لِيُنْفِقْ ذُو سَعَةٍ مِنْ سَعَتِهِ ۖ وَمَنْ قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنْفِقْ مِمَّا آتَاهُ اللَّهُ ۚ لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا ۚ سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا
Liyunfık zu se’a tin min se’atihi ve men kudire ’aleyhi rizkuhu felyunfık mimma atahıllahu la yukellifullahu nefsen illa ma ataha seyec’alullahu ba’de ’usrin yusren.
Kelime
Anlamı
Kökü
لِيُنْفِقْ
nafaka versin
ذُو
sahip (olan)
سَعَةٍ
geniş imkana
مِنْ
göre
سَعَتِهِ
genişliğine
وَمَنْ
ve kimse
قُدِرَ
kısıtlı olan
عَلَيْهِ
aleyhine
رِزْقُهُ
rızkı
فَلْيُنْفِقْ
versin
مِمَّا
şeyden
اتَاهُ
kendisine verdiği
اللَّهُ
Allah’ın
لَا
يُكَلِّفُ
sorumlu tutmaz
اللَّهُ
Allah
نَفْسًا
bir kişiye
إِلَّا
başkasıyla
مَا
اتَاهَا
verdiğinden
سَيَجْعَلُ
yaratacaktır
اللَّهُ
Allah
بَعْدَ
sonra
عُسْرٍ
bir güçlükten
يُسْرًا
bir kolaylık

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Vakti hâli yerinde ve eli geniş olan, vaktine hâline göre nafaka versin ve rızkı dar olana gelince, Allah, kendisine ne verirse onun bir kısmını nafaka olarak versin; Allah, hiç kimseye, kendi verdiği miktardan daha fazla bir şey teklif etmez. Allah, güçlükten sonra bir kolaylık verecektir.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Bütün bu durumlarda geniş imkanlara sahip olan kişi imkanına göre nafaka versin. Rızık imkanları dar olan kimse ise Allah’ın kendisine verdiğine uygun biçimde nafaka vermiş olsun. Allah hiçbir kimseye kendi verdiğinden daha fazlasından yükümlü tutmaz. Allah güçlükten sonra mutlaka kolaylık verecektir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Varlık sahibi olan, kendi zenginliğine göre nafaka versin. İmkânları daraltılmış kimse de Allâh’ın kendisine verdiğine göre nafakasını versin... Allâh hiç kimseyi, ona verdiğinden ötesiyle sorumlu tutmaz! Allâh zorluktan sonra bir kolaylık oluşturur

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Genişlik içinde olan nafakayı imkânlarına göre versin, rızkı kendisine daraltılmış olan da Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç bir canı ona verdiğinden başkasıyla yükümlü tutmaz. Allah zorluktan sonra kolaylık nasib edecektir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Geniş-imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Genişliği (zenginliği) olan, (boşanmış kadınlara ve süt annelere) genişliğinden nafaka versin; rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden harcasın. Allah bir kimseyi, ancak ona verdiği şeyle mükellef tutar. Allah bir güçlüğün arkasından bir kolaylık ihsan eder.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Varlıklı olan, sahip olduğu imkanlara göre harcasın; rızkı daralmış bulunan da Allah`ın kendisine verdiği kadarından harcasın. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Varlikli olan kimse, nafakayi varligina gore versin; rizki ancak kendisine yetecek kadar verilmis olan kimse, Allah’in kendisine verdiginden versin; Allah kimseye, verdigi rizki asan bir yuk yuklemez. Allah, guclukten sonra kolaylik verir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Geniş imkânı olan, geniş imkânına göre nafaka versin. Rızkı dar ve sınırlı olan ise, Allah’ın kendisine verdiğinden nafaka versin. Allah, hiç kimseye verdiğinden fazlasını teklif etmez. Allah, bir sıkıntı ve zorluğun ardından bir kolaylık meydana getirir.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Geniş imkânları olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah`ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç kimseyi, ona verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, her güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Varlıklı kimse varlığı oranında nafaka yardımında bulunsun. Dar gelirli ise, ALLAH’ın kendisine verdiğinden versin. ALLAH bir kimseye vermiş olduğundan fazla bir sorumluluk yüklemez. ALLAH zorluktan sonra kolaylık getirecektir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    İmkanı geniş olan, nafakayı imkanlarına göre versin. Rızkı daralmış bulunan da nafakayı, Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemez. Allah daima bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Geniş imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Tanrı’nın kendisine verdiği kadarıyla versin. Tanrı, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Tanrı, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bolluk içinde olan bolluğuna uygun nafaka versin. Rızkı kendisine daraltılan kimse de Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah hiçbir kimseye ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah güçlüğün arakasından kolaylık ihsan eder.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Haali, vakti) geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan (fakîr) de nafakayı Allahın ona verdiğinden versin. Allah hiçbir nefse, ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah, güçlüğün arkasından kolaylık ihsan eder.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Eli geniş olan kimse, genişliğine göre nafaka versin! Rızkı kendisine daraltılmış olan kimse de Allah`ın ona verdiği (kadarı)ndan versin! Allah, kimseyi ona verdiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz. Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık verecektir.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Eli geniş olan; genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan da, nafakayı Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah kimseyi, kendisine verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah; güçlüğün ardından bir kolaylık ihsan eder.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Durumu iyi olan (zengin olan) gücü nispetinde kadına ve bebeğine harcama yapsın. Rızkı dar ve az verilmiş kimsede, Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla harcama yapsın. Allah hiçbir kimseye veremeyeceği şeyleri emretmiyor. Allah bu zorluklardan sonra bir kolaylık sağlayacaktır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Geniş imkân sahibi olan, geniş imkânlarından infâk etsin (nafaka versin). Ve kim, üzerindeki rızkı az ise, o taktirde Allah’ın ona verdiğinden infâk etsin. Allah kimseyi, ona verdiğinden fazlası ile mükellef (sorumlu) tutmaz. Allah, zorluktan sonra kolaylık verecektir.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç bir nefse, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah, güçlükten sonra kolaylık verir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Bütün bu durumlarda,) geniş imkanlara sahip olan kişi, genişliği ile uyumlu olarak harcasın; rızık imkanları dar olan kimse ise Allah’ın kendisine verdiğine uygun şekilde harcasın! Allah hiç kimseye kendi verdiğinden daha fazlasını yüklemez; (ve mümkündür ki) Allah sıkıntıdan sonra rahatlık verecektir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Neticede) imkanı olanlar, imkanları nisbetinde harcama yapsın; maddi imkanı dar olanlar da Allah`ın kendisine verdiği kadar harcama yapsın: Allah hiç kimseye verdiği imkandan fazlasını yüklemez; (belki de) Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık ihsan edecektir.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Genişlik sahibi olan, genişliğinden infakta bulunsun ve üzerine rızkı dar bulunmuş olan da kendisine Allah’ın verdiğinden infakta bulunsun. Allah, hiçbir nefse, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah elbette güçlük arkasından kolaylık nâsib eder.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Hali vakti geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı dar olan fakir de, nafakayı Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kimseyi ancak ona verdiği şeyle mükellef tutar. Allah bir güçlükten sonra er geç bir kolaylık ihsan edecektir.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah bir kimseyi ancak imkânlarına göre yükümlü kılar. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    İmkanı geniş olan, nafakayı imkanlarına göre versin. Rızkı daralmış bulunan da nafakayı, Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemez. Allah daima bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    İmkânı geniş olan, imkânına göre nafakayı bol versin. Nasibi sınırlı olan ise Allah’ın kendisine verdiği imkân ölçüsünde nafaka versin. Allah, herkesi sadece ona verdiği imkân nisbetinde yükümlü tutar. Allah, sıkıntının ardından kolaylık ihsan eder.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allâh’ın kendisine verdiğinden versin. Allâh, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allâh, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Zengin olan, gücüne göre nafaka versin. Rızkı kendisine yetecek kadar olan da, Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah, hiç kimseyi, verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, güçlüğün ardından bir kolaylık verir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da, artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Geniş imkâna sahip olan bu geniş imkânından harcasın. Rızkı kendisine ölçü ile verilmiş olan da Allah’ın kendisine verdiğinden infak etsin. Allah hiçbir benliği, kendisine verdiği şey dışında yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Let the man of means spend according to his means: and the man whose resources are restricted, let him spend according to what Allah has given him. Allah puts no burden on any person beyond what He has given him. After a difficulty, Allah will soon grant relief.