1. Elif, Lam, Mim.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. İşte o (yüce) kitap (Kur’an), hiç şüphesiz takva sahipleri için bir hidayettir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Onlar ki gaybe iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Onlar ki sana indirilene de senden önce indirilene de inanır ve ahirete de sadece onlar yakin ederler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. İşte onlardır rablerinden bir hidayet üzere olanlar ve işte onlardır, sadece onlardır felaha erenler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Şüphesiz küfre sapanları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap da onlar içindir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. İnsanlardan, müminlerden olmadıkları halde, "Allah’a ve ahiret gününe iman ettik" diyenler vardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Bunlar Allah’ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar, oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Kalplerinde hastalık vardır da böylece Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Kendilerine, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiği zaman, "Bizler sadece ıslah edicileriz" derler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. İyi bilin ki asıl fesat çıkaranlar kendileridir, lakin bilincinde değillerdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Onlara, "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denilince, "Beyinsizlerin iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. İyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. İman edenlere rastladıkları zaman, "İman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, "Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay edicileriz" derler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Allah da onlarla alay eder ve şaşkınlık içinde bocalayıp dursunlar diye onlara taşkınlıklarında mühlet verir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve hidayete ermişlerden de olamamışlardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Onların örneği ateş yakan, ateş etraflarını aydınlatınca Allah’ın nurlarını yok ettiği ve onları (hiçbir şeyi) göremedikleri karanlıklarda terk ettiği kimsenin örneği gibidir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden (hakka) dönmezler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Yahut (münafıkların durumu,) gökten (sağanak halinde boşanan), içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve şimşek bulunan yağmur yüklü bulut gibidir. Onlar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Hâlbuki Allah, kâfirleri çepeçevre ihata etmiştir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Şimşeğin çakması neredeyse gözlerini alır; onları aydınlattıkça ışığında yürürler ve üzerlerine karanlık basınca durakalırlar. Allah dileseydi işitme ve görmelerini giderirdi. Doğrusu Allah her şeye kadirdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz; umulur ki takvaya erersiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. O, yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip size onunla rızık olarak ürünler meydana getirdi. O halde (bütün bunları) bile bile Allah’a şirk koşmayın.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Kulumuza indirdiğimizden şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure getirin ve eğer doğru sözlü iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Yok eğer yapamazsanız, ki yapamayacaksınız, o halde, kafirler için hazırlanan ve de yakıtı insanlar ve taş olan ateşten sakının.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. İman edip salih işler yapanlara, kendileri için altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Oradan bir meyve ile rızıklanınca, "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler. Kendilerine birbirine benzer (nimetler) verilmiştir. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve onda temelli kalıcılardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Allah, sivrisineği ve onun da ötesinde bir varlığı örnek olarak vermekten hayâ etmez. İman edenlere gelince, bunun Rablerinden gerçek bir örnek olduğunu bilirler. Küfre sapanlar ise, "Allah bu örnekle neyi irade etmiştir?" derler. O, bu örnekle birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayet eder. Onunla saptırdığı yalnız fâsıklardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Onlar Allah’la yaptıkları sözleşmeyi sözleştikten sonra bozarlar, Allah’ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde fesat çıkarırlar. Hüsrana uğrayanlar işte onlardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? Hâlbuki ölü idiniz de sizleri diriltti, sonra öldürecek, sonra tekrar diriltecek ve sonunda O’na döndürüleceksiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Yerde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra da göğe doğru yönelerek onları yedi gök halinde düzenleyen O’dur. O, her şeyi bilendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Hani Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife karar kılacağım" demişti de melekler, "Orada fesat yapacak ve kan akıtacak birini mi karar kılacaksın? Oysa biz seni överek yüceltiyor ve seni sürekli takdis ediyoruz" demişlerdi. Allah ise, "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" demişti.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti, sonra onları meleklere sunarak, "Eğer doğru sözlü kimseler iseniz bunların isimlerini bana söyleyin" dedi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Onlar şöyle dediler: "Sen münezzehsin, öğrettiğinden başka bizim bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilensin ve hikmet sahibisin."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Allah, "Ey Âdem! Onlara isimlerini söyle" dedi. Âdem onlara isimlerini söyleyince, Allah, "Ben göklerin ve yerin bütün gizliliklerini biliyorum; sizin açıkladığınızı ve gizlemekte olduğunuzu da bilirim, diye söylememiş miydim size?" dedi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Hani meleklere, "Âdem’e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişlerdi. O ise şiddetle kaçınmış, büyüklük taslamıştı ve kafirlerden olmuştu.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. "Ve ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleş, orada istediğinizden bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın ki böylece zalimlerden olursunuz" dedik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Şeytan oradan ikisini de kaydırdı ve bulundukları yerden çıkardı. Onlara, "Birbirinize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir zamana kadar bir yerleşim ve meta vardır" dedik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı da Rabbi bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir, merhameti bol olandır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. "İnin oradan hepiniz; tarafımdan size bir hidayet gelince, benim hidayetime uyanlar için artık korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir" dedik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. "Küfre sapan kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar (var ya), işte onlardır cehennem ehli olanlar ve onlar onda temelli kalıcılardır."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayıp ahdimi yerine getirin ki ben de ahdinizi yerine getireyim ve sadece benden korkun.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Elinizde bulunanı onaylayıcı olarak indirdiğime iman edin, onu ilk inkâr eden siz olmayın, ayetlerimi az bir karşılık ile satmayın ve yalnız benden sakının.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. Hakkı batıl ile karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Namazı kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Kitabı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyiliği emredersiniz? Siz akletmez misiniz?); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. (Hakka uyma noktasında) Sabır ve namazdan yardım alın ve şüphesiz bu, huşu duyanlardan başkasına ağır gelir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Onlar, kesinlikle rablerini mülakat ediciler ve O’na dönücüler olduklarını bilenlerdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve (bir zamanlar) sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez, hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Hani size azabın en kötüsünü tattıran, yeni doğan oğullarınızı boğazlayan ve kızlarınızı hayatta bırakan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık ve bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Hani denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve siz bakıp dururken (gözleriniz önünde) Firavun ailesini boğmuştuk.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Sonra siz zalimlerden olarak buzağıyı benimsemiştiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Sonra şükredersiniz diye bunun ardından sizi affetmiştik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Hani hidayet bulursunuz diye Musa’ya da kitabı ve furkanı vermiştik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Hani Musa kavmine, "Ey kavmim! Buzağıyı benimsemekle kendinize zulmettiniz. Yaratanınıza tevbe edip O’na dönün ve nefislerinizi öldürün. Bu, yaratanınız katında sizin için daha hayırlıdır" demişti de böylece Allah tevbenizi kabul etmişti. Zira O, tevbeleri kabul eden ve merhamet edendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Hani bir zamanlar, "Ey Musa! Allah’ı apaçık görmedikçe sana iman etmeyeceğiz" demiştiniz de bakıp durduğunuz halde sizi yıldırım çarpmıştı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Sizi bulutla gölgelendirdik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyin" dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmedicilerdi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Hani, "Şu kasabaya girin, orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, kapısından secde ederek girin, "Günahlarımızı bağışla" deyin ki böylece biz de hatalarınızı bağışlayalım, (şüphesiz biz) ihsan sahiplerine daha da artırırız" demiştik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Derken zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de böylece zulmedenlere, yoldan çıkmalarından dolayı gökten azap indirdik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Hani Musa, kavmi için su aramıştı da, "Asanla taşa vur" demiştik de böylece ondan on iki pınar fışkırmış, herkes içeceği kesinlikle yeri bilmişti. "Allah’ın rızkından yiyin, için, yalnız yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın (demiştik)."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Hani, "Ey Musa! Bir çeşit yemeğe asla dayanamayacağız, bizim için Rabbine yalvar. Bize, yerin bitirdiği sebze, acur, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin" demiştiniz de, "O hayırlı olanı o daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (O halde) Bir şehre inin, böylece şüphesiz orada sizin istediğiniz (şeyler) vardır" demişti. Böylece onlara horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’ın gazabına uğradılar. Bu (horluk ve yoksulluk), Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendi. Bu (inkâr ve cinayet), karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Şüphesiz iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler’den her kim Allah’a ve ahiret gününe iman edip salih iş yaparsa, şüphesiz ecirleri rableri katındadır. Onlar için artık korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Hani sizden kesin söz almış ve Tur dağını üstünüze çıkararak, "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekileri hatırlayın; umulur ki takvaya erersiniz (demiştik)."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Bundan sonra yine yüz çevirdiniz. Eğer üzerinizde Allah’ın lütuf ve rahmeti olmasaydı her halde hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. İçinizden Cumartesi günü azgınlık edip de bu yüzden kendilerine, "Aşağılık maymunlar olun" dediklerimizi elbette bilmektesiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Biz bunu hem o zamandakilere hem de sonradan geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir nasihat kıldık.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. Hani Musa kavmine, "Allah muhakkak bir sığır boğazlamanızı emrediyor" demişti de, "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediklerinde, "Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım" demişti.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. "Rabbine bizim adımıza yalvar da onun nasıl olduğunu bize bildirsin" dediler. "O, onun ne pek kart, ne pek körpe, ikisinin ortası bir sığır olduğunu söylüyor; o halde size emredileni yapın" dedi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. "Rabbine bizim adımıza yalvar da renginin ne olduğunu bize açıklasın" dediler. O, "Onun, bakanların içini açan parlak, sarı renkli bir sığır olduğunu söylüyor" dedi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. "Rabbine bizim adımıza yalvar da onun nasıl olduğunu bize bildirsin; çünkü o sığır bize karışık geldi. Allah dilerse biz şüphesiz hidayete erdirilmişler oluruz" dediler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. "Yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz ve alacasız bir sığır olduğunu söylüyor" dedi. "Şimdi hakkı bildirdin" deyip sığırı boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Hani siz bir kimseyi öldürmüştünüz de böylece ardından birbirinizin üzerine atmıştınız; oysa Allah sizin gizlediğinizi açığa çıkarıcıydı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Bunun üzerine "Onun (sığırın) bir parçasıyla ona (ölüye) vurun" dedik. İşte Allah ölüleri böyle diriltir ve sizlere ayetlerini gösterir; umulur ki akledersiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu. Nitekim öyle taşlar var ki, içinden ırmaklar fışkırır. Yine öyle taşlar var ki, çatlarlar da böylece bağırlarından su çıkar. Yine öyle taşlar var ki, Allah korkusu ile dağlardan yuvarlanıp aşağı inerler. Allah yaptıklarınızdan asla gafil değildir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Size iman edeceklerine mi tamah ediyorsunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah’ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonrada, bile bile onu tahrif ediyorlardı.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İman ettik" derler. Birbirleriyle yalnız kaldıklarında, "Rabbinizin katında size karşı delil göstersinler diye mi Allah’ın size açıkladığını onlara söylüyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?" derler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Gizlediklerini de açıkladıklarını da Allah’ın bildiğini bilmiyorlar mı?); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Onların bir kısmı da bir takım kuruntular dışında kitabı bilmeyen ümmilerdir. Onlar sadece zannediyorlar.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Vay kitabı elleriyle yazıp, sonra da onu az bir değere satmak için, "Bu Allah katındandır" diyenlere! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Kazandıklarından ötürü vay haline onların!); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. "Ateş bize sadece sayılı bir kaç gün değecektir" derler. De ki: "Allah katından siz söz mü aldınız? Eğer öyle ise bu durumda Allah sözünden dönmez. Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?"); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. Evet, kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler (var ya), işte onlar ateş yarenleridir. Onlar onun içinde temelli kalıcılardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. İman edip salih işler yapan kimseler (var ya), işte onlar cennet yarenleridir, onlar onun içinde temelli kalıcılardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Ve hani İsrail oğullarından, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyin; anne babaya, yakınlara, yetimlere ve düşkünlere iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, (amelen ve kalben) yüz çevirenlersiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. "Kanınızı dökmeyin ve birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin" diye sizden söz almıştık. Sonra bunu böylece ikrar etmiştiniz ve buna siz de şahitlik ediyorsunuz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Sonra siz; birbirinizi öldüren, aranızdan bir takımı memleketlerinden süren, onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşan, onları çıkarmak haramken size esir olarak geldiklerinde fidyelerini vermeye kalkan kimselersiniz. Yoksa siz kitabın bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Aranızda böyle yapanın dünya hayatında cezası sadece rezil olmaktır. Ahiret gününde de onlar, azabın en şiddetlisine geri itilirler. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. Onlar ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir; bu yüzden azapları hafifletilmez ve onlar yardım da edilmezler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Şüphesiz Musa’ya Kitab verdik, ondan sonra da ardı ardına peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya apaçık deliller verdik, onu Ruh’ul Kudüs (Cebrail) ile güçlendirdik. O halde neden size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiğinde, büyüklük taslayarak bir kısmını yalancı sayıp bir kısmını da öldürdünüz?); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır! Allah küfre sapmalarından dolayı onları lânetlemiştir. Bu yüzden pek az şeye iman ederler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. Daha önce küfre sapanlara karşı kendilerine yardım gelmesini diledikleri halde böylece Allah katından onlara, kendilerinde olanı onaylayan kitap ve tanıdıkları (Peygamber) gelince onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti, kâfirlerin üzerine olsun!); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. Allah’ın, kullarından dilediğine fazlından indirmesine haset ederek Allah’ın indirdiğini inkâr etmekle, kendilerini kötü bir şey karşılığında sattılar. Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. Alçaltıcı bir azap kâfirler içindir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Onlara, "Allah’ın indirdiğine iman edin" denildiğinde, "Bize indirilene iman ederiz" derler ve ondan başkasını inkâr ederler. Hâlbuki o, ellerinde bulunanı onaylayan bir gerçektir. Onlara de ki: "Eğer iman etmiş kimseler iseniz, o halde neden daha önce Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?"); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. Hiç şüphesiz Musa size apaçık deliller getirdi, sonra ardından yine zalimler olarak buzağıyı benimsediniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. Hani sizden kesin bir söz almış ve Tur’u (tehdit olarak) tepenize dikmiştik de, "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin" demiştik. (Ama onlar,) "Dinledik ve karşı geldik" demişlerdi. Küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine içirilip sindirilmişti. De ki: "Eğer iman etmiş kimseler iseniz, (bu durumda) imanınız size pek de kötü bir şeyi emretmektedir."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. De ki: "Eğer ahiret yurdu Allah katında başka insanlara değil de sadece size mahsus ise (ve de) doğru sözlüler iseniz, o halde ölümü dilesenize!"); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Bunu, önceden ellerinin takdim ettiklerinden (günahlarından) dolayı asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Muhakkak ki, sen onları insanların hayata en düşkünü olarak görürsün;müşriklerden bile… Onlardan her biri bin yıl yaşamak ister; halbuki uzun yaşamak onları azaptan kurtaracak değildir. Allah elbette yaptıklarını hakkıyla görendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. De ki: "Cebrail’e düşman olan kimse (bilsin ki) o, Kur’an’ı, Allah’ın izniyle kendinden öncekini onaylayıcı ve iman edenlere ise hidayet edici ve müjdeleyici olarak senin kalbine indirmiştir."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa (bilsin ki), şüphesiz Allah kâfirlere düşmandır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Hiç şüphesiz sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece fasıklar inkâr eder.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. Onlar ne zaman bir anlaşma yapmışlarsa, içlerinden bir takımı onu bir yana itmiştir. Zaten onların çoğu iman etmezler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Allah katından onlara ellerinde olanı doğrulayan bir peygamber gelince, kendilerine kitab verilenlerden bir takımı bilmiyorlarmış gibi Allah’ın kitabını arkalarına attılar.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Şeytanların (kötülerin) Süleyman’ın hükümdarlığı hakkında söyledikleri (yalan) şeylere uydular. Oysa Süleyman küfre düşmedi, ama insanlara sihir öğreten şeytanlar (kötüler) küfre sapmış oldular. Hakeza onlar (kötülerin) Babil’deki iki melek (olan) Harut ve Marut’a indirilenler hakkında söylediklerine uydular. Oysa bu ikisi, "Biz sadece imtihan aracıyız, o halde sakın küfre sapma" demedikçe, kimseye bir şey öğretmezlerdi. Bununla beraber iki melekten, koca ile karısının arasını ayıracak şeyleri öğreniyorlardı. Hâlbuki Allah’ın izni olmadıkça onlar kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek ve de faydalı olmayacak şeyler öğreniyorlardı. Hiç şüphesiz onu (sihri) satın alanın ahiretten bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şeyin ne kötü olduğunu keşke bilselerdi!); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Onlar iman edip takva sahibi olsalardı, (kendileri için) Allah katındaki sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Ey iman edenler! Peygamber’e, "raina" demeyin, "unzurna" deyin ve dinleyin. Kâfirlere elem verici azap vardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. Kitab ehlinden ve şirk koşanlardan küfre sapanlar, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine özgü kılar. Allah büyük ihsan sahibidir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Her hangi bir ayeti (hükmen) nesh eder veya (bildirimini) ertelersek, ondan daha hayırlısını veya onun bir benzerini getiririz. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Göklerin ve yerin egemenliğinin Allah’a ait olduğunu ve sizin için Allah’tan başka bir veli ve yardımcı olmadığını bilmez misiniz?); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Yoksa siz de peygamberinizi, bundan önce Musa’ya sorulduğu gibi sorguya çekmek mi istiyorsunuz? İmanı küfürle değiştiren, şüphesiz yolun doğrusundan sapmış olur.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Kitab ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan ve içlerindeki haset yüzünden sizi, iman ettikten sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah’ın emri gelene kadar onlara af ve hoşgörüyle davranın. Allah muhakkak her şeye kadirdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Namazı kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için önden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız. Allah yaptıklarınızı şüphesiz görendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. "Yahudi veya Hıristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek" dediler. Bu onların kuruntularıdır. De ki: "Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. Evet iyilik yaparak yüzünü (kendini) Allah’a teslim eden kimsenin ecri Rabbi katındadır. Onlar için ne bir korku vardır, ne de üzülürler.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. Hepsi de kitabı okumakta oldukları halde Yahudiler, "Hıristiyanlar hiçbir şey üzere değildir" dediler. Hıristiyanlar da, "Yahudiler hiçbir şey üzere değildir" dediler. Bilmeyenler de onların söylediklerine benzer şeyler söylediler. Allah, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde onlar arasında hüküm verecektir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin anılmasını yasaklayan ve onların yıkılmasına çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette de büyük azap onlaradır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Doğu da batı da Allah’ındır; nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır. Doğrusu Allah her şeyi kuşatan, her şeyi bilendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. "Allah çocuk edindi" dediler. O münezzehtir! Oysa göklerde ve yerde olanlar O’nundur. Hepsi de O’na boyun eğicilerdir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’tır. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona ancak "Ol" der ve böylece o da hemen oluverir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi?" dediler. Öncekiler de onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Kesinlikle yakin eden topluluk için ayetleri açıklamışızdır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Doğrusu biz seni müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak, hak ile göndermişizdir. Sen, o büyük ateş (Cehennem) ehlinden sorumlu değilsin.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmayacaklardır. De ki: "Hidayet, ancak Allah’ın hidayetidir." Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, şüphesiz Allah’tan sana ne bir veli ve ne de bir yardımcı bulunur.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar (var ya), işte ona ancak onlar iman ederler. Onu inkâr edenler ise hüsrana uğrayanlardır.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi (bir zamanlar) âlemlere üstün tuttuğumu hatırlayın.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Kimsenin kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye kabul edilmeyeceği, kimseye şefaatin yarar sağlamayacağı ve (kimsenin kimseden) yardım görmeyeceği günden korunun.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
124. Hani Rabbi, İbrahim’i bir takım kelimelerle denemiş, o da böylece onları tamamlamıştı da Allah, "Seni insanlara imam kılacağım" demişti. O, "Soyumdan da mı?" deyince, Allah, "Zalimler benim ahdime (imamlık makamına) erişemez" demişti.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
125. Hani Kâbe’yi, insanlar için bir dönüş ve güven yeri kılmıştık ve "İbrahim’in makamını namaz yeri edinin (demiştik)." İbrahim ve İsmail’le de, "Evimi; ziyaret edenler, (orada) ikamet edenler, rükû ve secde edenler için tertemiz tutun" diye sözleşmiştik.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
126. Hani İbrahim, "Rabbim! Burasını emin bir şehir kıl, halkından, Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri ürünlerle rızıklandır" demişti de Allah, "Küfre sapanı da az bir müddet geçindirir, sonra da onu cehennem azabına (girmeye) zorlarım ve bu, pek de kötü bir sonuçtur" diye söylemişti.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
127. Hani İbrahim ve İsmail, Kâbe’nin temellerini yükseltirken, "Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz sen hem işiten, hem bilensin (demişlerdi)."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
128. "Rabbimiz! İkimizi sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da sana teslim olanlardan bir ümmet karar kıl. Bize ibadet yöntemlerimizi göster, tevbemizi kabul buyur; çünkü tevbeleri daima kabul eden ve merhameti bol olan ancak sensin (demişlerdi)."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
129. "Rabbimiz! İçlerinden, onlara senin ayetlerini okuyan, kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arındıran bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak sensin (demişlerdi)."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
130. Kendini beyinsiz kılandan başkası İbrahim’in dininden yüz çevirmez. Şüphesiz dünyada onu seçtik, şüphesiz o, ahirette de salihlerdendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
131. Hani Rabbi ona, "Teslim ol" dediğinde, "Âlemlerin Rabbi’ne teslim oldum" demişti.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
132. İbrahim bunu (teslimiyeti) oğullarına vasiyet etti. Yakup da "Oğullarım! Allah dini size seçti, siz de ancak teslim olmuş kimseler olarak can verin" dedi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
133. Yoksa Yakub’a ölüm geldiği zaman sizler yanında mı idiniz? Hani O, oğullarına, "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" diye sormuştu da böylece onlar, "Senin ilahına ve babaların İbrahim, İsmail, İshak’ın ilahı olan tek ilaha ibadet edeceğiz, biz ancak O’na teslim olmuş kimseleriz" demişlerdi.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
134. Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
135. "Yahudi veya Hıristiyan olun ki hidayeti bulasınız" dediler. De ki: "Biz, hanif olan İbrahim’in dinine uyarız ve o asla şirk koşanlardan değildi."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
136. "Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene, Musa’ya, İsa’ya ve Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeksizin iman ettik, biz O’na teslim olanlarız" deyin.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
137. Sizin iman ettiğiniz gibi iman etmiş olsalar, şüphesiz hidayeti bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, şüphesiz bir ayrılığa (düşmanlığa) düşmüş olurlar. Bu durumda onlara karşı sana Allah yeter. O, işitendir, iyi bilendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
138. (İbrahim’in dinidir) Allah’ın rengi! Rengi (dini) Allah’ınkinden daha güzel olan kim vardır? Biz sadece O’na ibadet edenleriz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
139. De ki: "Allah hakkında bizimle tartışmaya mı giriyorsunuz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir ve bizim amellerimiz kendimize, sizin amelleriniz de kendinize aittir. Biz O’na ihlâs üzere bağlananlarız."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
140. Yoksa İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Peki, siz mi, yoksa Allah mı daha iyi bilir?" Allah tarafından kendisinde bulunan bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
141. Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorulacak değilsiniz.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
142. İnsanların beyinsizleri, "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu ve batı Allah’ındır. O, dilediğini doğru yola hidayet eder."); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
143. Böylece sizin insanlara ve Resul’ün de size şahit olması için sizi orta bir ümmet kıldık. Senin önceden yöneldiğin kıbleyi (Beyt’ul Mukaddes’i), sadece Peygamber’e uyanları, ökçeleri üzerine geri dönenden ayırt edip bilmemiz için kıble yaptık. Doğrusu bu (kıble değişimi) Allah’ın hidayet ettiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah imanınızı (önceden kıldığınız namazlarınızı) boşa çıkaracak değildir. Doğrusu Allah insanlara şefkat gösteren ve merhamet edendir.); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
144. Şüphesiz yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Hoşnut olacağın kıbleye seni elbette çevireceğiz. Artık yüzünü Mescidi Haram semtine çevir. Bulunduğunuz yerde yüzlerinizi o yöne çevirin. Doğrusu kitab verilenler, onun Rablerinden bir gerçek olduğunu mutlaka bilirler. Allah onların yaptıklarından gafil değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
145. Sen, kitab verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kıblene uymazlar ve sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı da diğer bir kısmının kıblesine uymazlar. Hiç şüphesiz eğer sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, elbette o zaman zulmedenlerden olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
146. Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu (Peygamber’i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Onlardan bir takımı, doğruyu bile bile gizlerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
147. Hak (kıble değişimi) Rabbindendir, sakın şüphelenenlerden olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
148. Herkesin yöneldiği bir yön vardır. O halde hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun, Allah hepinizi bir araya getirir. Allah şüphesiz her şeye kadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
149. Her nereden çıkarsan, (namaz kılarken) yüzünü Mescidi Haram semtine çevir, şüphesiz bu Rabbinden bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
150. Her nereden çıkarsan, (namaz kılarken) yüzünü Mescidi Haram semtine çevir. İnsanların zulmedenlerinden başkalarının size karşı gösterecekleri bir delili olmaması için, her nerede olursanız, (namaz kılarken) yüzlerinizi o semte çevirin. O halde onlardan korkmayın, benden korkun. Ve (ayrıca bu kıble değişimi), size olan nimetlerimi böylece tamamlayayım ve de umulur ki doğru yolu bulursunuz diyedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
151. Nitekim biz size aranızdan ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir peygamber de gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
152. O halde artık beni anın da ben de sizi anayım. Bana şükredin ve asla küfranda bulunmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
153. Ey iman edenler! Sabır ve namazdan destek alın. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
154. Allah yolunda öldürülenlere, "Ölüler" demeyin; zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
155. Muhakkak sizi biraz korku ve açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
156. O kimseler ki kendilerine bir musibet geldiğinde, "Biz Allah’ınız ve elbette O’na dönücüleriz" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
157. Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. Hidayeti bulanlar da onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
158. Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın şiarlarındandır (sembollerindendir). Kim Kâbe’yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Kim gönülden isteyerek iyilik yaparsa, şüphesiz Allah da iyilikleri takdir edendir ve her şeyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
159. Gerçekten indirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti kitapta insanlara açıkladıktan sonra gizleyen kimseler (var ya), onlara hem Allah lânet eder, hem lânet ediciler lânet eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
160. Ancak (ardından) tevbe edenler, ıslah olanlar ve (gizlemiş olduklarını) açıklayanlar müstesna. İşte ben onların tevbesini kabul ederim. Şüphesiz ben tevbeleri kabullenen ve merhamet edenim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
161. Küfre sapanlar ve de kâfir olarak ölenler (var ya), işte, Allah’ın, meleklerin ve insanların hepsinin lâneti onlaradır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
162. Onda temelli kalıcılardır, onlardan azap hafifletilmez ve (özür dilesinler diye) kendilerine mühlet de verilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
163. İlâhınız bir tek ilahtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, rahmandır, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
164. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle (yüklü olarak) denizde süzülen gemilerde, Allah’ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgârları ve yerle gök arasında emre hazır duran bulutları döndürmesinde düşünenler için deliller vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
165. İnsanlar arasında, Allah dışında bir takım eşler (ortaklar) edinen ve onları Allah’ı severcesine sevenler vardır. İman edenlerin Allah’ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait bulunduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu (önceden) görebilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
166. O zaman kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzaklaşacak, azabı görecekler ve aralarındaki bağlar da kopmuş olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
167. Uyanlar, "Keşke bizim için bir kere daha (dünyaya) dönüş olsa da bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak" derler. Böylece Allah onlara işlerini, üzerlerine çöken hasretler olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkacak kimseler değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
168. Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, fakat şeytanın adımlarına uymayın. Şüphesiz o sizin için apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
169. (Şeytan) Size sadece kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyi söylemenizi emreder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
170. Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun" denilince, "Hayır, babalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız" derler. Babaları bir şey akıl edemeyen ve hidayeti bulamayan kimseler olsalar da mı (onlara uyacaklar)? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
171. Küfre sapanların (hakka davet edilme) örneği, bağırıp çağırmadan başkasını işitmeyene (bir tehlikeyi haber vermek için) seslenen kimsenin (çobanın) misalidir (Bu sesin kendilerine bir tehlikeyi haber verdiğini anlamazlar. Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden onlar akıl etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
172. Ey iman edenler! Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin ve sadece Allah’a ibadet ediyorsanız, O’na şükredin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
173. Allah size sadece ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası için kesileni haram kılmıştır; elbette haksızlık etmeksizin ve haddi aşmaksızın zorda kalana, (bunlar da) günah sayılmaz. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
174. Gerçekten Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir değere satanlar (var ya), onların karınlarında yedikleri ancak ateştir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları günahlardan arıtmaz. Elem verici azap onlar içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
175. Onlar hidayet karşılığında dalaleti, mağfiret karşılığında azabı satın alanlardır. Onlar, ateşe karşı ne de sabırlıdırlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
176. Bu (azap) hiç şüphesiz Allah’ın kitabı hak olarak indirdiği içindir. Kitab hakkında ayrılığa düşenler, doğrusu derin bir ayrılık içine düşmüşlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
177. Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyilik değildir. Lakin iyilik (sahipleri) Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitab’a ve peygamberlere iman eden, kendisi sevdiği halde yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya mal harcayan, namaz kılan, zekât veren ve sözleştiklerinde sözlerine vefa gösterenler ile zorda, darda ve savaş anında sabredenlerdir. İşte onlar dosdoğru olanlardır ve takva sahipleri ancak onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
178. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi. O halde eğer birisi (dini) kardeşi tarafından bağışlanırsa (ve kısas hükmü diyete dönüşürse) iyiliğe uymalıdır (diyet hususunda karşı tarafın maddi durumunu göz önünde bulundurmalıdır) ve (katil de öldürülenin velisine diyeti) iyilikle ödemelidir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa elem verici azap onun içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
179. Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu sayede adam öldürmekten) sakınırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
180. Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakıyorsa, anaya babaya ve yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi, takva sahiplerine bir hak olarak size de yazıldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
181. Vasiyeti işittikten sonra değiştiren olursa, bunun günahı değiştirenin üzerinedir. Allah şüphesiz işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
182. Vasiyet edenin yanılacağından veya günaha gireceğinden korkan kimse onların arasını düzeltirse, ona günah yoktur. Allah şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
183. Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
184. Sayılı günler (oruç size farz kılındı); içinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, artık diğer günler (oruç tutsun). Oruca zor dayanabilenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden hayır yaparsa (düşküne daha fazlasını verirse) kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
185. (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, o ayda Kur’an, insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırt edici olarak indirildi. Sizden kim bu ayı (yolcu değilken) idrak ederse, orucunu tutsun. Hasta veya yolculukta olan, artık diğer günler (oruç tutsun). Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. (Bu kolaylık böylece) sayıyı tamamlarsınız, sizi hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı ulularsınız ve umulur ki şükredersiniz diyedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
186. Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben şüphesiz yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana iman etsinler. Umulur ki kemale erişirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
187. Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. Onlar sizin için bir giysi, siz de onlar için bir giysisiniz. Allah, sizin kendinize hainlik edeceğinizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Sizin için şafağın beyaz ipliği, siyah ipliğinden seçilinceye kadar yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescitlerde itikâfa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın. Bunlar Allah’ın hudutlarıdır, onlara yaklaşmayın. Allah ayetlerini insanlara böylece apaçık bildirir. Umulur ki takvaya ererler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
188. Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin ve bile bile insanların mallarından bir kısmını günahla yemeniz için, onları hâkimlere sarkıtmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
189. Sana hilal halindeki ayları sorarlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için belirlenmiş vakitlerdir." İyilik (cahiliye döneminde inanıldığı gibi ihramlıyken) evlere arkalarından girmeniz değildir; belki iyilik takvalı olmaktır. Evlere kapılarından girin ve Allah’tan sakının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
190. Size karşı savaş açanlara, Allah yolunda siz de savaş açın! Aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
191. Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescidi Haram’ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. Kâfirlerin cezası işte böyledir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
192. Vazgeçerlerse, o halde şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
193. Fitne kalmayıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık düşmanlık sadece zalimlere karşıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
194. Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır; o halde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah’tan sakının ve Allah’ın takva sahipleriyle beraber olduğunu bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
195. Allah yolunda infak edin, (infakı terk ederek) kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın, iyi işler yapın. Şüphesiz Allah ihsan sahiplerini sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
196. Hac ve umreyi Allah için sona erdirin. Ama eğer alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban (gönderin). Kurban, yerine ulaşıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan (ve bu yüzden de başını tıraş eden) varsa; fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güvenliğe kavuşursanız, umreden sonra hacca başlayan kimseye, kolayına gelen bir kurban kesmek, bulamayana da hac esnasında üç gün ve döndüğünüzde yedi gün oruç tutmak gerekir ki o (toplam olarak) tam on gündür. Bu (hüküm), ailesi Mescidi Haram’da oturmayan kimseler içindir. Allah’tan sakının ve Allah’ın cezasının şiddetli olacağını bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
197. Hac bilinen aylardadır. O aylarda hac farizasını eda eden kimse (bilmelidir ki) hacda, kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur. Ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Kendinize azık edinin, şüphesiz azığın en iyisi ise takvadır. Ey akıl sahipleri, sadece benden korkun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
198. (Hacda) Rabbinizden bir yarar dilemenizde (ticaret yapmanızda) bir sakınca yoktur. Arafat’tan akın ettiğinizde, Allah’ı Meş’ar’il Haram’da anın; sizi hidayete ulaştırdığı gibi, siz de O’nu zikredin. Şüphesiz (unutmayınız ki) bundan önce sapık olanlardan idiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
199. Sonra insanların toplu olarak akın ettiği yerden, siz de (Mina’ya) akın edin. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
200. Hac ibadetinizi bitirdiğinizde, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. "Rabbimiz! Bize dünyada ver" diyen insanlar vardır. Öylesinin, ahirette bir payı yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
201. İnsanlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada güzellik, ahirette de güzellik ver, bizi ateşin azabından koru" diyenler de vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
202. İşte onlara, kazançlarından (ve dualarından) bir nasip vardır. Allah hesabı çabuk görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
203. Allah’ı sayılı günlerde anın. İki günde (Mina’dan dönmek için) elini çabuk tutana günah yoktur, geri kalana (ve Mina’da üç gece durana) da günah yoktur. (Bunlar) Sakınan kimse içindir. Allah’tan korkun ve mutlaka O’nun huzurunda bir araya getirileceğinizi bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
204. Dünya hayatına dair konuşması seni şaşırtan ve kalbinde olana Allah’ı şahit tutan insanlar vardır. Hâlbuki o düşmanların en azılısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
205. O iş başına geçince (hâkimiyeti ele geçirince), yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekin ve nesli yok etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
206. Ona, "Allah’tan sakın" denince, işlediği günah sebebiyle gurura kapılır. Artık ona cehennem yeter. O pek de kötü bir yataktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
207. İnsanlar arasında, Allah’ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır. Allah kullarına karşı şefkatlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
208. Ey iman edenler! Hep birden (Allah’a) teslimiyet içine girin, şeytanın adımlarına uymayın; o, size apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
209. Size apaçık belgeler geldikten sonra kayarsanız, o halde Allah’ın güçlü ve hikmet sahibi olduğunu biliniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
210. Onlar sadece Allah’ın ve meleklerin (indireceği azabın) gölge salan bulutlar içinde kendilerine gelmesini ve böylece işin bitmesini bekliyorlar. Elbette bütün işler Allah’a dönecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
211. İsrail oğullarına, ne kadar açık ayetler verdiğimizi sor! Her kim, Allah’ın nimetini kendisine geldikten sonra değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
212. Küfre sapanlara, dünya hayatı süslendirilmiştir. Onlar, (bu yüzden) iman edenlerle alay ederler. Oysa takva sahipleri kıyamet günü onlardan üstün olacaklardır. Allah dilediğine hesapsız şekilde rızık verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
213. İnsanlar tek bir ümmetti. Derken (aralarında inanç farklılıkları ortaya çıkınca), Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıp korkutucu olarak gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm vermek için hak üzere (bir de) kitap indirdi. Oysa kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra sırf aralarındaki ihtirastan kaynaklanan azgınlık yüzünden ihtilafa düşenler, kendilerine kitap verilenlerden başkası değildi. Allah iman edenleri, ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izni ile hidayet etti. Allah dilediğini doğru yola hidayet eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
214. Yoksa sizden önce gelip geçenlerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler, "Allah’ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı şüphesiz yakındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
215. Sana, ne infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İnfak edeceğiniz mal; ana baba, yakınlar, yetimler, düşkünler, zorda kalan yolcular içindir. Yapacağınız her iyiliği Allah şüphesiz bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
216. Hoşunuza gitmediği halde, savaş üzerinize farz kılınmıştır. Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir ve siz bilmezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
217. Sana haram ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük (bir günahtır) ve (sonuç olarak da) Allah yolundan alıkoymak, O’nu inkâr etmek ve Mescidi Haram’a engel olmaktır. Ama halkını oradan çıkarmak, Allah katında (haram ayda savaşmaktan) daha büyüktür. Fitne çıkarmak (irtidat etmek) ise öldürmekten daha büyüktür." Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte ateş ehli onlardır, onlar onda temelli kalıcılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
218. İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihat edenler, işte onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
219. Sana içki ve kumarı sorarlar. De ki: "İkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı (maddi) faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür." Sana neyi (ne kadar) infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İtidal miktarınca" Allah umulur da düşünürsünüz diye size ayetleri böylece açıklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
220. Dünya ve ahiret hakkında (düşünürsünüz diye size ayetleri böylece açıklar). Ve sana yetimler hakkında sorarlar. De ki: "Onların işlerini düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah kimin işleri bozucu ve kimin düzeltici olduğunu bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Allah şüphesiz üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
221. İman edinceye kadar Allah’a şirk koşan kadınlarla evlenmeyin. İman eden bir cariye, gönlünüzü çekse de müşrik bir kadından daha iyidir. İman edinceye kadar müşrik erkeklerle mümin kadınları da evlendirmeyin. İman eden bir köle, gönlünüzü çekmiş olsa da müşrik bir erkekten daha iyidir. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara umulur da hatırda tutarlar diye ayetlerini açıklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
222. Sana, kadınların aybaşı halini sorarlar. De ki: "O bir eziyettir. Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah’ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tevbe edenleri sever ve Allah temizlenenleri de sever." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
223. Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza (haram kılınmış zamanlar müstesna) istediğiniz zaman varın. Kendiniz için (salih çocuklar edinerek) önceden (güzel ameller) takdim edin, Allah’tan sakının. O’na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin ve (bunu), iman edenlere müjdele. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
224. İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah’a yaptığınız yeminleri engel kılmayın. Allah şüphesiz işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
225. Allah kasıtsız yaptığınız yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kazandığı (kasıtlı yaptığı) yeminler sebebiyle sizi sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, hilim sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
226. Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler, dört ay beklerler; bundan sonra dönerlerse, (bilsinler ki) şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
227. Yok eğer boşanmaya karar verirlerse, (bilsinler ki) Allah şüphesiz işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
228. Boşanan kadınlar, kendilerini üç kur’ bekletirler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorlarsa, Allah’ın onların rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helal değildir. Eğer barışmak isterlerse bunda kocaları onları almaya daha çok hak sahibidir. (Erkeklerin) Onlar üzerinde olduğu gibi onların da (erkekler üzerinde) örfe uygun (hakları) vardır. Erkekler için onlar üzerine bir derece daha vardır. Şüphesiz ki Allah Aziz’dir, Hakim’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
229. (Dönüşü olan) Boşama iki keredir. Ondan sonrası, ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Allah’ın hudutlarını koruyamamaktan korkmadıkça kadınlara verdiklerinizden bir şey almanız size helal değildir. Eğer ikisinin Allah’ın hudutlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının fidye vermesinde (mehirini bağışlayıp boşanmasında) ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah’ın hudutlarıdır, onları çiğnemeyin. Allah’ın hudutlarını çiğneyenler, ancak zalimlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
230. Bundan sonra (erkek üçüncü defa) kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. (Eğer ikinci kocası da) onu boşarsa, Allah’ın hudutlarını koruyacaklarına inandıkları takdirde (eski eşlerin) birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, Allah’ın bilen topluluk için açıkladığı hudutlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
231. Kadınları boşadığınızda iddetlerini bitirdikleri zaman, onları güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Haksızlıkta bulunmak için onları zararlı olacak şekilde tutmayın. Böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini de alaya almayın. Allah’ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği kitab ve hikmeti anın, Allah’tan sakının ve Allah’ın her şeyi bildiğini bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
232. Kadınları boşadığınızda, böylece bekleme müddetlerini (iddetlerini) tamamladıkları zaman, kendi aralarında güzellikle anlaşmaları durumunda, evlenmelerine engel olmayın. İşte bununla içinizden Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu sizin için daha faydalı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
233. Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için tam iki sene emzirirler. Onların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Herkese ancak gücü nispetinde teklifte bulunulur. Ne bir ana ve ne de bir baba evladı sebebiyle zarara sokulmasın. (Babanın) Varisine de aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de günah yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceğinizi güzel bir şekilde ödedikten sonra size günah yoktur. Allah’tan sakının ve Allah’ın yaptıklarınızı gördüğünü bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
234. İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini (iddetlerini) tamamladıkları zaman, onların kendi haklarında uygun şekilde yaptıklarından (ve istedikleriyle evlenmelerinden) dolayı size günah yoktur. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
235. (İddeti bekleyen) Kadınlara ima yolu ile evlenme teklif etmenizin ya da bu arzuyu içinizden geçirmenizin hiçbir sakıncası yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Sakın uygun (kinaye ve imalı) sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin ve müddet sona erene kadar nikah akdine kalkışmayın. İçinizde olanı Allah’ın bildiğini bilin de O’ndan çekinin. Allah’ın bağışlayıcı ve hilim sahibi olduğunu bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
236. Henüz kendilerine dokunmadan veya mehir belirlemeden kadınları boşamanızda size günah yoktur. Onları, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında uygun bir şekilde faydalandırın. Bu ihsan sahiplerine bir borçtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
237. Eğer onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikâh akdi elinde olan erkeğin bağışlaması hali müstesna, biçtiğinizin yarısını verin. Bağışlamanız (tümünü vermeniz) takvalı olmaya daha yakındır. Birbirinize karşı erdemi unutmayın. Allah şüphesiz yaptıklarınızı görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
238. Namazları ve orta namazı (öğle namazını) özenle gözetin; gönülden boyun eğerek Allah için (namaza) durun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
239. Eğer korkarsanız, (namazı) yaya veya binek üstünde giderken kılın, güvene erişince, (namaz hükümleri hakkında) bilmediklerinizi öğrettiği şekilde Allah’ı anın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
240. Sizden ölüp eşler bırakanlar, evlerinden çıkarılmaksızın bir yıla kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler. Eğer çıkarlarsa kendilerinin meşru olarak yaptıklarından (evlilikten) dolayı size sorumluluk yoktur. Allah üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
241. Boşanmış kadınlara (farz olarak biçilenlerin yanı sıra) uygun bir hediye (vermek de erkekler üzerinde bir borçtur. Bu) Takva sahipleri üzerinde bir haktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
242. Allah, ayetlerini düşünesiniz diye böylece açıklamaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
243. Binlerce kişinin evlerinden ölüm korkusuyla çıktıklarını görmedin mi? Allah onlara "Ölün" dedi. Sonra onları diriltti. Allah insanlara bol nimet verir, fakat insanların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
244. Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah şüphesiz işitendir bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
245. Allah’a güzel bir borç verip de Allah’ın da onu kendisine birçok kat katlayıverdiği o kimse kimdir? Allah (rızkı) hem darlaştırır, hem bollaştırır; O’na döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
246. Musa’dan sonra İsrail oğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Hani peygamberlerinden birine, "Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi. (O peygamberleri ise,) "Ya savaş size farz kılındığında savaşmazsanız?" demişti. "Memleketimizden ve çocuklarımızdan uzaklaştırıldığımıza göre niye Allah yolunda savaşmayalım?" demişlerdi. Ama savaş onlara farz kılınınca, az bir kısmı müstesna, yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
247. Peygamberleri onlara, "Allah size şüphesiz Talut’u hükümdar olarak gönderdi" dedi. "Biz hükümdarlığa ondan layık iken ve ona malca da bir bolluk verilmemişken, bize hükümdar olmaya o nasıl layık olabilir?" dediler. "Doğrusu Allah size onu seçti, bilgice ve vücutça gücünü artırdı Allah, mülkünü (hükümdarlığı) dilediğine verir. Doğrusu Allah her şeyi kuşatandır her şeyi bilendir" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
248. Peygamberleri onlara, "Onun hükümdarlığının alameti, size sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden gelen bir huzur, Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktıklarından kalanlar vardır ve onu melekler taşır. Eğer iman etmişseniz, bunda sizin için apaçık delil vardır" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
249. Talut orduyla birlikte ayrıldıktan sonra, "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir, ondan içen benden değildir, eliyle sadece bir avuç içen müstesna, kim ondan içmezse şüphesiz bendendir" dedi. Onlardan pek azı hariç, sudan içtiler. Kendisi ve beraberindeki iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar), "Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok" dediler. Allah’a kavuşacaklarını bilenler ise, "Nice az topluluk Allah’ın izniyle çok topluluğa üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
250. Calut ve ordusuyla karşı karşıya geldiklerinde, "Rabbimiz! Bize sabır ver, ayağımızı sabit kıl (kaydırma), kâfir topluluğa karşı bize yardım et" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
251. Derken onları Allah’ın izniyle bozguna uğrattılar. Davud Calut’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümranlık ve hikmet verdi ve ona dilediğinden öğretti. Allah’ın insanları birbiriyle savması olmasaydı yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
252. İşte bunlar Allah’ın ayetleridir. Biz onları sana, doğru olarak okuyoruz. Şüphesiz sen peygamberlerden birisin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
253. İşte bu peygamberler; bir kısmını, diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan Allah’ın kendilerine hitab ettiği, derecelerle yükselttikleri vardır. Ve Meryem oğlu İsa’ya apaçık belgeler verdik, onu Ruh’ul Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Allah dileseydi, apaçık belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi iman etti, kimi küfre saptı. Allah dileseydi (ihtilafa düştüklerinde bile) birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
254. Ey iman edenler! Alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı günün gelmesinden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edin. Kâfirler, zalimlerin ta kendileridirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
255. Allah, O’ndan başka ilah olmayan, kendisini gaflet ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. O’nun izni olmadıkça O’nun katında kim şefaat edebilir? Kullarının önlerindeki ve arkalarındaki (geçmiş ve gelecekleri, yaptıkları ve yapacakları) ne varsa hepsini O bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onları koruyup gözetmek O’na ağır gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
256. Dinde zorlama yoktur; artık hidayetle dalalet birbirinden iyice ayrılmıştır. Tağutu inkâr edip Allah’a iman eden kimse, böylece kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah şüphesiz işitendir, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
257. Allah iman edenlerin velisidir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanların velileri ise tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar onda temelli kalıcılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
258. Allah kendisine hükümranlık verdi diye İbrahim ile Rabbi hakkında tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, "Rabbim dirilten ve öldürendir" dediğinde, "Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti. İbrahim, "Şüphesiz Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene" dedi. Küfre sapan kimse şaşırıp kaldı. Allah zulüm eden kimseleri hidayete eriştirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
259. Yahut sakinlerinin boşalttığı evlerin bulunduğu kasabaya uğrayan kimseyi (görmedin mi?) "Allah burayı ölümünden sonra acaba nasıl diriltecek?" dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra diriltti, "Ne kadar kaldın?" dedi. "Bir gün veya bir günün bir kısmı kadar kaldım" dedi. "Hayır yüz yıl kaldın. Yiyeceğine içeceğine bak, bozulmamış; eşeğine bir bak ve hem seni insanlar için bir örnek kılacağız. Kemiklere bir bak, onları nasıl birleştirip sonra onlara et giydiriyoruz" dedi. Bu ona apaçık belli olunca, "Artık Allah’ın her şeye kadir olduğunu biliyorum" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
260. Hani İbrahim, "Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster" dediğinde, "İnanmıyor musun?" deyince de "Evet (inanıyorum), velakin kalbim iyice itminana ersin" demişti. "Öyleyse kuşlardan dördünü tut da onları kendi nezdinde (keserek) parçalara ayır, sonra da her dağın üzerine onlardan bir parça koy. Ardından onları çağır; koşarak sana gelirler. O halde Allah’ın güçlü ve hikmet sahibi olduğunu bil" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
261. Mallarını Allah yolunda infak edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah her şeyi kuşatandır, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
262. Mallarını Allah yolunda infak edip sonra infak ettikleri şeyin ardından başa kakmayan ve eza etmeyenlerin ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
263. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, hilim sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
264. Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp insanlara gösteriş için malını infak eden kimse gibi, sadakalarınızı, başa kakma ve eziyet etmekle boşa çıkarmayın. Zira böylesinin örneği, üstünde biraz toprak bulunan ve üzerine bir sağanağın inip kendisini bütün yalçınlığı ile ortada bıraktığı bir kaya gibidir. Kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah küfre sapan kimselere hidayet etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
265. Allah’ın rızasını kazanmak ve kalplerini sağlamlaştırmak için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, bol yağmur aldığında yemişlerini iki kat veren, bol yağmur yağmasa bile (ürün vermesine yetecek) çisentisi düşen bir bahçenin örneği gibidir. Allah yaptıklarınızı görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
266. Hangi biriniz kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüzken, altlarından ırmaklar akan, kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan hurmalık ve üzümlükler dolu bir bahçesinin, ateşli bir kasırganın kopmasıyla yanmasını ister? Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böylece açıklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
267. Ey iman edenler! Kazandıklarınızın temizlerinden ve size yerden çıkardıklarımızdan infak edin; göz yummadan alamayacağınız pis şeyleri vermeye kalkmayın. Allah’ın müstağni, övülmeye layık olduğunu bilin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
268. Şeytan size fakirliği vaat eder ve size kötülüğü emreder. Allah ise kendisinden mağfiret ve bol nimet vaat eder. Allah her şeyi kuşatandır, bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
269. Hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse şüphesiz ona çokça hayır verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası düşünüp anlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
270. İnfak ettiğiniz her şeyi ve adadığınız adağı şüphesiz Allah bilir. Zulüm edenlerin hiç yardımcıları yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
271. Sadakaları açıkça verirseniz o pek güzel! Eğer onları yoksullara gizlice verirseniz sizin için daha iyidir. Allah kötülüklerinizi örter ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
272. (Ey Peygamber,) İnsanları hidayete erdirmek senin işin değil; zira ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için harcamanız şartıyla, başkalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır: Çünkü yapacağınız her iyilik size olduğu gibi geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
273. (İnfaklarınızı) Allah yolunda mahsur kalan, yeryüzünde dolaşamayan ve kendilerini tanımayanların hayâlarından dolayı zengin saydıkları yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın, (yoksa onlar bizzat) insanlardan yüzsüzlük ederek bir şey istemezler. İnfak ettiğiniz iyi bir şeyi Allah şüphesiz bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
274. Gece gündüz, açık gizli, mallarını infak edenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
275. Faiz yiyenler ancak şeytan çarpmış kimse gibi yaşarlar. Bu, onların, "Zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faizcilikten) geri durursa, geçmişi kendisinedir ve onun işi Allah’a aittir. Kim de (faizciliğe geri) dönerse, işte onlar ateş ehlidir ve onlar onda temelli kalıcılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
276. Allah faizi tüketir, sadakaları ise nemalandırır. Allah pek de nankör olan hiç bir günahkârı sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
277. İman edenler, salih amellerde bulunanlar, namazı ikame edenler ve zekât verenler var ya, onlar için mükâfatları Rableri katındadır. Onlar için ne bir korku vardır, ne de üzülürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
278. Ey iman edenler! Allah’tan sakının; iman etmişseniz, faizden arta kalmış hesaptan vazgeçin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
279. Böyle yapmazsanız, (bunun) Allah’a ve elçisine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece zulmetmemiş ve zulme uğramamış olursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
280. Eğer (borçlu) darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
281. Allah’a döndürüleceğiniz ve sonra zulme uğramadan herkesin kazancının kendisine eksiksiz verileceği günden korkunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
282. Ey iman edenler! Birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. İçinizden bir yazıcı adalet üzere yazsın. Yazıcı onu Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmeyip yazsın. Borçlu olan da yazdırsın, Rabbi olan Allah’tan sakınsın ve ondan bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu beyinsiz veya aciz ya da yazdıramayacak durumda ise, velisi adalet üzere yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit tutun; eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden razı olacağınız bir erkek, biri sürçtüğünde diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir. Şahitler çağırıldıklarında çekinmesinler. Borç büyük veya küçük olsun, onu süresiyle beraber yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah katında en doğru, şahitlik için en sağlam ve şüpheden uzak tutacak en yakın yoldur. Ancak aranızdaki alışveriş peşin olursa, onu yazmamanızda size bir sorumluluk yoktur. Alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Yazana da şahide de zarar verilmesin. Eğer (aksini) yaparsanız, o zaman doğru yoldan çıkmış olursunuz. Allah’tan sakının. (Sakındığınız takdirde O) Allah size öğretir. Allah her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
283. Eğer yolculukta olup yazıcı bulamazsanız, alınan rehin yeter. Şayet birbirinize güvenirseniz (rehin gerekmez ama) güvenilen kimse borcunu ödesin, Rabbi olan Allah’tan sakınsın. Şahitliği gizlemeyin, kim onu gizlerse şüphesiz kalbi günah işlemiş olur. Allah yaptıklarınızı bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
284. Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
285. Peygamber Rabbinden kendine indirilene iman etmiştir. Bütün müminler de Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etmiştir ve de "Peygamberleri arasından hiç birini ayırt etmeyiz, işittik, itaat ettik, Rabbimiz, affını dileriz, dönüş sanadır" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
286. Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere (günahları sebebiyle ağır sorumluluklar) yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediğini yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen mevlamızsın, kâfirlere karşı bize yardım et. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster