خ ل ف (ḢLF) kökü Kur'an'da 127 kere geçmektedir.
Ayet
Kelime
Okunuşu
Anlamı
خَلِيفَةً
ḣalīfeten
bir halife
خَلْفَهَا
ḣalfehā
ardından gelen
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ihtilaf halinde
وَاخْتِلَافِ
veḣtilāfi
ve değişmesinde
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düşen
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
anlaşmazlığa düştükleri
اخْتَلَفَ
ḣtelefe
anlaşmazlığa düştü(ler)
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düştükleri
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
anlaşmazlığa düştüler
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
اخْتَلَفَ
ḣtelefe
ayrılığa düşmediler
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düştüğünüz
وَاخْتَلَفُوا
veḣtelefū
ve ihtilaf edenler
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarından
وَاخْتِلَافِ
veḣtilāfi
ve gidip gelişinde
تُخْلِفُ
tuḣlifu
caymazsın
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarında
اخْتِلَافًا
ḣtilāfen
birbirini tutmaz
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düşenler
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düşmüş
وَيَسْتَخْلِفْ
ve yesteḣlif
ve yerinize getirir
مُخْتَلِفًا
muḣtelifen
çeşit çeşit
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düşüyor
خَلَائِفَ
ḣalāife
halifeleri
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarından
خُلَفَاءَ
ḣulefā`e
hakimler
خُلَفَاءَ
ḣulefā`e
hükümdarlar
خِلَافٍ
ḣilāfin
çaprazlama
وَيَسْتَخْلِفَكُمْ
ve yesteḣlifekum
ve sizi hakim kılar
اخْلُفْنِي
ḣlufnī
benim yerime geç
خَلَفْتُمُونِي
ḣaleftumūnī
arkamdan
فَخَلَفَ
feḣalefe
ardından
خَلْفٌ
ḣalfun
yerlerine geçip
لَاخْتَلَفْتُمْ
lāḣteleftum
buluşamazdınız
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında ki
أَخْلَفُوا
eḣlefū
döndüklerinden
الْمُخَلَّفُونَ
l-muḣallefūne
muhalefet ederek
خِلَافَ
ḣilāfe
geride kalanlar
الْخَالِفِينَ
l-ḣālifīne
geri kalanlarla
الْخَوَالِفِ
l-ḣavālifi
geride kalan kadınlarla
الْخَوَالِفِ
l-ḣavālifi
geri kalan kadınlarla
خُلِّفُوا
ḣullifū
geri bırakılan
يَتَخَلَّفُوا
yeteḣallefū
geri kalmaları
اخْتِلَافِ
ḣtilāfi
ardarda gelmesinde
خَلَائِفَ
ḣalāife
halifeler
فَاخْتَلَفُوا
feḣtelefū
sonradan ayrılığa düştüler
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
خَلَائِفَ
ḣalāife
halifeler
خَلْفَكَ
ḣalfeke
kendinden sonraki
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düşmediler
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
وَيَسْتَخْلِفُ
ve yesteḣlifu
ve yerinize yerleştirir
أُخَالِفَكُمْ
uḣālifekum
size aykırı hareket etmek
فَاخْتُلِفَ
feḣtulife
ayrılığa düşüldü
مُخْتَلِفِينَ
muḣtelifīne
ihtilaf etmekten
خَلْفِهِ
ḣalfihi
arkasından
فَأَخْلَفْتُكُمْ
feeḣleftukum
ama ben sözümden caydım
مُخْتَلِفًا
muḣtelifen
çeşitli
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ihtilaf ettiklerini
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düştükleri
مُخْتَلِفٌ
muḣtelifun
çeşit çeşit
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düştüğünüz
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
ayrılığa düşen(ler)
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
خِلَافَكَ
ḣilāfeke
senin ardından
فَاخْتَلَفَ
feḣtelefe
ayrılığa düştüler
فَخَلَفَ
feḣalefe
yerlerine geldi
خَلْفٌ
ḣalfun
öyle bir nesil
خَلْفَنَا
ḣalfenā
arkamızda
نُخْلِفُهُ
nuḣlifuhu
caymayacağımız
فَأَخْلَفْتُمْ
feeḣleftum
bu yüzden caydınız
أَخْلَفْنَا
eḣlefnā
çıkmadık
تُخْلَفَهُ
tuḣlefehu
kurtulamayacaksın
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düşüyor
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
اخْتِلَافُ
ḣtilāfu
değişmesi
لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ
leyesteḣlifennehum
onları hükümran kılacaktır
اسْتَخْلَفَ
steḣlefe
hükümran kıldığı
يُخَالِفُونَ
yuḣālifūne
aykırı davranan(lar)
خِلْفَةً
ḣilfeten
birbirini izler
خِلَافٍ
ḣilāfin
çapraz olarak
خُلَفَاءَ
ḣulefā`e
sahipleri
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
وَاخْتِلَافُ
veḣtilāfu
ve değişik olmasıdır
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
يُخْلِفُهُ
yuḣlifuhu
onun yerine başkasını verir
مُخْتَلِفًا
muḣtelifen
çeşit çeşit
مُخْتَلِفٌ
muḣtelifun
değişik
مُخْتَلِفٌ
muḣtelifun
türlü
خَلَائِفَ
ḣalāife
halifeler (yöneticiler)
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarından
خَلْفَكُمْ
ḣalfekum
arkanızdaki
خَلِيفَةً
ḣalīfeten
hükümdar
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düşüyorlar
مُخْتَلِفًا
muḣtelifen
çeşitli
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düştükleri
خَلْفِهِمْ
ḣalfihim
arkalarından
خَلْفَهُمْ
ḣalfehum
arkalarında
فَاخْتُلِفَ
feḣtulife
fakat ayrılığa düşülmüştü
اخْتَلَفْتُمْ
ḣteleftum
ayrılığa düştüğünüz
يَخْلُفُونَ
yeḣlufūne
yerinize geçen
تَخْتَلِفُونَ
teḣtelifūne
ayrılığa düştünüğünüz
فَاخْتَلَفَ
feḣtelefe
birbirleriyle ihtilafa düştüler
وَاخْتِلَافِ
veḣtilāfi
ve değişmesinde
اخْتَلَفُوا
ḣtelefū
onlar ayrılığa düşmediler
يَخْتَلِفُونَ
yeḣtelifūne
ayrılığa düşüyor(lar)
خَلْفِهِ
ḣalfihi
ardından
الْمُخَلَّفُونَ
l-muḣallefūne
geri bırakılanlar
الْمُخَلَّفُونَ
l-muḣallefūne
geri bırakılanlar
لِلْمُخَلَّفِينَ
lilmuḣallefīne
geride kalanlara
مُخْتَلِفٍ
muḣtelifin
çeşitli
مُسْتَخْلَفِينَ
musteḣlefīne
hakim
خَلْفِهِ
ḣalfihi
arkasına
مُخْتَلِفُونَ
muḣtelifūne
ayrılığa düşmektedirler