Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz.Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir.
8.
Şüphesiz ki biz onların boyunlarına, çenelerine dayanacak şekilde demir halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarıya kalkıktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Önlerine de, arkalarına da bir sed koyduk, gözlerini de bir perdeyle örtüverdik, artık onlar görmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
(Ey Peygamber!) Onları (tuttukları yolun tehlikesine karşı) uyarsan da uyarmasan da birdir; imân etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Sen ancak Zikr’e (Kur’ân’a) uyup Rahmân’dan, gıyabında saygı ile korkanları uyarabiiirsin. Öylesini mağfiret ve göz-gönül dolduran güzel bir mükâfatla müjdele.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Şüphesiz biz, evet biz, ölüleri diriltiriz; önden gönderdikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri (koydukları izleri) yazarız. Ve her şeyi açık ve açıklayıcı bir Ana Kitap’ta sayıp tesbit etmişizdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Hani kendilerine iki elci göndermiştik de onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine o ikisini bir üçüncü-süyle destekleyip güçlendirmiştik. «Şüphesiz biz size gönderilen elçileriz !» Demişlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Onlar ise, hayır, dediler, siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahman bir şey indirmemiştir. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Kasaba halkı onlara: «Doğrusu sizin yüzünüzden başımıza uğursuzluk çöktü. Eğer (bu iddia ve uyarınızdan) vazgeçmezseniz elbette sizi taşlar ve elbette bizden size elem verici bir azâb dokunur,» dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Elçiler dediler ki: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir; size öğüt verilse de mi ? Hayır, siz (inkâr ve sapıklıkta, inat ve azgınlıkta) aşırı giden bir milletsiniz.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Şehrin en uzak kesiminden bir adam koşarak geldi ve: «Ey kavmim ! Gönderilen bu elçilere uyun ;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Hem beni yoktan yaratıp varlık alanına getiren Allah’a ne diye tapmıyayım ? Hepiniz ancak O’na döndürüleceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Artık ben, O’ndan başka tanrılar edinir miyim ? Eğer Rahman, bana bir zarar vermeyi dilese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar da.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
(26-27) Ona, «gir Cennet’e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni, ikrama lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
(26-27) Ona, «gir Cennet’e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni, ikrama lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Onun ardından, milleti üzerine gökten hiçbir (yok edici) asker indirmedik, indirecek de değildik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Yazık çok yazık o kullara ki, kendilerine ne kadar bir peygamber geldiyse, mutlaka onunla alay ederlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nice nesilleri yok ettik ki onlar(dan hiç birlen) bunlara (bir daha) dönüp gelmiyorlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Diriltip içinden daneler çıkardığımız ölü toprak onlar için (varlığımızın ve kudretimizin) açık belgelerinden biridir, ondan yeyip geçinirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Ki onun meyvelerinden ve ellerinin işleyip ortaya çıkardığı ürünlerden yesinler. Artık şükretmezler mi?.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
O’nu tesbîh ve tenzîh edin ki, yerin yetiştirdiğinden, kendi nefslerinden ve bilmedikleri daha nice şeylerden çift çift yaratmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Gece de onlar için (ilâhî kudrete delâlet eden) açık bir belgedir. Gündüzü ondan çekip sıyırırız da hemen karanlıkta kalmış olurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Güneş de kendine has karargâhta (yörüngesinde) cereyan etmektedir. Bu o çok güçlü, çok üstün, her şeyi bilen (Allah’ın) takdîridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Ne Güneş’in Ay’a yetişmesi uygun (bir kanun)dur, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir. Her biri ayrı bir yörüngede yüzerler (hareketlerini sürdürürler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Dilersek onları (suda) boğarız da artık ne çığlıklarına koşan bulunur, ne de kurtarılma şansları olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Ancak bizden bir rahmet ve bir süreye kadar geçinip yararlanmaları için irâdemiz onların kurtulmasını sağlamıştır.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Kendilerine, önünüzdekinden ve arkanızdakinden (Dünya ve Âhiret’te azabı ve rüsvaylığı gerektiren fenalıklardan) korkup sakının ki, merhamet olunasınız, denildiği zaman (aldırış bile etmezler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Kendilerine ne kadar Rabbın âyetlerinden bir âyet geldiyse, mutlaka ondan yüzçevirdiler. ’Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Yine kendilerine, Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden (Allah için) harcayın, denildiği zaman, o küfredenler, imân edenlere, «Allah’ın dilediği takdirde yedireceği kimseyi biz mi yedirelim ?! Şüphesiz ki siz açık bir sapıklık içinde bulunuyorsunuz,» derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Onlar çekişip tartışırken ansızın kendilerini yakalayıverecek bir haykırışı beklerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
Artık (bu durumda) ne bir tavsiyede bulunmaya güç getirebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Sûr’a üfrülünce bir de bakarsın kabirlerinden çıkıp Rablarına doğru akın akın koşarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Eyvah bize ! Kim bizi uyuduğumuz yerden kaldırdı ? derler. (Onlara :) Bu, Rahman (olan Allah’ın) va’dettiği ve peygamberlerin doğru söylediği (gündür, denilir.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Bugün onların (o inkarcı azgınların, sapık döneklerin) ağızlarını mühürleriz. Neler işleyip elde ettiklerini (ortaya dökmek için) bizimle (onların ağzı değil) elleri konuşur, ayakları da şâhidlikte bulunur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Dilemiş olsak, gözlerini silme kör ederdik de yolu bulabilmek için koşuşup dururlardı; ama nerede görebilirlerdi ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Dilemiş olsak, onları oldukları yerde suretlerini değiştirirdik de artık ne ileri gidebilirler, ne de geri dönebilirlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Kimi uzun ömürlü yaşatırsak, yaratılışını tersine çevirip değiştiririz. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Biz O’na (Muhammed’e) şiir öğretmedik; aslında şiir ona yaraşmaz da. O ancak katıksız bir öğüt ve açık ortada bir Kur’ân’dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Diriyi uyarmak ve kâfirler üzerine (azâbla ilgili) sözün hakk olması içindir (bu Kur’ân)!.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Görmedin mi ki, biz (kudret) ellerimizin imalâtı olan davarları yarattık; böylece onlar buna sahip oluyorlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Onları kendilerine boyun eğer kıldık da bir kısmı binekleridir, bir kısmının da etini yemekteler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Kendileri için onlarda birtakım yararlar ve içecekler de vardır. Artık şükretmezler mi ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Yardım olunurlar (kendilerine imdad olunur) diye tutup Allah’tan başka tanrılar edindiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Halbuki o tanrıların, onlara yardımda bulunmaya güçleri yetmez onlar ise, o tanrılar için hazır (koruyucu) askerlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
Sakın onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki, biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
İnsan, kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi ? Buna rağmen bir de bakarsın ki o, (bize karşı) açık bir hasım.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Kendi yaratılışını unuttu da çürüdüğü halde bu kemikleri kim yaratabilir? diyerek bize misâl vermeye kalkıştı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
De ki, onu ilk yaratıp meydana getiren diriltecektir. O, yaratışın, yaratılışın her özelliğini bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini (veya tıpkısını) yaratmaya kudreti yetmez mi ? Elbette yeter. O her şeyi yaratandır, bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
O, bir şeyi (var kılmayı) dileyince, O’nun emri sadece «ol!» demesidir, o şey hemen oluverir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Her şeyin mülkü (mukadderat ve tasarrufu) elinde olan (Allah) çok yücedir, çok münezzehtir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster