إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَبَيَّنُوا فَأُولَٰئِكَ أَتُوبُ عَلَيْهِمْ ۚ وَأَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
İllellezıne tabu ve aslehu ve beyyenu fe ülaike etubü aleyhim ve enet tevvabür rahıym
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
الَّذِينَ
elleƶīne
(kimseler)
وَأَصْلَحُوا
ve eSleHū
uslananlar
وَبَيَّنُوا
ve beyyenū
ve (gerçeği) açıklayanlar
فَأُولَٰئِكَ
feulāike
işte onlar
أَتُوبُ
etūbu
tevbelerini kabul ederim
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
onların
التَّوَّابُ
t-tevvābu
tevbeyi çok kabul edenim
الرَّحِيمُ
r-raHīmu
çok esirgeyenim
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Ancak içlerinden tövbe edenler, hallerini düzeltenler ve doğruyu söyleyenler müstesna. Onların tövbesini kabul ederim. Ben tövbeleri kabul eden rahîmim.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Onların tevbesini kabul edeceğim, zira yalnızca benim, tevbeleri kabul eden ve çokça acıyan.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Ancak bunlardan tövbe edenler (yanlışını idrak edip kesin olarak ondan vazgeçenler) ve ıslah olanlar (içinde bulundukları yanlışlar ortamından çıkanlar) ve gerçeği dile getirenler istisnadır. Ben Tevvab ve Rahıym’im (tövbeyi kabul edip, çeşitli güzel sonuçlarını yaşatan).
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Ancak tevbe edip durumlarını düzelten ve (gerçeği) açıklayanların tevbelerini kabul ederim. Ben sürekli tevbeleri kabul eden ve rahmet sahibi olanım.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
Ancak Peygamberin vasfını gizlemekten tevbe edenler, hallerini düzeltenler ve gizlediklerini (Peygamberin vasıflarını) açıklayanlar başka. Ben, artık onların günahlarını bağışlarım; ve ben Tevvabım= tevbeyi kabul edenim. Rahîm’im= çok merhametliyim.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Ancak, tövbe edip durumlarını düzeltenler ve bildiklerini açıklayanlar istisnadır. Ben onların tövbesini kabul ederim.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
(159-16) 0 Gercekten indirdigimiz belgeleri ve dogru yolu Kitab’da insanlara acikladiktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetciler lanet eder, ancak tevbe edenler, islah olanlar ve gercegi ortaya koyanlar mustesna; iste onlarin tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
(159-160) Şüphesiz ki, indirdiğimiz o açık belgeleri ve doğru yolu, Kitab’da insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah lanet eder, hem lânetçiler lanet eder. Ancak tevbe edip kendini düzeltenler ve hakkı açıklayıp ortaya koyanlar bu lanetin dışında kalır, işte Ben onların tevbesini kabul ederim. (Çünkü) tevbeleri çokça kabul eden, geniş rahmette bulunan ancak Benim.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Ancak tevbe edip kendilerini düzeltenler ve gerçeği ortaya koyanlar müstesnadır. İşte ben onların tevbesini kabul ederim. Zira ben tevbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım.
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Ancak, yönelip kendilerini düzeltenler ve açıklayanlar hariç; onların tövbesini kabul ederim. Ben tövbeleri kabul edenim, Rahim’im.
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka. İşte onları ben bağışlarım. Ben çok merhamet ediciyim, tevbeleri çokça kabul ederim.
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Yalnız tevbe edenler, ıslâh olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna; onları ben bağışlarım. Zira ben tevbeleri kabul ederim ve merhametliyim.
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Ancak, tevbe edip (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (kitabı / indirileni) açıklayanlar hariç; onların tevbesini kabul ederim. Ben tevbeleri kabul edenim, Rahim’im.
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Ancak tevbe edip düzelten ve iyice açıklayan kimseler müstesna, işte onlar var ya; onların tevbelerini kabul ederim. Şüphesiz Ben Tevvab’ım, Rahim’im.
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Ancak tevbe (ve rücu) edenler, (hareketlerini) düzeltenler ve (hakıykatı gizlemeyib) iyice açıklayanlar başka. Ben artık onların günâhlarından geçerim. Ben en çok tevbeyi kabul edenim, en çok esirgeyenim.
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
Ancak tevbe edip (hâllerini) düzeltenler ve (gizlediklerini) açıklayanlar müstesnâ; işte onlar var ya, onların tevbelerini kabûl ederim. Çünki ben, Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden)im, Rahîm (merhameti bol olan)ım.
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Ancak tevbe edenler, islah edenler ve (gerçeği) söyleyenler müstesna. Ben; onların tevbelerini kabul ederim. Ve ben Tevvab, Rahim’im.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Bundan sonra, kim vazgeçer, (tövbe ederse) hatalarını düzeltir, yaptığı hatalarını açıklayıp ilan ederse, Ben de onlara azap etmekten vazgeçerim. Zira en çok ceza vermekten vazgeçen (Tevvab) ve en merhametli olan benim.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
(Ancak) tövbe edenler, ıslâh (tezkiye) olanlar ve beyan edenler (açıklayıp ortaya koyanlar) hariç. (Onlara lânet olunmaz), bu taktirde artık onların tövbelerini kabul ederim. Çünkü; (tövbeleri kabul eden, Rahîm esmasıyla tecelli eden) Tevvabür Rahîm, Benim.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Ancak (ardından) tevbe edenler, ıslah olanlar ve (gizlemiş olduklarını) açıklayanlar müstesna. İşte ben onların tevbesini kabul ederim. Şüphesiz ben tevbeleri kabullenen ve merhamet edenim.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
Ancak, tevbe edenler, kendilerini düzeltenler ve (tebliğ edilen) hakikati duyuranlar bunun dışındadır: Onların tevbesini kabul edeceğim; zira yalnız Benim tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan.
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Fakat tevbe edenler, kendini onaranlar ve gizlediği gerçeği açıklayanlar hariç. İşte onların tevbelerini kabul edeceğim: Zira, sadece Benim tevbeleri çokça kabul eden, merhameti sonsuz olan.
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ancak tövbe edenler, ıslahta bulunanlar ve açıklayanlar müstesna. İşte onların tövbelerini kabul ederim. Ve tevvâb, rahîm olan ancak Ben’im.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar lânetlenmekten kurtulmuşlardır. Ben onların tevbesini kabul edenim ve ben tevbeleri daima kabul edenim, merhamet edenim.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Ancak tövbe edenler, durumlarını (kendilerini/kişiliklerini) düzeltenler ve (gerçeği) açıklayanlar müstesnâdır ki; işte Ben, onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeleri çok kabul eden ve çok merhamet edenim.
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Yalnız tevbe edenler, ıslâh olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna; onları ben bağışlarım. Zira ben tevbeleri kabul ederim ve merhametliyim.
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Ancak onlardan tövbe edip hallerini düzelten ve gerçekleri açıklayanlara gelince: Ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan Ben’im.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Ancak tevbe edip uslananlar ve (gerçeği) açıklayanlar başka. Onları bağışlarım. Çünkü ben tevbeyi çok kabul edenim, çok esirgeyenim.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Ancak tevbe edenler, hallerini düzeltenler ve onu açıklayanlar müstesna. Bunların tevbelerini kabul ederim. Tevbeleri kabul eden, bağışlayan benim!
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Ancak tevbe edenler, (kendilerini) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar (a gelince) ; artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Tövbe edip hallerini düzeltenlerle gerçeği açıklayanlar müstesna. İşte böylelerinin tövbesini kabul ederim. Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
Except those who repent and make amends and openly declare (the Truth): To them I turn; for I am Oft-returning, Most Merciful.
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.