قَالُوا طَائِرُكُمْ مَعَكُمْ ۚ أَئِنْ ذُكِّرْتُمْ ۚ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ
Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun
Kelime
Anlamı
Kökü
قَالُوا
dediler ki
طَائِرُكُمْ
uğursuzluğunuz
مَعَكُمْ
sizin kendinizdedir
أَئِنْ
-için mi?
ذُكِّرْتُمْ
size öğüt verildiği-
بَلْ
hayır
أَنْتُمْ
siz
قَوْمٌ
bir kavimsiniz
مُسْرِفُونَ
aşırı giden

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Onlar da, uğursuzluğunuz demişlerdi, kendinizden; öğüt verilirse de mi yapacaksınız bunu? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Bir uğursuzluk, bir huzursuzluk, bir yanlışlık varsa, bu sizdendir. Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız? Hayır, siz kendilerine yazık eden bir toplumsunuz."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Dediler ki: "Sizin uğursuzluğunuz sizinledir... Eğer (hakikatinizle) hatırlatılıyorsanız bu mu (uğursuzluk)? Hayır, siz israf eden bir toplumsunuz."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz çok ileri giden bir topluluksunuz’.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Elçiler) dediler ki: "- Uğursuzluğunuz yanınızdadır. Nasihat edilirseniz mi (bunu uğursuzluğa yoruyorsunuz ve bizi tehdit ediyorsunuz)? Doğrusu siz, haddi aşmış bir kavimsiniz."

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Uğursuzluk şüphesiz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa ve aşırılığa sapmış bir topluluksunuz.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Elciler: «Ugursuzlugunuz kendinizdendir. Bu ugursuzluk size ogut verildigi icin mi? Hayir; siz, asiri giden bir milletsiniz» demislerdi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Elçiler dediler ki: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir; size öğüt verilse de mi ? Hayır, siz (inkâr ve sapıklıkta, inat ve azgınlıkta) aşırı giden bir milletsiniz.»

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Elçiler de: “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz!” dediler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Dediler ki, "Uğursuzluğunuz sizden kaynaklanmaktadır. Size uyarıda bulunulduğu için mi? Siz gerçekten sınırı aşan bir topluluksunuz."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Peygamberler de şöyle cevap verdiler: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Elçiler dediler ki; «uğursuzluk kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi oldu? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Onlar da): «Sizin uğursuzluğunuz, dediler, kendi berâberinizdedir. Size nasıyhat edilirse mi? Hayır, siz haddi aşıb taşanlar güruhusunuz».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Elçiler:) `Uğursuzluğunuz sizinle berâberdir. Size nasîhat verildiği için mi(uğursuzluk sayıyorsunuz)? Hayır! Siz haddi aşan bir kimseler topluluğusunuz` dediler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Dediler ki: Uğursuzluğunuz sizinledir. Size öğüt verildi diye mi? Hayır, siz; çok aşırı giden bir kavimsiniz.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Elçiler "Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraber (kendi tutumunuzdan). Gerçekler size hatırlatıldı diye mi? (taşlayacaksınız) Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    "Uğursuzluğunuz sizinle beraberdir (kendinizdendir). Size zikir hatırlatılınca mı (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz müsrif (haddi aşan) bir kavimsiniz." dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinle birliktedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Elçiler) şöyle cevap verdiler: "Kaderiniz, iyi de kötü de olsa, sizinle birlikte (olacak)tır! (Hakikati) can kulağıyla dinlemeniz isteniyorsa (bu sizce kötü bir şey mi?) Hayır, fakat siz kendinize yazık etmiş bir toplumsunuz!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Elçiler dediler ki: "Uğurunuz/uğursuzluğunuz size bağlıdır. Ne yani, size öğüt verildi diye mi (böyle oldu)? Hayır, asıl siz haddi aşmış bir toplumsunuz."

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (Elçiler de) Dediler ki: «Sizin şeametiniz sizinle beraberdir. Siz öğüt verildiğiniz halde de mi öyle şeamette bulunuyorsunuz? Hayır. Siz müsrifler olan bir kavimsiniz.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Elçiler şöyle cevap verdi: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdendir. Size nasihat ediliyorsa, bu uğursuzluk mudur? Hayır! Siz aşırı giden bir kavimsiniz. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Dediler ki: "Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi? Aksine, siz aşırı giden bir toplumsunuz."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Elçiler dediler ki; «uğursuzluk kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi oldu? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Resuller cevap verdiler: "Uğursuzluğunuz sizinle beraber, çünkü siz imânsızsınız, irşâd edildiniz diye mi böyle söylüyorsunuz? Haddi aşan toplumun tekisiniz siz!"

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (Elçiler) Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır siz aşırı giden bir kavimsiniz."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Sizi uyardık diye mi? Hayır, siz aşırı giden bir toplumsunuz, dediler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Dediler ki: «Uğursuzluğunuz, sizinle birliktedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    They said: "Your evil omens are with yourselves: (deem ye this an evil omen). If ye are admonished? Nay, but ye are a people transgressing all bounds!"