حَتَّىٰ إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ
Hatta iza fetahna aleyhim baben za azabin şedıdin iza hüm fıhi müblisun
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
فَتَحْنَا
feteHnā
açtığımız
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
üzerlerine
مُبْلِسُونَ
mublisūne
şaşkın ve umutsuz kalırlar
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Nihayet üzerlerine şiddetli azap kapısı açtığımız zaman, birde bakarsın ki, onlar orada şaşkın ve ümitsizlik içinde donup kalmışlardır.
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap sahibi bir kapı açtığımızda, birdenbire o azabın içinde ümitsiz kalıverirler.
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda onun içinde ümitsiz kalırlar.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet üzerlerine çok şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman da, onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman, ümitsiz kalıverdiler.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
Sonunda onlara siddetli bir azap kapisi actigimiz zaman umitsiz kaliverdiler.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
Sonunda üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımızda, ansızın şaşırıverdiler de ümitsizliğe kapıldılar.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azap geldiği zaman, birden onun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar!
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Kendilerine çetin bir azabın kapısını açtığımız zaman şaşırıp şoke oldular.
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Nihayet üzerlerine azâbı çetin bir kapı açdığımız vakit (görürsün ki) onlar bunun içinde ümidsizlikle dönüb kalmışlardır.
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
Nihâyet onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda, bir de bakarsın ki onlar bunun içinde ümidsizliğe düşmüş kimselerdir.
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Sonunda onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda şaşkına dönüp ümitsiz kalıverdiler
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Taki, üzerlerine çok şiddetli azabın kapılarını açtığımızda, ümitsizliğe düşüverdiler.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Nihayet onların üzerine şiddetli azap kapısını açınca, o zaman onlar ümitsizlik içinde (ümitsizliğe düşenler) oldular.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
ta ki, Biz onların önünde (ceza gününe has) zorlu bir azabın kapısını açıncaya kadar; işte ancak o zaman bütün ümitlerini kaybediverirler.
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Ta ki vakti gelip de onlar aleyhine bir azap kapısı açıncaya dek: o zaman da onlar, orada, umutlarının tamamını yitiriverecekler.
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
Nihâyet onların üzerine bir şiddetli azapkarîn kapı açtığımız vakit de onlar onun içinde ye’se düşmüş mütehayyir kimselerdir.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımızda, birden ümitsizliğe kapıldılar.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azap geldiği zaman, birden onun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar!
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
Ama ne zaman onların önüne ceza gününe mahsus zorlu bir azap kapısını açarsak, işte o zaman birden bütün ümitlerini yitiriverirler.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Nihâyet üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımız zaman, derhal O’nun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar.
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Onların üzerine şiddetli bir azap kapısı açana kadar... İşte o zaman ümitsizliğe düşüverirler.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
Until We open on them a gate leading to a severe Punishment: then Lo! they will be plunged in despair therein!
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.