1. Eliif, Lââm, Ra... BİLGİnin (Kitabın) işaretleri kesin oluşmuş; sonra Hakiym ve Habiyr’in ledünnünden (birimin Esmâ zâtından) detaylandırılarak açığa çıkarılmıştır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Yalnızca Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin, diye (bu BİLGİ inzâl olundu). "Muhakkak ki ben, size ‘HÛ’dan bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. "(Yanlış ve kusurlarınız için) bağışlanma isteyin Rabbinizden! Sonra O’na tövbe edin ki, ömrünüz tamamlanana kadar sizi güzel bir şekilde yaşatıp, her erdemli kişiye lütfunu (ilim ve irfanlarının hak ettiğini) versin... Eğer yüz çevirirseniz, sizin için o büyük sürecin azabından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. "Allâh’a rücu edeceksiniz; ‘HÛ’; her şeye Kaadir’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Kesinlikle bilin ki! O’ndan gizlemek için, içlerindekini dürüp bükerler (gerçek düşüncelerini başka fikirlerle örtüp gizlerler)! Kesinlikle bilin ki! Onlar elbiselerine büründüklerinde (iç dünyalarındakini örttüklerinde), onların sırlarındakini ve açığa vurduklarını da bilir! Çünkü O, sadırların (beyinlerindeki dünyalarının) zâtı olarak Aliym’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun yaşam gıdası (rızkı) Allâh’a ait olmasın! Bilir onun karar kılacağı hâli de (sonunu) ve geçici olarak yaşamakta olduğunu da... Hepsi apaçık bir BİLGİdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. "HÛ" ki semâlar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsî mânâda altı bilinç kademesindeki şuuru {semâ} ve bedeni {arzı}); O’nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esmâ mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki İLİM - DATA olarak); (insan için değerlendirirsek: Esmâ’nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde 80 SU yapısı - sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A.H.) fevkindedir! Sizin hanginizin davranış olarak daha güzel şeyler açığa çıkaracağınızı belirlemek için... Andolsun ki: "Kesinlikle siz ölümden sonra bâ’s olunacaksınız" desen; hakikat bilgisini inkâr edenler kesinlikle: "Bu apaçık bir sihirdir (olmayanı var göstermek)" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler... Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Andolsun ki, eğer insana bizden bir rahmet tattırsak da sonra onu ondan çekip alsak, muhakkak ki o çok umutsuzluğa düşer ve çok nankör olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Şayet yaşadığı bir sıkıntıdan sonra ona nimet tattırsak, elbette: "(Kendi aklımla) kötülüklerden kurtuldum" der... Muhakkak ki o, sevinçli ve kendiyle övünendir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Sabreden ve yararlı çalışmalar yapanlar bunun dışındadır. İşte onlara bağışlanma ve büyük mükâfat vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. (Rasûlüm!) Belki de sen, "O’na bir hazine inzâl edilseydi yahut beraberinde bir melek gelseydi ya" demelerinden (akılla değerlendirilen yerine gözle değerlendirilen mucize istemelerinden ötürü), için daralıp, sana vahyolunanın bazısını bildirmeyi terk edecek misin? Sen ancak bir uyarıcısın! Allâh her şeye Vekiyl’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. Yoksa "Onu (Muhammed a.s.) uydurdu" mu diyorlar... De ki: "(Eğer beşer uydurması diyorsanız) hadi siz de onun benzeri on sûre getirin... Allâh isminin işaret ettiği anlamla hiç ilgisi olmayan (tanrılarınızdan) elinizin erdiği kim varsa, (onu da yardıma) çağırın... Eğer sözünüzde sadıklar iseniz (yapın bunu)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Eğer size cevap vermediler ise, (şunu) iyi bilin: O yalnızca Allâh ilmi olarak inzâl olunmuştur! Tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Artık teslim olacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Kim dünya hayatını ve onun süslü değerlerini irade ederse, yaptıklarının karşılığını tümüyle orada veririz... Onların dünyadaki karşılığı hiç eksiltilmez (dünya için yaşayan karşılığını dünyada alır ve biter). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. İşte onlar öyle kimselerdir ki sonsuz gelecekte kendileri için ateşten başka bir şey yoktur... Yapıp ürettikleri şeyler orada getiri sağlamaz. Yapmakta oldukları şey boştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Böyleleri, Rabbinden bir açık kanıt üzere yaşayan kimse gibi midir? O’ndan bir şahit (Kur’ân) onu takip eder; (üstelik) Ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın Kitabı da (ondakileri tasdikler)... İşte onlar O’na hak olarak iman ederler... Sakın şunlardan olma: Kim O’nu inkâr ederse, onun vadedilmiş yeri Nâr’dır... Ondan bir kuşku içinde olma... Muhakkak ki Rabbinden Hakk’tır O! Fakat insanların çoğunluğu iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Allâh hakkında yalan konuşarak iftira atandan daha zâlim kimdir? Onlar Rablerine arzolunurlar! Şahitler de: "İşte bunlar Rableri üzerine yalan söyleyenlerdir" der... Dikkat edin, Allâh lâneti zâlimler üzerinedir (nefsine zulmederek hakikatindeki kuvvelerden uzak düşmüşlük). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Onlar ki, Allâh yolundan alıkoyarlar ve onu (doğru yolu) eğriltmek isterler... Onlar, (işte) onlar geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerini de inkâr edenlerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Onlar arzda âciz bırakıcılar olmadılar (Sünnetulah’ı geçersiz kılamazlar; herkes yaptığının sonucunu kesinlikle yaşayacaktır)... Onların Allâh dûnunda velîleri de yoktur... Onlara azap kat kat olur... (Zira onlar) algılayamadılar ve basîretleriyle değerlendiremediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. İşte bunlar nefslerini hüsrana uğratanlardır! Uydurmakta oldukları şeyler de (varsandıkları tanrılar) onlardan kaybolup gitti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Gerçek şu ki onlar sonsuz gelecek sürecinde en fazla hüsrana uğrayanlar olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Muhakkak ki iman edip imanın gereği fiilleri ortaya koyanlar ve Rablerine huşû ve itaat hâlinde olanlar var ya, işte onlar cennet ehlidir! Onlar orada ebedî kalıcılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. Bu iki grubun misali, kör ve sağır ile gören ve algılayan farkına benzer! Misaldeki bu ikisi eşit olur mu? Hâlâ tezekkür etmiyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Andolsun biz, Nuh’u kavmine irsâl ettik... (O da): "Muhakkak ki ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. "Allâh’tan başkasına tapınmayın... Gerçekten ben ulaşacağınız acı bir günün azabından korkarım" (dedi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. Onun halkından hakikat bilgisini inkâr edenlerin ileri gelenleri: "Seni yalnızca bizim benzerimiz bir beşer olarak görüyoruz... Basit görüşle hareket eden (düşüncesiz) ayak takımlarımızdan (mal ve mevkileri olmayan) başkasının, sana tâbi olduğunu da görmüyoruz... Sizin bizim üzerimize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz... Aksine, yalan söylemekte olduğunuz kanaatindeyiz" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (Nuh) dedi ki: "Ey halkım... Gördünüz mü? Ya Rabbimden bir açık kanıtım varsa ve O indînden bir rahmet (nübüvvet) vermiş de siz bunu değerlendiremiyorsanız? Siz ondan hoşlanmadığınız hâlde, biz size onu zorla mı kabul ettireceğiz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. "Ey halkım... Bunun için sizden bir karşılık istemiyorum... Benim yaptığımın karşılığı ancak Allâh’a aittir... Ben, (siz onları aşağı görseniz de) iman edenleri yanımdan uzaklaştıramam! Muhakkak ki onlar Rablerine kavuşacaklardır... Fakat ben sizi cahillik eden bir halk olarak görüyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. "Ey halkım... Eğer onları uzaklaştırırsam Allâh’a karşı bana kim yardım eder? Düşünemiyor musunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. "Size, Allâh’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum... Gaybı da bilmem... Ben bir meleğim de demiyorum... Hor-hakir gördüğünüz kimseler için, Allâh asla onlara bir hayır vermez de demiyorum... Onların içlerinde ne olduğunu Allâh daha iyi bilir... (Bunların aksini söylersem) ben kesinlikle zâlimlerden olurum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Dediler ki: "Ey Nuh... Bizimle gerçekten mücadele ettin... Bunda çok ileri gittin! Eğer doğrucuysan, bizi tehdit ettiğin şeyi, bize getir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. (Nuh) dedi ki: "Eğer dilerse onu size ancak Allâh getirir! Siz, Allâh’ı dilediğini yapmakta âciz bırakamazsınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. "Eğer Allâh sizi saptırmayı irade ederse; ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm yarar sağlamaz. O, Rabbinizdir ve O’na rücu ettiriliyorsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Yoksa: "Onu uydurdu" mu diyorlar... De ki: "Eğer onu uydurdum ise, suçumun karşılığı banadır... Ben sizin suçunuzdan berîyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Nuh’a vahyolundu ki: "Halkından, iman etmiş olanlar dışında kimse iman etmeyecek... (Artık) onların yapmakta olduklarından dolayı üzgün olma!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Gözlerimiz olarak (mâiyet sırrına işaret bu ifade), vahyimizce gemiyi yap... Zâlimler hakkında (şefaat için) bana yönelme... Kesinlikle onlar boğulacaklardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Gemiyi yapıyor(du)... Halkının ileri gelenleri Ona her uğradıklarında, alay ediyorlardı... (Nuh) dedi ki: "Eğer bizimle alay ederseniz, sizin alay ettiğiniz gibi (gün gelir) biz de sizinle alay ederiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. "Bugünkü alçaltıcı azabın kime geleceğini; (gelecekteki) kalıcı azabın da kime ineceğini yakında bileceksiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Nihayet hükmümüz geldiğinde ve sular kaynaklardan fışkırıp taştığında dedik ki: "Ona, her cinsten bir çift ile daha önce aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışında, aileni ve tüm iman etmiş olanları yükle"... Zaten Onunla beraber iman eden çok azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Dedi ki: "Binin onun içine! Onun akıp gitmesi de durması da ismi Allâh olan olaraktır! Muhakkak ki benim Rabbim, elbette Ğafûr’dur, Rahıym’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. (Gemi) onlarla birlikte dağlar gibi dalgalar içinde akıp gidiyor(du)... Nuh, bir kıyıda olan oğluna: "Oğlum! Bizimle beraber bin (Din anlayışıma katıl)... Hakikat bilgisini inkâr edenlerle beraber olma!" diye nida etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. (Oğlu) dedi ki: "Beni sudan koruyan bir dağa sığınacağım"... (Nuh) dedi ki: "Bugün, rahmet ettiği kimse müstesna, Allâh hükmünden koruyucu yoktur"... İkisi arasına giren dalga ile o da boğulanlardan oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. "Ey yeryüzü, suyunu yut! Ey semâ, (yağmurunu) kes" denildi... Su çekildi... Hüküm yerine geldi... (Gemi) Cudi’de (yüksek bir dağda) yerini aldı... "Zâlimler kavmine uzaklık olsun" denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Nuh Rabbine nida etti de dedi ki: "Rabbim, muhakkak ki oğlum ailemdendir... Senin bildirimin ise Hak’tır ve sen hakîmlerin en hakîmisin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Buyurdu ki: "Ey Nuh! Muhakkak ki o senin ailenden değildir! Muhakkak ki o (hükmüme karşı oğlun konusunda ısrarlı olman) imanın gereği olmayan bir fiildir! Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme! Muhakkak ki Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. (Nuh) dedi ki: "Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim) şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. "Ey Nuh... Sen ve seninle beraber olanlardan oluşacak halklara bizden Selâm ve bereketlerle in... Biz onları yararlandıracağız, sonra da onlara bizden (hakikatindeki Esmâ mânâsı sonucu olarak, derûnundan gelen bir yolla) acı azap yaşatılır" denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. İşte bunlar Gayb haberlerindendir! Bunları sana vahyediyoruz... Bundan önce ne sen bunları biliyordun ne de halkın... O hâlde sabret... Muhakkak ki gelecek korunanlarındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Ad’a (halkına) da kardeşleri Hud’u... Demişti ki: "Ey halkım! Allâh’a kulluk edin... O’nun gayrı bir ilâhınız olamaz! (Şirk fikriniz dolayısıyla) siz ancak iftira ediyorsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. "Ey halkım! Bunun için sizden bir ücret istemiyorum... Benim yaptığımın karşılığı ancak beni bu işleve özel yaratana (Fâtır) aittir... Hâlâ aklınızı değerlendirmeyecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. "Ey halkım Rabbinizden bağışlanma niyaz edin... Sonra O’na tövbe edin ki, semânın feyzini size yoğun olarak irsâl etsin ve kuvvetinize kuvvet katsın... Suçlular olarak yüz çevirmeyin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Dediler ki: "Ey Hud! Bize mucize olarak gelmedin! Biz (sırf) senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz... Sana iman da etmeyiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. "Ancak şunu diyebiliriz: Tanrılarımızdan biri seni kötü çarpmış!"... (Hud) dedi ki: "Ben kesinlikle Allâh’ı şahit tutuyorum! Siz de şahit olun ki ben kesinlikle sizin ortak koştuklarınızdan berîyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. "O’na denk kabul ederek (ortak saydıklarınızla)... Hadi hepiniz bana tuzak kurun, sonra hiç mühlet vermeyin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. "Kesinkes ben, Rabbim ve Rabbiniz olan Allâh’a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim... Hareket eden hiçbir canlı yoktur ki onun ‘Bi’nasiyesinde (alnında-beyninde var olarak/beyninden) tutmuş olmasın (Fâtır’ın beyni programlaması) (lafında kalanlara göre: Hükmüne boyun eğdirmek)... Muhakkak ki benim Rabbim sırat-ı müstakim üzeredir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. "Eğer yüz çevirirseniz, ben gerçekten kendisiyle irsâl olunduğum şeyi (Hakikat bilgisini) size tebliğ ettim... Sizden başka bir halkı yerinize getirir Rabbim; siz O’na bir zarar veremezsiniz... Muhakkak ki benim Rabbim her şey üzerinde Hafiyz’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. Hükmümüz oluştuğunda Hud’u ve onunla beraber iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Onları ağır bir azaptan kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. İşte Ad (kavmi olayı buydu)... Rablerinin (nefslerindeki) işaretlerini bile bile inkâr ettiler... O’nun Rasûllerine isyan ettiler... Her inatçı zorbanın emrine tâbi oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Hem şu dünyada hem de kıyamet sürecinde lânete uğradılar (hakikatlerindekini yaşamaktan uzak düştüler)! Kesinlikle bilin ki; Ad, Rablerini inkâr edenlerden oldu! Kesinlikle bilin ki; uzaklık Hud’un halkı olan Ad içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
61. Semud’a kardeşleri Sâlih’i (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Sizi arzdan meydana getirdi "HÛ"; ve sizinle mamûr etti orayı... O hâlde O’ndan mağfiret dileyin ve O’na tövbe edin... Muhakkak ki benim Rabbim, Kariyb’dir (yakın), Muciyb’dir (icabet eden)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
62. Dediler ki: "Ey Sâlih! Bundan önce içimizde gerçekten ümit beslenen biri idin! Atalarımızın tapındıklarına tapınmaktan mı bizi yasaklıyorsun? Doğrusu biz, bizi davet ettiğin konuda endişeli bir şüphe içindeyiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
63. Dedi ki: "Ey halkım, bir bakın... Ya Rabbimden apaçık bir delilim varsa ve O kendinden bana bir rahmet vermiş ise? (Bu durumda) eğer O’na isyan edersem Allâh’a (karşı) kim yardım eder? Sizin de bana hasar vermekten başka katkınız olmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
64. "Ey kavmim! İşte size bir işaret, Allâh’ın (kendi hâlinde) dişi devesi... Onu bırakın Allâh arzında yesin... Ona kötü amaçla dokunmayın... Yoksa yakın bir azap sizi yakalar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
65. Onu, ayaklarını keserek öldürdüler! Dedi ki: "Üç günlük ömrünüz kaldı evlerinizde! İşte bu yalanlanmayacak bir bildirimdir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
66. Hükmümüz açığa çıktığında Sâlih’i ve beraberindeki iman etmişleri, rahmetimizle kurtardık... O sürecin aşağılamasından da (kurtardık)... Muhakkak ki senin Rabbin Kaviyy’dir, Aziyz’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
67. O zulmedenleri, (dördüncü gün) o malûm sayha (şiddetli, titreşimli korkunç ses) yakaladı da evlerinde göçüp kaldılar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
68. Sanki orada hiç yaşamamışlardı! Kesinkes bilin ki, şüphesiz Semud (halkı) Rablerini inkâr etmişlerdi... (Yine) kesinlikle bilin ki, uzaklık (hakikatlerinden ayrı düşmüş hâlde yaşam) Semud içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
69. Andolsun ki, (meleklerden) Rasûllerimiz, İbrahim’e müjde olarak gelip, "(beden ve tabiat kayıtlarından; tehlikeden; boyutlarının kayıtlarından">Selâm selâmet ihsan eden, yakîn hâlini oluşturan; iman edenlere "İSLÂM"ın hazmını veren.)" dediler... (O da): "(beden ve tabiat kayıtlarından; tehlikeden; boyutlarının kayıtlarından">Selâm selâmet ihsan eden, yakîn hâlini oluşturan; iman edenlere "İSLÂM"ın hazmını veren.)" dedi ve sonrasında da kızartılmış bir buzağı getirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
70. Ancak (Rasûllerin) ellerini sürmediklerini görünce onları yadırgadı ve onlardan (acaba düşman mı) korkusunu hissetti... "Korkma! Biz gerçekten Lût halkı için irsâl olunduk" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
71. (İbrahim’in) karısı da ayakta idi... Güldü... Ona (İbrahim’in karısına) İshak’ı müjdeledik ve İshak’ın ardından da Yakup’u... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
72. (İbrahim’in karısı) dedi ki: "Vay bana! Ben bir yaşlı (âdetten kesilmiş) kadın ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Muhakkak ki bu şaşılacak bir şeydir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
73. Dediler ki: "Allâh’ın hükmüne mi şaşıyorsun? Allâh’ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey hane halkı! Muhakkak ki O, Hamiyd](EL HAMİYD... Açığa çıkardığı evrensel kemâlâtı "Veliyy" ismi kapsamında açığa çıkardığı âlem sûretlerince seyredip değerlendirendir! Hamd yalnızca kendisine aittir!)’dir, Meciyd’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
74. İbrahim’in endişesi geçip, müjdeyi de alınca kendine geldi, Lût kavmi hakkında bizimle tartışmaya başladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
75. Muhakkak ki İbrahim, yumuşak ve hassas kalpli, Rabbine dönük olan biriydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
76. (Melekler): "Yâ İbrahim! Tartışmaktan vazgeç! Rabbinin hükmü kesin gelmiştir! Muhakkak ki onlara reddolunmayacak bir azap ulaşacaktır!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
77. Rasûllerimiz Lût’a geldikleri vakit, (onlar yüzünden) kendini kötü hissetti; (onları koruyamayacağı endişesiyle) içi daraldı ve: "Bu zor bir gündür" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
78. (Lût’un) halkı, arzulu bir şekilde koşarak Ona geldiler... Ki daha önce de o kötülükleri yapıyorlardı... (Lût) dedi ki: "Ey halkım... İşte şunlar kızlarımdır... Onlar sizin için daha temizdir... Allâh’tan çekinin ve misafirim arasında beni rezil etmeyin... Sizden aklı başında biri yok mu?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
79. Dediler ki: "Andolsun ki kızlarında bir hakkımız olmadığını bilirsin! Bizim (aslında) neyin peşinde olduğumuzu da elbette bilirsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
80. (Lût) dedi ki: "Ah size yetecek gücüm olsaydı, ya da kudretli dayanağım olsaydı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
81. (Melekler) dediler ki: "Ey Lût! Doğrusu biz senin Rabbinin Rasûlleriyiz... Sana asla ulaşamazlar! Ailenle gecenin ilerleyen saatinde yola çık... Karın hariç sizden hiçbiri geri kalmasın! Çünkü onlara isâbet eden, ona da isâbet edecek... Onlara tanınan süre sabaha kadardır. Sabah yakın değil mi?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
82. Emrimiz geldiği vakit oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine mendud (istiflenmiş) siccilden (pişirilmiş, taşlaşmış çamur) taşlar (muhtemelen volkanik patlama sonucu oluşan lavlar) yağdırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
83. Rabbinin indînde işaretlenmiş (taşlar)... Bunlar zâlimlerden uzak değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
84. Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Ölçmeyi ve tartmayı noksan yapmayın... Sizin için hayrın nerede olduğunu görüyorum... Sizi kaplayacak bir azap sürecinden korkuyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
85. "Ey halkım... Ölçmeyi ve tartmayı adaletli olarak tastamam yapın, insanların hakkını vermemezlik etmeyin ve bozguncular olarak arzda taşkınlık yapmayın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
86. "Eğer iman edenlerseniz, Allâh helali sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin bekçiniz değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
87. Dediler ki: "Yâ Şuayb... Yöneldiğin mi sana emrediyor, atalarımızın tapındıklarına tapınmamamızı ya da mallarımızda dilediğimiz gibi tasarruf etmememizi! Muhakkak ki sen Haliym’sin, Reşiyd’sin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
88. (Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Görmüyor musunuz? Ya Rabbimden kesin bir delil üstündeysem ve O bana kendinden güzel bir rızık verdiyse? Sizden yapmamanızı istediğim şeyde size ters düşmek istemiyorum... Gücüm yettiğince sizi düzeltmek istiyorum... Başarım ancak Allâh’ladır... O’na tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyll isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim ve O’na yöneliyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
89. "Ey kavmim... Bana karşı olmanız sakın sizi suça sürüklemesin; (böylece) Nuh halkına veya Hud halkına yahut Sâlih halkına isâbet edenin benzerinin size isâbet etmesi ile sizi cezalandırmasın... Lût halkı da sizden uzak değildir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
90. "Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O’na tövbe (rücu) edin... Muhakkak ki Rabbim Rahıym’dir, Vedud’dur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
91. Dediler ki: "Yâ Şuayb... Biz senin dediklerinden birçoğunu anlamıyoruz! İşin doğrusu seni içimizde zayıf konumda görüyoruz... Eğer arkanda saydığımız aşiretin olmasaydı, kesinlikle seni taşlayarak öldürürdük! Sen bize galebe çalacak durumda değilsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
92. (Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Aşiretim size Allâh’tan daha mı güçlü ve karşı konulmaz? Ki O’nu arkanıza atıp unutulan edindiniz... Muhakkak ki Rabbim yapmakta olduklarınızı Muhiyt’tir (ihâta etmektedir)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
93. "Ey halkım... Makâmınız üzere işinize devam edin. Muhakkak ki ben de işimi yapıyorum. Aşağılayıcı azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu yakında göreceksiniz... Gözetleyin, muhakkak ki ben de sizinle beraber Rakıyb’ım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
94. Hükmümüz açığa çıktığında, Şuayb’ı ve beraberindeki iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Zulmedenleri ise şiddetli titreşimli, korkunç ses yakaladı da evlerinde göçüp gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
95. Sanki hiç yaşamamışlardı orada... Kesinkes bilin ki, hakikatlerinden uzak düşmüş bir yaşam Medyen (halkı) içindir, Semud (halkının) uzak oldukları gibi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
96. Andolsun ki biz, Musa’yı işaretlerimiz olarak ve apaçık delille irsâl ettik... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
97. Firavun ve ileri gelen adamlarına... Onlar Firavun’un emrine tâbi oldular... (Oysa) Firavun’un emri olgunluğu yansıtmıyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
98. (Firavun) kıyamet sürecinde halkının önüne geçip önderlik eder... (İşte) onları ateşe ulaştırır! O varılan yer ne kötü bir yerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
99. Hem burada (dünyada) hem de kıyamet sürecinde lânete tâbi olundular! O hisselerine düşen ne kötü bir paydır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
100. İşte bunlar o bölgelerin haberlerindendir! Sana hikâye ediyoruz... Onlardan bir kısmı ayakta ve (bir kısmı da) biçilmiş ekin gibi olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
101. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi nefslerine zulmettiler! Rabbinin hükmü açığa çıktığında, Allâh dûnunda tapındıkları tanrılar kendilerine hiçbir fayda sağlamadı! (Tanrı anlayışları) onların helâk olmasından başka bir sonuç doğurmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
102. Rabbinin, zâlimlerin olduğu şehirleri yakalaması işte böyledir! Muhakkak ki O’nun yakalaması çok acı verici ve şiddetlidir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
103. Muhakkak ki bunda, gelecekteki yaşam azabından korkan için elbette bir işaret vardır... İşte bu, tüm insanların bir arada olduğu bir süreçtir! İşte bu, kendisinde hiçbir şeyin gizli kalmadığı bir süreçtir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
104. Biz onu ancak süresi belirlenmiş bir ömür dolayısıyla geciktiriyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
105. O süreç başladığında, O’nun elvermesi dışında, hiçbir nefs konuşamaz! Onlardan kimi şakî (imanı olmayan, sonsuza dek cehennemlik) kimi de saîddir (imanı olan, sonsuza dek cennetlik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
106. Şakî olanlar, Nâr’dadırlar (ışınsal ateş)... Onlar orada (azaptan) hırlayarak ve inleyerek soluk alırlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
107. Semâlar ve arz (şuurları ve bedenleri) var oldukça onda ebedî kalırlar; Rabbinin dilemesi müstesna... Muhakkak ki Rabbin (hakikatin olan Allâh Esmâ’sının bileşimi) irade ettiğini fiile dönüştürür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
108. Saîd olanlar ise, Cennet’tedirler... Semâlar ve arz (şuurları ve bedenleri) var oldukça onda ebedî kalıcılardır; Rabbinin dilemesi müstesna... Akışı kesilmeyen bağışla yaşarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
109. Şunların tapınmalarına bakıp şüpheye düşme! Daha önce atalarının tapındıkları gibi tapınıyorlar sadece (Allâh’a ibadet ettiklerini sanma)! Doğrusu biz onlara hak ettiklerini noksansız, tamı tamına vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
110. Andolsun ki Musa’ya Hakikat BİLGİsi verdik de onda ayrılığa düştüler! Eğer Rabbinden (hükmedilmiş) geçmiş bir söz olmasaydı, mutlaka aralarında iş bitirilirdi... Muhakkak ki onlar Ondan (vehimleri yüzünden) kuşku içindeler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
111. Muhakkak ki Rabbin her birinin yaptıklarının karşılığını kendilerine tam verir... Çünkü O, yapmakta olduklarını (onların Esmâ’sıyla hakikati ve meydana getiricisi olarak) Habiyr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
112. O hâlde sen hükmolunduğunca hakikati yaşa (istikamet sahibi olmak, hidâyetin açığa çıkması sonucu olarak hakikatin yaşanması, demektir. A.H.)! Seninle beraber, tövbe edenler de (hakikati yaşayamamalarına neden olan şeylere tövbe edenler)... Sakın taşkınlık yapmayın! Çünkü O, yapmakta olduklarınızı (B sırrınca) Basıyr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
113. (Nefsine) zulmedenlere meyletmeyin, (o takdirde) size Nâr dokunur... Sizin için Allâh dûnunda velî söz konusu olmaz! (Şayet edinirseniz) sonra yardım da görmezsiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
114. Gündüzün iki tarafında ve geceden zülfelerde (gündüze yakın saatlerinde) salâtı ikame et... Muhakkak ki hasenat (Hakikatini yaşamak - kişiden açığa çıkan güzel yaşantı) seyyiatı (hakikati örtme ve nefsaniyetten kaynaklanan suçların getirisini) giderir... Bu, idrak sahiplerine bir öğüttür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
115. Sabret... Muhakkak ki Allâh ihsan sahiplerinin mükâfatını zayi etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
116. Sizden önceki kuşaklardan geri kalanlar, arzda bozgunculuktan vazgeçirmeliydi onları değil mi? Onlardan kurtarmış olduklarımızdan az bir kısmı hariç (bunu yapan olmadı)... Zâlim olanlar ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler... Suçlu oldular! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
117. Senin Rabbin, sâlih (dürüst) insanların yaşadıkları bölgeleri, haksız olarak helâk edecek değildir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
118. Eğer Rabbin dileseydi, elbette (tüm) insanları ümmet-i vâhide (tek bir inanca sahip toplum) yapardı! Oysa karşıt görüşe dayalı inançlar sürüp gidecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
119. Sadece Rabbinin rahmet ettiği kimse hariç (o Rasûlün getirdiklerine muhalefet etmez); işte bunun için onları halketti! Rabbinin: "Andolsun ki cehennemi tamamen cin ve nas’tan dolduracağım" kelimesi tamamlanmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
120. Rasûllerin haberlerinden her birini sana anlatmamızın sebebi anlayışını oturtmak içindir... Bu sûreyle de sana hak bildirilmiş, iman edenlere hatırlatma ve öğüt (ders) verilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
121. İman etmeyenlere de ki: "Elinizden ne geliyorsa yapın; biz de yapacağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
122. "(Sonucunu görmek için) bekleyin bakalım! Biz de bekliyoruz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
123. Semâlar ve arzın algılanamayanları, Allâh içindir... Hüküm tümüyle O’ndan çıkar! O hâlde O’na kulluğunun farkındalığına er; O’nun El Vekiyl isminin mânâsının hakikatindeki varlığını hisset! Rabbin, sizden açığa çıkanlardan perdeli değildir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster