ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Sümme cealnake ala şarıatim minel emri fettebı’ha ve la tettebı’ ehvaellezıne la ya’lemun
Kelime
Anlamı
Kökü
ثُمَّ
sonra
جَعَلْنَاكَ
seni koyduk
عَلَىٰ
üzerine
شَرِيعَةٍ
bir şeriat
مِنَ
-den
الْأَمْرِ
emrimiz-
فَاتَّبِعْهَا
sen ona uy
وَلَا
ve
تَتَّبِعْ
uyma
أَهْوَاءَ
keyiflerine
الَّذِينَ
kimselerin
لَا
يَعْلَمُونَ
bilmeyen(lerin)

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Sonra seni, dîne âit bir şerîata sâhip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Sonra da ey Muhammed! Seni her türlü iş ve yönetimde bir yol ve hakhukuk düzeni üzere görevlendirdik. Artık sen de o düzene uy, gerçekleri bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevâlarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tâbi olma!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sonra seni de din konusunda bir seriat sahibi kildik, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Sonra da (din ve dünya) işinde seni ayrı bir şeriat üzere görevlendirdik. Artık sen o şeriata uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma !.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma!

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen onlara uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me’mur kıldık. O halde sen ona tâbi’ ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık. Artık (sen) ona tâbi` ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sonra sana da (yeryüzünde) yapacağın işlerde takip edeceğin bir yol (şeriat) belirledik. O yola uy. Bilmeyenlerin arzularına uyma.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Sonra seni, emirde (Allah’ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Sonra seni de bu emirden (dinden) bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Sonra seni de emirlerimiz bulunan bir yol üzere kıldık. Öyleyse sen ona (Kur’an’a) uy! Bilmeyenlerin hevalarına/tutkularına uyma!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tâbi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Then We put thee on the (right) Way of Religion: so follow thou that (Way), and follow not the desires of those who know not.