سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ إِذَا انْطَلَقْتُمْ إِلَىٰ مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْ ۖ يُرِيدُونَ أَنْ يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللَّهِ ۚ قُلْ لَنْ تَتَّبِعُونَا كَذَٰلِكُمْ قَالَ اللَّهُ مِنْ قَبْلُ ۖ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا ۚ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ إِلَّا قَلِيلًا
Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meğanime li te’huzuha zeruna nettebı’küm yürıdune ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalıla
Kelime
Anlamı
Kökü
سَيَقُولُ
diyecekler
الْمُخَلَّفُونَ
geri bırakılanlar
إِذَا
zaman
انْطَلَقْتُمْ
gittiğiniz
إِلَىٰ
مَغَانِمَ
ganimetlere
لِتَأْخُذُوهَا
onları almak için
ذَرُونَا
bizi bırakın
نَتَّبِعْكُمْ
sizinle beraber gelelim
يُرِيدُونَ
onlar istiyorlar
أَنْ
يُبَدِّلُوا
değiştirmek
كَلَامَ
sözünü
اللَّهِ
Allah’ın
قُلْ
de ki
لَنْ
asla
تَتَّبِعُونَا
siz bizimle gelemezsiniz
كَذَٰلِكُمْ
böyle
قَالَ
buyurdu
اللَّهُ
Allah
مِنْ
قَبْلُ
önceden
فَسَيَقُولُونَ
onlar diyecekler
بَلْ
hayır
تَحْسُدُونَنَا
bizi çekemiyorsunuz
بَلْ
hayır
كَانُوا
onlar
لَا
يَفْقَهُونَ
anlamazlar
إِلَّا
dışında
قَلِيلًا
pek azı

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Geri kalanlar, siz ganîmetleri almaya giderken bizi de bırakın da derler, biz de size uyalım; onlar, Allah sözünü değiştirmek isterler, de ki: Siz, kesin olarak bize uyamazsınız, Allah da önceden böyle dedi; onlar, diyecekler ki: Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz, bize haset ediyorsunuz; hayır, onlar, anlayışları pek az bir topluluktur.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz" derler. Gerçektende onlar hakikati çok az kavrayan bir topluluktur.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur." Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bu geri bırakılanlar, ganimetleri almak için gittiğinizde: "Bırakın biz de sizinle gelelim" derler. Onlar, Allâh kelâmını (sözünü) değiştirmek istiyorlar! De ki: "Siz bize asla uyamazsınız; daha önce Allâh böyle buyurdu (hükmetti)"... Bu kez şöyle derler: "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz"... Bilakis onlar, anlayışı kıt kimselerdir!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Siz bizim arkamızdan gelemezsiniz. Allah daha önce böyle buyurdu.’ ’Hayır. Bizi kıskanıyorsunuz’ diyecekler. Hayır onlar ancak çok az anlayan kimselerdir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    (Savaştan) Geride bırakılanlar, siz ganimetleri almaya gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki: "Bizi bırakın da sizi izleyelim." Onlar, Allah’ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz, kesin olarak bizim izimizden gelemezsiniz. Allah, daha evvel böyle buyurdu." Bunun üzerine: "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar pek az anlayan kimselerdir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Siz (Hayber’den) ganimetler almak için gideceğiniz vakit, o (Hudeybiye seferinden) geri kalanlar şöyle diyecekler: "-Bırakın bizi, arkanızdan gelelim." Onlar, Allah’ın (kendi aleyhlerine olan) kelâmını, (Hudeybiye seferine katılmıyan Bedevî’leri, bundan böyle başka bir sefere çıkarma, emrini) değiştirmek istiyecekler. De ki: "- Siz, bizim arkamızdan asla gelmiyeceksiniz. Allah, bundan önce hakkınızda böyle buyurdu." Onlar buna da şöyle diyecekler: "- Hayır bizi kıskanıyorsunuz." Doğrusu onlar, pek az anlıyan duygusuzlardır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Siz asla bizimle beraber gelmeyeceksiniz. Allah sizin için önceden böyle buyurdu.” Onlar, “Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz” diyecekler. Aslında onlar, kafaları pek az çalışan kimselerdir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Savastan geri kalmis olanlar, siz ganimetleri almaya giderken: «Birakin, biz de sizinle gelelim» diyeceklerdir. Onlar Allah’in sozunu degistirmek isterler. De ki: «Bize uymayacaksiniz; Allah sizin icin onceden boyle buyurmustur.» Size: «Hayir, bizi cekemiyorsunuz» diyecekler. Aksine, kendileri ancak pek az soz anlayan kimselerdir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Savaşa katılmayıp) geri kalanlar, siz ganimetleri almaya gittiğiniz vakit, bırakın biz de peşinizden gelelim, derler; onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: Peşimize takılıp gelmeyeceksiniz. Allah, sizin için daha önce böyle buyurdu. Onlar, «hayır siz bizi kıskanıyorsunuz,» diyecekler. Bilâkis, kendileri çok az anlayan kimselerdir..

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Savaştan) geri kalanlar, siz ganimetleri almaya giderken: “Bırakın biz de sizinle gelelim” diyeceklerdir. Onlar Allah`ın (kendi aleyhlerinde olan) sözünü değiştirmek isterler. De ki: “Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah, önceden böyle buyurmuştur.” Onlar: “Bizi kıskanıyorsunuz” diyeceklerdir. Doğrusu onlar, anlayışları kıt olan kimselerdir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah, önceden böyle buyurmuştur." Onlar, "Bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur.» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Savaştan geri kalmış olanlar, siz ganimetleri almak için gittiğinizde, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyecekler. Onlar ALLAH’ın sözünü değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz bizi izlemeyeceksiniz. Bu ALLAH’ın önceden almış olduğu karardır." Bunun üzerine onlar, "Siz aslında bizi çekemiyorsunuz" diyeceklerdir. Doğrusu, onlar pek az söz anlarlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: «Bırakın biz de arkanıza düşelim.» diyeceklerdir. Onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştur. Onlar size: «Bizi kıskanıyorsunuz.» diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Savaştan geri kalmış olanlar, siz ganimetleri almaya giderken; «Bırakın biz de sizinle gelelim» diyeceklerdir. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: «Bize uymayacaksınız; Allah sizin için önceden böyle buyurdu». Onlar size: «Hayır bizi kıskanıyorsunuz» diyecekler. Hayır aksine, kendileri ancak pek az söz anlayan kimsedirler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    (Savaştan) Geride bırakılanlar siz ganimetleri almaya gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki: "Bizi bırakın da sizi izleyelim." Onlar, Tanrı’nın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz, kesin olarak bizim izimizden gelemezsiniz. Tanrı, daha evvel böyle buyurdu." Bunun üzerine: "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar pek az kavrayan (la yefkahune) kimselerdir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Geride kalanlar, sizin elde ettiğiniz ganimetlerle geri döndüğünüzde "Bırakmadınız ki (savaşa gitmek için) size katılalım" diyecekler. Onlar Allah’ın sözlerini değiştirmeyi istiyorlar. Onlara deki "(Savaşa gitmeden) Daha önce Allah’ın bize bildirdiğine göre siz, bize kesinlikle katılmayacaktınız. " Bu söylediğine karşılık onlarda "Hayır! Siz bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Tam tersine, onların pek azı, bu olayları düşünüp anlayabiliyor.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Siz ganimetler almak için gitdiğiniz vakit o geri bırakılanlar diyecek (ler) ki: «Bırakın biz de arkanıza düşelim». Onlar (bununla) Allahın sözünü değişdirmelerini isterler. De ki: «Bizim arkamıza asla düşemezsiniz siz. Allah, daha evvel böyle buyurmuşdur». Bunun üzerine de «Hayır, siz bizi çekemiyorsunuz» diyeceklerdir. Bil’akis onlar (başka değil) pek az anlar kimselerdir.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    O geri bırakılanlar, (siz Hayber`deki) ganîmetleri almak için gittiğiniz zaman: `Bizi bırakın da peşinizden gelelim!` diyecektir. (Onlar) Allah`ın kelâmını değiştirmek istiyorlar. De ki: `(Siz) aslâ peşimizden gelmeyeceksiniz; Allah, hakkınızda daha önce böyle buyurmuştur!` Bunun üzerine (onlar): `Hayır! (Siz) bizi kıskanıyorsunuz!` diyeceklerdir. Bil`akis (onlar), ancak pek az anlıyorlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Siz, ganimetleri almak için gittiğinizde; geride bırakılanlar diyeceklerdir ki: Bırakın, biz de arkanıza düşelim. Onlar, Allah’ın kelamını değiştirmek isterler. De ki: Bize uymayacaksınız. Allah, daha önce böyle buyurmuştur. Size; hayır, bizi çekemiyorsunuz, diyeceklerdir. Hayır onlar, pek az anlayan kimselerdir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Geride kalanlar, sizin elde ettiğiniz ganimetlerle geri döndüğünüzde "Bırakmadınız ki (savaşa gitmek için) size katılalım" diyecekler. Onlar Allah’ın sözlerini değiştirmeyi istiyorlar. Onlara deki "(Savaşa gitmeden) Daha önce Allah’ın bize bildirdiğine göre siz, bize kesinlikle katılmayacaktınız. " Bu söylediğine karşılık onlarda "Hayır! Siz bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Tam tersine, onların pek azı, bu olayları düşünüp anlayabiliyor.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    (Savaştan) geri kalanlar, ganimetlerin (bulunduğu yere) onları almak için gittiğiniz zaman: "Bizi bırakın (bize izin verin), size tâbî olalım." diyecekler. (Onlar) Allah’ın kelâmını değiştirmek istiyorlar. (Onlara) de ki: "Siz asla bize tâbî olamazsınız. Allahû Tealâ daha önce böyle buyurdu." O zaman (onlar da): "Hayır, siz bize haset ediyorsunuz (bizi kıskanıyorsunuz)." diyecekler. Hayır, onlar pek azı hariç, fıkıh (idrak) edemiyorlar (anlayamıyorlar).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Geride bırakılanlar, siz ganimetleri almaya gittiğiniz zaman, "Bizi bırakın da sizi izleyelim." diyecekler. Onlar, Allah’ın kelâmını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz, kesin olarak bizim izimizden gelmezsiniz. Allah, daha evvel böyle buyurdu." Bunun üzerine, "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar pek az anlayanlardır.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Siz (ey müminler,) ganimet vaad eden bir savaşa katılmak için yola çıktığınız zaman (daha önce) geride kalmış olanlar: "Bırakın sizinle gelelim!" diyecekler; Allah’ın Sözünü değiştirmek iste(diklerini böylece gösterecek)ler. De ki: "Bizimle hiçbir zaman gelemeyeceksiniz. Allah daha önce (ganimetleri kimin kazanacağını) bildirmiştir". Bunun üzerine onlar: "Hayır, aslında bizi(m ganimetten alacağımız payı) kıskanıyorsunuz!" diye (kendilerinden emin bir şekilde) cevap verecekler. Hayır, (tersine) onlar hakikati çok az kavrayabilirler!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Yakın gelecekte, ganimet vaad eden bir savaşa çıktığınızda, (şimdi) geride kalanlar, "Bırakın bizi de arkanızdan gelelim!" diyecekler; Allah`ın sözünü (böylece) değiştirmek isteyecekler. De ki: "(Bu kez) asla bizimle gelmeyeceksiniz; böyle olacak, (zira) Allah daha önce (ganimet hakkında) konuşmuştu." Bunun üzerine onlar "Asla, aksine siz bizi çekemiyorsunuz" diyecekler. Yoo, bilakis onlar kıt anlayışlı kimselerdir.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    O geri bırakılmış olanlar, siz ganîmetler elde etmek için sefere çıkıp gideceğiniz zaman diyeceklerdir ki: «Bizi bırakınız, arkanızdan gelelim.» Onlar Allah’ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: «Siz bize asla tâbi olamazsınız. İşte sizin için Allah Teâlâ önceden böyle buyurmuştur.» Buna da diyeceklerdir ki: «Hayır. Bizi kıskanıyorsunuz.» Halbuki, pek azdan başka bir şey anlayamaz olmuşlardır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri bırakılanlar: "Bırakın, biz de sizinle gelelim. " diyeceklerdir. Onlar Allah’ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizim arkamıza aslâ düşemezsiniz. Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur. " Size: "Hayır! Bizi çekemiyorsunuz!" diyeceklerdir. Aksine onlar pek az anlayan kimselerdir.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri bırakılanlar: "Bırakın, biz de sizinle gelelim. " diyeceklerdir. Onlar Allah’ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizim arkamıza aslâ düşemezsiniz. Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur. " Size: "Hayır! Bizi çekemiyorsunuz!" diyeceklerdir. Aksine onlar pek az anlayan kimselerdir.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «Hayır bizi kıskanıyorsunuz» diyecekler. Hayır aksine, kendileri ancak pek az söz anlayan kimsedirler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Gazaya katılmayanlar, siz ganimetleri almak için gittiğinizde: "İzin verin, biz de size tâbi olalım." derler. Böylece Allah’ın hükmünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle gelemezsiniz, zira Allah Teâlâ daha önce böyle buyurmuştur" Bu defa da: "Hayır!" diyecekler, "siz bizi çekemiyorsunuz" Bilakis kendileri anlayışları kıt olan, çok az anlayan kimselerdir.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    O geri bırakılanlar, ganimetleri almak için gittiğiniz zaman: "Bizi bırakın, sizinle beraber gelelim," diyecekler. Onlar, Allâh’ın sözünü değiştirmek istiyorlar. De ki: "Siz, bizimle gelemezsiniz. Allâh, önceden böyle buyurdu." Onlar: "Bizi çekemiyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar, pek az anlarlar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Geride kalanlar, siz ganimetleri almaya giderken diyecekler ki: -Bizi bırakın da size uyalım. Allah’ın sözünü değiştirmek istiyorlar. De ki: -Asla bize uymayacaksınız. Daha önce Allah da böyle buyurmuştu. -Hayır, siz bizi çekemiyorsunuz/kıskanıyorsunuz, diyecekler. Hayır, onların çok azı dışında anlayamaz oldular.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Geride bırakılanlar, siz ganimetleri almaya gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki: «Bizi bırakın da sizi izleyelim.» Onlar, Allah’ın kelâmını değiştirmek istiyorlar. De ki: «Siz, kesin olarak bizim izimizden gelmezsiniz. Allah, daha evvel böyle buyurdu.» Bunun üzerine: «Hayır, bizi kıskanıyorsunuz» diyecekler. Hayır, onlar pek az anlayanlardır.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah’ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Those who lagged behind (will say), when ye (are free to) march and take booty (in war): "Permit us to follow you." They wish to change Allah´s decree: Say: "Not thus will ye follow us: Allah has already declared (this) beforehand": then they will say, "But ye are jealous of us." Nay, but little do they understand (such things).