Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır. Sûrede başlıca, Allah’ın birliği, müşriklerin inkârları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Davûd, Süleyman, Eyyüp, İbrahim,İshak, İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl peygamberlerin kıssaları, Davûd peygamberin hakemliği ve Hz. Peygamberin temel görevi konu edilmektedir.
3.
Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik de feryâd ettiler; fakat artık kurtuluş zamanı geçmişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Onlara kendilerinden bir uyarıcı (peygamber) gelmesine hayret ettiler de o kâfirler dediler ki: "Bu yalancı bir sihirbazdır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Onlardan bir grup fırladı: "Yürüyün tanrılarınıza bağlı kalın. Çünkü bu, arzû edilen bir şeydir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
"Biz bu(nun söylediği)ni (babalarımızın bağlı olduğu) öteki dinde işitmedik. Bu uydurmadan başka bir şey değildir.!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
"O Zikr (uyarı, başka kimse kalmadı da) aramızdan ona mı indirildi?" Doğrusu, onlar benim Zikr’imden yana şüphe içindedirler. Hayır, onlar henüz azâbımı tadmadılar!..Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Yoksa dâimâ üstün olan, çok lütufta bulunan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü onların mı? Öyleyse sebepler (vâsıtalar) içinde yükselsinler (vâsıtalara binip göklere çıksınlar da oradan âlemi yönetsinler, vahyi de kendi isteklerine göre indirsinler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd (kavmi) ve kazıklar sâhibi (temelleri kazık gibi yere çakılmış, yüksek pramitler yaptıran) Fir’avn da yalanlamıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Semûd (kavmi), Lût kavmi ve Eyke halkı da (böyle yapmıştı). İşte onlar da (peygamberlere karşı birleşik) kabilelerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
(Alay ederek) Dediler ki: "Rabbimiz, bizim (azâb) payımızı hesap gününden önce, hemen ver."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Dâvûd’u an; çünkü o (bize) çok başvururdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Toplanıp gelen kuşları da (ona râm etmiştik). Hepsi onun nağmesine katılır (beraber tesbih ederler)di.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı bâtıldan ayırma, dâvâları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Dâvûd’un yanına girmişlerdi de (Dâvûd) onlardan korkmuştu: "Korkma, dediler, biz iki dâvâcıyız. Birimiz, ötekinin hakkına saldırdı. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, (adâletten ayrılıp bize) zulmetme. Bizi yolun ortasına (adâlete) götür."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
"Bu kardeşimin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve konuşmada bana ağır bastı (onunla baş edemedim.)"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
(Dâvûd) dedi ki: "And olsun (o) senin, koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana zulmetmiştir. Zâten (mallarını birbirine) karıştıran(ortak)ların çoğu birbirine zulmederler. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar bunun dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır!" Dâvûd, (bu hükümle) kendisini denediğimizi (kendisine bir belâ vereceğimizi) sandı da Rabbinden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip (bize) döndü.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Biz de ondan bunu affettik. Yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
"Ey Dâvûd, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık. İnsanlar arasında adâletle hükmet; keyf(in)e uyma, sonra seni Allâh’ın yolundan saptırır. Allâh’ın yolundan sapanlar ise, hesap gününü unuttuklarından dolayı, çetin azâba uğrayacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık (bunlar bir tesâdüf eseri değildir) bu, inkâr edenlerin zannıdır, (onlar kâinâtın boş bir tesadüf eseri olduğunu söylerler). Ateşten vay hallerine o nankörlerin!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Yoksa biz, inanıp iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Yoksa korunanları yoldan çıkanlar gibi mi tutacağız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Sana (bu) mübarek Kitabı indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve sâğduyu sâhipleri öğüt alsınlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Biz Dâvûd’a Süleymân’ı armağan ettik, (Süleymân) ne güzel kuldu! Hep Allâh’a başvururdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Akşam üstü kendisine sâfin (görkemli) hızlı koşan (sâf kan Arap) atları gösterilmişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
"Ben, dedi, mal sevgisini, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim." Nihâyet bu atlar perde ile gizlendi (koşup dağın arkasına düşmekle gözden kayboldu).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Andolsun Süleymân’ı denedik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık, sonra (bize) yöneldi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
"Rabbim," dedi, "beni affet, bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü Sensin o çok lutfeden, Sen!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Biz, rüzgârı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Ona bizden bir rahmet ve sağduyu sâhiplerine bir ibret olarak âilesini ve onlarla beraber bir eşini daha armağan ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
(Dedik ki): "Eline bir demet sap al, onunla vur da yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o dâimâ (bize) başvururdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
İşte şunlar da sizinle beraber (cehenneme) girecek olanlardır: "Onlara merhaba yok, (yerleri geniş olmasın, rahat yüzü görmesinler)! Onlar ateşe gireceklerdir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
(Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
(Ve hepsi birbiri aleyhine du’â ederek): "Rabbimiz, bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azâbını bir kat daha artır!" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
"Bize ne oldu ki, (dünyâda) kötülerden saydığımız adamları (burada) görmüyoruz?" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
"Hani onlarla alay ederdik. Yoksa gözler(imiz) mi onlardan kaydı, (onları gözden mi kaçırdık)?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Bu, mutlaka gerçektir, ateş halkının tartışmasıdır (bunun olacağından aslâ şüphe yoktur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
De ki: "Ben ancak bir uyarıcıyım. Tek ve (her şeyi) kahreden Allah’tan başka tanrı yoktur."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir, dâimâ üstündür, çok bağışlayandır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
De ki: "Ben sizden buna karşı bir ücret istemiyorum. Ve ben yapmacık yapanlardan, (uydurma şeylerle peygamberlik taslayanlardan) değilim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster