1. (1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Onlar, Naîm cennetlerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. (15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. (22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Sadece "selâm!", "selâm!" sözünü işitirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. (36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. (36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. (36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. (39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. (39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. (42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. (42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. (42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Diyorlardı ki: "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. "Evvelki atalarımız da mı?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. (49-50) De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. (49-50) De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. (51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. (51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Attığınız o meniye ne dersiniz?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. (60-61) Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. (60-61) Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O hâlde düşünseniz ya! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. "Muhakkak biz çok ziyandayız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. "Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. İçtiğiniz suya ne dersiniz?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. O hâlde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. (75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. O, elbette değerli bir Kur’an’dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. Korunmuş bir kitaptadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. (81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. (81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. (86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. (86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. (88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. (88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. (90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, "Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. (90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, "Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. (92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Bir de cehenneme atılma vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Şüphesiz bu, kesin gerçektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster