Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır. Sûrede başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir.
1.
Elif, Lam, Ra. (Bu) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Tanrı) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap’tır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Öyle ki, Tanrı’dan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben, sizi O’nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Ve rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir ecele kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak’tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki rızkı Tanrı’ya ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de, geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
O’nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Andolsun onlara: "Gerçekten siz, ölümden sonra yine diriltileceksiniz" dersen, küfredenler mutlaka: "Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir (çok / pek) kafirdir (mübalağa sigası).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırsak, kuşkusuz "Kötülükler benden gidiverdi" der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Şimdi onların: "Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Tanrı her şeye vekildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on süre getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Tanrı’dan başka çağırabildiklerinizi çağırın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Eğer buna rağmen size cevab vermezlerse, artık bilin ki, o, gerçekten Tanrı’nın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse artık, siz müslüman mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
İşte bunların ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahid izleyen ve ondan önce bir imam ve rahmet olarak Musa’nın kitabı [kendisini doğrulamakta] bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar buna (Kuran’a) inanırlar. Gruplardan biri ona küfrederse, ateş ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma çünkü o, rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Tanrı’ya karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, rablerine sunulacaklar ve şahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Tanrı’nın laneti zalimlerin üzerinedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Bunlar Tanrı’nın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahirete küfredenlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Bunlar, yeryüzünde (Tanrı’yı) aciz bırakacak değildir ve bunların Tanrı’dan başka velileri yoktur. Azab onlar için kat kat arttırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurdukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
İnanıp salih amellerde bulunanlar ve ’rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar’, işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Bu iki grubun örneği, kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Andolsun, biz Nuh’u kavmine gönderdik. (Onlara:) "Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
"Tanrı’dan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım" (dedi).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Kavminden ileri gelen küfredenler: "Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, biz sizi yalancılar sanıyoruz" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Dedi ki: "Ey Kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve rabbim bana kendi katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
"Ey kavmim, ben sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim yalnızca Tanrı’ya aittir. Ben inananları kovacak değilim. Onlar gerçekten rablerine kavuşacaklar. Ancak ben sizi cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
"Ey kavmim, ben onları kovarsam, Tanrı’dan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
"Ben size Tanrı’nın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine Tanrı kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefslerinde olanı Tanrı daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Dediler ki: "Ey Nuh, bizimle çekişip durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bize vaadettiğini getir (görelim.)"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Dedi ki: "Eğer dilerse, onu size Tanrı getirir ve siz (O’nu) aciz bırakacak değilsiniz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
"Eğer Tanrı sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Onlar: "Bunu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Nuh’a vahyedildi: "Gerçekten inananların dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
"Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında O’nunla alay ediyordu. O: "Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
"Artık, ilerde bileceksiniz. Aşağılatıcı azab kime gelecek ve sürekli azab kimin üstüne çökecek."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Dedi ki: "Ona binin. Onun yüzmesi de demir atması (durması) da Tanrı’nın adıyladır. Şüphesiz, benim rabbim bağışlayandır, esirgeyendir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzüyorken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: "Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kafirlerle birlikte olma."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
(Oğlu) Dedi ki: "Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur." Dedi ki: "Bu gün Tanrı’nın buyruğundan esirgeyen (Tanrı)dan başka bir koruyucu yoktur. Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Denildi ki: "Ey yer, suyunu tut ve ey gök, sen de tut." Su çekildi, buyruk yerine getirildi / bitirildi, (gemi de) Cudi (dağı) üstüne durdu ve zalimler topluluğuna da: "Uzak olsunlar" denildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Nuh rabbine seslendi. Dedi ki: "Rabbim kuşkusuz benim oğlum ehlimdendir (ailemdendir) ve senin vaadin de doğrusu haktır. Sen hakimlerin hakimisin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Dedi ki: "Ey Nuh, kesinlikle o senin ehlinden (ailenden) değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Gerçekten ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. [Sizden türeyecek diğer kafir] Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Ad (halkına da) kardeşleri Hud’u (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Tanrı’ya ibadet edin, sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Siz yalan olarak (tanrılar) düzenlerden başkası değilsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
"Ey kavmim ben bunun karşılığında sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan (fetaraniy) başkasına ait değildir. Akletmeyecek misiniz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
"Ey kavmim rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın. Suçlu günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
"Ey Hud" dediler. "Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle tanrılarımızı terketmeyiz. Sana inançlı olacak da değiliz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
"Biz: ’Bazı tanrılarımız seni çok kötü çarpmıştır’ (demekten) başka bir şey söylemeyiz." Dedi ki: "Tanrı’yı şahid tutarım, siz de şahidler olun ki, gerçekten ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
"O’nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
"Ben gerçekten, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Tanrı’ya tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak benim rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
"Buna rağmen yüz çevirirseniz artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz O’na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim rabbim, her şeyi gözetleyip koruyandır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Buyruğumuz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hud’u ve O’nunla birtikte inananları kurtardık. Onları şiddetli / ağır bir azabtan kurtardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
İşte Ad (halkı); rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O’nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı zorbanın buyruğu ardınca yürüdüler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Ve bu dünyada da kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), rablerine küfrettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad’a (Tanrı’nın rahmetinden) uzaklık (verildi).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Semud (halkına da) kardeşleri Salih’i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Tanrı’ya ibadet edin, sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Şüphesiz benim rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Dedi ki: "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyler misiniz? Eğer ben rabbimden apaçık bir belge üzerindeysem ve bana tarafından bir rahmet vermişse, bu durumda O’na isyan edecek olursam Tanrı’ya karşı bana kim yardım edecektir? Şu halde kaybımı arttırmaktan başka bana (hiç bir yarar) sağlamayacaksınız."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
"Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Tanrı’nın devesi; onu serbest bırakın, Tanrı’nın arzında yesin. Ona kötülük (etmek niyetiy)le dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azab sarıverir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Fakat onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Buyruğumuz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih’i ve O’nunla birlikte inananları o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin rabbin güçlü olandır, aziz olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten rablerine küfrettiler. Haberiniz olsun; Semud (halkına Tanrı’nın rahmetinden) uzaklık (verildi.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Andolsun, elçilerimiz İbrahim’e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı / yadırgadı (nekirehüm)ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki: "Korkma. Biz Lut kavmine gönderildik."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak’ı, İshak’ın arkasından da Yakub’u müjdeledik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
"Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Dediler ki: "Tanrı’nın buyruğuna mı şaşıyorsun? Tanrı’nın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev ehli şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid’tir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
İbrahim’den korku gittiği ve ona müjde geldiği zaman, Lut, kavmi konusunda bizimle çekişip tartışmalara giriyor(du).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
"Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, rabbinin buyruğu gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azab gelmiştir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Elçilerimiz Lut’a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Tanrı’dan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ehlinle (ailenle) birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Böylece buyruğumuz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Rabbinin katında ’belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış’ olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim Tanrı’ya ibadet edin, O’ndan başka tanrınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ’bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
"Ey kavmim, ölçüyü ve tartıyı -adaleti gözeterek- tam tutun ve insanların eşyasını değerden düşürüp eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
"Eğer inançlılarsanız Tanrı’nın bıraktığı [helal işlerden olan kazanç] sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Dediler ki: "Ey Şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı buyuruyor? Çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında (reşid bir adam)sın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Dedi ki: "Ey kavmim görüşünüz nedir söyler misiniz? Ya ben rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve O da beni kendisinden güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa? Ben, size yasakladığım şeylere (kendim sahiplenmek suretiyle) size aykırı düşmek istemiyorum. Benim istediğim, gücüm oranında yalnızca ıslah etmektir. Benim başarım ancak Tanrı iledir; O’na tevekkül ettim ve O’na içten yönelip dönerim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
"Ey kavmim, bana karşı gelişiniz, sakın Nuh kavminin ya da Hud kavminin veya Salih kavminin başlarına gelenlerin bir benzerini size de isabet ettirmesin. Üstelik Lut kavmi size pek uzak değil."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
"Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz kavrayamıyoruz. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Dedi ki: "Ey kavmim, size benim yakın çevrem, Tanrı’dan daha mı üstündür ki, O’nu arkanızda unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edindiniz. Şüphesiz benim rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp kuşatandır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
"Ey kavmim, bütün yapabileceğinizi yapın; şüphesiz, ben de yapacağım. Kime aşağılatıcı azab gelecek ve yalancı kimdir, yakında bileceksiniz. Siz gözetleyip durun, ben de sizinle birlikte gözetleyeceğim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Buyruğumuz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve onunla birlikte inananları kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Tanrı’nın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Firavun’a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun’un buyruğuna uymuşlardı. Oysa Firavun’un buyruğu doğruya götürücü (irşad edici) değildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece rabbinin buyruğu geldiği zaman, Tanrı’yı bırakıp da taptıkları tanrıları onlara hiç bir şey sağlayamadı, ’helak ve kayıplarını’ arttırmaktan başka bir işe yaramadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O’nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Ahiret azabından korkan için bunda kesin bir ayet vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
(Kıyametin) Geleceği günde, O’nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. Artık onlardan kimi ’bedbaht ve mutsuz’, (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Onlar, rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü rabbin, gerçekten dilediğini yapandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz Biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Andolsun, Musa’ya kitabı verdik, onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer rabbinden bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş olacaktı. Gerçekten onlar, bundan (Kuran’dan) yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Şüphesiz rabbin, onlardan tümüne yapıp ettiklerini(n karşılığını) onlara tastamam ödeyecektir. Çünkü O, yapıp ettiklerinden haberdar olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte buyrulduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Tanrı’dan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkarlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Ahalisi (ehli) ıslah eden kimseler iken, senin rabbin o ülkeleri zulm ile helak edecek değildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
Eğer rabbin dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar anlaşmazlığı sürdürmektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Rabbinin rahmet ettikleri dışında. Onları bunun için yarattı. Böylece rabbinin (şu) sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracağım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Sana elçilerin haberlerinden yüreğini (fuadek) sağlamlaştıracak doğru haberler aktarıyoruz. Bunda sana hak ve müminlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
Göklerin ve yerin gaybı Tanrı’nındır, bütün buyruklar O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin. Senin rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster