Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Ne gölgelendirir sizi o, ne alevden korur.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Hiçbir serinliği olmayan ve ateşin alevinden de korumayan gölgeye."
Adem UğurAdem Uğur:
Ki ne gölgelendiren ne de alevden koruyandır.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Ne (ateşten) gölgelendirir ve ne de (renk renk) alevden kurtarır!
Ahmet VarolAhmet Varol:
O ne gölgelendirir, ne de alevden korur.
Ali BulaçAli Bulaç:
Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azab...)
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(29-33) Yalan sayageldiğiniz şeye doğru gidiniz! Üç boyutlu azaba, ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidiniz. O saray gibi kocaman bir kıvılcım saçar. Her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir.
Bekir SadakBekir Sadak:
(30-31) «olge yapmayan ve atesten de korumayan cehennem dumaninin uc kollu golgesine gidin.»
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
O, ne gölgelendiricidlr, ne de yükselen alevden korur..
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(30-31) “Haydi gidin, üç kola ayrılmış (dumandan) bir gölgeye (ki o) ne gölgelendirir ne de ateşten korur.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(30-31) "Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur."
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(30-31) Üç kola ayrılmış, (ama) ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidin.
Edip YükselEdip Yüksel:
O ne gölgelendirir ne de alevden korur.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Serinlik sağlamayan ve alevden korumayan gölgeye!
Gültekin OnanGültekin Onan:
Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Ne gölgelendirir, ne alevden korur.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Ki o), gölgelendirici değildir. (Onları) alevden de korumaz.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(O,) ne gölgelendiricidir ne de alevden korur.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Gölge yapmaz ve alevden korumaz.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Gölgesi kesinlikle olmayan ve o parlak ateşten korumaya faydası olmayan gölgelere.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Gölgelendirmez ve yakıcı aleve bir faydası olmaz.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Ne gölgelendirir, ne alevden korur.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
hiçbir (serinliği) olmayan ve ateşten korumayan (gölgeye),
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Serinletmeyen ve ateşin alevinden korumayan (acayip bir gölgeye);
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(30-31) Üç kola ayrılmış olan bir gölgeye gidiniz. Ne gölgelendiricidir ve ne de alevden koruyabilir.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
O, ne gölgelendirir, ne de alevden korur.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Ne gölgelendirir, Ne de alevden korur.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Serinlik sağlamayan ve alevden korumayan gölgeye!
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Gidin ama, o, ateşten sizi korumaz, gölgelik olmaz.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Ki ne gölgelendirir, ne de alevden korur.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Gölgelendirmez, alevden de korumaz.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Ne gölge altında bulundurur, ne de (yakıcı) alevden korur.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Ne gölgelendirir ne alevden korur.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
"(Which yields) no shade of coolness, and is of no use against the fierce Blaze.