1. Nûn’a, Kâlem’e ve (kalemle) satır satır yazdıklarına and olsun ki, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Sen, Rabbin nîmetiyle (şımarıp dengeni kaybeden) bir çılgın değilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Şüphesiz ki senin için ardı arkası kesilmez bir ecir vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Ve sen, elbette büyük yüksek bir ahlâk üzeresin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. (5-6) Yakında kimlerin fitneye uğramış çılgın olduğunu sen de göreceksin, onlar da görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. (5-6) Yakında kimlerin fitneye uğramış çılgın olduğunu sen de göreceksin, onlar da görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. Şüphesiz ki Rabbin, yolundan sapan kimseyi daha iyi bilir ve O, doğru yol üzere bulunanları da daha iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (Hakk’ı) yalan sayanlara boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. Onlar senin yapmacık da olsa (kendilerine) yumuşak ve müsamahalı davranmanı, kendilerinin de sana yapmacık yumuşaklık göstereceklerini isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Onun karşısında âyetlerimiz okunurken: «Öncekilerin masallarıdır» der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Yakında onun burnunu damgalıyacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. (17-18) Şüphesiz ki biz, onları ürünlerini sabahladıklarında devşireceklerine yemin eden ve hiçbir istisna yapmayan bahçe sahiplerini belâya uğratıp denediğimiz gibi belâya uğratıp denedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (17-18) Şüphesiz ki biz, onları ürünlerini sabahladıklarında devşireceklerine yemin eden ve hiçbir istisna yapmayan bahçe sahiplerini belâya uğratıp denediğimiz gibi belâya uğratıp denedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Kendileri henüz uykuda iken Rabbin tarafından dolaşan bir belâ, bahçeyi sarıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Sabaha doğru bahçe (yok olup) siyah bir kül (yığını halin)e döndü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Sabahleyin birbirlerine seslendiler: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz ! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. (23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. (Yoksulu) engellemeye güçleri yeter halde sabah erkenden gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. (26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. (26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. çlerinden en uygun düşüneni : «Ben size demedim mi, tesbîh etseydiniz ya !?» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Onlar da: «Rabbimiz! Seni tesbîh ve tenzîh ederiz. Şüphesiz ki, biz zalimlermişiz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Sonra birbirlerine dönüp kendilerini kınamaya başladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. Yazıklar olsun bize! Doğrusu biz azgınlarmışız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Umulur ki Rabbimiz, o bahçenin yerine bize daha iyisini verir. Biz artık Rabbımızı (O’nun lûtf-u keremini) gönülden istemekteyiz, dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. İşte azâb böyledir ve and olsun ki Âhiret azabı daha büyüktür. Bunu bir bilseler!. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Şüphesiz ki, muttakîlere (Allah’tan korkup haksızlıktan, azgınlıktan, cimrilikten sakınanlara) Rabblarının yanında Nîmet Cennetleri (veya Naim Cennetleri) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Artık biz, (hakka) teslimiyet gösterenleri, günahkâr suçlular gibi mi tutarız ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Ne oluyor size ? Nasıl hükmediyorsunuz?.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Yoksa size ait ders yapıp okuduğunuz bir kitap mı var? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. İçinde neleri seçip beğenirseniz onlar sizin olacak (diye) bir bilgi mi var? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Yoksa üzerimizde Kıyâmet’e kadar sürüp gidecek sizden yana yeminler mi var ki, siz neleri hükmederseniz o sizin olacak diye ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Sor onlara: İçlerinden hangisi buna kefîl ?.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Yoksa onlara ait ortaklar mı var? O halde eğer doğru kişiler iseler, ortaklarını getirsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. O gün, baldır-bacak açılacak ; secdeye çağrılacaklar ama (buna) güçleri yetmiyecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Gözleri korkudan kararmış halde kendilerini zillet sarıvermiştir. Oysa (daha önce Dünya’da) kendileri sağlam ve sıhhatli iken secdeye çağrılırlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Artık bu sözü yalanlayanı bana bırak; biz, onları bilmedikleri cihetten kademe kademe sürükleyip (azaba) yaklaştırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Onlara biraz zaman verip erteliyoruz; şüphesiz ki, benim ceza düzenim oldukça sağlamdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden kendileri ağır bir borç altına mı girmiş bulunuyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Yoksa gayb ile ilgili bilgiler yanlarında bulunuyor da onu mu yazıyorlar ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Sen, Rabbının hükmünü sabırla bekle de, o balığın arkadaşı (Yunus) gibi olma. Hani o öfkeye kapılıp üzüntü içinde (Rabbına) seslenip duâ etmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Eğer Rabbından ona bir lütuf nimeti erişmeseydi, yerilecek bir halde çırılçıplak (sahile) atılacaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Ama Rabbi, onu seçti de iyi-yararlı kişilerden eyledi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Kâfirler, Kur’ân’ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleriyle ye rinden devirecekler ve: «Bu elbette delinin biridir» diyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. Halbuki Kur’ân, ancak milletler için bir öğüttür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster