وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
Ve kezzebellezıne min kablihim ve ma beleğu mı’şara ma ateynahüm fe kezzebu rusüli fe keyfe kane nekır
Kelime
Anlamı
Kökü
وَكَذَّبَ
yalanlanmışlardı
الَّذِينَ
kimseler
مِنْ
قَبْلِهِمْ
onlardan önceki(ler)
وَمَا
ve
بَلَغُوا
erişmemişlerdir
مِعْشَارَ
onda birine bile
مَا
اتَيْنَاهُمْ
onlara verdiklerimizin
فَكَذَّبُوا
fakat yalanladılar
رُسُلِي
elçilerimi
فَكَيْفَ
ama nasıl
كَانَ
oldu
نَكِيرِ
benim inkarım

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı ve bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile nâil olamadılar, öyle olduğu halde yalanladılar da cezâ ve azâbım, nasıl gelip çattı, helâk etti onları.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Onlardan öncekiler de kitap verilmesine ve uyarıcılar gönderilmesine rağmen peygamberleri ve gelen mesajı yalanladılar. Halbuki bu Mekke’liler kendilerinden öncekilere verdiğimiz kuvvet, uzun ömür, mal ve evlat çokluğunun onda birine bile, henüz ulaşamamışlardır. Böyle iken, öncekiler peygamberleri ve mesajlarımızı yalanladılar da, bak beni inkâr edişin neticesi nasıl oldu?

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) inkâr etmişlerdi. Bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine erişmemişlerdi. (Böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Onlardan öncekiler de yalanlamıştı (genetik özellik)! (Oysa bunlar) onlara verdiğimizin onda birine bile ulaşmamışlardır... (Buna rağmen) Rasûllerimi yalanladılar... İşte bak, benim de onları inkârımın sonucu nasıl oldu!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Bunlardan öncekiler de yalanladılar. Oysa bunlar onlara verdiklerimizin onda birine bile erişememişlerdir. Böyleyken onlar elçilerimi yalanladılar. Ama benim inkârım nasıl oldu?

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen (şımararak) elçilerimi yalanladılar; ancak Benim de (onları) inkarım (yıkıma uğratmam) nasıl oldu?

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlardan (o Mekke kâfirlerinden) öncekiler de, (peygamberlerini) yalanlamışlardı; hem de bunlar, evvelki kâfirlere (mal, evlâd ve ömür gibi şeylerden) verdiklerimizin onda birine ermediler; peygamberimizi tekzip ettiler de beni inkâr edişin sonu nasıl oldu?

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Onlardan öncekiler de yalanladılar. Oysa bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardır. Onlar da peygamberlerimizi yalanlamışlardı. Bak, beni inkârın sonu nasıl oldu?

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Kendilerinden once gelenleri de yalanlamislardi; oysa bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile erisememislerdi. Boyleyken peygamberlerimizi yalanladilar; Beni inkar etmek nasil olur?

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlardan önce gelen (inkarcılar da) yalanlamıştı; onlara verdiğimizin onda birine olsun (bunlar) erişememişlerdir. Peygamberlerini yalanladılar. (Bir bak), beni inkârın sonu ne oldu !

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. Hâlbuki bunlar onlara verdiğimiz şeylerin onda birine bile ulaşamamışlardır. (Buna rağmen) peygamberlerimi yalanladılar. Peki, benim (onları) inkârım (yok saymam/yıkıma uğratmam) nasıl oldu?

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Hâlbuki bunlar onlara verdiğimiz şeylerin onda birine bile ulaşamamışlardır. Elçilerimi yalanladılar. Peki, beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) inkâr etmişlerdi. Bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine erişmemişlerdi. (Böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onlardan öncekiler yalanladılar. Halbuki onlara verilenlerin onda birine ulaşmamışlardı. Elçilerimi yalanladılar. Beni tanımamak da nasılmış?

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Hem bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine eremediler. Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkâr edişin sonu nasıl oldu?

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlardan önceki bir çok milletler de mesajımızı yalanlamışlardı., Bu müşrikler onlara verdiğimiz dünyalıkların onda birine bile ermiş değillerdir. Buna rağmen peygamberlerimi yalanladılar, ama bu inkârcılığın karşılığı nice oldu?

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen (şımararak) elçilerimi yalanladılar; ancak benim de (onları) inkarım nasıl oldu?

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) inkâr etmişlerdi. Bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine erişmemişlerdi. (Böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) tekzîb etdi (ler) Halbuki bunlar öbürlerine verdiklerimizin onda birine ermemişlerdir. (Böyle iken) öbürleri peygamberlerimizi tekzîb etmişlerdi. (Bak) beni inkâr (edişin akıbeti) nice oldu!

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Bunlardan öncekiler de (peygamberleri) yalanlamıştı; (bunlar, servet ve ömürce)onlara verdiklerimizin onda birine bile erişmediler; böyle iken peygamberlerimi yalanladılar; ama beni inkâr etmek nasıl olurmuş (gördüler)!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Kendilerinden öncekiler de yalanlamışlardı. Halbuki bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Peygamberlerimi yalanladılar. Beni inkar nasıl olurmuş?

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlardan öncekilerde yalanlamıştı. Henüz onlara verilenlerin onda biri kendilerine ulaşmamışken, elçilerimi yalanlamışlardı. Sonra (Bak bakalım) inkâr etmenin sonu nasıl olmuş?

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlardan öncekiler (de) tekzip ettiler (yalanladılar). Ve onlara verdiğimiz şeylerin onda birine (bile) erişmediler. Buna rağmen resûllerimizi tekzip ettiler (yalanladılar). Bundan sonra inkârım (cezam) nasıl oldu?

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardır. Buna rağmen (azabı engelleyemediler), elçilerimi yalan saydılar, ama benim reddedişim (yıkıma uğratmam) nasıl olurmuş (iyice gördüler)!

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu) da, böylece hakikati yalanlamışlardı; bu (eski toplumlar), (kendilerinden sonraki kuşaklara) tevdi ettiğimiz (hakikatin kanıtlarının) onda birine bile sahip olmadıkları halde yine de elçilerimizi yalanladıklarında, Benim onları yok saymam ne korkunç oldu!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Dahası onlardan öncekiler de yalanlamışlardı; ama onlara verilen (manevi nimetler, bu ümmete) verilenin onda birine bile ulaşmamıştı; buna rağmen elçilerimi yalanladılar ve sonuçta inkar nasıl olurmuş gördüler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve onlardan evvelkiler de tekzîp etmişlerdi. Halbuki onlar, ötekilerine verdiklerimizin onda birine ermemişlerdir. Resûllerimizi tekzîp ettiler. Artık bak, Benim (onları) inkârım nasıl oldu?

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Kendilerinden öncekiler de yalanlamışlardı. Halbuki bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine ulaşamadılar. Böyleyken peygamberlerini yalanlamışlardı. Beni inkâr nasıl olurmuş!

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onlardan öncekiler de yalanladılar. Ve verdiklerimizin onda birine ulaşamamışlardır! Yine de elçilerimi yalanladılar. Peki, Benim azabım nasıl oldu?

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlardan önceki bir çok milletler de mesajımızı yalanlamışlardı., Bu müşrikler onlara verdiğimiz dünyalıkların onda birine bile ermiş değillerdir. Buna rağmen peygamberlerimi yalanladılar, ama bu inkârcılığın karşılığı nice oldu?

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bunlardan, (Mekke müşriklerinden) öncekiler de hakkı yalan saymışlardı. Halbuki bunların güç ve kuvveti onlarınkinin onda biri kadar bile değildir. Buna rağmen azabı engelleyemediler. Peygamberlerimi yalan saydılar ama, redlerine karşı Benim reddedişim nasıl olurmuş, iyice gördüler!

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Bunlardan önceki (millet)ler de yalanlanmışlardı. Bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile erişmemişlerdir. (Onlara o kadar ni’met verdiğim halde yine) elçilerimi yalanladılar. Ama benim de (onları) inkârım nasıl oldu, (onları nasıl mahvettim)!?

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Onlara verdiğimizin onda birine bile ulaşamadılar. Buna rağmen peygamberlerimi yalanladılar. Buna karşı benim cezam nasıldı?

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen peygamberlerimi yalanladılar; ancak benim de (onları) inkârım (yıkıma uğratmam) nasıl oldu?

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Onlardan öncekiler de yalanladılar. Üstelik bunlar, ötekilerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamadılar. Resullerimi yalanladılar. Peki, benim azabım nasıl oldu!?

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And their predecessors rejected (the Truth); these have not received a tenth of what We had granted to those: yet when they rejected My messengers, how (terrible) was My rejection (of them)!