وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَنْ ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ
Ve le kad raveduhu an dayfihi fe tamesna a’yunehum fe zuku azabi ve nuzur
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
وَلَقَدْ
veleḳad
ve andolsun
رَاوَدُوهُ
rāvedūhu
murad almağa kalkıştılar
ضَيْفِهِ
Deyfihi
onun konukları-
فَطَمَسْنَا
feTamesnā
biz de siliverdik
أَعْيُنَهُمْ
eǎ’yunehum
gözlerini
فَذُوقُوا
feƶūḳū
haydi tadın
وَنُذُرِ
ve nuƶuri
ve uyarılarımı
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azâbımı ve korkutuşlarımın sonucunu.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Hatta Lût’tan, genç delikanlılar şeklinde gelen melek misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler de, biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. Artık tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Onlar Lût’un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Andolsun ki Onun (Lût’un) konuklarından (şehvetle) zevk almak istediler de bu yüzden (görüşlerini) tam bir körlüğe soktuk! "Şimdi tadın azabımı ve uyarmalarımı!"
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Andolsun ki onlar onun konuklarına tecavüze kalkıştılar. Biz de gözlerini silme kör ettik. ’Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımı.’
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın."
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
Ve onun (meleklerden ibaret) misafirlerine, (kendi aralarında icra etmekte oldukları kötü işle) tecavüze kalkıştılar. Biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. "- Şimdi azabımı ve peygamberimin tehdidlerini tadın." dedik.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Andolsun ki, onlar Lût`tan misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler. Bunun üzerine biz de onların gözlerini kör ettik. “Cezamı ve uyarımı tadın!” dedik.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
And olsun ki, onlar Lut’un konuklari olan melekleri elde etmeye kalkistilar, bunun uzerine gozlerini kor ettik. «Azabimi ve uyarmalarimi dinlememenin sonucunu tadin» dedik.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
And olsun ki onlar (o ahlâksız cinsel sapıklar), Lût’un konuklarına sataşmak için devamlı O’na gidip geldiler. Bu yüzden onların gözlerini silme kör ettik de «tadın azabımı ve uyarılarımı I» (dedik).
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Andolsun ki, onlar onun (melek olarak gelen) misafirlerine karşı (cinsel anlamda) kötülük yapmayı planlamışlardı. Biz de onların gözlerini silme kör ettik ve: “Haydi, azabımı ve uyarılarımı(n kötü sonucunu) tadın (bakalım)!” (dedik).
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
Onlar Lût’un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik).
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik).
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Onlar Lut’un konuklarını elde etmek istediler. Bunun üzerine gözlerini kör ettik. «Tadın bakalım azabımı ve uyarılarımın sonuçlarını.»
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı, yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın."
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Andolsun onlar misafirlerine dahi kötülük yapmak istediler de gözlerini silme kör ettik. "Şimdi azabımı ve uyarılarımı tadın!"
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki onlar müsâfirlerine (bile) kötülük yapmayı kasd etmişlerdi. Biz de gözlerini silme kör ediverdik. «İşte, (dedik,) azabımı ve tehdîdlerimi (n akıbetini) tadın».
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
And olsun ki ondan (Lût`un kendisinden), misâfirlerinden (murâd almak üzere)talebde bulundular; bunun üzerine (biz de) onların gözlerini silme kör ettik: `Haydi tadın azâbımı ve korkutmalarımı!` (dedik).
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Andolsun ki; onlar, misafirlerine kötülük yapmayı kasdetmişlerdi. Biz de gözlerini kör ettik. Azabımı ve tehdidimi tadın.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Onlar, Lut’un misafirlerine de tecavüz etmeyi istediler. Bizde gözlerini kör ettik ve "Artık azabımı ve uyarıların karşılığını tadın" dedik.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki, kötü amelleri için ondan misafirlerini ısrarla istediler. Bunun üzerine onların gözlerini silip yok ettik. Öyleyse inzarımı (uyarılarımı) ve azabımı tadın!
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Şüphesiz onlar, onun konuklarından da murat almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarıp korkutmamı tadın."
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
Ve hatta o’ndan misafirlerini (kendilerine) teslim etmesini istediler. Bunun üzerine onları (gerçeği) görmekten yoksun bıraktık. "Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!" (diye seslendik.)
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Daha beteri arzularını onun misafirlerinden tatmin etmek için onunla çekiştiler; bunun üzerine Biz de gözlerini kör ettik; "Madem uyarımı (göz ardı ettiniz), o halde azabımı tadın!" (dedik).
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
(37-38) Andolsun ki, o misafirlerinden dolayı O’ndan mutalebede bulunmuşlardı. Artık Biz de onların gözlerini silip kör ettik, «Haydin azabımı ve tehditlerimi tadın!» (deyiverdik). Andolsun ki, onları sabahleyin erkenden bir daimi azab yakaladı.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Onlar Lut’un misafirlerine karşı kötülük yapmaya kalkışmışlardı. Biz de gözlerini siliverdik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin âkibetini tadın!"
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Onun misafirlerinden (sapıkça) yararlanmaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "İşte azabımı ve uyarılarımı tadın!"
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Onlar Lut’un konuklarını elde etmek istediler. Bunun üzerine gözlerini kör ettik. «Tadın bakalım azabımı ve uyarılarımın sonuçlarını.»
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Onlar Lût’un misafirlerine karşı niyetlerini bozdular, onlarla yalnız kalmak için gidip gidip geldiler. Biz de gözlerini silme kör ettik. Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimi!
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Onun (güzel delikanlılar şeklinde görünen melek) konuklarından murâd almağa kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik: "Haydi azâbımı ve uyarılarımı tadın!"
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Onlar, Lût’un misafirlerinden murat almak istemişlerdi. Biz de onların gözlerini kör ettik. -Şimdi tadına bakın azabımın ve tehdidimin!
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. «İşte azabımı ve uyarıp korkutmamı tadın.»
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, Lût’un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
And they even sought to snatch away his guests from him, but We blinded their eyes. (They heard:) "Now taste ye My Wrath and My Warning."
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.