فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي أَيَّامٍ نَحِسَاتٍ لِنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَىٰ ۖ وَهُمْ لَا يُنْصَرُونَ
Fe erselna aleyhim rıhan sarsaran fı eyyamin nehısatil li nüzıkahüm azabel hızyi fil hayatid dünya ve leazabül ahırati ahza ve hüm la yünsarun
Kelime
Anlamı
Kökü
فَأَرْسَلْنَا
biz de gönderdik
عَلَيْهِمْ
üzerlerine
رِيحًا
bir rüzgar
صَرْصَرًا
dondurucu
فِي
أَيَّامٍ
günlerde
نَحِسَاتٍ
uğursuz
لِنُذِيقَهُمْ
taddırmak için
عَذَابَ
azabını
الْخِزْيِ
rezillik
فِي
الْحَيَاةِ
hayatında
الدُّنْيَا
dünya
وَلَعَذَابُ
azabı ise
الْاخِرَةِ
ahiret
أَخْزَىٰ
daha da kepaze edicidir
وَهُمْ
ve onlara
لَا
hiç
يُنْصَرُونَ
yardım edilmeyecektir

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Derken onlara, dünyâ yaşayışında, aşağılık azâbını tatsınlar diye uğursuz günlerde bir kasırgadır, yolladık ve elbette âhiret azâbı, daha da aşağılatıcıdır ve onlar, bir yardım da görmezler.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Derken onlara dünya hayatında aşağılık azabını tatsınlar diye uğursuz günlerde bir kasırga yolladık. Onların öteki dünyadaki azapları ise, daha da aşağılayıcı olacak ve bir yardımcı da bulamayacaklar.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bu yüzden, dünya hayatında onlara rezillik - zillet azabını tattıralım diye, o bahtsız günler içinde, onların üzerine dondurucu bir rüzgâr irsâl ettik! Sonsuz gelecek yaşamının azabı elbette daha rezil - rüsva edicidir... Onlar yardımcı da bulamazlar!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Biz de onlara, dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha da aşağılayıcıdır. Onlar yardım da görmezler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Böylece Biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Biz de, perişanlık azabını dünya hayatında kendilerine taddıralım diye, uğursuz günlerde üzerlerine kavurucu bir rüzgâr (kasırga) gönderdik. Elbette ahiret azabı (dünyadakinden) daha şiddetlidir, daha perişan düşürücüdür. Hem de onlar, (Allah’ın azabından) kurtarılmıyacaklardır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Bundan dolayı biz de, onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiret azabı ise daha çok perişan edicidir. Onlara hiç yardım da edilmeyecektir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Rezillik azabini onlara dunya hayatinda tattirmak icin ugursuz gunlerde uzerlerine dondurucu bir kasirga gonderdik. Ahiret azabi ise daha cok alcalticidir ve onlar yardim da gormezler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bu yüzden üzerlerine o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik, bunu Dünya hayatında onlara rezillik rüsvaylık azabını tattırmak için yaptık. Âhiret azabı ise daha rüsvay edicidir ve onlar yardım da göremezler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Nihayet, onlara dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine sert bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha aşağılayıcıdır ve onlar yardım görmezler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardım da edilmeyecektir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha da kepazeliktir ve onlara hiç yardım edilmez.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını tattırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bundan dolayı biz de, dünyâ hayâtında zillet azabını kendilerine tatdırmamız için, uğursuz uğursuz günlerde üzerlerine çok gürültülü bir bora gönderdik. Âhiret azâbı elbet daha horlayıcıdır. Onlara (hiç bir suretle) yardım da olunmaz.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Bunun üzerine, dünya hayâtında rezillik azâbını kendilerine tattırmak için, o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Âhiret azâbı ise elbette daha rezîl edicidir; onlara (orada) yardım da edilmez.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Böylece uğursuz günlerde dünya hayatında rüsvaylık azabını tattıralım diye Biz de onların üzerine şiddetli bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise, elbet daha horlayıcıdır. Onlara yardım da edilmez.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Dünya hayatında onlara alçaltıcı azabı tattırmak için, o uğursuz günlerde, üzerlerine soğuk bir felaket rüzgârı gönderdik. Ahiret azabı ise daha da alçaltıcı olup, asla onlara yardım edilmez.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Bunun üzerine, dünya hayatında, zillet azabını onlara tattırmamız için, uğursuz günlerde onların üzerine şiddetli sesle gelen soğuk bir fırtına gönderdik. Ve ahiret azabı mutlaka daha çok rezil edicidir. Ve onlara yardım olunmaz.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını tattırmak için, o uğursuz (felâketler yüklü) günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha da bir aşağılayıcıdır ve onlara asla yardım edilmeyecektir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Bunun üzerine, bu dünya hayatında aşağılanmanın azabını tattırmak için o bahtsız günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Onların öteki dünyadaki azap(lar)ı ise daha da aşağılayıcı olacak ve bir yardımcı da bulamayacaklar.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Nihayet bu dünya hayatında alçalışın azabını kendilerine tattırmak için kara günler boyunca üzerlerine iliklere işleyen bir rüzgar gönderdik: ama ahiretin azabı kesinlikle daha alçaltıcıdır ve onlar yardım da göremeyecekler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Artık Biz de onların üzerlerine uğursuz günlerde pek ziyâde soğuk bir rüzgâr gönderdik ki, onlara dünya hayatında bir zillet azabını tattıralım ve elbette ki, ahiret azabı daha ziyâde zilletlidir ve onlar yardım da olunmazlar.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok alçaltıcı, rüsvay edicidir. Onlara hiç yardım da edilmez.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Üzerlerine dondurucu bir rüzgar/kasırga gönderdik; içinde çok feci şeylerin olduğu/onlar için acı günlerde... Onlara, dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için! Ahiret azabı ise, daha bir kepazeliktir/rezil edicidir. Onlara, hiç yardım da edilmez.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha da kepazeliktir ve onlara hiç yardım edilmez.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Biz de onların üzerine, o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik. Bunu onlara dünya hayatında bir rezillik ve rüsvaylık tattırmak için yaptık.Âhiret azabı ise daha çok rüsvay eder. Hem orada hiç kimse kendilerine yardım edemez.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Biz de onlara dünyâ hayâtında rezillik azâbını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiret azâbı ise daha da kepaze edicidir. Onlara hiç yardım edilmeyecektir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Biz de onlara dünya hayatında rezil edici azabı tattırmak için, o uğursuz günlerde buz gibi bir rüzgar göndermiştik. Ahiret azabı ise daha çok alçaltıcıdır ve onlar yardım da görmezler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felâketler yüklü) günlerde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha da bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiretin azabı elbette ki daha rezil edicidir. Üstelik onlar hiçbir yardım da görmeyeceklerdir.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    So We sent against them a furious Wind through days of disaster, that We might give them a taste of a Penalty of humiliation in this life; but the Penalty of a Hereafter will be more humiliating still: and they will find no help.