırılmış bir zaman’ (müstakar) vardır. Siz de bileceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Ayetlerimiz konusunda ’alaylı tartışmalara dalanlar’: -onlar bir başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra artık zulmeden toplulukla beraber olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Korkup sakınanlar üzerinde onların hesabından her hangi birşey (sorumluluk) yoktur. Ancak (bu) bir hatırlatmadır. Umulur ki sakınırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kuran’la) hatırlat ki, bir nefs kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Tanrı’dan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfretmelerinden dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan, Tanrı’dan başka şeylere mi tapalım?" Tanrı bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde (yeryüzünde) şaşkınca bıraktıkları arkadaşlarının da: "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarınız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç kuşkusuz Tanrı’nın yolu asıl yoldur. Ve bize alemlerin rabbine (kendimizi) teslim etmemiz buyuruldu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Bir de: "Namazı kılın ve O’ndan korkup sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O’dur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. O gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun "ol" dediği gün (her şey) oluverir. O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahade edilebileni bilendir. O hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Hani İbrahim babası Azer’e (şöyle) demişti: "Sen putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Böylece İbrahim’e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. Gece üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir (veya: rabbim budur). Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup gidenleri sevmem" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Ardından ayı doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti "Eğer rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Sonra güneşi doğarken görünce: "Budur benim rabbim. Bu en büyük" dedi. O da kayboluverince kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. "Gerçek şu ki, ben hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana (fetara) çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Kavmi onunla çekişip tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Tanrı konusunda çekişip tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Tanrı’nın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. rabbim ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. "Hem siz, O’nun haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Tanrı’ya ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde ’güvenlik içinde olmak bakımından’ (emen) iki taraftan hangisi daha hak sahibidir. Eğer bilebilirseniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. inananlar ve inançlarını zulmle karıştırmayanlar, işte güvenlik (emnü) onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Bu, İbrahim’e, kavmine karşı verdiğimiz ayetimizdir. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Kuşkusuz senin rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik. Bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. İsmail’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lut’u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Babalarından, soylarından, kardeşlerinden kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip ilettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. Bu, Tanrı’nın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp ettikleri ’onlar adına’ boşa çıkmış olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlara küfrederlerse, andolsun, biz buna (karşı) kafir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır / kılarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. İşte Tanrı’nın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran), alemlere bir ’öğüt ve hatırlatmadan’ başkası değildir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Onlar: "Tanrı beşere hiç bir şey indirmemiştir" demekle Tanrı’nın gerçek gücünü ölçemediler / değerlendiremediler veya Tanrı’nın gücünü gerçekten / gerektiği gibi değerlendiremediler. De ki: "Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kağıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu gözardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir." De ki: "Tanrı." Sonra onları bırak, içine ’daldıkları saçma uğraşılarında’ oyalanıp dursunlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. İşte bu (Kuran), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (ümmelkur’a) (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitaptır. Ahirete inananlar buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Tanrı’ya karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken "Bana da vahyedilidi" diyen ve "Tanrı’nın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün ’şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Tanrı’ya karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ’teker teker, yapayalnız ve yalın (olarak)’ bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Taneyi ve çekirdeği yaran kuşkusuz Tanrı’dır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Tanrı budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. O sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), güneş ve ayı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Tanrı’nın takdiridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için biz ayetleri birer birer açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. O sizi tek bir nefsten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen (yefkahun) bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. O gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz). Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Kuşkusuz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Cinleri Tanrı’ya ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiç bir bilgiye dayanmaksızın O’na oğullar ve kızlar yakıştırıp uydurdular. O ise nitelendiregeldikleri şeylerden yücedir, uzaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O’nun nasıl bir çocuğu olabilir? O’nun bir eşi yoktur. O herşeyi yaratmıştır. O herşeyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. İşte rabbiniz olan Tanrı budur. O’ndan başka Tanrı yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır, öyleyse O’na kulluk edin. O, her şeyin üstünde bir vekildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O latif olandır, haberdar olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Gerçek şu ki size rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinize gözetleyici değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. İşte biz ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka Tanrı yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Eğer Tanrı dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onlar üzerinde bir gözetleyici kılmadık; sen onlar üzerinde bir vekil değilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Tanrı’dan başka yalvarıp yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Tanrı’ya söverler. İşte böyle, biz her ümmete yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, sonra onların son varışları rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Tanrı’ya yemin ettiler. De ki: "Ayetler ancak Tanrı katındadır"; onlara gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Biz onların yüreklerini (efidet) ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz (nükallibu) ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Gerçek şu ki, biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplasaydık, -Tanrı’nın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yap(a)mazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Bir de ahirete inanmayanların yürekleri (efidet) ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Tanrı’dan başka hakem mi arayayım? Oysa O size kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine kitap verdiklerimiz bunun gerçekten rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Tanrı’nın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ’zan ve tahminle yalan söylerler’. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Kuşkusuz rabbin kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, dosdoğru yolda olanları da daha iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Eğer O’nun ayetlerine inançlılar iseniz, artık üzerinde yalnızca Tanrı’nın adı anılanlardan yiyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Size ne oluyor ki, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken (iç gönderme) üzerinde Tanrı’nın adı anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi hevalarıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Kuşkusuz senin rabbin haddi aşanları en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terkedin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Üzerinde Tanrı’nın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu fısktır. Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli çağrılarda bulunurlar. Onlara itaat ederseniz kuşkusuz siz de müşriklersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar içinde yürümesi için kendisine bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp oradan bir çıkış bulamayanın durumu gibi midir? İşte, kafirlere yapmakta oldukları böyle ’süslü ve çekici’ gösterilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli düzenler kursunlar diye- oranın suçlu günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. Onlara ne zaman bir ayet gelse derler ki: "Tanrı’nın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Tanrı elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu suçlu günahkarlara, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Tanrı katında bir küçüklük (aşağılanma) isabet edecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Tanrı kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islama açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Tanrı, inanmayanların üstüne işte böyle pislik çökertir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Bu, rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Onlar için rableri katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. Onların tümünü toplayacağı gün: "Ey cin topluluğu, insanlardan çoğunu [ayartıp kendinize kullar] edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tesbit ettiğin ecele ulaştık." (Tanrı) Diyecek ki: "Tanrı’nın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Kuşkusuz rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefslerimize karşılık şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefslerine karşı şehadet ettiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Bu, ehli (halkı) habersizken, rabbinin ülkeleri zulüm ve helak edici olmadığındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. Yapmakta oldukları dolayısıyla her biri için dereceler vardır. Rabbin, onların yapmakta olduklarından habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Rabbin, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin soyundan (inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz aciz bırakacak değilsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. De ki: "Ey kavmim bütün yapabileceğinizi yapın; şüphesiz ben de yapıyorum. Bu yurdun (dünyanın) sonu kimindir, bilip öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler kurtuluşa ermeyeceklerdir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. O’nun üretip türettiği ekin ve hayvanlardan Tanrı için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca; "Bu Tanrı’nındır, bu da ortaklarımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay) Tanrı tarafına geçmez, ama Tanrı’ya ait olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Yine bunun gibi onların ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterdiler. Hem onları helake düşürmek, hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için. Tanrı dileseydi bunu yapmazlardı; sen onları ve düzmekte oldukları iftiraları bırak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. Ve kendi zanlarınca dediler ki: "Bu hayvanlar ve ekinler dokunulmazdır. Onları bizim dilediklerimiz dışında başkası yiyemez. (Şu) Hayvanların da sırtları haram kılınmıştır. Öyle hayvanlar vardır ki, -O’na iftira etmek suretiyle- üzerlerinde Tanrı’nın ismini anmazlar. Yalan yere iftira düzmekte olduklarından dolayı O, cezalarını verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. Bir de dediler ki: "Bu hayvanların karınlarında olan, yalnızca bizim erkeklerimize aittir, eşlerimize ise haramdır. Eğer o, ölü doğarsa onlar da bunda ortaktırlar. Tanrı (bu) düzmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz O, hüküm sahibi olandır, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Çocuklarını hiç bir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler ile Tanrı’ya karşı yalan yere iftira düzüp Tanrı’nın kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları ve tadları farklı ekinleri, zeytinleri ve narları -birbirine benzer ve benzeşmez- yaratan O’dur. Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve hasad günü hakkını verin; israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. Hayvanlardan yük taşıyan ve (yünlerinden tüylerinden) döşek yapılanları da (yaratan O’dur). Tanrı’nın size rızık olarak verdiklerinden yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Sekiz çift koyundan iki, keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişıyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Deveden iki, sığırdan da iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi? Ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Yoksa Tanrı, bunları sizlere tavsiye ettiği zaman şahid miydiniz? Hiç bir bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için Tanrı’ya karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Şüphesiz Tanrı, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Tanrı’dan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin rabbin bağışlayandır, esirgeyendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ’Azgınlık ve hakka tecavüde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Şirk koşanlar diyecekler ki: "Tanrı dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var’? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak ’zan ve tahminle yalan’ söylersiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. De ki: "En ’üstün ve apaçık’ delil Tanrı’ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip iletirdi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. De ki: "Gerçekten Tanrı’nın bunu haram kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin." Şayet onlar şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların hevalarına uyma; onlar [birtakım güçleri ve varlıkları] rablerine denk tutmaktadırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz. Çirkin kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Tanrı’nın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akledersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. "Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Tanrı’nın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O’nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakınırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Sonra biz Musa’ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabı verdik. Umulur ki rablerine kavuşacaklarına inanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitaptır. Şu halde O’na uyun ve korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. "Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise onların ders gördüklerinden habersizlerdik" dememeniz; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Ya da: "Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doğru yolda olurduk" dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiştir. Tanrı’nın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan alıkoyup çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup çevirenlere, bu ’engelleme ve çevirmelerinden’ dolayı pek çetin bir azabla karşılık vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da rabbinin gelmesini mi veya rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce inanmamışsa veya inancıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye inancı yarar sağlamaz. De ki: "Bekleyin, biz de şüphesiz beklemekteyiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların buyruğu ancak Tanrı’yadır / Tanrı’ya kalmıştır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır, kim bir kötülükle gelirse, onun mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. De ki: "Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim’in hanif dinine... O, müşriklerden değildi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin rabbi olan Tanrı’nındır.’ Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. "O’nun hiç bir ortağı yoktur. Bana böyle buyruldu ve ben müslüman olanların ilkiyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. De ki: "O, her şeyin rabbi iken ben Tanrı’dan başka bir rab mi arayayım? Hiç bir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin rabbin sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster