Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar,
Gültekin OnanGültekin Onan:
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Sonra hakıykaten siz, ey sapkınlar ve tekzîbciler,
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(51-52) Sonra muhakkak ki siz, ey dalâlet içinde olanlar, yalanlayıcılar! (Siz) şübhesiz bir ağaçtan, zakkumdan yiyecek olan kimselersiniz!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Sonra gerçekten siz ey sapıklar, yalanlayıcılar;
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Sonra Ey sapkınlar! Sizler, kesinlikle doğruları yalanlamaktasınız.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Sonra siz, ey gerçekten dalâlette olan yalanlayıcılar!
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Sonra gerçekten siz, ey sapık yalancılar!
Muhammed EsedMuhammed Esed:
ve o zaman, siz ey yoldan sapmış ve hakikati yalanlamış olanlar,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Sonra siz ey sapıklar, yalanlayanlar!
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Sonra şüphe yok ki, sizler ey sapıklar, tekzîp ediciler!
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Sonra siz ey sapıklar, yalanlayıcılar!
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Sonra siz ey yalancı sapıklar!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar,
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Sonra siz ey yoldan sapanlar ve hak dini yalan sayanlar!
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Sonra siz de, ey sapık yalanlayıcılar (o zaman toplanacaksınız).
Şaban PirişŞaban Piriş:
-Sonra siz, ey sapıklar, yalanlayanlar!
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalancılar,
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar!
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
"Then will ye truly,- O ye that go wrong, and treat (Truth) as Falsehood!-