يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
Yubassarunehum yeveddulmucrimu lev yeftediy min ’azabi yevmeizin bibeniyhi.
Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın.
Kelime
Okunuşu
Anlamı
Kökü
يُبَصَّرُونَهُمْ
yubeSSarūnehum
birbirlerine gösterilirler
الْمُجْرِمُ
l-mucrimu
suçlu olan
يَفْتَدِي
yeftedī
fidye versin
مِنْ
min
-ndan (kurtarmak için)
يَوْمِئِذٍ
yevmiiƶin
o günün
بِبَنِيهِ
bibenīhi
oğullarını
-
Abdulbaki Gölpınarlı
Abdulbaki Gölpınarlı:
Birbirlerini görüp tanırlar da ve suçlu, o günün azâbına karşılık oğlunu da vermek ister.
-
Abdullah Parlıyan
Abdullah Parlıyan:
Birbirlerine gösterilirler fakat herkes kendi derdine düştüğü için başkasıyla ilgilenemez. O gün suçlular azaptan kurtulmak için fidye vermek ister. Oğullarını,
-
Adem Uğur
Adem Uğur:
Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını,
-
Ahmed Hulusi
Ahmed Hulusi:
Birbirlerine gösterilirken insanlar... Suçlular, o sürecin azabından kendini kurtarmak için oğullarını fidye olarak (ateşe) vermeyi düşünür...
-
Ahmet Varol
Ahmet Varol:
Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlu kişi o günün azabına karşılık oğullarını fidye vermek ister.
-
Ali Bulaç
Ali Bulaç:
Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;
-
Ali Fikri Yavuz
Ali Fikri Yavuz:
(O kıyamet gününde akraba ve hısımlar) birbirlerine gösterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile meşgul olduğundan birbirlerini tanıyamazlar). Mücrim (müşrik), o günün azabından kurtulmak için ister ki, fidye (bedel) verse oğullarını,
-
Bayraktar Bayraklı
Bayraktar Bayraklı:
(11-14) Onlar birbirlerine gösterilecekler. Günahkâr, o günün azabından kurtulmak için çocuklarını fidye vermeyi temenni edecek. Eşini ve kardeşini, mensubu olduğu aşiretini, yeryüzündeki herkesi verip sonunda kendini kurtarmak ister.
-
Bekir Sadak
Bekir Sadak:
(11-14) Onlar birbirlerine yalniz gosterilirler. Suclu kimse o gunun azabindan kurtulmak icin ogullarini, ailesini, kardesini, kendisini barindirmis olan sulalesini ve yeryuzunde bulunan herkesi feda etmek ve boylece kendisini kurtarmak ister.
-
Celal Yıldırım
Celal Yıldırım:
(11-12-13-14) Birbirlerine gösterilirler (ama) suçlu günahkârlar o günün azabına karşılık oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini barındıran kabile ve obasını ve yeryüzündeki her şeyi fidye verip kendini kurtarmak ister.
-
Cemal Külünkoğlu
Cemal Külünkoğlu:
(11-14) Onlar birbirlerine gösterilecekler (fakat birbirlerinden yararlanamayacaklar). Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini ve kardeşini, kendisini himaye etmiş olan bütün akrabalarını ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmak isteyecek.
-
Diyanet İşleri
Diyanet İşleri:
(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
-
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı:
(11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
-
Edip Yüksel
Edip Yüksel:
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister: Oğullarını,
-
Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır:
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,
-
Fizil-al il Kuran
Fizil-al il Kuran:
birbirlerine gösterirler. Suçlu ister ki o günün azabından kurtulmak için fidye versin: oğullarını,
-
Gültekin Onan
Gültekin Onan:
Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;
-
Harun Yıldırım
Harun Yıldırım:
Onlar birbirlerine gösterilirler. Her suçlu o günün azabına karşılık fidye vermek ister; oğullarını,
-
Hasan Basri Çantay
Hasan Basri Çantay:
Onlar birbirine (sâdece) gösterilirler. Günahkâr o günün azabından (kurtulmak için şunları) feda etmeği arzu eder: Oğullarını,
-
Hayrat Neşriyat
Hayrat Neşriyat:
Onlar birbirlerine gösterilirler (fakat konuşamazlar). Günahkâr (kâfir) olan kimsearzu eder ki, o günün azâbından (kurtulmak için) oğullarını fedâ etsin!
-
İbn-i Kesir
İbn-i Kesir:
Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi; o günün azabından kurtulmak için oğullarını feda etmek ister.
-
İlyas Yorulmaz
İlyas Yorulmaz:
Azap onlara gösterildiğinde günaha batmış olanlar, o gün azaptan kurtulmak için, isterler ki oğullarını feda etsinler.
-
İskender Ali Mihr
İskender Ali Mihr:
Onlar birbirlerine gösterilirler, günahkâr olan izin günü, azaptan kurtulmak için, oğullarını fidye olarak verebilmeyi temenni eder.
-
Kadri Çelik
Kadri Çelik:
(1114) Onlar birbirlerine gösterilecekler (fakat birbirlerinden yararlanamayacaklar). Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini ve kardeşini, kendisini himaye etmiş olan bütün akrabalarını ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmak isteyecek.
-
Muhammed Esed
Muhammed Esed:
ama onların birbirlerinin gözü önünde olacaklar(ı gün): (çünkü,) her suçlu, o Gün çocuklarını feda ederek kendisini kurtarmak ister,
-
Mustafa İslamoğlu
Mustafa İslamoğlu:
Onlar birbirlerinin görüş alanında olacakları (halde böyle olacak). O gün günahı tabiat edinmiş kişi, azaptan kurtulmak için fidye vermek isteyecek öz evladını,
-
Ömer Nasuhi Bilmen
Ömer Nasuhi Bilmen:
(11-12) Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. Ve refikasını ve kardeşini feda etsin.
-
Ömer Öngüt
Ömer Öngüt:
Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi o günün azabından kurtulmak için oğullarını fedâ etmek ister.
-
Sadık Türkmen
Sadık Türkmen:
Birbirlerine gösterildikleri hâlde! Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,
-
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub:
oğullarını,
-
Suat Yıldırım
Suat Yıldırım:
(10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.
-
Süleyman Ateş
Süleyman Ateş:
Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azâbından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını,
-
Şaban Piriş
Şaban Piriş:
Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlular o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye olarak vermek ister.
-
Tefhim-ul Kur'an
Tefhim-ul Kur'an:
Onlar birbirlerine gösterirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabını karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;
-
Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk:
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister.
-
Yusuf Ali (İngilizce)
Yusuf Ali (İngilizce):
Though they will be put in sight of each other,- the sinner´s desire will be: Would that he could redeem himself from the Penalty of that Day by (sacrificing) his children,
klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.