يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Yağfir lekum zunubekum ve yudhılkum cennatin tecriy min tahtihel’enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati ’adnin zalikelfevzul’azıymu.
Kelime
Anlamı
Kökü
يَغْفِرْ
bağışlasın
لَكُمْ
sizin
ذُنُوبَكُمْ
günahlarınızı
وَيُدْخِلْكُمْ
ve sizi koysun
جَنَّاتٍ
cennetlere
تَجْرِي
akan
مِنْ
تَحْتِهَا
altlarından
الْأَنْهَارُ
ırmaklar
وَمَسَاكِنَ
ve konutlara
طَيِّبَةً
güzel
فِي
içinde
جَنَّاتِ
bahçeler
عَدْنٍ
durulmağa değer
ذَٰلِكَ
işte budur
الْفَوْزُ
başarı
الْعَظِيمُ
büyük

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Suçlarınızı örter ve sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere ve ebedî Adn cennetlerinde tertemiz evlere sokar; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murâda eriştir.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Eğer böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı bağışlayacak ve sizi öteki dünyada içinden ırmaklar akan bahçelere ve bu sonsuz mutluluk bahçelerindeki, güzel köşklere sokacaktır. İşte bu büyük bir kurtuluştur.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    (Bu takdirde) benlikten kaynaklanan suçlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki temiz meskenlere dâhil eder... İşte bu azîm bir kurtuluştur!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    (Allah) günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerinde hoş konutlara sokar. İşte büyük kurtuluş budur.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ’büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Bunu yaptığınız takdirde) Allah, günahlarınızı bağışlar ve sizi (ağaç ve köşkleri) altından ırmaklar akar cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel ve hoş saraylara koyar. İşte bu, en büyük kurtuluştur.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Eğer böyle yaparsanız, Allah sizin günahlarınızı affeder, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte, en büyük kurtuluş budur.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Boyle yaparsaniz, Allah gunahlarinizi size bagislar, sizi, iclerinden irmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hos yerlere koyar. Buyuk kurtulus budur.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bu durumda Allah günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetleri’ndeki tertemiz, gönül açıcı konaklara koyar. İşte bu büyük bir kurtuluştur.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirsin. İşte bu en büyük kurtuluştur.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Günahlarınızı bağışlar ve sizi içinden ırmaklar akan bahçelere ve Adn bahçelerindeki saraylara sokar. Büyük başarı budur.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (Eğer böyle yaparsanız Allah) sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından akan cennetlere Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ’büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Günahlarınızı bağışlar, sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki çok hoş meskenlere yerleştirir. İşte çok büyük kurtuluş budur.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Böyle yaparsanız O, sizin günâhlarınızı yarlığar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adin cennetlerindeki çok güzel saraylara sokar. İşte bu, en büyük kurtuluş (seâdet) dir.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Böyle yaparsanız, O) günahlarınızı size bağışlar ve sizi, altlarından ırmaklar akan Cennetlere ve Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş, budur!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    O; sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel yerlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    (O zaman Allah) Günahlarınızı size bağışlar, altlarından ırmakların aktığı cennetlere koyar ki, o adn cennetlerinde tertemiz evler var. İşte büyük kurtuluş budur.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Sizin günahlarınızı mağfiret eder. Ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. Ve sizi adn cennetlerinde güzel meskenlere yerleştirir. İşte bu, fevz-ül azîmdir (büyük kurtuluştur).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn (ebedi) cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte büyük kurtuluş budur.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Eğer böyle yaparsanız,) Allah günahlarınızı bağışlayacak ve sizi (öteki dünyada) içinden ırmaklar akan bahçelere ve bu sonsuz mutluluk bahçelerindeki güzel köşklere koyacaktır. Bu büyük bir mazhariyettir!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Böyle yaparsanız) O sizin günahlarınızı bağışlayacak ve sizi zemininden ırmakların çağladığı cennetlere koyacaktır; kalıcı güzelliğin merkezi olan cennetlerdeki tarifsiz huzur köşklerine: işte muhteşem final budur!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Sizin için günahlarınızı yarlığar ve sizi altından ırmaklar akar cennetlere ve Adn cennetlerinde tertemiz konaklara girdirir. Bu ise en büyük bir kurtuluştur.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (bunu yapınız ki) Allah günahlarınızı bağışlasın; sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından akan cennetlere Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Böyle yaparsanız sizin günahlarınızı affeder ve içinden ırmaklar akan cennetlere ve özellikle Adn cennetlerinde çok güzel saraylara yerleştirir. İşte en büyük başarı, en büyük mutluluk budur.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (Böyle yapınız ki Allâh) sizin günâhlarınızı bağışlasın ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve durulmağa değer bahçeler içinde güzel konutlara koysun. İşte büyük başarı budur.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    O, sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi alt tarafından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ’büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz, bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    He will forgive you your sins, and admit you to Gardens beneath which Rivers flow, and to beautiful mansions in Gardens of Eternity: that is indeed the Supreme Achievement.