قِيلَ يَا نُوحُ اهْبِطْ بِسَلَامٍ مِنَّا وَبَرَكَاتٍ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ أُمَمٍ مِمَّنْ مَعَكَ ۚ وَأُمَمٌ سَنُمَتِّعُهُمْ ثُمَّ يَمَسُّهُمْ مِنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ
Kıyle ya nuhuhbıt bi selamim minna ve berakatin aleyke ve ala ümemim mimmem meak ve ümemün senümettiuhüm sümme yemessühüm minna azabün elım
Kelime
Anlamı
Kökü
قِيلَ
denildi ki
يَا نُوحُ
Nuh
اهْبِطْ
in
بِسَلَامٍ
selam ile
مِنَّا
bizden
وَبَرَكَاتٍ
ve bereketlerle
عَلَيْكَ
sana
وَعَلَىٰ
ve üzerine
أُمَمٍ
ümmetler
مِمَّنْ
olanlardan
مَعَكَ
seninle birlikte
وَأُمَمٌ
ve (bazı) ümmetlere
سَنُمَتِّعُهُمْ
geçimlik vereceğiz
ثُمَّ
sonra
يَمَسُّهُمْ
onlara dokunacaktır
مِنَّا
bizden
عَذَابٌ
bir azap
أَلِيمٌ
acıklı

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Dendi ki: Nûh, sana ve seninle berâber bulunanlardan türeyecek ümmetlere bizden gönderilen esenlikler ve bereketlerle in gemiden. Onlardan türeyecek ümmetler içinde öyleleri de var ki onları da bir müddet faydalandıracak, geçindireceğiz de sonra bizden elemli bir azâba uğrayacaktır onlar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey Nuh! denildi. Sana ve seninle beraber olanlardan meydana gelecek ümmetlere, bizden bir selamet ve bereketlerle gemiden in. Fakat senin ve onların soyundan gelecek olan, zalim ve inkârcı insanlara gelince, biz onların bu dünyada belli bir süre yaşayıp geçinmelerine fırsat verecek, sonra da katımızdan bir azaba çarptıracağız.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    "Ey Nuh... Sen ve seninle beraber olanlardan oluşacak halklara bizden Selâm ve bereketlerle in... Biz onları yararlandıracağız, sonra da onlara bizden (hakikatindeki Esmâ mânâsı sonucu olarak, derûnundan gelen bir yolla) acı azap yaşatılır" denildi.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Ey Nuh! denildi. Sana ve seninle beraber olanlardan meydana gelecek ümmetlere, bizden bir selamet ve bereketlerle gemiden in. Fakat senin ve onların soyundan gelecek olan, zalim ve inkârcı insanlara gelince, biz onların bu dünyada belli bir süre yaşayıp geçinmelerine fırsat verecek, sonra da katımızdan bir azaba çarptıracağız.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    "Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine Bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden türeyecek diğer kafir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara Bizden acı bir azap dokunacaktır."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Şöyle denildi: "- Ey Nûh! Sana ve gemide seninle beraber bulunan müminlere (veya soylarına) bizden bir selâmet ve bereketlerle (gemiden) in. Onlardan bir takım kâfir ümmetler olacak ki, biz onları dünyada rızıklarla faydalandıracağız. Sonra da, âhirette kendilerine, bizden acıklı bir azâp dokunacaktır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereket olmak üzere gemiden in!” denildi. Ama birçok topluluğun geçimini de sağlayacağız. Sonra onlara, bizden acıklı bir azap değecektir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    «Ey Nuh! Sana ve Seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in. Ama bircok topluluklari da gecindirecegiz, sonra onlara can yakici bir azap verecegiz» denildi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Denildi ki: «Ey Nûh! Bizden sana ve seninle birlikte bulunan mü’ minlere (topluluklara) bir selâmet ve çok bereketlerle gemiden in.. İleride nice ümmetleri de geçindirip yararlandıracağız ; sonra da bizden onlara elem verici azâb dokunacak.»

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ona) denildi ki: “Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine (inanmayanlara) elem dolu bir azap dokunacak.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Ona denildi ki: "Ey Nûh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Dendi ki: "Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan uluslara bizden barış ve bereketlerle in. Ayrıca öyle uluslar var ki onları bir süre yaşatacağız ve sonra onlara bizden acı bir azap dokunacaktır."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    «Ey Nuh!» denildi, « Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere, kutluluk dileğiyle gemiden in. İlerde kendilerini bir çok nimetten faydalandıracağımız, sonra da bu yüzden kendilerine tarafımızdan acıklı bir azap dokunacak nice ümmetler olacaktır.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bu sırada şöyle bir ses duyuldu; «Ey Nuh, sana ve yanındakilerden meydana gelecek ümmetlere sunacağımız esenliğin ve bereketlerin eşliğinde gemiden in. Yanındakilerin soyundan başka ümmetler de gelecektir. Bunlara bir süreye kadar dünya nimetlerini tattırdıktan sonra kendilerini acıklı azabımıza çarptıracağız.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    "Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. [Sizden türeyecek diğer kafir] Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Denildi ki: "Ey Nuh, katımızdan selametle in. Sana ve seninle birlikte bulunan ümmetlere de hayır ve bereketler olsun. Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Denildi ki: «Yâ Nuh, sana ve (gemide) maiyyetinde bulunanlardan (gelecek mü’min) ümmetlere bizden selâm (-ü selâmet) ve bereketlerle in (gemiden. Onlardan türeyecek diğer kâfir) ümmetler de vardır ki biz onları dahi (dünyâda bol rızıklarla) fâidelendireceğiz. Sonra ise (âhiretde) onları bizden acıklı bir azâb çarpacakdır..

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Tarafımızdan) buyuruldu ki: `Ey Nûh! Sana ve berâberindekilerden (çoğalarak tüm dünyaya yayılacak) olan ümmetlere bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in!(Onlardan ileride) öyle ümmetler de olacaktır ki, kendilerini yakında (dünyada)faydalandıracağız, sonra (inkâr etmelerinden dolayı) bizden onlara (yine pek) elemli bir azab dokunacaktır.`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Ey Nuh; bizim katımızdan selametle in. Sana ve seninle beraber olan ümmetlere hayır ve bereketler olsun. Ama öyle ümmetler var ki; onları bir süre geçindireceğiz. Sonra onlara can yakıcı bir azab vereceğiz, denildi.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Rabbi "Ey Nuh! Benim güvencem ve bereketim (bolluk) içerisinde sen ve seninle birlikte aynı şekilde inananlar gemiden inin. (İçinizden inkar ve isyan eden) Topluluğa yaşamaları ve geçinmeleri için belirli bir süre vereceğiz, sonra bizden acıklı bir azap onları yakalayıverir" dedi.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    (Şöyle) denildi: "Ey Nuh, sana ve seninle beraber olan ümmetlere (toplumlara) Bizden bir selâmetle, bereketlerle in! Ve (bazı) ümmetler (olacak ki), onları metalandıracağız (faydalandıracağız). Sonra onlara Bizden elîm (acı) azap dokunacak."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    "Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden bir esenlik ve bereketle gemiden in. (Elbette sizden türeyecek olan diğer kâfir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acıklı bir azap dokunacaktır" denildi.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Bunun üzerine (Nuh’a) "Ey Nuh!" denildi, "Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun)dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkarcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız."

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Nuh`a) "Ey Nuh! Senin ve seninle birlikte olanların nesillerinden (gelecek) olanlara, katımızdan bir esenlik ve mutluluk, bir bereket ve bolluk (muştusuyla) inip yerleş. Ama (gelecek) kuşaklar (arasında öyleleri) bulunacak ki; (önce) onlara geçici zevkleri tattıracağız, sonra tarafımızdan can yakıcı bir azaba çarptıracağız!" denildi.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Denildi ki: «Ey Nûh! Bizden bir selâm ile ve senin üzerine ve seninle beraber olanlardan neş’et edecek ümmetler üzerine birçok bereketler ile (gemiden) in. Ve birtakım milletleri de ileride faidelendireceğiz, sonra onlara Bizden acıklı bir azap dokunacaktır.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    "Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in! Amma (gelecek nesiller içinde) kendilerini (dünyada bol rızıklarla) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine acıklı bir azabın dokunacağı ümmetler de vardır. " denildi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    "ey nuh!" denildi. "Sana ve seninle olan kimselerden oluşan toplumlar üzerine, Bizden bir esenlikle ve bereketlerle in. Öyle toplumlar var ki; onları bir süre yaşatıp geçindiririz, sonra onlara acı bir azap dokunur."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Bu sırada şöyle bir ses duyuldu; «Ey Nuh, sana ve yanındakilerden meydana gelecek ümmetlere sunacağımız esenliğin ve bereketlerin eşliğinde gemiden in. Yanındakilerin soyundan başka ümmetler de gelecektir. Bunlara bir süreye kadar dünya nimetlerini tattırdıktan sonra kendilerini acıklı azabımıza çarptıracağız.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    "Ey Nuh! denildi, sana ve beraberinde bulunan mümin topluluklara bizim tarafımızdan bir selâmet ve çok bereketlerle gemiden in! Gelecek nesiller içinde niceleri de olacak ki onları dünyada bir müddet yaşatacağız, sonra da bizden onlara gayet acı bir azap dokunacaktır."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    "Ey Nûh, denildi, sana ve seninle beraber bulunan ümmetlerden bir bölüme bizden selâmet ve bolluklarla (gemiden) in. Ama öyle ümmetler de var ki, onları bir süre yaşatacağız, sonra onlara bizden acı bir azâb dokunacaktır!"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereketle in. Ve daha sonraki toplumlara da geçimlikler vereceğiz. Sonra onlara katımızdan can yakıcı bir azap dokunacaktır, denildi.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    «Ey Nuh» denildi. «Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden türeyecek diğer kâfir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acıklı bir azab dokunacaktır.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Şöyle denildi: "Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olanlardan diğer gruplara bizden bereketler ve bir selamla aşağıya in. Bazı ümmetler de var, kendilerini önce nimetlendireceğiz sonra bizden acıklı bir azap hepsini kucaklayacak."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    The word came: "O Noah! Come down (from the Ark) with peace from Us, and blessing on thee and on some of the peoples (who will spring) from those with thee: but (there will be other) peoples to whom We shall grant their pleasures (for a time), but in the end will a grievous penalty reach them from Us."