Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar!
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Ve (bir kısmınız) Ashâb-ı Meş`eme (amel defterleri sol eline verilenler) ki, ne(bedbaht insanlardır) Ashâb-ı Meş`eme!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Solcular; o solcular ne bahtsızdırlar.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Mutsuz olanlar. (O gün) Ne kadar mutsuzlar.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve ashabı meşeme [meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) solundan verilen cehennemlikler], (ama) ne ashabı meşeme!
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Ve kiminiz kötülüğe batmışlardan olacak. Ah! ne (mutsuz) kimselerdir kötülüğe batmış olanlar!
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Bir de bedbaht kampa dahil olan kesim olacak; ama ne felaket bir bedbahtlık!..
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş’emedir, nedir Ashâb-ı Meş’eme?
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Solun adamları, ne uğursuzdurlar onlar!
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Solun arkadaşları! Nedir o, solun arkadaşları?