Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır. Sûre, İslâm hukukunun ana konularıyla ilgili pek çok hüküm içermektedir.
7.
Bu nedenle Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir perde çekilmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Allah`ı ve iman edenleri aldatmaya çalışıyorlar. Halbuki onlar kendilerini aldatıyorlar da bunun farkında değillerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlara acı veren bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Onlara, “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin!” dendiğinde, “Biz hiç beyinsizlerin iman ettikleri gibi iman eder miyiz!” derler. Biliniz ki, beyinsizler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Müminlerle karşılaştıklarında, “İman ettik” derler, reisleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Biz sizinle beraberiz; biz sadece alay ediyoruz” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Allah onlarla alay ediyor ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına süre tanıyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
İşte onlar, doğru yola karşılık sapıklığı satın alanlardır. Onların bu ticareti kazançlı olmayacak ve doğru yolu da bulamayacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Onların durumu, bir ateş yakan kimseye benzer. O ateş yanıp etrafını aydınlattığında, Allah hemen onların aydınlığını giderir ve onları hiçbir şey göremeyecekleri karanlıklar içinde bırakır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Yahut onların durumu, gökten sağanak halinde boşalan, içinde yoğun karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşekler bulunan fırtınaya tutulmuş insana benzer. O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Neredeyse gözlerini kapıverecek olan şimşek önlerini aydınlattığında onun ışığında yürürler; üzerlerine karanlık çökünce dikilip kalırlar. Allah dileseydi, elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, ruh olgunluğuna eresiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
O Allah ki, yeryüzünü sizin için bir döşek, gökyüzünü bir bina yaptı. O, gökten su indirip onunla çeşit çeşit meyveleri size rızık olarak çıkardı. O halde, bile bile Allah`a eşler koşmayınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Eğer kulumuza indirdiğimiz Kur`ân`dan şüphe ediyorsanız, siz de onun bir sûresinin benzerini getiriniz ve eğer sözünüzün eri iseniz Allah`tan başka tapındıklarınızı da yardıma çağırınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Kur`an`ın veya on suresinin benzerini getiremediniz; bir suresinin benzerini de asla getiremeyeceksiniz. O halde yakıtı insanlar ile taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten korkun!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
İman edip de yararlı iş yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlerle müjdele! Kendilerine cennette meyve nimeti verildiğinde, “Bu, daha önce de dünyada yediğimize benziyor; bunun benzeri bize verilmişti” diyecekler. Orada onların, her türlü pislikten arınmış tertemiz eşleri olacak ve orada süreli olarak kalacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Allah, bir sivri sineği, hatta ondan daha küçük bir şeyi örnek vermekten çekinmez. İnananlar, bu örneğin Rabblerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler ise, “Allah bu örnekle ne demek istedi?” derler. “Allah bu örnekle birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya yöneltir; bu örnekle, fâsıklardan başkasını saptırmaz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
O fâsıklar ki, Allah`a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler; Allah`ın bitiştirilmesini emrettiği ilişkileri keser ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. Onlar manen iflâs etmiş kimselerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Allah`ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Siz yokken, sizi var etti. Sonra sizi öldürecek ve sonra tekrar diriltecek. Sonunda O`na döndürüleceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Allah, yerde olanların hepsini sizin için yarattı, sonra iradesini göğe yöneltip onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği vakit melekler, “Biz seni överek anarken ve yüceltip dururken, orada fesat çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” diye cevap verdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Allah, Âdem`e bütün isimleri öğretti. Sonra o varlıkları ve nesneleri meleklerin karşısına çıkarıp “Görüşünüzde doğru iseniz, bunların adlarını bana söyleyiniz” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız! Bizim senin öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Her şeyi bilen ve hikmet sahibi sensin” dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Allah, “Ey Âdem! Onlara eşyanın isimlerini anlat” dedi. Âdem, onların isimlerini meleklere anlatınca Allah, “Size demedim mi, göklerin ve yerin sırlarını ben bilirim ve ben sizin açıkladığınız ve gizlediğiniz şeyleri de bilirim” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Meleklere, “Âdem`e secde ediniz” dediğimiz vakit İblis`ten başka hepsi secde ettiler. İblis secde etmedi, kibirlendi ve kâfirlerden oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
“Sen ve eşin birlikte cennete yerleşiniz, ikiniz de oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyiniz, ancak şu ağaca yaklaşmayınız, yoksa zalim/büyük hata yapanlardan olursunuz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Bunun üzerine şeytan, onları bulundukları yerden kaydırıp çıkardı. Biz de, “Birbirinize düşman olarak oradan ininiz ve yeryüzünde belli bir zamana kadar ikamet edip yaşayacaksınız” dedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler alıp öğrendi. Allah da tövbesini kabul etti. Çünkü Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
“Hepiniz oradan inin. Size benden doğru yolu gösteren bir rehber geldiğinde, kim rehberime uyarsa, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir”.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemliktirler; onlar orada süreli olarak kalacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Ey İsrâiloğulları! Sizlere verdiğim nimetleri hatırlayınız. Siz benim emrimi yerine getiriniz ki, ben de sizin isteğinizi yerine getireyim. Sadece benden çekinin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Beraberinizde olan Tevrat`ı doğrulayıcı olarak indirdiğim Kur`ân`a iman ediniz. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayınız. Âyetlerimi de küçük bir değerle değiştirmeyiniz ve yalnız benden sakınınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Ey bilginler, kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip, kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
(45-46) Sabır ve dua ile Allah`tan yardım isteyin. Sabır ve dua, Rablerine kavuşacaklarını ve kesinlikle O`na döneceklerini bilen, gerçekten kalbi Allah sevgisinden dolayı ürperenlerin dışındakilere ağır gelir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
(45-46) Sabır ve dua ile Allah`tan yardım isteyin. Sabır ve dua, Rablerine kavuşacaklarını ve kesinlikle O`na döneceklerini bilen, gerçekten kalbi Allah sevgisinden dolayı ürperenlerin dışındakilere ağır gelir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Hiç kimsenin başkasına fayda veremeyeceği, şefaatin kabul edilmeyeceği, fidye alınmayacağı ve yardım yapılmayacağı bir günden sakınınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Hani sizi Firavun`un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size lâyık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden ağır bir imtihan vardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış ve Firavun taraftarlarını boğmuştuk; siz de bunu görüyordunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Mûsâ ile kırk gece için sözleştikten sonra, siz onun ardından şirk koşarak buzağıyı tanrı edindiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Ve Musa halkına dönüp “Ey halkım!” demişti. Doğrusu buzağıya taparak kendinize yazık ettiniz. O halde tevbe ederek tekrar yaratıcınıza yönelin ve size bu günahı işleten benliğinizi öldürüp yok edin veya bu suçunuzdan dolayı; buzağıya tapmayanlar, tapanları öldürün veya intihar ederek, kendi kendinizi öldürerek yok edin. Bu sizin için yaratıcınız katında en hayırlısı olacaktır. Bunun üzerine O, tevbenizi kabul etmişti. Çünkü yalnız O`dur tevbeleri kabul eden ve kullarına acıyan.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Şu zamanı da hatırlayınız ki, siz “Ey Mûsâ! Allah`ı apaçık görünceye kadar sana asla iman etmeyeceğiz!” demiştiniz de, göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
Ve bulutların sizi gölgeleriyle rahatlatmasını sağladık, ayrıca “Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın” diyerek kudret helvası ve bıldırcın da gönderdik. Onlar işledikleri bu günahlarla zulmü bize değil kendilerine ettiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
İsrâiloğulları`na, “bu kente giriniz, orada bulunanlardan bol bol yiyiniz; kapısından boyun eğerek giriniz; ‘Hıtta/hatalıyız` deyiniz ki hatalarınızı bağışlayalım. Çünkü biz, iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz” demiştik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Fakat zâlimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zâlimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Siz, “Ey Mûsâ, hep aynı şeyi yemeye katlanamayız. Bizim için Rabbine dua et de, bize yerin bitirdiği şeylerden sebze, salatalık, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın” demiştiniz. Mûsâ da, “Daha iyi olanı daha değersiz olanla değişmek mi istiyorsunuz? İnin şehre, orada istediğiniz var” dedi. Horluk ve yoksulluğa maruz kaldılar ve Allah`ın gazabına uğradılar. Bu musibet, Allah`ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberlerini haksız yere öldürmeleri ve isyan edip aşırı gitmeleri sebebiyle geldi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Kesinlikle, iman edenlerden, Yahudi olanlardan, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden kim Allah`a ve âhiret gününe inanıp iyi amelde bulunursa, Rabbleri katında onların ödülü vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar kederlenmeyeceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Hani sizden sağlam bir söz almış, Tûr`u da üstünüze kaldırmış ve “Size verdiğimiz kitabın hükümlerine sımsıkı sarılınız, içinde olanları hatırlayınız ki, ruh olgunluğuna ulaşasınız” demiştik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Bundan sonra yine yüz çevirdiniz. Allah`ın iyiliği ve merhameti üzerinizde olmasaydı, manen iflas etmiş olacaktınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
İçinizden Cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz. İşte bundan dolayı onlara, “Aşağılık maymunlar olun” dedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Ve onları, hem ilk kuşaklar hem de sonraki nesiller için bir ibret vesikası, (taklitten) sakınanlar içinde uyarıcı bir örnek kıldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Mûsâ, toplumuna “Allah size bir inek kesmenizi emrediyor` demişti. ‘Bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. O da, “Câhillerden olmaktan Allah`a sığınırım” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
“Bizim adımıza Rabbine dua et, bize ineğin nasıl olduğunu açıklasın” dediler. Mûsâ, “Allah diyor ki, o ne yaşlı ne de körpe; ikisi arasında bir inektir. Size emredileni, hemen yapın” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Bu defa, “Bizim için Rabbine dua et, bize onun rengini açıklasın” dediler. Mûsâ da, “Allah diyor ki, sarı renkli, parlak tüylü, bakanların içini açan bir renktedir” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir inek olduğunu bize açıklasın, nasıl bir inek keseceğimizi anlayamadık. Biz, inşallah emredileni yerine getiririz” dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
O inek, henüz boyunduruk altına alınmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaşan, hiç alacası bulunmayan bir inektir.” “İşte şimdi gerçeği anlattın” dediler ve bunun üzerine onu bulup kestiler, ama az kalsın kesmeyeceklerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Hani siz, bir adam öldürmüştünüz ve kâtili hakkında birbirinizle tartışmıştınız. Fakat Allah, gizlediğinizi ortaya çıkaracaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
“Haydi, şimdi öldürülen bu adama, kesilen ineğin bir parçasıyla vurun” dedik. Allah ölüleri bu şekilde diriltir ve size âyetlerini gösterir. Umulur ki, aklınızı kullanırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Sonra bu mucizenin ardından kalpleriniz katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu. Hâlbuki taşın öylesi vardır ki, ondan ırmaklar fışkırır; öylesi vardır ki, yarılıp içinden su akar; öylesi de vardır ki, Allah`a olan saygısından dolayı yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Artık onların, size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir zümre vardı ki, Allah`ın kelâmını dinlerler ve kavrayıp anladıktan sonra, bile bile onda değişiklik yaparlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
Münafıklar, müminlerle karşılaştıklarında, “İman ettik” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Allah`ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinize delil getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz?” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Onların arasında kitabı bilmeyen cahiller vardır. Bildikleri sadece kendilerine anlatılan asılsız kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunuyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Elleriyle kitabı yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için, “Bu, Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Kazandıklarından ötürü vay haline onların!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
“Allah`tan bir söz mü aldınız; çünkü Allah asla sözünden caymaz; yoksa Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Hayır! Kim bir kötülük eder de, kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa, işte o kimseler cehennemliklerdir. Onlar orada uzun süreli kalırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
İman edip yararlı iş yapanlara gelince, onlar da cennetliklerdir. Onlar orada süreli kalırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Sadece Allah`a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara doğru olanı söyleyiniz, namazı kılınız, zekâtı veriniz. Sonunda azınız müstesnâ, yüz çevirerek dönüp gittiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Hatırlayınız ki, sizden, “Birbirinizin kanını akıtmayınız, birbirinizi yurtlarınızdan çıkartmayınız” diye sağlam söz almıştık. Sonra siz bunu kabullendiniz ve birbirinize karşı şahitlik ettiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Bu sözleşmeyi kabul eden sizler, verdiğiniz sözün aksine birbirinizi öldürüyor ve aranızdan bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz. Günah ve düşmanlıkta onlara karşı birleşip yardımlaşıyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduğu halde, size esir olarak geldiklerinde, fidyeleşip esir değişimi yapıyorsunuz. Siz kitabın bir kısmına inanıyor, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında rüsvaylıktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde de onlar, en şiddetli azaba iletilecekler. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Âhirete karşılık dünya hayatını tercih eden bu kişilerin azapları hafifletilmeyecek ve kendilerine yardım da edilmeyecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Yemin olsun biz Mûsâ`ya Kitab`ı verdik. Ondan sonra peş peşe peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsâ`ya da mucizeler verdik ve onu Rûhulkudüs/Cebrail ile destekledik. Nefsinizin arzulamadığı şeyleri söyleyen bir peygamber geldikçe ona karşı kibirlendiniz, bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Yahudiler, “Kalplerimiz perdelidir” dediler. Hayır, küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir; bu yüzden çok azı inanır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken, kendilerine Allah katından, yanlarındakilerini doğrulayan bir kitap gelip de öğrendikleriyle karşılaşınca inkâr ettiler. İşte Allah`ın laneti böyle inkârcılaradır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Kendilerini ne kötü şey karşılığında sattılar! Çekemediklerinden dolayı, Allah`ın, kullarından dilediğine vahiy indirmesini ve Allah`ın indirdiğini inkâr ettiler. Bu inkârları sebebiyle gazap üstüne gazaba uğradılar. İnanmayanları utanç verici azap beklemektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Kendilerine “Allah`ın indirdiğine inanın” denilince, “Biz sadece bize indirilen kitaba inanırız” derler ve ondan başkasını inkâr ederler. Halbuki Kur`ân, ellerinde bulunanı doğrulayıcı olarak gelmiş hak kitaptır. Onlara de ki, “Şâyet siz gerçekten inanıyor idiyseniz, daha önce Allah`ın peygamberlerini neden öldürüyordunuz?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Andolsun ki Mûsâ size en açık delilleri getirdi. Sonra ardından buzağıyı ilâh edindiniz. Siz zâlimsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
“Şayet âhiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de sadece size ait ise ve bu iddianızda da doğru iseniz, haydi ölümü temenni ediniz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Onlar, kendi elleriyle yaptıkları ameller sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zâlimleri iyi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
Onları, insanlar içinde dünya hayatına en çok düşkün olanlar olarak bulacaksın. İçlerinden şirk koşanlar bin sene yaşamak ister. Fakat bu kadar yaşasa da, bu uzun ömür onları azaptan uzaklaştıramaz. Allah onların yaptıklarını eksiksiz görür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
“Cebrâil`e düşman olanlar bilsinler ki, Cebrâil Kur`ân`ı senin gönlüne Allah`ın izniyle indirdi. Kur`ân, kendinden önce gelen kitapları doğrulayıcı, müminler için rehber ve müjdedir.” Kim Allah`a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâîl`e ve Mîkâil`e düşman olursa, bilsin ki Allah da inkârcıların düşmanıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
“Cebrâil`e düşman olanlar bilsinler ki, Cebrâil Kur`ân`ı senin gönlüne Allah`ın izniyle indirdi. Kur`ân, kendinden önce gelen kitapları doğrulayıcı, müminler için rehber ve müjdedir.” Kim Allah`a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâîl`e ve Mîkâil`e düşman olursa, bilsin ki Allah da inkârcıların düşmanıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Andolsun ki, sana apaçık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Ne zaman, onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Onlara, yanlarındaki kitabı doğrulayan peygamber geldiği zaman, kendilerine kitap verilenlerden bir grup, güya hakikati bilmiyorlarmış gibi, Allah`ın kitabını arkalarına atarak ondan yüz çevirmişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Kitap ehli, Süleyman`ın hükümranlığı hakkında şeytanların vesvesesine uydular. Oysa Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Fakat şeytanlar kâfir oldular; çünkü insanlara sihri ve Bâbil`deki Hârut ve Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki bu iki melek, “Biz sadece imtihan için gönderildik, sakın yanlışa inanıp da kâfir olmayasınız” demeden hiç kimseye sihir öğretmezlerdi. Onlar, bu iki melekten, karı ile kocanın arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah`ın izni olmadan kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine faydalı olanı değil, zararlı olanı öğrenirler. Büyüye başvuranların âhiretten nasiplerinin olmayacağını iyi bilmektedirler. Kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu bilselerdi!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Eğer onlar, iman edip sakınsalardı, Rablerinden çok daha iyi bir ödül alacaklardı. Keşke bilselerdi!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Ey iman edenler! Peygamber`e “Bizi güt!” demeyiniz, “Bizi gözet!” deyiniz ve onu dinleyiniz. İnanmayanlara acıklı bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Size Rabbinizden bir hayır indirilmesini ne kitap ehlinden kâfir olanlar ne de müşrikler isterler. Halbuki Allah, rahmetini dilediğine verir. Allah çok büyük lütuf sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
Biz, daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir âyeti ortadan kaldırmayız veya unutturmayız. Allah`ın her şeye gücü yettiğini bilmez misin?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığının Allah`a ait olduğunu da bilmez misin? Sizin için Allah`tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Yoksa siz de, daha önce Mûsâ`ya sorulduğu gibi Peygamberinize sorular sormak mı istiyorsunuz? Kim küfrü imanla değiştirirse, kesinlikle düz yoldan sapmış olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Kitap ehlinin büyük bir çoğunluğu, hakikat kendilerine açıkça belli olduktan sonra, içlerindeki haset yüzünden, imanınızdan sonra sizi küfre döndürmek istediler. O halde siz, Allah gayesini gerçekleştirinceye kadar sıkı durun, iyi düşünün, reddedin! Şüphesiz ki Allah`ın gücü her şeye yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Namazı kılınız, zekâtı veriniz, yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Kitap ehli, “Yahudiler veya Hıristiyanlar hariç, hiç kimse asla cennete giremeyecek” dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara de ki, “Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, delilinizi getiriniz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Bilakis, kim iyilik yaparak bütün benliğini Allah`a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır ne de üzüntü çekerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Yahudiler “Hıristiyanların hiçbir tutar tarafı yoktur” dediler. Hıristiyanlar da “Yahudilerin hiçbir tutar tarafı yoktur” dediler. Halbuki hepsi kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, ihtilafa düştükleri hususlarda, kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Allah`ın mescitlerinde O`nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır? Aslında bunların mescitlere korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Doğu da batı da Allah`a aittir. Nereye dönerseniz Allah`ın varlığı oradadır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi çepeçevre kuşatan ve her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
“Allah çocuk edindi” dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir/uzaktır. Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi O`nundur; hepsi O`na boyun eğmektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Allah, göklerin ve yerin yoktan yaratıcısıdır. Bir şeyi dilediğinde ona sadece, “Ol” der, o da hemen oluşmaya başlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
“Allah bizimle niçin konuşmuyor, yahut bize niçin bir âyet gelmiyor?” Onlardan öncekiler de tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Doğrusu biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
“Allah`ın yolu biricik yoldur.” Sana ulaşan bu bilgiden sonra onların arzularını takip edersen, Allah`tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
121.
Kendilerine kitap verdiklerimizin bazısı, onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar ona iman ederler. Onu inkâr edenler var ya, gerçekten zarara uğrayanlar onlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
122.
Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
Hiç kimsenin hiçbir kimseye fayda veremeyeceği, kimseden bedel kabul edilmeyeceği, şefaatin kimseye fayda vermeyeceği ve kâfirlere yardım edilmeyeceği bir günden sakınınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
Bir zamanlar Rabbi, İbrâhim`i birtakım sorularla imtihan etti, o da onları tamamen cevaplandırınca, “Ben seni insanlara önder yapacağım” dedi. İbrâhim de, “Soyumdan da önderler yap!” dedi. Allah, “Sözüm zâlimleri içermez” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
Beytullah`ı insanların toplantı yeri ve güvenlik mekânı yaptığımızı hatırla! İbrâhim`in makamından namaz kılma yeri edininiz. İbrâhim ve İsmail`e, “Tavaf edenler, itikâfa girenler, rükû ve secdeye varanlar için Beyt`imi temiz tutunuz” diye emretmiştik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
126.
“İnkâr edeni de az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Orası ne kötü bir yerdir!”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
“Ey Rabbimiz! Bizden bu hizmeti kabul buyur; çünkü sen her şeyi duyan ve her şeyi bilensin.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
“Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlar kıl; neslimizden de sana teslim olan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yerlerimizi göster. Tövbemizi kabul et; çünkü sen tövbeleri ziyadesiyle kabul edensin ve çok merhametlisin.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
129.
“Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini okuyacak, kitap ve hikmet öğretecek, onların ruhlarını arındıracak bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan sensin.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
130.
İbrâhim`in yolundan, kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada seçtik; şüphesiz o, âhirette de iyilerdendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
131.
Hani Rabbi, İbrâhim`e, “Teslim ol!” deyince, o da, “Âlemlerin Rabbine teslim oldum” demişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
132.
Bunu İbrâhim de oğullarına vasiyet etti. Yakub da, “Ey oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti. O halde Müslüman olarak ölünüz” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
133.
Yoksa Yakub`a ölüm geldiğinde siz orada mıydınız? O zaman Yakub, oğullarına, “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” diye sormuştu. Onlar da, “Senin ve ataların İbrâhim, İsmail ve İshak`ın ilâhı olan tek ilâha kulluk edeceğiz; biz sadece O`na teslim olmuşuz” diye cevap vermişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
134.
Şimdi o toplumlar geçip gittiler, onların kazandıkları kendilerine yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size; ve siz onların yaptıklarından dolayı yargılanacak değilsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
“Biz, Allah`a ve bize indirilene; İbrâhim, İsmail, İshak, Yakub ve onların torunlarına indirilene; Mûsâ ve İsâ`ya verilenlere, Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbirisinin arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah`a teslim olduk” deyiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka ayrılık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir; bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
138.
Biz Allah`ın manevi rengiyle boyandık. Allah`tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz sadece O`na kulluk ederiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
139.
“Allah hakkında bizimle mücadele mi ediyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimizdir, sizin de. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O`na gönülden bağlanmışız.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
“Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah katında bir tanıklığı gizleyenden daha zâlim kimdir? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
Onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmeyeceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
İnsanların sorunlarını çözesiniz/insanlara şâhit olasınız diye, sizi orta noktada olan bir toplum yaptık; böylece Peygamber de sizin sorunlarınızı çözer/size şâhit olur. Biz, Peygambere uyanı, topuğu üzerinde geriye dönenden ayıralım diye, senin eskiden yöneldiğin Kâbe`yi kıble yaptık. Bu, Allah`ın yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı hiçe sayacak değildir. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı şefkatlidir; merhametlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
Biz, yüzünü göğe doğru çevirdiğini görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Harâm`a doğru çevir. Siz de hepiniz, nerede olursanız olunuz, yüzlerinizi o tarafa doğru çeviriniz. Şüphesiz kitap ehli, Peygamberin, Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilir. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
145.
Sen, kitap ehline her türlü âyeti getirsen, yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen bilgiden sonra eğer onların arzularına uyarsan, şüphesiz zâlimlerden olursun.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
Kendilerine kitap verdiklerimiz, peygamberi, çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
148.
Herkesin yöneldiği bir yönü/gayesi vardır. Siz hayır işlerinde yarışınız. Nerede olursanız olunuz, sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz ki Allah`ın gücü her şeye yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
149.
Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. Bu emir, Rabbinden sana gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
150.
Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yöne çeviriniz ki haksızlık edenleri müstesna, insanların, aleyhinizde bir delili bulunmasın. Onlardan çekinmeyiniz, sadece benden çekininiz. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da belki doğru yolu bulursunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi arındıran, size kitabı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi öğreten bir peygamber gönderdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
Öyleyse beni anınız ki ben de sizi anayım. Bana şükrediniz, bana nankörlük etmeyiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
153.
Ey iman edenler! Sabır ve dua ile yardım elde etmeye çalışınız. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyiniz; aksine onlar diridirler, fakat siz anlayamazsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Elbette sizi korku, açlık; mallar, canlar ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
156.
Sabredenler, kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah`ın kuluyuz ve biz O`na döneceğiz” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
Şüphesiz, Safâ ile Merve Allah`ın nişanlarındandır. Her kim Beytullah`ı hac veya umre niyetiyle ziyaret ederse, onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa, şüphesiz ki, Allah onu kabul eder ve hakkıyla bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
159.
İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz doğru yolu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
160.
Ancak, tövbe edip durumlarını düzeltenler ve bildiklerini açıklayanlar istisnadır. Ben onların tövbesini kabul ederim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
(161-162) Küfredip de kâfir olarak ölenler var ya Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. Çok uzun süreli olarak o laneti taşırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
162.
(161-162) Küfredip de kâfir olarak ölenler var ya Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. Çok uzun süreli olarak o laneti taşırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
163.
Hepinizin tanrısı bir tek tanrıdır. O`ndan başka hiçbir tanrı yoktur; O, iyiliği bütün varlıkları kapsayandır, çok merhametlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yararlı şeyler taşıyarak denizde seyreden gemilerde, Allah`ın gökten yağmur indirip onunla arzı ölmüşken diriltmesinde, oradaki hayvanları üretip yaymasında, gök ile yer arasında Allah`ın emrine boyun eğmiş rüzgârları ve bulutları şu yandan bu yana yöneltmesinde, aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
Bazı insanlar, Allah`tan başkalarını O`na denk tanrılar edinirler; onları Allah`ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah`a olan sevgileri çok daha fazladır. Keşke zâlimler, azabı gördüklerinde anlayacakları gibi, bütün kuvvetin Allah`a ait olduğunu ve O`nun azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
İşte o zaman kendilerine uyulan ve arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşır ve azabı görürler. Neticede aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
167.
Uyanların, “Keşke dünyaya bir daha dönsek de, onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsak!” diyecekleri vakit, Allah onlara bütün yaptıklarını kendilerini sarmış pişmanlıklar halinde gösterecek ve onlar ateşten çıkamayacaklar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
168.
Ey insanlar! Yeryüzündeki yiyeceklerin helâl ve temiz olanlarından yiyiniz, şeytanın adımlarını takip etmeyiniz; gerçekten o, sizin açık düşmanınızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
169.
Şeytan, size ancak kötüyü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
170.
Onlara, “Allah`ın indirdiğine uyunuz” dendiğinde, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
171.
Allah`ın indirdiğine tâbi olma çağrısına aldırış etmeyen kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar manen sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebepten dolayı da düşünmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
172.
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyiniz. Eğer sadece Allah`a kulluk ediyorsanız, O`na şükrediniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
173.
Allah size yalnız leşi, kanı, domuz etini ve Allah`tan başkası için kesilmiş olanı yasaklamıştır. Fakat kim bunlardan yemek zorunda kalırsa, aşırıya kaçmamak ve sınırı aşmamak şartıyla ona günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayandır; çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
174.
Allah`ın indirdiği kitabın bir kısmını gizleyenler ve onu az bir değere değişenler, karınlarına ateşten başka bir şey tıkmış olmazlar; kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onları temize çıkartmayacaktır; onlara acıklı bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
175.
Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, bağışlanmaya bedel olarak da azabı satın almışlardır. Onlar ateşe ne kadar dayanıklıdırlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
176.
Bu azabın sebebi, Allah`ın kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır. Kitap hakkında anlaşmazlığa düşenler elbette derin bir ayrılığa düşmüşlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
177.
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batıya çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, Allah`a, âhiret gününe, meleklere ve kitaba iman edenin; malını çok sevmesine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere, köle ve esirlere verenin; namazı dosdoğru kılanın; zekâtı verenin; sözleştikleri zaman gereğini yerine getirenin; sıkıntıda, darlıkta, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanda sabır gösterenin eyleminden oluşur. İşte doğru olanlar bunlardır; işte sakınanlar da bunlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
178.
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Bununla beraber kim öldürülenin velisi tarafından bağışlanırsa, artık o zaman örfe uymak ve öldürülenin velisine güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Kim bundan sonra zulüm yapmaya kalkışırsa, ona acı bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
180.
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek sakınanlar üzerine bir borçtur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
181.
Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz ki Allah işitir; bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
182.
Her kim, vasiyet edenin bir hata yaptığından veya bir kusur işlediğinden endişe eder ve bunun üzerine mirasçılar arasında bir uzlaşma sağlarsa, kendisine bir günah yoktur. Doğrusu Allah çok affedicidir; merhamet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
183.
(183-184) Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günlerde farz kılındı ki, takvâya ulaşasınız. Ancak, sizden kim hasta ve yolcu olursa, diğer zamanlarda aynı gün sayısı kadar oruç tutmalıdır. Bunun dışında çeşitli nedenlerle orucu çok zorlukla tutabilecek olanlar, bir fakiri doyuracak kadar fidye vermelidirler. Her kim, yapmakla sorumlu olduğundan daha fazla iyilik yaparsa, kendisine iyilik yapmış olur; eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
184.
(183-184) Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günlerde farz kılındı ki, takvâya ulaşasınız. Ancak, sizden kim hasta ve yolcu olursa, diğer zamanlarda aynı gün sayısı kadar oruç tutmalıdır. Bunun dışında çeşitli nedenlerle orucu çok zorlukla tutabilecek olanlar, bir fakiri doyuracak kadar fidye vermelidirler. Her kim, yapmakla sorumlu olduğundan daha fazla iyilik yaparsa, kendisine iyilik yapmış olur; eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
185.
Kur`ân, insanlara bir rehber, bu rehberliğin apaçık delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak Ramazan ayında indirilmiştir. Bundan dolayı, sizden kim bu aya ulaşırsa, bu ayda oruç tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde aynı günler miktarınca oruç tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah`ı tazim etmeniz ve O`na şükretmeniz içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
186.
Kullarım sana beni sorduklarında de ki ben çok yakınım; bana dua ettiğinde, dua edenin isteğine karşılık veririm. O halde, benim davetime uysunlar ve bana güvensinler ki doğru yolu bulabilsinler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
187.
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tövbenizi kabul edip bağışladı. Artık Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşın ve Allah`ın sizin için takdir ettiklerini isteyiniz. Sabahın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyiniz, içiniz, sonra akşama kadar orucu tamamlayınız. Mescitlerde itikafa çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyiniz. Bunlar Allah`ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayınız. İşte böylece Allah, âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
188.
Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyiniz. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollarla yemeniz için o malları rüşvet olarak hakimlere vermeyiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
189.
“Onlar, haccın ve insanların öteki faaliyetlerinin vaktini gösterir. Evlere arkalarından girmeniz iyi değildir; asıl iyi Allah`a karşı sorumluluk bilincinde olmaktır. O halde evlere kapılarından giriniz ve Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olunuz ki kurtuluşa eresiniz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
190.
Size savaş açanlara karşı Allah yolunda savaşınız, ama aşırı gitmeyiniz, doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
191.
Sizi öldürmeye teşebbüs edenleri karşılaştığınız her yerde öldürünüz ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkartınız; zaten zulüm ve baskı, öldürmekten daha kötüdür. Onlar size savaş açmadıkça Mescid-i Harâm civarında onlarla savaşmayınız, ama eğer sizinle savaşırlarsa onları öldürünüz; kâfirlerin cezası budur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
193.
O halde zulüm ve baskı kalmayıncaya ve Allah`ın dini egemen oluncaya kadar onlarla savaşınız. Vazgeçerlerse siz de vazgeçiniz; zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
194.
Haram ay, haram aya karşılıktır. Barışa hürmet de karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, siz de ona denk olacak şekilde saldırınız. Allah`tan sakınınız ve biliniz ki, Allah sakınanlarla beraberdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
195.
Allah yolunda harcama yapınız. Kendi kendinizi tehlikeye atmayınız ve iyilik yapmaya devam ediniz; Allah iyilik yapanları sever.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
196.
Haccı ve umreyi Allah için tamamlayınız. Eğer yapmaktan alıkonursanız, gücünüzün yeteceği bir kurban kesiniz ve kurban kesilinceye kadar başlarınızı tıraş etmeyiniz. Fakat içinizden hasta olan, yahut başında rahatsızlık olan kimse oruç tutarak veya sadaka vererek veya başka bir ibadet ile özrünü karşılayacak bir şey yapmalıdır. Sağlıklı ve emniyette olduğunuzda, hacdan önce umre yapan gücünün elverdiği türden bir kurban kessin, ama kurbana gücü yetmeyen, hac sırasında üç gün ve döndükten sonra yedi gün, yani tam on gün oruç tutsun. Bütün bunlar, Mescid-i Harâm civarında yaşamayanlar içindir. Allah`tan sakınınız. Bilin ki, Allah`ın vereceği ceza ağırdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
197.
cinsel ilişkide bulunmak, günah sayılan davranışları yapmak ve kavga etmek. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. Azık edininiz, biliniz ki azığın en iyisi takvâdır. Ey akıl sahipleri, benden sakınınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
198.
Rabbinizden gelecek bir lütfu aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat`tan ayrılıp akın ettiğinizde, Meş‘ar-i Harâm`da Allah`ı anın ve O`nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz, daha önce yanlış gidenlerden idiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
199.
Sonra dalga dalga ilerleyen öteki kalabalıklarla birlikte, siz de ilerleyiniz ve Allah`tan af dileyiniz. Doğrusu Allah, affedicidir; merhamet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
200.
Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, atalarınızı andığınız gibi, hatta daha güçlü bir anışla Allah`ı anmaya devam ediniz. Çünkü öyle insanlar vardır ki, “Bize bu dünyada ver” diye dua ederler. Böyle kimseler, âhiretten nasip alamayacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
201.
Onlardan bir kısmı da, “Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
203.
Mina`da tayin edilmiş belli günlerde Allah`ı anınız; her kim iki gün içinde acele ederse günaha girmez, kim orada daha uzun kalırsa, o da Allah`a karşı sorumluluğunun bilincinde oldukça, günaha girmemiş olur. O halde Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olunuz ve sonunda Allah`ın huzurunda toplanacağınızı biliniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
204.
Bazı insanların dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah`ı da şâhit getirir. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
205.
O/münafık, bir iş başına geçtiğinde, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, kültürü ve nesli helâk etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
206.
Kendisine ne zaman “Allah`a karşı gelmekten sakın” dense, gururu onu günaha sürükler. Artık böylelerine cehennem yetişir. Ne kötü bir yataktır o!…Mealleri KıyaslaSayfada Göster
207.
Ama insanlar arasında bazıları da var ki, Allah`ın rızasını kazanmak için benliğini feda eder. Allah da kullarına çok şefkatlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
208.
Ey iman edenler! Hepiniz birden barışa giriniz! Sakın şeytanın peşinden gitmeyiniz. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
209.
Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer barıştan ayrılırsanız, biliniz ki, Allah kudret ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
210.
Onlar, sadece buluttan gölgeler içinde Allah`ın ve meleklerin kendilerine gelmesini bekliyorlar. Ama o zaman her şeye karar verilmiş ve her şey Allah`a döndürülmüş olurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
211.
Onlara nice açık âyetler verdik. Kim kendisine geldikten sonra Allah`ın nimetini değiştirirse, bilsin ki Allah`ın cezası şiddetlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
212.
İnkâr edenlere bu dünya hayatı güzel görünür. Bu sebeple, iman edenlerle alay ederler. Ama, kıyamet günü Allah`a karşı sakınma duygusu taşıyanlar, onlardan daha üstün olacaklardır. Allah, dilediği kimselere hesapsız rızık verir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
213.
İnsanlar bir tek ümmetti; Allah onlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Peygamberler aracılığı ile insanların anlaşmazlığa düştükleri konular hakkında aralarında hüküm vermek için hak kitap da indirdi. Halbuki, o konularda anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ihtilafa düşen kitap ehlinden başkası değildi. Bunun üzerine Allah, kendi iradesiyle, inananları ihtilafa düştükleri hakikate eriştirdi. Çünkü Allah, dileyeni doğru yola ulaştırır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
214.
Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler “Allah`ın yardımı ne zaman?” dediler. Bilesiniz ki Allah`ın yardımı yakındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
215.
“İyilik umarak yapacağınız harcama, anne babanıza, yakın akrabanıza, yetime, muhtaca ve yolcuya/bitirilemeyen hayır işlerine aittir; her ne iyilik yaparsanız mutlaka Allah onu bilir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
216.
Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı; mümkündür ki bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için iyi, hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
217.
“O ayda savaşmak büyük bir günahtır. İnsanları Allah`ın yolundan çevirmek, Allah`ı inkâr etmek, Mescid-i Harâm`ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük bir suçtur. Fitne de, adam öldürmekten daha büyük bir günahtır.” Eğer onların güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden de kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktir ve orada süreli kalırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
218.
Şüphesiz ki, iman edenler, hicret edip Allah yolunda üstün bir gayretle mücadele verenler, işte ancak onlar Allah`ın rahmetini umabilirler. Allah çok affedicidir; merhamet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
219.
“Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için birtakım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından büyüktür.” Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. “İhtiyaç fazlasını” de. Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
220.
“Onların durumlarını düzeltmek en hayırlı olanıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah işleri bozanı da düzelteni de bilir. Eğer Allah dileseydi sizi sıkıntıda bırakırdı. Çünkü Allah güçlüdür; hakimdir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
221.
İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyiniz. İman eden bir cariye, beğendiğiniz müşrik bir kadından kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe müşrik erkekleri de kızlarınızla evlendirmeyiniz. İnanmış bir köle beğenseniz bile müşrik bir kişiden kesinlikle daha iyidir. Müşrikler cehenneme çağırır. Allah ise, izniyle cennete ve affa çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
222.
“O bir eziyettir. Âdet halinde kadınlardan uzak durunuz ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayınız; temizlendiklerinde ise Allah`ın size emrettiği şekilde onlara yaklaşınız. Doğrusu, Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
223.
Eşleriniz sizin için ürün veren topraktır. Öyleyse, toprağınızı dilediğiniz gibi işleyin. Kendiniz için önceden hazırlık yapın. Allah`tan sakının; bilin ki siz Allah`a kavuşacaksınız. Müminleri müjdele!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
224.
Allah adına yaptığınız yeminleri, iyilik yapmanıza, takvâya ve insanlar arasında barışı gerçekleştirmenize engel kılmayın. Zira Allah, her şeyi duyandır; her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
225.
Allah, düşünmeden yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz; ama kalplerinizin eylemlerinden sorumlu tutar. Allah, çok affedicidir; yumuşak davranandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
226.
Hanımlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay bekleyebilirler. Eğer bu müddet zarfında hanımlarına dönerlerse, şüphesiz Allah affedicidir; merhamet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
228.
Boşanmış kadınlar, evlenmeksizin üç ay hali boyunca bekleyeceklerdir. Allah`a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, rahimlerinde Allah`ın yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz. Bu süre zarfında barışmak isterlerse, kocalarının onları almaya öncelikle hakları vardır. Erkeklerin, adalet ölçülerine göre kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Kocalar, eşleri üzerinde önceliğe sahiptirler. Allah kudret ve hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
229.
Boşanma iki defadır/Boşanmada iki celse yapılmış olursa, ondan sonra ya iyilikle tutmak veya güzellikle ayrılmak gerekir. Kadınlara mehir olarak verdiğiniz bir şeyi geri almanız helâl değildir. Meğer ki eşler, Allah`ın sınırlarını yerine getirememekten korkmuş olsunlar. Ancak erkek ve kadının, Allah`ın sınırlarında durmayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının ayrılmak için verdiği fidyede hakkından vazgeçmesinde ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar, Allah`ın sınırlarıdır. Sakın bunları aşmayınız. Kim Allah`ın sınırlarını aşarsa işte onlar zâlimlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
230.
Eğer boşanmayı üçüncü celsede gerçekleştirirse, ondan sonra kadın bir başkası ile evlenmedikçe, erkeğin onu alması kendisine helâl olmaz. İkinci kocası da onu boşarsa, Allah`ın sınırlarını koruyacaklarına inandıkları takdirde, eski karı-kocanın yeniden evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Bunlar Allah`ın sınırlarıdır. Allah bunları, öğrenmek isteyenler için açıklıyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
231.
Böylece kadınları boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle bırakınız. Ama istekleri dışında, eziyet etmek için alıkoymayınız. Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Allah`ın âyetlerini alaya almayınız. Allah`ın size olan nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayınız. Allah`tan sakınınız ve Allah`ın her şeyi hakkıyla bildiğini biliniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
232.
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, eski kocalarıyla evlenmelerine engel olmayınız! İşte bununla, içinizden Allah`a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız, kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
233.
Ne çocuğundan dolayı anneye eziyet edilsin, ne de çocuğundan dolayı babaya. Babanın mirasçısına da aynı görev düşer. Eğer anne baba, çocuğun sütten kesilmesine karşılıklı rıza ve danışma ile karar verirlerse, onlara bir günah yoktur; eğer çocuğunuzu süt annelere emanet etmeye karar verirseniz, teslim edeceğiniz çocuğun emniyetini uygun bir şekilde sağladığınız takdirde size bir günah yüklenmez. Allah`tan sakınınız ve biliniz ki Allah bütün yaptıklarınızı görür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
234.
İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları kadınların yeniden evlenmeleri için dört ay on günlük bir bekleme süresi geçirmeleri gerekir. Bekleme süresinin sonuna vardıklarında, kendileriyle ilgili olarak meşru şekilde ne yaparlarsa yapsınlar bir günah yoktur. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
235.
İddet bekleyen kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı bir biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Fakat meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlarla gizlice buluşma sözü vermeyiniz. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayınız. Biliniz ki, Allah gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah`tan sakınınız. Şunu iyi biliniz ki Allah affedicidir; merhametlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
236.
Eğer kadınlarla cinsel ilişki kurmadan ve mehir kesmeden onları boşarsanız, bunda size bir günah yoktur. Ancak böyle durumlarda onları örfe uygun olarak faydalandırınız; imkanı geniş olan kendi gücüne, dar olan da kendi gücüne göre... Bu, güzel davrananlar üzerine bir yükümlülüktür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
237.
Eğer onları, cinsel ilişkiye girmeden boşar da, mehir tayin etmiş bulunursanız, o vakit üzerinize düşen yükümlülük, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermektir. Ancak, kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın vazgeçmesi hali müstesna! Mehirden vazgeçmeniz takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayınız. Şüphesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
238.
Namazlara ve orta namaza/ikindi namazına devam ediniz, gönülden bağlılık ve saygı ile Allah`ın huzurunda ayakta durunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
239.
Ama eğer tehlikede iseniz, yaya veya binekli olarak kılınız; güvene kavuşunca Allah`ı anınız, çünkü bilmediklerinizi size öğreten O`dur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
240.
İçinizden ölüp geride eşler bırakanlar, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Şâyet kendileri çıkarlarsa, onların kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günah yoktur. Allah daima üstündür; hikmet sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
241.
Boşanmış olan kadınların örfe uygun olarak geçimlerini sağlamak, takvâ sahipleri üzerine bir yükümlülüktür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
243.
Sen ölüm korkusuyla yurtlarını terk eden binlerce kişiyi görmedin mi? Ki bu durumda Allah onlara “ölün” demişti ve sonra da onları hayata döndürmüştü. Unutmayın ki Allah, insanoğluna karşı lütufta sınırsızdır, ancak insanların çoğu nankördür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
244.
Öyleyse Allah yolunda savaşınız ve biliniz ki Allah her şeyi işitendir; her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
245.
Allah`ın kat kat fazlasıyla geriye ödeyeceği bir güzel borcu O`na verecek kimdir? Allah alır ve kat kat fazlasıyla geri verir; hepiniz sonunda O`na döndürüleceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
246.
Mûsâ`dan sonra İsrâiloğulları`nın önde gelenlerinin, peygamberlerinden birine, “Bize bir hükümdar tayin et ki Allah yolunda savaşalım” dediklerini bilmez misin? O, “Ya savaşmanız emredilir de savaşmaktan kaçınırsanız?” dediğinde, onlar, “Biz ve çocuklarımız yurtlarımızdan sürülmüşken, Allah yolunda neden savaşmayalım?” diye cevap verdiler. Halbuki savaşmak onlara emredilince birkaçı dışında uzak durdular. Allah zâlimleri iyi bilmektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
247.
Onların peygamberi, toplumunun önde gelenlerine, “Bakın” dedi; “Allah, Tâlût`u size hükümdar olarak tayin etti!” Onlar, “Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona fazla bir servet de verilmemişken nasıl bizim üzerimize hüküm sahibi olabilir?” dediler. Peygamber, “Bakın” dedi; “Allah onu sizden daha üstün kılmış, ona derin bilgi ve mükemmel bir beden bahşetmiştir. Allah hükümranlığı istediğine verir; zira Allah, her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
248.
Peygamberleri onlara, “Onun hükümranlığının delili, tâbûtun/sandukanın size gelmesidir. Meleklerin taşıdığı o tâbûtun/sandukanın içinde Rabbinizden size bir huzur; Mûsâ ve Hârûn ailelerinin bıraktıklarından bir kalıntı vardır. Eğer inanmış kimseler iseniz sizin için bunda şüphesiz bir ders vardır” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
249.
Ondan içen benden olmayacak, onu tatmaktan sakınan ise benden olacaktır; ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affa mazhar olacaktır.” Ancak birkaçı dışında hepsi ondan içtiler. O ve ona inananlar nehri geçer geçmez ötekiler, “Câlût ve askerlerine karşı bugün hiç gücümüz yok” dediler. Kesin olarak Allah`a kavuşacaklarını bilenler ise, “Nice küçük topluluklar, Allah`ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir; zira Allah güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir” diye cevap verdiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
250.
Onlar Câlût ve kuvvetleriyle karşı karşıya geldiklerinde, “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü bağışla, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkâr eden bu topluma karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
251.
Bunun üzerine, Allah`ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Dâvûd da Câlût`u öldürdü; Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi ve istediği her şeyin bilgisini öğretti. Eğer Allah, insanlara kendilerini başkalarına karşı savunma gücü vermeseydi, yeryüzü çürüme ve yozlaşmaya maruz kalırdı. Allah, bütün insanlara karşı sınırsız lütuf sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
252.
Bunlar Allah`ın âyetleridir. Biz onları sana doğru olarak anlatıyoruz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
253.
O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmıyla konuşmuş, bazılarını derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa`ya da mucizeler verdik ve onu Rûhulkudüs/Cebrail ile güçlendirdik. Allah dileseydi, o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de bazıları iman etti, bazıları da inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşamazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
254.
Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışveriş, dostluk ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yoluna harcayınız. Biliniz ki, hakikati inkâr edenler zâlimlerin ta kendileridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
255.
Allah`tan başka ilah yoktur; her zaman diridir; bütün varlıkların kendi kendine yeterli kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O`nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O`nundur. O`nun izni olmaksızın katında şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da arkalarında olanı da bilir; O dilemedikçe insanlar O`nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O`nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Onların korunup desteklenmesi O`na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O`dur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
256.
Dinde zorlama yoktur. Artık doğru, yanlıştan ayrılmıştır. O halde tâğûtu/insanı Allah`tan uzaklaştıran her şeyi inkâr edip Allah`a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam kulpa tutunmuşlardır. Zira, Allah her şeyi işitendir; her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
257.
Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tâğûttur; onları aydınlıktan alıp karanlıklara götürür. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada uzun süreli kalırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
258.
Allah kendisine hükümdarlık verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrâhim ile tartışmaya gireni görmedin mi? İşte o zaman İbrâhim, “Rabbim hayat veren ve öldürendir” demişti. O da, “Hayat veren ve öldüren benim” demişti. İbrâhim, “Allah güneşi doğudan getirmekte, haydi sen de onu batıdan getir” deyince kâfir apışıp kaldı. Allah zâlimler topluluğunu hidayete erdirmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
259.
“Bu halde ne kadar kaldın?” O da, “Bir gün veya bir günden biraz daha az bir süre kaldım” diye cevap vermişti. Allah, “Hayır” dedi. “Bu halde bir asır kaldın! Yiyeceğine ve içeceğine bak; geçen yıllar onları bozmamış ve eşeğine bak; biz bütün bunları insanlara bir ders olasın diye yaptık. Bir de şu insanların ve hayvanların kemiklerine bak. Onları nasıl birleştirip et ile örttüğümüzü düşün!” Bütün bunlar ona açıklanınca, “Şimdi öğrendim ki Allah her şeye kâdirdir” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
260.
Hani İbrâhim, “Ey Rabbim! Ölüye nasıl hayat verdiğini bana göster!” demişti. O da, “Yoksa inanmıyor musun?” diye sormuştu. İbrâhim, “Evet, inanıyorum ama kalbim tamamen doyuma ulaşsın” deyince Allah, “Dört kuş al ve onlara sana itaat etmeyi öğret, sonra onları her tepeye ayrı ayrı sal; sonra da onları çağır. Uçarak sana gelecekler. Bil ki Allah, her şeyden üstündür, hikmet sahibidir” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
261.
Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, kendisinden yedi başak çıkan ve her başakta yüz tane bulunan bir buğday tohumuna benzer. Allah dilediğine kat kat verir; Allah her şeyi kuşatandır; her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
262.
Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Rabbleri katında has ödülleri vardır. Onlara hiç korku olmadığı gibi, onlar üzülmeyeceklerdir de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
263.
Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir; yumuşak davranandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
264.
Ey iman edenler! Allah`a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve gönül incitmek suretiyle, yaptığınız hayırları boşa çıkarmayınız. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
265.
Bir yağmur yağar, bu sayede ürün iki misli artar; yağmur olmadığı zaman da oraya çise düşer de yine ürün verir. Allah yaptığınız her şeyi görür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
266.
Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm bağları bulunan ve içinden ırmaklar akan, ayrıca içinde meyvenin her çeşidi bulunan bir bahçesi olsun da tam kendisine ihtiyarlık çöküp, küçük ve güçsüz çocuklarının bulunduğu bir anda ateşli bir kasırga kopsun ve bahçesini kasıp kavursun? İşte Allah düşünesiniz diye size böylece delilerini açıklıyor.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
267.
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın temizlerinden ve sizin için rızık olarak yerden çıkarttıklarımızdan infak ediniz. Size verildiğinde, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayınız. Biliniz ki, Allah zengindir; övgüye lâyıktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
268.
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve cimriliği emreder. Oysa Allah size bağışlamasını ve lütfunu vaad eder. Allah`ın lütfu boldur; O, her şeyi bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
269.
Allah, dileyene hikmeti verir; kime hikmet verilmişse, ona büyük servet verilmiştir. Ama akıl sahipleri dışında kimse bunu düşünüp anlayamaz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
270.
Yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı elbette Allah bilir. Zâlimler için yardımcı yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
271.
Yardımları açıktan yapmanız güzeldir; ama fakire gizlice vermeniz sizin için daha hayırlı olur ve günahlarınızın bir kısmını örter. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
272.
Ey Peygamber! İnsanları hidayete erdirmek sana ait değildir; ancak Allah dileyeni hidayete erdirir. Sadece Allah`ın rızasını kazanmak amacıyla başkalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır. Çünkü yapacağınız her iyilik size, olduğu gibi geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
273.
Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna vakfedip yeryüzünde çarşı pazar dolaşmayanlara veriniz. Durumlarını bilmeyen, iffet ve dilenmemelerinden dolayı onları zengin sanır; sen onları yüz ifadelerinden tanırsın. İnsanlardan arsız bir şekilde istemekten kaçınırlar. Onlara ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah hepsini bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
274.
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve âşikâr infak edenlerin mükâfatları Rabbleri katındadır. Onlara ne korku vardır, ne de üzülürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
275.
Faiz yiyenler, şeytanın çarptığı kimselerin kalkması gibi kalkarlar/davranırlar. Bu hal onların, “Alım satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah`a kalır; faize geri dönenlere gelince, içinde süreli kalacakları cehennemin yâranı onlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
276.
Allah faizi mahveder, sadakaları ise bereketlendirir. Allah inatçı nankörleri ve günahta ısrarlı olanları sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
277.
İman edenlerin, iyi işler yapanların, namazlarını doğru kılanların, zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlar için ne korku vardır ne de üzülürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
278.
Ey iman edenler! Allah`tan sakınınız. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk ediniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
279.
Eğer böyle yapmazsanız, biliniz ki Allah`a ve Peygamberine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tövbe ederseniz, ana paranızı geri almaya hak kazanırsınız. Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
280.
Eğer borçlu güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir zaman tanıyınız; bir karşılık beklemeden borcu tamamıyla silmek, eğer bilirseniz, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
281.
Allah`a döndürüleceğiniz, sonra da herkesin kazancının eksiksiz geri verileceği ve hiç kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı günden sakınınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
282.
Ey iman edenler! Ne zaman belli bir vade ile borç verir veya alırsanız yazıyla tespit ediniz. Bir yazıcı/noter, âdil/tarafsız olarak onu kaydetsin. Hiçbir yazıcı, Allah`ın ona öğrettiği gibi yazmayı reddetmesin. Öylece, olduğu gibi yazsın. Borçlanan kaydettirsin; Rabbine karşı sorumluluğunun bilincinde olsun ve taahhüdünden bir şey eksiltmesin. Eğer borç altına girenin aklî veya bedenî bir zaafı varsa veya kendisi kaydettirebilecek durumda değilse, onun menfaatini kollamakla görevli olan kimse, onu âdil bir şekilde kaydettirsin. İçinizden iki erkeği şahit tutunuz; iki erkek bulunmazsa, kabul edebileceğiniz kimselerden bir erkek ile iki kadını şahit tutunuz ki onlardan biri hata yaparsa diğeri ona hatırlatabilsin. Şahitler çağırıldıklarında şahitlik yapmayı reddetmesinler. Küçük olsun büyük olsun, her anlaşma maddesini vade tarihi ile birlikte yazmaya üşenmeyiniz. Bu, Allah nazarında daha âdil, kanıtlanma açısından daha güvenilir ve sizi şüpheye düşmekten alıkoymakta daha uygun olandır. Ama eğer birbirinize doğrudan doğruya devredeceğiniz hazır mallar ile ilgili ise, onu yazmamanızda bir mahzur yoktur. Birbirinizle alışveriş yapacağınız zaman bir şahit bulundurunuz, ancak ne yazıcı ne de şahit bir zarara uğramasın; eğer onlara zarar verici bir iş yaparsanız unutmayınız ki, bu, sizin için günahkârca bir davranış olacaktır. Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olunuz, çünkü sizi eğiten Allah`tır ve Allah, her şeyin tüm bilgisine sahiptir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
283.
Eğer seyahatte iseniz ve bir yazıcı/noter bulamazsanız, alınmış taahhütler ile yetinilebilir. Ancak birbirinize güveniyorsanız, kendisine güven duyulan, bu güvene uygun davransın ve Rabbine karşı sorumluluğunun bilincinde olsun. Şahit olduğunuz şeyi gizlemeyiniz; zira onu gizleyen, kalben vebal altındadır. Allah yaptığınız her şeyin bilgisine sahiptir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
284.
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah`a aittir. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir ve sonra O, istediğini affedecek, istediğini cezalandıracaktır. Zira Allah her şeye gücü yetendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
285.
Peygamber ve onunla birlikte olan müminler, Rabbi tarafından ona indirilene inandılar. Hepsi Allah`a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandılar. O`nun peygamberleri arasında hiçbir ayırım yapmıyoruz ve “İşittik ve itaat ettik. Bizi bağışla ey Rabbimiz, zira bütün yolculukların varış yeri sensin” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
286.
Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez. Kişinin yaptığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine. Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma! Günahlarımızı affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen yüce mevlamızsın, hakikatı inkâr eden topluma karşı bize yardım et!Mealleri KıyaslaSayfada Göster