Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın?
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Sende ona ait bilgi nerede ki, anlatasın.
Adem UğurAdem Uğur:
Sen onu nereden bilip bildireceksin!
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
(Oysa) onun bilgisi sende ne arar!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Sen onun hakkında nereden bilgi vereceksin?
Ali BulaçAli Bulaç:
Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki…
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Onu anlatmak sana nerden olsun? (Allah bildirmeyince...)
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(42-46) Sana, kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? Onun bilgisi sadece Rabbine aittir. Sen, sadece kıyametten korkanı uyaransın. Kıyameti gördükleri gün, dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar.
Bekir SadakBekir Sadak:
Nerde senden onu anlatmasi?
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Sende ona ait bilgi nerede ki anlatasın ?!
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(43-44) Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede? Onun nihai bilgisi, yalnız Rabbine aittir.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Sen onu nereden bilip bildireceksin!
Edip YükselEdip Yüksel:
Onu bildirmek, (ey Muhammed) senin görevin değildir.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?
Gültekin OnanGültekin Onan:
Onunla ilgili bilgi vermekten yana sende ne var ki...
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Sen nerede, onu bilmek nerede!
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Sende ona âid şey (bilgi) yokdur ki anlatasın.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Onu anlatmaktan (vaktinden haber vermekten) yana, sende ne (bilgi) var?
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Senin neyine onun zamanını bildirmek.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Onu sen nerden bileceksin?
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Sende onun zikrinden (başka) ne var (onun beyanından başka bir bilgin yoktur).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Onunla (kıyamet ile) ilgili ne biliyorsun ki?
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki?
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Sen nerde onun vaktini bilmek nerde!
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(42-44) Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû’u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Sende ona âit bilgi yoktur ki anlatasın.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onun zamanını bildirmek nerede, sen nerede?!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede?
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?!
Şaban PirişŞaban Piriş:
Senin neyine ondan haber vermek.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki...
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Nerede sende, onu hatırlatacak şey!
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Wherein art thou (concerned) with the declaration thereof?