Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a, gerçekleşen, meydana gelen olay demektir. Burada kıyameti ifade etmektedir. Sûrede başlıca, kıyametin kopmasından önceki ve sonraki dehşetli hâller ve insanların amellerine göre içinde yer alacağı gruplar konu edilmektedir.
3.
O (kıyamet) kimini alçaltır (dünyadaki eylemlerine göre cehenneme koyar), kimini yüceltir (amellerine göre cennete yerleştirir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
(4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
(4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
(4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(Birinci sınıf:) Ahiret mutluluğuna erenler (amel defterleri sağdan verilenler), onlar ne mutlu kimselerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
(İkinci sınıf:) Kötülüğe batanlar (amel defterleri soldan verilenler), onlar ne mutsuz kimselerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
(Üçüncü sınıf: Hayatta iken hayır işlemekte) öne geçenler, (ahirette de cennete girmek için) öne geçenledir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
(11-12) İşte onlardır Allah`a en yakın olanlar. Onlar esenlik ve mutluluk cennetlerindedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
(11-12) İşte onlardır Allah`a en yakın olanlar. Onlar esenlik ve mutluluk cennetlerindedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
(15-16) (Onlar) mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
(15-16) (Onlar) mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
(17-21) Yaşlanmayan delikanlı hizmetçiler, (içmekle) başları ağrıtmayan ve sarhoş etmeyen (içeceklerin) kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle, hem de hoşlarına giden meyveler ve iştahla yiyecekleri kuş etleri ile onların etrafında (servis için) dolanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
(17-21) Yaşlanmayan delikanlı hizmetçiler, (içmekle) başları ağrıtmayan ve sarhoş etmeyen (içeceklerin) kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle, hem de hoşlarına giden meyveler ve iştahla yiyecekleri kuş etleri ile onların etrafında (servis için) dolanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
(17-21) Yaşlanmayan delikanlı hizmetçiler, (içmekle) başları ağrıtmayan ve sarhoş etmeyen (içeceklerin) kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle, hem de hoşlarına giden meyveler ve iştahla yiyecekleri kuş etleri ile onların etrafında (servis için) dolanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
(17-21) Yaşlanmayan delikanlı hizmetçiler, (içmekle) başları ağrıtmayan ve sarhoş etmeyen (içeceklerin) kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle, hem de hoşlarına giden meyveler ve iştahla yiyecekleri kuş etleri ile onların etrafında (servis için) dolanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
(22-24) (Onlar için, dünyada) yaptıklarına karşılık bir mükâfat olarak, (sedefteki) saklı inciler gibi, keskin bakışlı eşler/arkadaşlar (vardır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
(22-24) (Onlar için, dünyada) yaptıklarına karşılık bir mükâfat olarak, (sedefteki) saklı inciler gibi, keskin bakışlı eşler/arkadaşlar (vardır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
(22-24) (Onlar için, dünyada) yaptıklarına karşılık bir mükâfat olarak, (sedefteki) saklı inciler gibi, keskin bakışlı eşler/arkadaşlar (vardır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
(25-26) Orada ne boş konuşmalar duyarlar, ne de günaha yönelten bir çağrı. Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
(25-26) Orada ne boş konuşmalar duyarlar, ne de günaha yönelten bir çağrı. Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Ahiret mutluluğuna erenler (amel defterleri sağ ellerine verilenler) var ya, ne mutlu o defterleri sağ ellerine verilenlere!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Biz onları (dünyada kocalmış kadınları, gençleştirerek cennette) yepyeni bir yaratılışla yarattık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
(36-38) Onları, ahiret mutluluğuna erenler için eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler yaptık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
(36-38) Onları, ahiret mutluluğuna erenler için eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler yaptık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
(36-38) Onları, ahiret mutluluğuna erenler için eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler yaptık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Kötülüğe batanlar (amel defterleri sol tarafından verilenler) ise ne mutsuz kimselerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
(42-44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
(42-44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
(42-44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(47-48) Derlerdi ki: “Ölüp toprak olduktan ve çürüyüp kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Önceden gelmiş geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
(47-48) Derlerdi ki: “Ölüp toprak olduktan ve çürüyüp kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Önceden gelmiş geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
(49-50) “De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
(49-50) “De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Ölümü aranızda takdir eden biziz. Hiç kimse bizim önümüze geçemez (bizi bu işten alıkoyamaz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Amacımız benzerlerinizi yerinize geçirmek ve hepinizi bilmediğiniz bir âlemde yeniden yaratmaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Andolsun ki, birinci yaratılışınızı biliyorsunuz. O hâlde (yeniden yaratılacağınıza dair) düşünmeniz gerekmez mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
(63-64) (Toprağa) ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
(63-64) (Toprağa) ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
(65-67) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
(65-67) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
(65-67) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
(68-69) Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi yağdırıyorsunuz onu buluttan, yoksa yağdıran biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
(68-69) Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi yağdırıyorsunuz onu buluttan, yoksa yağdıran biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
(71-72) Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz! Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
(71-72) Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz! Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Biz onu hem düşündürücü, ibret verici bir uyarıcı (cehennemi hatırlatıcı), hem de ihtiyacı olanlar için bir yararlanma kaynağı (enerji) olarak yarattık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
(75-76) Hayır, parça parça inen Kur`an`ın (iniş) mevkilerine yemin ederim ki, doğrusu bu (yemin), eğer bilirseniz gerçekten bu büyük bir yemindir (bu nimetleri inkâr edemezsiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
(75-76) Hayır, parça parça inen Kur`an`ın (iniş) mevkilerine yemin ederim ki, doğrusu bu (yemin), eğer bilirseniz gerçekten bu büyük bir yemindir (bu nimetleri inkâr edemezsiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
(77-78) O, gerçekten değerli ve şerefli bir Kur`an`dır. O iyi korunmuş bir kitapta, Levhi Mahfuz`dadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
(77-78) O, gerçekten değerli ve şerefli bir Kur`an`dır. O iyi korunmuş bir kitapta, Levhi Mahfuz`dadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
(86-87) Eğer yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecekseniz ve (iddianızda da) doğru kimseler iseniz, o gırtlağa gelen canı geri çevirin bakalım!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
(86-87) Eğer yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecekseniz ve (iddianızda da) doğru kimseler iseniz, o gırtlağa gelen canı geri çevirin bakalım!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
(88-89) Ama eğer ölen kimse Allah`a yakın olanlardan ise, artık onun için bir rahatlık, hoş bir rızık ve nimetleri bitmez, kedersiz bir cennet vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
(88-89) Ama eğer ölen kimse Allah`a yakın olanlardan ise, artık onun için bir rahatlık, hoş bir rızık ve nimetleri bitmez, kedersiz bir cennet vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
(90-91) Eğer (ölen kişi) ahiret mutluluğuna eren (amel defteri sağından verilen) kimselerden ise, kendisine: “Selam olsun sana (ey) ahiret mutluluğuna eren kimse!” (denilir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
(90-91) Eğer (ölen kişi) ahiret mutluluğuna eren (amel defteri sağından verilen) kimselerden ise, kendisine: “Selam olsun sana (ey) ahiret mutluluğuna eren kimse!” (denilir).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
(92-94) Yok, eğer o, hakkı yalanlayan sapıklardan ise, artık (onun için) kaynar sudan bir ziyafet, bir de cehenneme atılma vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
(92-94) Yok, eğer o, hakkı yalanlayan sapıklardan ise, artık (onun için) kaynar sudan bir ziyafet, bir de cehenneme atılma vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
(92-94) Yok, eğer o, hakkı yalanlayan sapıklardan ise, artık (onun için) kaynar sudan bir ziyafet, bir de cehenneme atılma vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster