Bekir SadakBekir Sadak:
(19-20) Ama onlar daha uykudayken Rabbinin katindan gonderilen bir salgin o bahceyi sarivermisti de bahce kapkara kesilmisti.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Sabaha doğru bahçe (yok olup) siyah bir kül (yığını halin)e döndü.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(19-20) Ancak onlar uyurken Rabbin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de, (bahçe) kökünden kuruyup kapkara kesilmişti.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(19-20) Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de, bahçe kapkara kesildi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Ve bahçe meyvesiz kalmıştı.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Bahçedeki ürünler kupkuru oluverdi.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece (mahsul) simsiyah oldu (bahçe kara toprak gibi oldu).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Sonunda (bağ) devşirilmişe dönüverdi.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
ve ertesi gün (bütün bitkiler) sararıp kurumuştu.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Derken, ertesi sabah o (bahçe) sırım gibi geçmiş küle dönmüştü.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(20-21) Artık o bostan yanarak simsiyah kesilmiş gibi bir hale dönüverdi. Derken sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(19-20) Fakat onlar henüz uykuda iken, Rabbin tarafından gönderilen bir afet bahçeyi kapladı. Bahçe sabahleyin siyah kül haline geliverdi.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Bahçe simsiyah kesiliverdi.