Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Bu, bizim vergimizdir demiştik, istersen sayısız olarak sen de ihsân et; istersen elini yum, verme.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Ve O’na "Bu devlet ve bu saltanat bizim sana hediyemizdir. Sana verilen bu nimetlerden dilediğine hesapsız ver, veya elinde tut serbestsin" dedik.
Adem UğurAdem Uğur:
İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır dedik.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
"İşte bu (sana özel tasarruf edeceğin mülk) bizim hibemizdir; öyleyse ister ver ister verme, sınırsızca kullan!"
Ahmet VarolAhmet Varol:
Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya tut. (Bunun) bir hesabı yoktur.
Ali BulaçAli Bulaç:
"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
(Biz buyurduk ki): "- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman).
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
İşte bu, bizim ihsanımızdır. “Sen onu ister dilediğine ver, ister verme, sorulmazsın” dedik.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(Ey Süleyman !) İşte bu bizim vergimizdir, sen de bol bol ver veya yanında tut, hesapsızdır.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(Ve ona dedik ki: Ey Süleyman!) “Bu Bizim lütfumuzdur. Onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!”
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
"İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme" dedik.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
«İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik.
Edip YükselEdip Yüksel:
"Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut, tükenmez."
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
«İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin» dedik.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
İşte bizim bağışımız budur; «ister ver, ister tut, hesapsızdır» dedik.
Gültekin OnanGültekin Onan:
"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
"İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut; hesapsızdır" dedik.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Dedik ki:) «Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)».
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Bu bizim ihsânımızdır; artık ister (dilediğine) hesabsız olarak ver, ister tut!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Bu, bizim bağışımızdır. Artık ister hesabsızca ver, ister tut.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Bunlar sana bizim bağışladıklarımız. Bunları iyilik yapmak için de verebilirsin, istediğin kadar kendi elinde de tutabilirsin.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Bunlar bizim atâmızdır (ihsanımızdır, verdiklerimizdir). Artık dilediğine hesapsız ver veya verme.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
"İşte bu, bizim hesapsız ihsanımızdır. (Ey Süleyman!) Artık dilersen (başkalarına) ihsan et, dilersen de (elinde) tut."
Muhammed EsedMuhammed Esed:
(Ve ona dedik:) "Bu Bizim hediyemizdir, onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!"
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
(Ve ona şöyle dedik): "İşte bu Bizim ikramımızdır; artık onu ister hiçbir hesap yapmadan karşılıksız ver, istersen elinde tut!"
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.»
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
İşte bu bizim bağışımızdır. Sen de bol bol ver, veya yanında tut, hesapsızdır.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
"işte bu bizim bağışımızdır. Artık sen de (istersen) ver ya da (istersen) tut! Hesap yok" (dedik).