Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir. Sûrede başlıca, Kur’an’ın indirilmesi, dış âlemde Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, Allah’ın kullarına bahşettiği nimetler, İsrailoğullarının kendilerine verilen nimetlere inkâr ve isyanla karşılık vermeleri konu edilmektedir.
4.
Ve sizin yaratılışınızda ve (Allah’ın) hayvanlardan üretip yaydıklarında, yakîn sahibi kavim için âyetler (deliller) vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Ve gece ve gündüzün ihtilâfı (birbirini takip etmesi) ve Allah’ın rızık olarak semadan (yağmur, kar gibi) şeyleri indirmesi, böylece arzı ölümünden sonra diriltmesi ve rüzgârları çevirip estirmesi, akıl eden kavim için âyetlerdir (delillerdir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Sana hak olarak onları okuyoruz. O halde Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Kendisine okunan, Allah’ın âyetlerini işitir. Sonra onu işitmemiş gibi kibirlenerek israr eder. Artık onu, elîm azap ile müjdele.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Âyetlerimizden bir şey öğrendikleri zaman onu alay konusu edinirler. İşte onlar; onlar için alçaltıcı azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Cehennem onların arkalarındadır. Ve kazandıkları şeyler onlara fayda vermez. Ve Allah’tan başka dost edindikleri de. Ve onlar için büyük azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
İşte bu hidayettir. Ve Rab’lerinin âyetlerini inkâr edenler; onlar için azap üstüne elîm azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
O Allah ki, içinde gemileri O’nun emriyle yüzdürmeniz için denizi size musahhar (emre amade) kıldı. Ve O’nun fazlından istemeniz için. Umulur ki, böylece siz şükredersiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Âmenû olanlara de ki: "Allah’ın günlerinin (geleceğini) ummayan, kazanmış olduklarından dolayı (Allah’ın) cezalandıracağı kavmi bağışlasınlar."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Kim salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, kendi nefsi içindir (lehinedir). Ve kim kötülük yaparsa, o da kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Ve andolsun ki İsrailoğullarına, kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Ve onları temiz rızıklarla rızıklandırdık. Ve onları âlemlere üstün kıldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Ve onlara emirden (Allah’ın emrinden) beyyineler (deliller) verdik. Fakat onlara ilim geldikten sonra onlar, aralarında azgınlık ederek ihtilâfa düştüler. Muhakkak ki senin Rabbin, kıyâmet günü, ihtilâf etmiş oldukları şeylerde, onların arasında hüküm verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Sonra seni, emirde (Allah’ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Muhakkak ki onlar, Allah’tan bir şey (emir) konusunda asla sana fayda veremezler. Muhakkak ki zalimler birbirinin dostudurlar. Ve Allah, takva sahiplerinin dostudur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
İşte bu (Kur’ân), insanlar için basirettir. Ve yakîn hasıl eden kavim için hidayettir, rahmettir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Yoksa kötülük işleyenler, zannediyorlar mı ki, onları, âmenû olan (Allah’a ulaşmayı dileyen) ve salih ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar gibi kılacağız ve onların hayatları ve ölümleri eşit olacak? Hüküm verdikleri şey ne kötü.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve bütün nefslere kazandıklarının karşılığı (ceza veya mükâfat) verilsin diye. Ve onlara zulmedilmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Ve: "O (hayat), dünya hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve diriliriz. Ve bizi dehrden (zamandan) başka birşey helâk edemez." dediler. Ve onların bu konuda ilimden (nasipleri) yoktur. Onlar sadece zanda bulunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Onlara âyetlerimiz beyan edilerek okunduğu zaman onların delilleri (iddiaları): "Eğer siz sadıklarsanız (doğru söyleyenlerseniz), babalarımızı getirin!" demekten başka birşey olmadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
De ki: "Allah sizi yaşatır, sonra öldürür. Sonra sizi, hakkında şüphe olmayan kıyâmet günü (biraraya) toplar." Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Ve o saatin (kıyâmetin) vuku bulacağı izin günü, bâtıl olanlar hüsranda olacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Ve bütün ümmetleri diz çökmüş olarak görürsün. Bütün ümmetler kendi kitaplarına davet edilirler. O gün yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı (ceza ve mükâfat) verilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
İşte bu Bizim Kitabımız ki, size hakkı söyler. Muhakkak ki Biz, yapmış olduğunuz şeyleri tensih ediyorduk (hayat filmine kaydettiriyorduk).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Fakat âmenû olanlara ve salih ameller yapanlara (Allah’a ulaşmayı dileyerek nefs tezkiyesi yapanlar) gelince, Rab’leri onları rahmetinin içine koyar. İşte bu, fevz-ül mübîndir (apaçık kurtuluştur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Ve fakat inkâr edenlere denir ki: "Âyetlerim size okunduğu zaman kibirlenenler siz değil miydiniz? Ve siz, mücrim bir kavim oldunuz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Ve: "Allah’ın vaadi ve hakkında şüphe olmayan o saat (kıyâmet) haktır." denildiği zaman siz: "Biz o saat (kıyâmet) nedir bilmeyiz? Sadece bir zan olduğunu sanıyoruz. Ve biz, yakîn sahibi değiliz." dediniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Ve onlara, yaptıkları şeylerin kötülüğü aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Ve (onlara): "Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin "bugününüze kavuşmayı" unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur." denildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
İşte bu, Allah’ın âyetlerini alay konusu etmeniz sebebiyledir. Ve sizi dünya hayatı aldattı. Öyleyse o gün oradan çıkarılmazlar. Ve onlardan bir özür istenmez (kabul edilmez).Mealleri KıyaslaSayfada Göster