إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُتْرَفِينَ
İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne.
Kelime
Anlamı
Kökü
إِنَّهُمْ
çünkü onlar
كَانُوا
idiler
قَبْلَ
önce
ذَٰلِكَ
bundan
مُتْرَفِينَ
varlık içinde şımartılmış

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bundan önce onlar, nîmetler içindeydi.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Çünkü onlar, dünyada nimet içinde yüzüyor ve istedikleri gibi yaşıyorlardı.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Muhakkak ki onlar bundan önce, dünyevî - şehvanî zevklerin bolluğu içinde şımarandılar!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Çünkü onlar, bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler;

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (42-46) İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (45-46) Cunku onlar, bundan once, dunyada, nimet icinde bulunurlar iken, buyuk gunah islemekte direnir dururlardi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Şüphesiz onlar bundan önce refah içinde,

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) şımartılmış kimselerdi.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Bundan önce onlar konfor içinde şımarmışlardı.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış kimselerdi.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Çünki onlar, bundan önce (ni`metler içinde) şımartılmış kimseler idiler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlar dünyada iken kendilerini seçilmiş, ayrıcalıklı görenler olup.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Muhakkak ki onlar, daha önce mutrafi idiler (varlık içinde zevklerine dalmışlardı).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Çünkü, geçmişte onlar kendilerini tamamen hazlara kaptırmışlardı,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Çünkü onlar geçmişte refah içinde şımarıp azmıştılar;

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (44-46) (O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir. Çünkü, şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler. Ve büyük günah üzerine ısrar eder olmuşlardır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) varlık içinde şımartılmışlardı.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Çünkü onlar, bundan önce varlıkla şımarmış olanlardı.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Çünkü onlar dünyada iken refah içinde şımarırlardı.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Çünkü onlar, bundan önce sorumsuzca ve konfor içinde yaşıyorlardı.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Çünkü şomluk yâranı, bundan önce servet ve refahla şımaranlardı.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    For that they were wont to be indulged, before that, in wealth (and luxury),