خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌ
Huşşean ebsarıhum yahrucune minel ecdasi keennehum ceradum munteşir
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
خُشَّعًا
ḣuşşeǎn
korkarak
أَبْصَارُهُمْ
ebSāruhum
gözleri
يَخْرُجُونَ
yeḣrucūne
çıkarlar
الْأَجْدَاثِ
l-ecdāṧi
kabirler-
كَأَنَّهُمْ
keennehum
tıpkı gibidirler
جَرَادٌ
cerādun
çekirgeler
مُنْتَشِرٌ
munteşirun
yayılan
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
O gün onlar gözleri dönüp, kararmış bir halde öteye beriye dağılmış çekirgeler gibi, kabirlerinden çıkarlar.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Gözleri dehşetten önlerine eğik hâlde, sanki yayılan çekirge sürüsü misali, cedeslerinden (kozalarından) çıkıyorlar
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Gözleri düşkün (zillet içinde), sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Gözleri ’zillet ve dehşetten düşmüş olarak’, sanki ’yayılan’ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
(Korkudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi...
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Gözleri korkudan perişan bir vaziyette, etrafa saçılmış çekirgeler gibi bulundukları yerden çıkarlar.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
(7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
Onlar da gözleri korkudan önlerine eğik bir halde kabirlerinden çıkarlar; tıpkı etrafa yayılan çekirge misâli.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Onlar, (rüzgârın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi ürkek bakışlarla mezarlarından çıkarlar.
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
(7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi…
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Gözleri ’zillet ve dehşetten düşmüş olarak’, sanki ’yayılan’ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Gözleri zillet ve dehşetten düşmüş olarak, sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
gözleri zelîl ve hakıyr (dönüş) olarak, (hepsi de) çıvgın (ve yaygın) çekirgeler gibi, kabirler (in) den çıkacaklar,
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
(7-8) (O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl`e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: `Bu, pek zor bir gündür!`
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
(Kıyamet günü) Gözleri korku içinde mezarlardan çıktıklarında, sanki yeryüzüne dağılmış çekirge sürüleri gibidirler.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Kabirlerden, gözleri dehşete düşmüş olarak çıkarlar. Sanki onlar, etrafa yayılan çekirgeler gibidir.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Başlar öne eğik, sanki etrafa serpiştirilen çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar,
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
onlar yılgın ve bitkin gözlerle, savrulmuş çekirge sürüleri gibi mevzilerinden çıkacaklar;
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
Gözlerî zeliller olarak kabirlerinden çıkacaklardır. Sanki onlar dağılmış çekirgelerdir.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Gözleri dalgın dalgın (zillet ve dehşet içinde), tıpkı etrafa yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Gözleri baygın baygın kabirlerden çıkarlar. Sanki onlar yayılan çekirgelerdir!
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkar, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplarlar.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
(7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Gözler ’zillet ve dehşetten düşmüş olarak’, sanki ’etrafa serpilen’ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
They will come forth,- their eyes humbled - from (their) graves, (torpid) like locusts scattered abroad,
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.