فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَٰذَا عَارِضٌ مُمْطِرُنَا ۚ بَلْ هُوَ مَا اسْتَعْجَلْتُمْ بِهِ ۖ رِيحٌ فِيهَا عَذَابٌ أَلِيمٌ
Felemma raevhü aridam müstakbile evdiyetihim kalu haza aridum müntıruna bel hüve mesta’celtüm bih rıhun fıha azabün elım
Kelime
Anlamı
Kökü
فَلَمَّا
nihayet
رَأَوْهُ
onu görünce
عَارِضًا
geniş bir bulut halinde
مُسْتَقْبِلَ
yönelerek geldiğini
أَوْدِيَتِهِمْ
vadilerine
قَالُوا
dediler
هَٰذَا
bu
عَارِضٌ
bir buluttur
مُمْطِرُنَا
bize yağmur yağdıracak
بَلْ
hayır
هُوَ
o
مَا
şey
اسْتَعْجَلْتُمْ
sizin acele gelmesini istediğinizdir
بِهِ
onun
رِيحٌ
bir rüzgardır
فِيهَا
içinde bulunan
عَذَابٌ
azab
أَلِيمٌ
acıklı

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    O bulutun, vâdilerine doğru gelmekte olduğunu görünce bu demişlerdi, bize yağmur getiren bulut. Hayır, o, çarçabuk gelmesini istediğiniz şey, bir yel ki onda elemli bir azap var.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir, acıklı azabı getiren rüzgardır."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Ne vakit onu (tehdit olundukları azabı) vadilerine yönelmiş geniş bir bulut olarak gördüler, dediler ki: "Bu bize yağmur indirecek bir buluttur." Hayır, o kendisini acele istediğinizdir! (O) içinde feci bir azap olan rüzgârdır.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur’ dediler. ’Hayır o çarçabuk gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acıklı azap bulunan bir rüzgar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Vakta ki, o korkutuldukları azabı, (bulundukları) vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördüler, dediler ki: "- Bu, ufukta beliren bir bulut; bize yağmur yağdıracak." (Hûd Aleyhisselâm, onlara şöyle dedi) "- Hayır, o, sizin acele istediğiniz şey. Bir rüzgâr ki, onda çok acıklı bir azab vardır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Nihayet onu, vadilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce, “Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur” dediler. “Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (24-25) O azabin, yayilarak vadilerine dogru yoneldigini gorduklerinde: «Bu yaygin bulut bize yagmur yagdiracaktir» dediler. Hud: «Hayir, o, acele beklediginiz seydir; can yakici azap veren bir ruzgardir; Rabbinin buyrugu ile her seyi yok eder» dedi. Bunun uzerine evlerinin harabelerinden baska bir sey gorunmez oldu. Biz, suclu milleti iste boyle cezalandiririz.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlar, vadilerine doğru enine yayılıp gelen bir bulut görünce, «bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur,» dediler. O, «hayır, o sizin acele istediğiniz şeydir; içinde elem verici azabı taşıyan bir rüzgârdır;

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Nihayet (onlar) azabın ufukta geniş bir bulut halinde vadilerine doğru geldiğini görünce: “Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur” dediler. (Hud ise:) “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı dolu azap bulunan bir rüzgârdır.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    O azabı vadilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, "Bu, bize yağmur getiren bir buluttur" dediler. Hûd, "Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem dolu azabın bulunduğu bir rüzgârdır" dedi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Nihayet onun yayılarak vadilerine yönelmiş olduğunu gördüklerinde, "Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır! bu sizin gelmesi için meydan okuduğunuz acı bir azaba sahip bir fırtınadır.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    O azabı, vadilerine doğru yayılan bir bulut halinde gördükleri zaman: «Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur.» dediler. Hud ise: «O sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. O bir rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azab vardır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Nihayet azabın ufukta geniş bir bulut halinde vadilerine doğru geldiğini görünce «Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur» dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azab bulunan bir rüzgardır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azab vardır.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Derken, onu vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur." dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgardır ki onda çok acıklı bir azab vardır.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Artık vaktaki onu, vadilerine yönelerek gelen bir bulut haalinde, görmüşlerdi. Dediler ki: «Bu, bize yağmur verici bir bulutdur». (Hûd) »Hayır, (dedi), bu, çarçabuk gelmesini istediğiniz şeydir, rüzgârdır ki onda elem verici bir azâb vardır».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Nihayet gelecek azabı, ufukta geniş bir bulut halinde, vadilerine doğru geldiğini görünce: “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” dediler. Hûd peygamber de: “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir, acıklı azabı getiren rüzgardır.”

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onu, vadilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce dediler ki: Bu; bize yağmur getirecek büyük bir buluttur. Hayır o, acelece beklediğiniz şey, bir rüzgardır ki içinde elem verici azab vardır.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlar kendilerine yönelip gelen geniş, büyük bir bulut kütlesini gördüklerinde "İşte, bize yağmuru yağdıracak bulut" dediler. Hayır o, acele olarak istediğiniz ve içinde çok şiddetli rüzgarın olduğu acı veren bir azaptır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Fakat onu (azabı) vadilerine doğru yönelen bulutu gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur." dediler. Hayır o, kendisini acele istediğiniz şey, içinde elîm azap olan bir rüzgârdır (fırtınadır).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak olan bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Sonuçta yoğun bir bulutun vadilerine doğru yaklaştığını fark ettiklerinde, "Bu, bize (bereketli) bir yağmur getirecek olan buluttur!" diye haykırdılar. (Ama Hud,) "Hayır," dedi, "o, sizin (bu kadar müstehzi şekilde) çabuklaşmasını istediğiniz acıklı azabı haber veren bir rüzgardır.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Derken, yüklü bir bulutun vadilerine doğru yaklaştığını gördüler ve "Bu bize yağmur getiren bir buluttur" dediler. Aksine o gelmesini acele istediğiniz şeydir: içinde acıklı bir azabı barındıran bir bela kasırgası...

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Vaktâ ki, onu kendi derelerine karşı gelen bir bulut halinde gördüler. Dediler ki: «İşte bu, bize yağmur yağdırıcı bir buluttur.» «Hayır. O, kendisini alelacele istediğiniz şeydir, bir rüzgardır, onda bir acıklı azab vardır.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Nihayet o azabın, geniş bir bulut halinde vâdilerine doğru yayılarak geldiğini görünce: "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur. " dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem verici azabı taşıyan bir rüzgardır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Derken onu, vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu, bize yağmur getirecek bir buluttur" dediler. Hayır o, acele gelmesini istediğiniz şeydir! İçinde çok acıklı azap bulunan bir rüzgârdır.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Nihayet azabın ufukta geniş bir bulut halinde vadilerine doğru geldiğini görünce «Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur» dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azab bulunan bir rüzgardır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (24-25) Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce: "Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!" Hûd: "Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır." Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı. İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Nihâyet azâbın (ufukta) geniş bir bulut halinde vâdilerine doğru geldiğini görünce: "Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azâb bulunan bir rüzgârdır.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Azabın, bir bulut halinde vadilerine doğru gelişini gördükleri zaman: -Bu, bize yağmur getirecek bir bulut! demişlerdi. -Hayır. O, acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı bir azap olan rüzgardır!

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, «Bu bize yağmur yağdıracak olan bir buluttur» dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgâr; onda acıklı bir azab vardır.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Nihayet onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut halinde görünce: "Ha, dediler, bu bize yağmur getirecek bir bulut!" Hayır, o, aceleden istediğiniz şeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki, içinde acıklı bir azap var.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Then, when they saw the (Penalty in the shape of) a cloud traversing the sky, coming to meet their valleys, they said, "This cloud will give us rain!" "Nay, it is the (Calamity) ye were asking to be hastened!- A wind wherein is a Grievous Penalty!