Ömer Nasuhi Bilmen meali

 ←

Fussilet Suresi

→

41. sure

1. Hâ, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. Esirgeyen, merhamet buyuran zât tarafından indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. Bir kitaptır ki, bilecekler olan hangi bir kavim için Arapça bir Kur’an olmak üzere âyetleri tafsil olunmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. Müjdeleyici ve korkutucu olarak (indirilmiştir). Fakat onların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık onlar dinlemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. Ve dediler ki: «Kendisine bizi davet ettiğin şeyden bizim kalplerimiz örtüler içindedir. Ve bizim kulaklarımızda bir ağırlık vardır. Ve bizim aramızdan ve senin arandan bir perde vardır. Artık sen (kendi dinine göre) amel et. Şüphe yok ki, biz de (kendi dinimize göre) amel edicileriz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. De ki: «Şüphe yok ben sizin gibi bir insanım, bana vahyolunuyor ki, sizin ilâhınız muhakkak ki bir tek ilâhtır. Artık O’na doğrulun ve ondan mağfiret dileyin ve müşrikler için helâk (mükarrerdir).» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. «O müşrik kimseler ki, zekâtı vermez ve onlar ahireti münkirdirler, onlar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. «Şüphe yok o kimseler ki, imân etmişlerdir ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır, onlar için minnetsiz bir mükâfaat vardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. De ki: «Hakikaten siz mi yeri iki günde yaratmış olan zâtı inkâr ediyorsunuz? Ve onun için ortaklar ediniyorsunuz? İşte O, âlemlerin Rabbidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. Ve orada, onun üstünde sabit dağlar yaptı ve orada bereketler vücuda getirdi, araştıranlar için müsâvi olmak üzere onun azıklarını dört gün içinde takdir buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. Sonra göğe, o bir duman halinde iken teveccüh etti. Sonra ona ve yer için buyurdu ki: «İsteyerek veya istemeyerek geliniz». Onlar da, «İsteyiciler olarak geldik,» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. Artık onları yedi gök olmak üzere iki günde tamamladı ve her gökte ona ait emri vahyeyledi ve dünya göğünü de kandillerle süsledik ve muhafaza kıldık. İşte bu, azîz, alîm (olan Allah)’ın takdiridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. İmdi onlar eğer yüz çevirirlerse o vakit de ki: «Ben sizi Âd ve Semûd yıldırımı gibi bir yıldırım ile korkutmuş bulunmaktayım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. Onlara, peygamberler, «Allah’tan başkasına tapmayın» diye önlerinden ve arkalarından geldiği vakit dediler ki: «Eğer Rabbimiz dilemiş olsa idi elbette melekleri indirmiş, olurdu. Binaenaleyh şüphe yok ki, biz sizin kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar edicileriz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. Âd kavmine gelince onlar da hemen yeryüzünde haksız yere tekebbürde bulundular ve dediler ki: «Bizden kuvvetce daha şiddetli kim vardır?» Bir düşünmediler mi ki, muhakkak onları yaratmış olan Allah, o kuvvetçe onlardan daha şiddetlidir ve Bizim âyetlerimizi inkar eder oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. Artık Biz de onların üzerlerine uğursuz günlerde pek ziyâde soğuk bir rüzgâr gönderdik ki, onlara dünya hayatında bir zillet azabını tattıralım ve elbette ki, ahiret azabı daha ziyâde zilletlidir ve onlar yardım da olunmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. Semûd’a gelince, Biz onlara doğru yolu gösterdik, onlar ise hidâyet üzerine körlüğü seviverdiler. Artık onları kazanır oldukları şey sebebiyle o zelil edici yıldırım azap yakaladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. Ve imân etmiş ve ittikâda bulunur olmuş olanları ise necâta erdirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Ve o gün ki, Allah’ın düşmanları toplanıp ateşe sevkedilirler artık onlar tamamen hapsolunurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Nihâyet oraya geldikleri vakit, onların aleyhine ne işlemiş olduklarına dair kulakları ve gözleri ve derileri şahadette bulunmuş olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Ve derilerine derler ki: «Ne için aleyhimize şehâdet ettiniz?» (Derileri de) Derler ki: «Herşeyi söyleten Allah bizi söyletti». Ve O, sizi ilk defa yarattı ve O’na döndürüleceksinizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şehâdet etmesinden saklanır olmadınız. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Ve işte sizin o zannınızdır ki, Rabbinize karşı zannetmiş olmanız, sizi helâke düşürdü. Artık hüsrâna uğrayanlardan oldunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. İmdi sabrederlerse hemen ateş onlar için bir ikametgâhtır ve eğer bir hoşnutluk dilerlerse artık onlar hoşnut olacak kimselerden değildirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Ve onlar için birtakım karinleri musallat ettik. Artık onlar için önlerindekini ve arkalarındakini bezemiş oldular ve onların üzerine de kendilerinden evvel gelip geçen cinden ve insden olan ümmetler arasında o (azaba dair) söz hak olmuş oldu. Şüphe yok ki, onlar hüsrâna uğramış kimseler oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. Ve o kimseler ki, kâfir oldular. Dediler ki: «O Kur’an’ı dinlemeyiniz, onda gürültü yapınız, olabilir ki galip olursunuz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. İşte kâfir olanlara elbette bir şiddetli azap tattıracağız ve onları işler oldukları şeyin en kötüsüyle cezalandıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. Bu, Allah’ın düşmanlarının cezasıdır ki, ateştir. Onlar için orada Bizim âyetlerimizi inkâr eder olmalarının bir cezası olarak bir ebedî ikametgâh vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Ve kâfir olanlar diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizi cinden ve insden sapıtmış olanları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım. Tâ ki, en aşağı kalanlardan olsunlar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Şüphe yok o kimseler ki, «Rabbimiz Allah’tır» dediler, sonra da istikamette bulundular, onların üzerlerine melekler ineceklerdir. «Korkmayın ve mahzun olmayın ve size vaad olunmuş olan cennet ile müjdelenin!» (diyeceklerdir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. «Biz dünya hayatında da ve ahirette de sizin dostlarınız ve sizin için orada nefislerinizin hoşlandığı her şey vardır ve sizin için orada ne isterseniz vardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. Çok mağfiret eden, çok merhametli olandan (Allah tarafından) bir ziyafet olmak üzere. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. Ve daha güzel sözlü kim vardır, Allah’a dâvet eden ve sâlih amelde bulunan ve, «Şüphe yok ki, ben müslümanım,» diyen kimseden? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. Ve iyilik de kötülük de müsavî olamaz. (Kötülüğü) Bertaraf et o şey ile ki, o en güzeldir. Artık o zaman seninle kendi arasında adâvet olan kimse, sanki bir sadâkatlı dosttur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Ve bunu (böyle bir tavsiyeyi) sabredenlerden başkası telakki edemez ve bunu pek büyük bir nâsip sahibi olandan başkası kabul edip yüklenemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Ve şayet seni şeytan tarafından bir vesvese (bu afkârâne muameleden) çevirmek isterse hemen Allah’a sığın. Şüphe yok ki, O’dur (her şeyi bihakkın) işiten, bilen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Ve O’nun âyetlerindendir gece, gündüz ve güneş ve ay. Ne güneşe ve ne de ay’a secde etmeyin ve onları yaratmış olan Allah’a secde ediniz, eğer siz O’na ibadet eder oldunuz iseniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Eğer kibirlenmek isterlerse (onların ne kıymeti var). Çünkü Rabbin indinde bulunanlar, O’nun için gece ve gündüz tesbihte bulunurlar ve onlar usanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. Ve O’nun âyetlerindendir ki, yeryüzünü kupkuru bir halde görürsün. Vaktâ ki O’nun üzerine su indirmiş oluruz. Harekete başlar ve kabarır. Muhakkak o zât ki, ona hayat vermiştir. Elbette ki, ölüleri de ihya edicidir. Şüphe yok o, her şey üzerine hakkıyla kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Şüphe yok o kimseler ki, âyetlerimizde haktan ayrılarak sapıtırlar. Bize karşı gizli kalamazlar. Ateşe atılan mı hayırlıdır, yoksa Kıyamet günü emin bir halde gelecek olan mı? Dilediğinizi yapınız, şüphe yok ki o, ne yapar olduğunuzu hakkıyla görücüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Şüphe yok (mülhidler) o kimselerdir ki, kendilerine geldiği zaman Kur’an’ı inkâr etmişlerdir ve muhakkak ki o, elbette azîz bir kitaptır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. O’na ne önünden ve ne de ardından bâtıl bir şey gelemez. Hakîm, hamîd olandan indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Sana senden evvelki resûllere denilmiş olan şeyden başkası denilmiyor. Şüphe yok ki, Senin Rabbin elbette mağfiret sahibidir ve pek acıklı ikâb sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Ve eğer onu, yabancı bir lisan ile Kur’an kılsa idik elbette derlerdi ki: «Ayetleri tafsil edilmeli değil mi idi. Arabî bir peygambere yabancı bir lisan ile (Kur’an) olur mu?» De ki: «O, imân edenler için bir vesile-i hidâyettir ve bir şifadır.» Ve o kimseler ki imân etmezler. Onların kulaklarında bir sağırlık vardır. Ve o, onlara karşı bir körlüktür. Onlara uzak bir mekandan nidâ olunuverir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Andolsun ki, Mûsa’ya da kitap verdik. Onda da ihtilâf edildi. Ve eğer Rabbinden sebk etmiş bir kelime olmasa idi elbette onların aralarında iş bitiriliverirdi ve şüphe yok ki, onlar ondan elbette tereddüde düşürücü bir şekk içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Kim bir sâlih iş yaparsa artık kendi nefsi içindir ve kim kötülükte bulunursa artık kendi nefsi aleyhinedir ve Rabbin, kulları için zulmedici değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Kıyameti bilmek, O’na havale olunur ve ne meyvelerden bir şey, tomurcuklarından çıkar ve ne de bir dişi yüklü kalır ve ne de doğurur, illâ O’nun bilmesiyledir. Ve o gün ki, onlara nidâ eder ki: «Nerede benim ortaklarım?» Derler ki: «Sana arzettik, bizden hiç bir şahit yoktur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Ve onlardan evvelce tapıp, durdukları şeyler gaib oluvermişlerdir ve kendileri için sığınılacak yer olmadığını anlamışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. İnsan iyilik istemekten usanmaz ve eğer kendisine bir fenalık dokunursa hemen ümidini kesmiş, ye’se düşmüş olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. Ve eğer ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak elbette diyecektir ki: «Bu, benim içindir ve zannetmem ki, Kıyamet kâim olacak olsun. Ve Eğer Rabbime döndürülür isem şüphe yok ki, kendim için O’nun yanında bir iyilik vardır.» Fakat o küfre düşmüş olanlara ne yapmış olduklarını elbette haber vereceğiz. Ve elbette onlara pek ağır bir azaptan tattıracağızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Ve insana nîmet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve böbürlenmekte bulunur. Ve ona bir kötülük dokunduğu zaman ise artık bol bol duacıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. De ki: «Bana haber veriniz! Eğer o, (Kur’an) Allah tarafından olmuş ise, sonra onu inkar etmiş iseniz, uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Yakında onlara ufuklarda ve kendi nefislerinde olan âyetlerimizi göstereceğiz, tâ ki, onlar için onun hak olduğu tezahür etsin. Kifâyet etmiyor mu ki, Rabbin, şüphe yok ki O, her şey üzerine şâhittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. İyi bil ki, şüphe yok onlar Rablerine kavuşmaktan dolayı bir şekk içindedirler. İyi bil ki, muhakkak O, her şeyi ilmen ihata edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster