Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır. Sûrede başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir.
1.
Eliif, Lââm, Ra... BİLGİnin (Kitabın) işaretleri kesin oluşmuş; sonra Hakiym ve Habiyr’in ledünnünden (birimin Esmâ zâtından) detaylandırılarak açığa çıkarılmıştır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Yalnızca Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin, diye (bu BİLGİ inzâl olundu). "Muhakkak ki ben, size ‘HÛ’dan bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
"(Yanlış ve kusurlarınız için) bağışlanma isteyin Rabbinizden! Sonra O’na tövbe edin ki, ömrünüz tamamlanana kadar sizi güzel bir şekilde yaşatıp, her erdemli kişiye lütfunu (ilim ve irfanlarının hak ettiğini) versin... Eğer yüz çevirirseniz, sizin için o büyük sürecin azabından korkarım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Kesinlikle bilin ki! O’ndan gizlemek için, içlerindekini dürüp bükerler (gerçek düşüncelerini başka fikirlerle örtüp gizlerler)! Kesinlikle bilin ki! Onlar elbiselerine büründüklerinde (iç dünyalarındakini örttüklerinde), onların sırlarındakini ve açığa vurduklarını da bilir! Çünkü O, sadırların (beyinlerindeki dünyalarının) zâtı olarak Aliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun yaşam gıdası (rızkı) Allâh’a ait olmasın! Bilir onun karar kılacağı hâli de (sonunu) ve geçici olarak yaşamakta olduğunu da... Hepsi apaçık bir BİLGİdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
"HÛ" ki semâlar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsî mânâda altı bilinç kademesindeki şuuru {semâ} ve bedeni {arzı}); O’nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esmâ mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki İLİM - DATA olarak); (insan için değerlendirirsek: Esmâ’nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde 80 SU yapısı - sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A.H.) fevkindedir! Sizin hanginizin davranış olarak daha güzel şeyler açığa çıkaracağınızı belirlemek için... Andolsun ki: "Kesinlikle siz ölümden sonra bâ’s olunacaksınız" desen; hakikat bilgisini inkâr edenler kesinlikle: "Bu apaçık bir sihirdir (olmayanı var göstermek)" derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler... Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Andolsun ki, eğer insana bizden bir rahmet tattırsak da sonra onu ondan çekip alsak, muhakkak ki o çok umutsuzluğa düşer ve çok nankör olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Şayet yaşadığı bir sıkıntıdan sonra ona nimet tattırsak, elbette: "(Kendi aklımla) kötülüklerden kurtuldum" der... Muhakkak ki o, sevinçli ve kendiyle övünendir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Sabreden ve yararlı çalışmalar yapanlar bunun dışındadır. İşte onlara bağışlanma ve büyük mükâfat vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
(Rasûlüm!) Belki de sen, "O’na bir hazine inzâl edilseydi yahut beraberinde bir melek gelseydi ya" demelerinden (akılla değerlendirilen yerine gözle değerlendirilen mucize istemelerinden ötürü), için daralıp, sana vahyolunanın bazısını bildirmeyi terk edecek misin? Sen ancak bir uyarıcısın! Allâh her şeye Vekiyl’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Yoksa "Onu (Muhammed a.s.) uydurdu" mu diyorlar... De ki: "(Eğer beşer uydurması diyorsanız) hadi siz de onun benzeri on sûre getirin... Allâh isminin işaret ettiği anlamla hiç ilgisi olmayan (tanrılarınızdan) elinizin erdiği kim varsa, (onu da yardıma) çağırın... Eğer sözünüzde sadıklar iseniz (yapın bunu)."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Eğer size cevap vermediler ise, (şunu) iyi bilin: O yalnızca Allâh ilmi olarak inzâl olunmuştur! Tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Artık teslim olacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Kim dünya hayatını ve onun süslü değerlerini irade ederse, yaptıklarının karşılığını tümüyle orada veririz... Onların dünyadaki karşılığı hiç eksiltilmez (dünya için yaşayan karşılığını dünyada alır ve biter).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
İşte onlar öyle kimselerdir ki sonsuz gelecekte kendileri için ateşten başka bir şey yoktur... Yapıp ürettikleri şeyler orada getiri sağlamaz. Yapmakta oldukları şey boştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Böyleleri, Rabbinden bir açık kanıt üzere yaşayan kimse gibi midir? O’ndan bir şahit (Kur’ân) onu takip eder; (üstelik) Ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın Kitabı da (ondakileri tasdikler)... İşte onlar O’na hak olarak iman ederler... Sakın şunlardan olma: Kim O’nu inkâr ederse, onun vadedilmiş yeri Nâr’dır... Ondan bir kuşku içinde olma... Muhakkak ki Rabbinden Hakk’tır O! Fakat insanların çoğunluğu iman etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Allâh hakkında yalan konuşarak iftira atandan daha zâlim kimdir? Onlar Rablerine arzolunurlar! Şahitler de: "İşte bunlar Rableri üzerine yalan söyleyenlerdir" der... Dikkat edin, Allâh lâneti zâlimler üzerinedir (nefsine zulmederek hakikatindeki kuvvelerden uzak düşmüşlük).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Onlar ki, Allâh yolundan alıkoyarlar ve onu (doğru yolu) eğriltmek isterler... Onlar, (işte) onlar geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerini de inkâr edenlerdir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Onlar arzda âciz bırakıcılar olmadılar (Sünnetulah’ı geçersiz kılamazlar; herkes yaptığının sonucunu kesinlikle yaşayacaktır)... Onların Allâh dûnunda velîleri de yoktur... Onlara azap kat kat olur... (Zira onlar) algılayamadılar ve basîretleriyle değerlendiremediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
İşte bunlar nefslerini hüsrana uğratanlardır! Uydurmakta oldukları şeyler de (varsandıkları tanrılar) onlardan kaybolup gitti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Muhakkak ki iman edip imanın gereği fiilleri ortaya koyanlar ve Rablerine huşû ve itaat hâlinde olanlar var ya, işte onlar cennet ehlidir! Onlar orada ebedî kalıcılardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Bu iki grubun misali, kör ve sağır ile gören ve algılayan farkına benzer! Misaldeki bu ikisi eşit olur mu? Hâlâ tezekkür etmiyor musunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Andolsun biz, Nuh’u kavmine irsâl ettik... (O da): "Muhakkak ki ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
"Allâh’tan başkasına tapınmayın... Gerçekten ben ulaşacağınız acı bir günün azabından korkarım" (dedi).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Onun halkından hakikat bilgisini inkâr edenlerin ileri gelenleri: "Seni yalnızca bizim benzerimiz bir beşer olarak görüyoruz... Basit görüşle hareket eden (düşüncesiz) ayak takımlarımızdan (mal ve mevkileri olmayan) başkasının, sana tâbi olduğunu da görmüyoruz... Sizin bizim üzerimize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz... Aksine, yalan söylemekte olduğunuz kanaatindeyiz" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
(Nuh) dedi ki: "Ey halkım... Gördünüz mü? Ya Rabbimden bir açık kanıtım varsa ve O indînden bir rahmet (nübüvvet) vermiş de siz bunu değerlendiremiyorsanız? Siz ondan hoşlanmadığınız hâlde, biz size onu zorla mı kabul ettireceğiz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
"Ey halkım... Bunun için sizden bir karşılık istemiyorum... Benim yaptığımın karşılığı ancak Allâh’a aittir... Ben, (siz onları aşağı görseniz de) iman edenleri yanımdan uzaklaştıramam! Muhakkak ki onlar Rablerine kavuşacaklardır... Fakat ben sizi cahillik eden bir halk olarak görüyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
"Ey halkım... Eğer onları uzaklaştırırsam Allâh’a karşı bana kim yardım eder? Düşünemiyor musunuz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
"Size, Allâh’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum... Gaybı da bilmem... Ben bir meleğim de demiyorum... Hor-hakir gördüğünüz kimseler için, Allâh asla onlara bir hayır vermez de demiyorum... Onların içlerinde ne olduğunu Allâh daha iyi bilir... (Bunların aksini söylersem) ben kesinlikle zâlimlerden olurum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Dediler ki: "Ey Nuh... Bizimle gerçekten mücadele ettin... Bunda çok ileri gittin! Eğer doğrucuysan, bizi tehdit ettiğin şeyi, bize getir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
(Nuh) dedi ki: "Eğer dilerse onu size ancak Allâh getirir! Siz, Allâh’ı dilediğini yapmakta âciz bırakamazsınız."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
"Eğer Allâh sizi saptırmayı irade ederse; ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm yarar sağlamaz. O, Rabbinizdir ve O’na rücu ettiriliyorsunuz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Yoksa: "Onu uydurdu" mu diyorlar... De ki: "Eğer onu uydurdum ise, suçumun karşılığı banadır... Ben sizin suçunuzdan berîyim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Nuh’a vahyolundu ki: "Halkından, iman etmiş olanlar dışında kimse iman etmeyecek... (Artık) onların yapmakta olduklarından dolayı üzgün olma!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Gözlerimiz olarak (mâiyet sırrına işaret bu ifade), vahyimizce gemiyi yap... Zâlimler hakkında (şefaat için) bana yönelme... Kesinlikle onlar boğulacaklardır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Gemiyi yapıyor(du)... Halkının ileri gelenleri Ona her uğradıklarında, alay ediyorlardı... (Nuh) dedi ki: "Eğer bizimle alay ederseniz, sizin alay ettiğiniz gibi (gün gelir) biz de sizinle alay ederiz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Nihayet hükmümüz geldiğinde ve sular kaynaklardan fışkırıp taştığında dedik ki: "Ona, her cinsten bir çift ile daha önce aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışında, aileni ve tüm iman etmiş olanları yükle"... Zaten Onunla beraber iman eden çok azdı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Dedi ki: "Binin onun içine! Onun akıp gitmesi de durması da ismi Allâh olan olaraktır! Muhakkak ki benim Rabbim, elbette Ğafûr’dur, Rahıym’dir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
(Gemi) onlarla birlikte dağlar gibi dalgalar içinde akıp gidiyor(du)... Nuh, bir kıyıda olan oğluna: "Oğlum! Bizimle beraber bin (Din anlayışıma katıl)... Hakikat bilgisini inkâr edenlerle beraber olma!" diye nida etti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
(Oğlu) dedi ki: "Beni sudan koruyan bir dağa sığınacağım"... (Nuh) dedi ki: "Bugün, rahmet ettiği kimse müstesna, Allâh hükmünden koruyucu yoktur"... İkisi arasına giren dalga ile o da boğulanlardan oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
"Ey yeryüzü, suyunu yut! Ey semâ, (yağmurunu) kes" denildi... Su çekildi... Hüküm yerine geldi... (Gemi) Cudi’de (yüksek bir dağda) yerini aldı... "Zâlimler kavmine uzaklık olsun" denildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Nuh Rabbine nida etti de dedi ki: "Rabbim, muhakkak ki oğlum ailemdendir... Senin bildirimin ise Hak’tır ve sen hakîmlerin en hakîmisin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Buyurdu ki: "Ey Nuh! Muhakkak ki o senin ailenden değildir! Muhakkak ki o (hükmüme karşı oğlun konusunda ısrarlı olman) imanın gereği olmayan bir fiildir! Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme! Muhakkak ki Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(Nuh) dedi ki: "Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim) şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
"Ey Nuh... Sen ve seninle beraber olanlardan oluşacak halklara bizden Selâm ve bereketlerle in... Biz onları yararlandıracağız, sonra da onlara bizden (hakikatindeki Esmâ mânâsı sonucu olarak, derûnundan gelen bir yolla) acı azap yaşatılır" denildi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
İşte bunlar Gayb haberlerindendir! Bunları sana vahyediyoruz... Bundan önce ne sen bunları biliyordun ne de halkın... O hâlde sabret... Muhakkak ki gelecek korunanlarındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Ad’a (halkına) da kardeşleri Hud’u... Demişti ki: "Ey halkım! Allâh’a kulluk edin... O’nun gayrı bir ilâhınız olamaz! (Şirk fikriniz dolayısıyla) siz ancak iftira ediyorsunuz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
"Ey halkım! Bunun için sizden bir ücret istemiyorum... Benim yaptığımın karşılığı ancak beni bu işleve özel yaratana (Fâtır) aittir... Hâlâ aklınızı değerlendirmeyecek misiniz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
"Ey halkım Rabbinizden bağışlanma niyaz edin... Sonra O’na tövbe edin ki, semânın feyzini size yoğun olarak irsâl etsin ve kuvvetinize kuvvet katsın... Suçlular olarak yüz çevirmeyin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Dediler ki: "Ey Hud! Bize mucize olarak gelmedin! Biz (sırf) senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz... Sana iman da etmeyiz!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
"Ancak şunu diyebiliriz: Tanrılarımızdan biri seni kötü çarpmış!"... (Hud) dedi ki: "Ben kesinlikle Allâh’ı şahit tutuyorum! Siz de şahit olun ki ben kesinlikle sizin ortak koştuklarınızdan berîyim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
"O’na denk kabul ederek (ortak saydıklarınızla)... Hadi hepiniz bana tuzak kurun, sonra hiç mühlet vermeyin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
"Kesinkes ben, Rabbim ve Rabbiniz olan Allâh’a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim... Hareket eden hiçbir canlı yoktur ki onun ‘Bi’nasiyesinde (alnında-beyninde var olarak/beyninden) tutmuş olmasın (Fâtır’ın beyni programlaması) (lafında kalanlara göre: Hükmüne boyun eğdirmek)... Muhakkak ki benim Rabbim sırat-ı müstakim üzeredir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
"Eğer yüz çevirirseniz, ben gerçekten kendisiyle irsâl olunduğum şeyi (Hakikat bilgisini) size tebliğ ettim... Sizden başka bir halkı yerinize getirir Rabbim; siz O’na bir zarar veremezsiniz... Muhakkak ki benim Rabbim her şey üzerinde Hafiyz’dir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Hükmümüz oluştuğunda Hud’u ve onunla beraber iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Onları ağır bir azaptan kurtardık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
İşte Ad (kavmi olayı buydu)... Rablerinin (nefslerindeki) işaretlerini bile bile inkâr ettiler... O’nun Rasûllerine isyan ettiler... Her inatçı zorbanın emrine tâbi oldular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Hem şu dünyada hem de kıyamet sürecinde lânete uğradılar (hakikatlerindekini yaşamaktan uzak düştüler)! Kesinlikle bilin ki; Ad, Rablerini inkâr edenlerden oldu! Kesinlikle bilin ki; uzaklık Hud’un halkı olan Ad içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Semud’a kardeşleri Sâlih’i (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Sizi arzdan meydana getirdi "HÛ"; ve sizinle mamûr etti orayı... O hâlde O’ndan mağfiret dileyin ve O’na tövbe edin... Muhakkak ki benim Rabbim, Kariyb’dir (yakın), Muciyb’dir (icabet eden)."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Dediler ki: "Ey Sâlih! Bundan önce içimizde gerçekten ümit beslenen biri idin! Atalarımızın tapındıklarına tapınmaktan mı bizi yasaklıyorsun? Doğrusu biz, bizi davet ettiğin konuda endişeli bir şüphe içindeyiz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
Dedi ki: "Ey halkım, bir bakın... Ya Rabbimden apaçık bir delilim varsa ve O kendinden bana bir rahmet vermiş ise? (Bu durumda) eğer O’na isyan edersem Allâh’a (karşı) kim yardım eder? Sizin de bana hasar vermekten başka katkınız olmaz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
"Ey kavmim! İşte size bir işaret, Allâh’ın (kendi hâlinde) dişi devesi... Onu bırakın Allâh arzında yesin... Ona kötü amaçla dokunmayın... Yoksa yakın bir azap sizi yakalar."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Onu, ayaklarını keserek öldürdüler! Dedi ki: "Üç günlük ömrünüz kaldı evlerinizde! İşte bu yalanlanmayacak bir bildirimdir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Hükmümüz açığa çıktığında Sâlih’i ve beraberindeki iman etmişleri, rahmetimizle kurtardık... O sürecin aşağılamasından da (kurtardık)... Muhakkak ki senin Rabbin Kaviyy’dir, Aziyz’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
O zulmedenleri, (dördüncü gün) o malûm sayha (şiddetli, titreşimli korkunç ses) yakaladı da evlerinde göçüp kaldılar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Sanki orada hiç yaşamamışlardı! Kesinkes bilin ki, şüphesiz Semud (halkı) Rablerini inkâr etmişlerdi... (Yine) kesinlikle bilin ki, uzaklık (hakikatlerinden ayrı düşmüş hâlde yaşam) Semud içindir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Andolsun ki, (meleklerden) Rasûllerimiz, İbrahim’e müjde olarak gelip, "(beden ve tabiat kayıtlarından; tehlikeden; boyutlarının kayıtlarından">Selâm selâmet ihsan eden, yakîn hâlini oluşturan; iman edenlere "İSLÂM"ın hazmını veren.)" dediler... (O da): "(beden ve tabiat kayıtlarından; tehlikeden; boyutlarının kayıtlarından">Selâm selâmet ihsan eden, yakîn hâlini oluşturan; iman edenlere "İSLÂM"ın hazmını veren.)" dedi ve sonrasında da kızartılmış bir buzağı getirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Ancak (Rasûllerin) ellerini sürmediklerini görünce onları yadırgadı ve onlardan (acaba düşman mı) korkusunu hissetti... "Korkma! Biz gerçekten Lût halkı için irsâl olunduk" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
(İbrahim’in) karısı da ayakta idi... Güldü... Ona (İbrahim’in karısına) İshak’ı müjdeledik ve İshak’ın ardından da Yakup’u...Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
(İbrahim’in karısı) dedi ki: "Vay bana! Ben bir yaşlı (âdetten kesilmiş) kadın ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Muhakkak ki bu şaşılacak bir şeydir!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Dediler ki: "Allâh’ın hükmüne mi şaşıyorsun? Allâh’ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey hane halkı! Muhakkak ki O, Hamiyd](EL HAMİYD... Açığa çıkardığı evrensel kemâlâtı "Veliyy" ismi kapsamında açığa çıkardığı âlem sûretlerince seyredip değerlendirendir! Hamd yalnızca kendisine aittir!)’dir, Meciyd’dir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
İbrahim’in endişesi geçip, müjdeyi de alınca kendine geldi, Lût kavmi hakkında bizimle tartışmaya başladı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
(Melekler): "Yâ İbrahim! Tartışmaktan vazgeç! Rabbinin hükmü kesin gelmiştir! Muhakkak ki onlara reddolunmayacak bir azap ulaşacaktır!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Rasûllerimiz Lût’a geldikleri vakit, (onlar yüzünden) kendini kötü hissetti; (onları koruyamayacağı endişesiyle) içi daraldı ve: "Bu zor bir gündür" dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
(Lût’un) halkı, arzulu bir şekilde koşarak Ona geldiler... Ki daha önce de o kötülükleri yapıyorlardı... (Lût) dedi ki: "Ey halkım... İşte şunlar kızlarımdır... Onlar sizin için daha temizdir... Allâh’tan çekinin ve misafirim arasında beni rezil etmeyin... Sizden aklı başında biri yok mu?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Dediler ki: "Andolsun ki kızlarında bir hakkımız olmadığını bilirsin! Bizim (aslında) neyin peşinde olduğumuzu da elbette bilirsin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
(Melekler) dediler ki: "Ey Lût! Doğrusu biz senin Rabbinin Rasûlleriyiz... Sana asla ulaşamazlar! Ailenle gecenin ilerleyen saatinde yola çık... Karın hariç sizden hiçbiri geri kalmasın! Çünkü onlara isâbet eden, ona da isâbet edecek... Onlara tanınan süre sabaha kadardır. Sabah yakın değil mi?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Emrimiz geldiği vakit oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine mendud (istiflenmiş) siccilden (pişirilmiş, taşlaşmış çamur) taşlar (muhtemelen volkanik patlama sonucu oluşan lavlar) yağdırdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Ölçmeyi ve tartmayı noksan yapmayın... Sizin için hayrın nerede olduğunu görüyorum... Sizi kaplayacak bir azap sürecinden korkuyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
"Ey halkım... Ölçmeyi ve tartmayı adaletli olarak tastamam yapın, insanların hakkını vermemezlik etmeyin ve bozguncular olarak arzda taşkınlık yapmayın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
"Eğer iman edenlerseniz, Allâh helali sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin bekçiniz değilim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Dediler ki: "Yâ Şuayb... Yöneldiğin mi sana emrediyor, atalarımızın tapındıklarına tapınmamamızı ya da mallarımızda dilediğimiz gibi tasarruf etmememizi! Muhakkak ki sen Haliym’sin, Reşiyd’sin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
(Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Görmüyor musunuz? Ya Rabbimden kesin bir delil üstündeysem ve O bana kendinden güzel bir rızık verdiyse? Sizden yapmamanızı istediğim şeyde size ters düşmek istemiyorum... Gücüm yettiğince sizi düzeltmek istiyorum... Başarım ancak Allâh’ladır... O’na tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyll isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim ve O’na yöneliyorum."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
"Ey kavmim... Bana karşı olmanız sakın sizi suça sürüklemesin; (böylece) Nuh halkına veya Hud halkına yahut Sâlih halkına isâbet edenin benzerinin size isâbet etmesi ile sizi cezalandırmasın... Lût halkı da sizden uzak değildir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
"Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O’na tövbe (rücu) edin... Muhakkak ki Rabbim Rahıym’dir, Vedud’dur."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Dediler ki: "Yâ Şuayb... Biz senin dediklerinden birçoğunu anlamıyoruz! İşin doğrusu seni içimizde zayıf konumda görüyoruz... Eğer arkanda saydığımız aşiretin olmasaydı, kesinlikle seni taşlayarak öldürürdük! Sen bize galebe çalacak durumda değilsin."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
(Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Aşiretim size Allâh’tan daha mı güçlü ve karşı konulmaz? Ki O’nu arkanıza atıp unutulan edindiniz... Muhakkak ki Rabbim yapmakta olduklarınızı Muhiyt’tir (ihâta etmektedir)."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
"Ey halkım... Makâmınız üzere işinize devam edin. Muhakkak ki ben de işimi yapıyorum. Aşağılayıcı azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu yakında göreceksiniz... Gözetleyin, muhakkak ki ben de sizinle beraber Rakıyb’ım."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Hükmümüz açığa çıktığında, Şuayb’ı ve beraberindeki iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Zulmedenleri ise şiddetli titreşimli, korkunç ses yakaladı da evlerinde göçüp gittiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Sanki hiç yaşamamışlardı orada... Kesinkes bilin ki, hakikatlerinden uzak düşmüş bir yaşam Medyen (halkı) içindir, Semud (halkının) uzak oldukları gibi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Firavun ve ileri gelen adamlarına... Onlar Firavun’un emrine tâbi oldular... (Oysa) Firavun’un emri olgunluğu yansıtmıyordu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
(Firavun) kıyamet sürecinde halkının önüne geçip önderlik eder... (İşte) onları ateşe ulaştırır! O varılan yer ne kötü bir yerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
Hem burada (dünyada) hem de kıyamet sürecinde lânete tâbi olundular! O hisselerine düşen ne kötü bir paydır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
İşte bunlar o bölgelerin haberlerindendir! Sana hikâye ediyoruz... Onlardan bir kısmı ayakta ve (bir kısmı da) biçilmiş ekin gibi olmuştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi nefslerine zulmettiler! Rabbinin hükmü açığa çıktığında, Allâh dûnunda tapındıkları tanrılar kendilerine hiçbir fayda sağlamadı! (Tanrı anlayışları) onların helâk olmasından başka bir sonuç doğurmadı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Rabbinin, zâlimlerin olduğu şehirleri yakalaması işte böyledir! Muhakkak ki O’nun yakalaması çok acı verici ve şiddetlidir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
Muhakkak ki bunda, gelecekteki yaşam azabından korkan için elbette bir işaret vardır... İşte bu, tüm insanların bir arada olduğu bir süreçtir! İşte bu, kendisinde hiçbir şeyin gizli kalmadığı bir süreçtir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
O süreç başladığında, O’nun elvermesi dışında, hiçbir nefs konuşamaz! Onlardan kimi şakî (imanı olmayan, sonsuza dek cehennemlik) kimi de saîddir (imanı olan, sonsuza dek cennetlik).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
Şakî olanlar, Nâr’dadırlar (ışınsal ateş)... Onlar orada (azaptan) hırlayarak ve inleyerek soluk alırlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Semâlar ve arz (şuurları ve bedenleri) var oldukça onda ebedî kalırlar; Rabbinin dilemesi müstesna... Muhakkak ki Rabbin (hakikatin olan Allâh Esmâ’sının bileşimi) irade ettiğini fiile dönüştürür!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Saîd olanlar ise, Cennet’tedirler... Semâlar ve arz (şuurları ve bedenleri) var oldukça onda ebedî kalıcılardır; Rabbinin dilemesi müstesna... Akışı kesilmeyen bağışla yaşarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Şunların tapınmalarına bakıp şüpheye düşme! Daha önce atalarının tapındıkları gibi tapınıyorlar sadece (Allâh’a ibadet ettiklerini sanma)! Doğrusu biz onlara hak ettiklerini noksansız, tamı tamına vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Andolsun ki Musa’ya Hakikat BİLGİsi verdik de onda ayrılığa düştüler! Eğer Rabbinden (hükmedilmiş) geçmiş bir söz olmasaydı, mutlaka aralarında iş bitirilirdi... Muhakkak ki onlar Ondan (vehimleri yüzünden) kuşku içindeler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Muhakkak ki Rabbin her birinin yaptıklarının karşılığını kendilerine tam verir... Çünkü O, yapmakta olduklarını (onların Esmâ’sıyla hakikati ve meydana getiricisi olarak) Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
O hâlde sen hükmolunduğunca hakikati yaşa (istikamet sahibi olmak, hidâyetin açığa çıkması sonucu olarak hakikatin yaşanması, demektir. A.H.)! Seninle beraber, tövbe edenler de (hakikati yaşayamamalarına neden olan şeylere tövbe edenler)... Sakın taşkınlık yapmayın! Çünkü O, yapmakta olduklarınızı (B sırrınca) Basıyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
(Nefsine) zulmedenlere meyletmeyin, (o takdirde) size Nâr dokunur... Sizin için Allâh dûnunda velî söz konusu olmaz! (Şayet edinirseniz) sonra yardım da görmezsiniz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Gündüzün iki tarafında ve geceden zülfelerde (gündüze yakın saatlerinde) salâtı ikame et... Muhakkak ki hasenat (Hakikatini yaşamak - kişiden açığa çıkan güzel yaşantı) seyyiatı (hakikati örtme ve nefsaniyetten kaynaklanan suçların getirisini) giderir... Bu, idrak sahiplerine bir öğüttür.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Sizden önceki kuşaklardan geri kalanlar, arzda bozgunculuktan vazgeçirmeliydi onları değil mi? Onlardan kurtarmış olduklarımızdan az bir kısmı hariç (bunu yapan olmadı)... Zâlim olanlar ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler... Suçlu oldular!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
Senin Rabbin, sâlih (dürüst) insanların yaşadıkları bölgeleri, haksız olarak helâk edecek değildir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
118.
Eğer Rabbin dileseydi, elbette (tüm) insanları ümmet-i vâhide (tek bir inanca sahip toplum) yapardı! Oysa karşıt görüşe dayalı inançlar sürüp gidecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Sadece Rabbinin rahmet ettiği kimse hariç (o Rasûlün getirdiklerine muhalefet etmez); işte bunun için onları halketti! Rabbinin: "Andolsun ki cehennemi tamamen cin ve nas’tan dolduracağım" kelimesi tamamlanmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Rasûllerin haberlerinden her birini sana anlatmamızın sebebi anlayışını oturtmak içindir... Bu sûreyle de sana hak bildirilmiş, iman edenlere hatırlatma ve öğüt (ders) verilmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster