Bekir SadakBekir Sadak:
(23-24) «ugun orada, hicbir duskun kimse yanimiza sokulmasin» diye gizli gizli konusarak yuruyorlardi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.»
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(23-24) Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler: “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın!”
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(23-24) Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(23-24) Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.
Edip YükselEdip Yüksel:
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Derken yürüdüler ve şöyle fısıldaşıyorlardı:
Gültekin OnanGültekin Onan:
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Derken onlar aralarında fısıldaşarak gitdiler:
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(23-24) `Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!` diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Sessizlik içinde tarlalarına gittiler.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı:
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Derken yola koyuldular... Aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Derken fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular:
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Derken, aralarında şöyle fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Derken yürüdüler ve şöyle fısıldaşıyorlardı:
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(23-24) Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: "Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin!"
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Derken yürüdüler; fısıldaşıyorlardı:
Şaban PirişŞaban Piriş:
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı:
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
So they departed, conversing in secret low tones, (saying)-