أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ تَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مَا هُمْ مِنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Elem tere ilelleziyne tevellev kavmen ğadıballahu ’aleyhim ma hum minkum ve la minhum ve yahlifune ’alelkezibi ve hum ya’lemune.
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
الَّذِينَ
elleƶīne
kimseleri
تَوَلَّوْا
tevellev
dost edinen(leri)
قَوْمًا
ḳavmen
bir topluluğu
غَضِبَ
ğaDibe
gazabettiği
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
kendilerine
وَيَحْلِفُونَ
ve yeHlifūne
ve yemin ediyorlar
يَعْلَمُونَ
yeǎ’lemūne
bilerek
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Bakmaz mısın şunlara ki Allah’ın gazap ettiği bir topluluğa dostluk ederler; onlar, ne sizdendir, ne onlardan ve bilip dururken de yalan yere yemin ederler.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kuranların farkında değil misin? Onlar ne müslüman olarak sizdendirler, ne o Yahudilerdendirler. Onlar bile bile yalan söyleyerek, Allah adına yemin ediyorlar ve biz müslümanız diyorlardı.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Allâh’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinen şu kimseleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardandırlar; bunu bildikleri hâlde yalan üzerine yemin ederler.
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Allah’ın kendilerine kızdığı bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan üzere yemin ediyorlar.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, müminlerin esrarını Yahûdi’lere nakleden) şu münafıklara bakmaz mısın: Allah’ın gazab etmiş olduğu bir kavme yardaklık etmektedirler. Onlar ne sizdendirler, ne onlardan... (Yeminlerinde yalancı olduklarını) bilip dururlarken de, yalan yere yemin ederler.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Allah`ın öfke duyduğu bir toplumu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendir ne de onlardandır. Bile bile yalan yere yemin ederler.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
Allah’in gazabettigi milleti dost edinen munafiklari gormedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardan, bile bile, yalan yere yemin etmektedirler.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
Allah’ın gazab ettiği bir topluluğu dost ve arkadaş edinenleri görmedin mi ? Onlar ne sizden, ne de diğerlerindendirler. Bildikleri halde yalan yere yemin ederler.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Yüz çeviren bir topluluğu görmüyor musun? Allah onların üzerine gazap yağdırıyor. Onlar sizden de değiller, onlardan da değiller. Onlar, bile bile yalan şeyler üzerine yemin ediyorlar.
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
ALLAH’ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinenlere dikkat etmedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardandır. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler!
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Tanrı’nın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendir, ne de onlardan. Kendileri de bildikleri halde, yalan yere yemin ediyorlar.
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Allahın, kendilerine gazab etdiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Bunlar sizden de değildir, onlardan da değildir. Kendileri de bilib dururlarken, onlar yalan yere yemîn ederler.
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
Allah`ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu dost edinenleri (o münâfıkları)görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardandır. Onlar, bile bile yalan yere yemîn ediyorlar.
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Bakmaz mısın onlara ki, Allah’ın, kendilerine gazab ettiği bir kavmi dost edinmişlerdir? Onlar; ne sizdendir, ne de onlardan. Ve bile bile yalan yere yemin etmektedirler.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Yüz çeviren bir topluluğu görmüyor musun? Allah onların üzerine gazap yağdırıyor. Onlar sizden de değiller, onlardan da değiller. Onlar, bile bile yalan şeyler üzerine yemin ediyorlar.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Allah’ın kendilerine öfkelendiği (gadaplandığı) kavme (yahudilere) dönenleri (onları dost edinen münafıkları) görmedin mi? Onlar sizden değildir ve onlardan da (yahudilerden de) değildir. Bilerek yalan yere yemin ederler.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Allah’ın kendilerine karşı gazaplandığı bir kavmi veli edinmekte olanları görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin etmektedirler.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
Allah’ın gazabına uğrayan bir toplum ile dostluk kuranların farkında değil misin? Onlar ne sizdendir (ey müminler) ne de o (hakikati inatla reddede)nlerden. Böylece onlar yalan ve düzmece (değerler) üstüne (onların yalan ve sahte olduklarını) bile bile yemin ederler.
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Allah`ın gazabına uğrayan bir toplulukla dayanışma içine girenleri görmez misin? Onlar ne sizdendir ne de onlardandır; bir de (utanmadan) bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
Görmedin mi o kimseleri ki, üzerlerine Allah’ın gazap etmiş olduğu bir kavmi dost edindiler o kimseler, ne sizdendirler ve ne de onlardandırlar ve bilir oldukları halde yalan yere yemîn ederler.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Allah’ın gadap ettiği bir toplulukla dostluk kuranları görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu, dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler.
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Allah’ın gazab ettiği bir topluluğu dost edinenlere baksana! Bunlar ne sizden, ne de onlardandır. Bunlar bile bile yalan yere yemin ederler.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Allâh’ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Allah’ın gazap ettiği bir toplumu dost edinenleri gördün mü? Onlar, sizden değil, onlardan da değil. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmekte olanları görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne de onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin etmektedirler.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah’ın kendilerine öfkelendiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilip durdukları halde yalana yemin ediyorlar.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
Turnest thou not thy attention to those who turn (in friendship) to such as have the Wrath of Allah upon them? They are neither of you nor of them, and they swear to falsehood knowingly.
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.