Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz.Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir.
5.
(Çünkü bu vahiy) her işinde mükemmel olanın, en merhametli olanın katından indirilmiştir:Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Tâ ki, (fetret devrinde) babaları korkutulmamış, kendileri de gaflet içinde (kalmış)kimseler olan bir kavmi korkutasın!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Celâlim hakkı için, onların çoğunun üzerine (azab husûsundaki) söz hak olmuştur; artık onlar (küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Muhakkak ki biz onların boyunlarına halkalar geçirdik; öyle ki o (demir halkalar)çenelerine kadar (dayanmış)tır; bu yüzden onlar başları yukarı kalkık kimselerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
(İsyanlarındaki ısrarları yüzünden) önlerinden bir sed, arkalarından da bir sed çektik de onları(n gözlerini) perdeledik; artık onlar görmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onları korkutsan da, korkutmasan da onlar için birdir; îmân etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
(Sen,) ancak Zikr`e (Kur`ân`a) tâbi` olan ve gıyâben (görmediği hâlde)Rahmân`dan korkan kimseyi korkutabilirsin! İşte onu bir mağfiret ve güzel bir mükâfâtla(Cennetle) müjdele!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Şübhe yok ki ölüleri ancak biz diriltiriz! Hem önceden işledikleri (amelleri)ni ve(geride bıraktıkları) eserlerini yazarız. Ve (olmuş, olacak) herşeyi apaçık beyân eden bir kitabda (Levh-i Mahfûz`da) kaydetmişizdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Onlara şu şehir (Antakya) halkını misâl getir! Hani oraya (Îsâ`nın gönderdiği) elçiler gelmişti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
O vakit onlara o iki (elçi)yi göndermiştik de o ikisini yalanladılar; bunun üzerine(onları) üçüncü (bir elçi) ile takviye ettik de (onlar:) `Gerçekten biz size gönderilmiş elçileriz` dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
(Şehir halkı:) `Siz de ancak bizim gibi bir(er) insansınız; hem Rahmân hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak yalan söylüyorsunuz` dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
(Elçiler) dediler ki: `Rabbimiz biliyor ki, şübhesiz biz, gerçekten size gönderilmiş elçileriz.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
(Şehir halkı:) `Doğrusu biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Yemîn olsun ki, eğer (bu söylediklerinizden) vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşla(yarak öldürü)rüz ve bizden size gerçekten elemli bir azab dokunur` dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
(Elçiler:) `Uğursuzluğunuz sizinle berâberdir. Size nasîhat verildiği için mi(uğursuzluk sayıyorsunuz)? Hayır! Siz haddi aşan bir kimseler topluluğusunuz` dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Derken şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi; dedi ki: `Ey kavmim! (Bu)elçilere uyun!`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
`Sizden (tebliğlerine karşılık hiç)bir ücret istemeyen (bu) kimselere tâbi` olun; çünki onlar hidâyete ermiş kimselerdir.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
`Hem ben neden, beni yaratana ibâdet etmeyeyim? Hâlbuki (hepiniz) ancak O`na döndürüleceksiniz.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
`Hiç (ben), O`ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân (olan Allah), bana bir zarar (vermek) istese, onların şefâati bana bir fayda vermez ve beni kurtaramazlar.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
(26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) `Cennete gir!` denildi. (O da:) `Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!` dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
(26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) `Cennete gir!` denildi. (O da:) `Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!` dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Ondan sonra (Habîbü`n-Neccar`ın öldürülmesinin ardından) onun kavminin üzerine gökten hiçbir ordu indirmedik; indirici kimseler de değildik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
(Onların cezâsı) sâdece (korkunç) bir ses oldu; öyleki onlar (hayat cihetiyle) o anda sönüveren kimseler kesildiler!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Yazıklar olsun o kullara! Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri (böyle zulümleri sebebiyle) helâk ettik; muhakkak ki onlar (bir daha) kendilerine dönüp gelmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
(Onlar, mahşer günü) hep birlikte ancak huzûrumuzda hazır bulundurulan kimseler olarak, toplanacak olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Hâlbuki o ölü yeryüzü de (öldükten sonra dirilme husûsunda) kendileri için bir delildir. (Biz) onu dirilttik ve ondan dâneler çıkardık da bundan yiyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Hem orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bahçeler yaptık ve orada gözelerden (pınarlar) akıttık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Tâ ki onun mahsûlünden yesinler! Hâlbuki onu (o mahsulü) elleri yapmamıştır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Pek münezzehtir O (Allah) ki, yerin bitirmekte olduklarından ve (insanların)kendilerinden ve bilemeyecekleri şeylerden (nice) çiftleri, onların hepsini yaratmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Onlar için (kudretimize) bir delil de gecedir. Ondan gündüzü soyup alırız; bir de bakarsın ki, onlar karanlıkta kalıvermiş kimseler olurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Güneş de kendine mahsus bir yörünge içinde akıp gider. Bu, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Alîm (herşeyi hakkıyla bilen Allah)`ın takdîridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Aya da (kendi yörüngesinde birtakım) menziller takdîr ettik; nihâyet (bir menzilinde de eğrilmiş) eski hurma dalı gibi olmuştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Ne güneşin aya yetişmesi (ona çarpması) kendisine (takdîr edilen nizâma) lâyıktır, ne de gece, gündüzü geride bırakıcıdır. Çünki her biri (bir itâat ve heybet altında ayrı) bir yörüngede yüzerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Yine onlar için (kudretimize) bir delildir ki, gerçekten biz zürriyetlerini o dolu gemide taşıdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Hem onlara: `Önünüzdekinden ve arkanızdakinden (dünya ve âhiret azâbından)sakının; tâ ki merhamet olunasınız` denildiği zaman (yüz çevirirler).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Ve onlara ne zaman Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelse, mutlaka ondan yüz çevirici kimseler olmuşlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Kendilerine: `Allah`ın sizi rızıklandırdığı şeylerden (siz de O`nun yolunda) sarf edin!` denildiğinde ise o inkâr edenler, îmân edenlere dedi(ler) ki: `Allah dileyecek olsaydı kendisini doyuracağı bir kimseyi, (biz) mi doyuracağız? Doğrusu siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Hem, `Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bu va`d (edilen kıyâmet) ne zaman?` diyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini (ansızın) yakalayacak olan (korkunç)bir sesten (sûra birinci üfürülüşten) başkasını beklemiyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Ve sûra (ikinci def`a) üfürülmüştür de bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp)Rablerine koşuyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Derler ki: `Eyvâh bize! Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bu, Rahmân`ın va`d ettiği şeydir; demek peygamberler doğru söylemiş!`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
(O) sâdece (korkunç) bir sestir; onlar hemen o anda huzûrumuzda hazır bulundurulan kimseler olarak, toplanacak olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Artık o gün hiç kimse (en küçük) bir haksızlığa uğratılmaz ve ancak yapmakta olduğunuzun karşılığını görürsünüz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Şübhesiz ki Cennet ehli, o gün (pek güzel) bir meşgûliyet içinde zevk eden kimselerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Onlar ve hanımları, (artık o gün) gölgelerde tahtlar üzerinde (oturup) yaslanmış olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
(60-61) `Ey Âdemoğulları! (Ben) size: `Şeytana kulluk etmeyin! Çünki o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin! Bu dosdoğru bir yoldur` diye (tavsiye ederek) ahdetmedim mi?`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
(60-61) `Ey Âdemoğulları! (Ben) size: `Şeytana kulluk etmeyin! Çünki o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin! Bu dosdoğru bir yoldur` diye (tavsiye ederek) ahdetmedim mi?`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
`Böyle iken, yemîn olsun ki (şeytan), içinizden birçok nesilleri dalâlete sevk etmiştir. Hiç mi akıl erdirmiyordunuz?`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
O gün onların ağızlarını mühürleriz de bize elleri söyler ve neler kazanıyor idiyseler ayakları şâhidlik eder!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Hâlbuki dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı; o hâlde nasıl görecekler(di)?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
67.
Ve dileseydik, (en dirâyetli) oldukları(nı zannettikleri) yerde onların şekillerini(çirkin bir sûrete) elbette değiştirirdik de (bundan kurtulmak için), ne ileri gitmeye güçleri yeter, ne de geri dönebilirlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Hem kimi çok yaşatırsak, onu yaratılışta tersine çeviririz (yaşlandıkça gücünü, aklını azaltırız). Hiç akıl erdirmiyorlar mı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Ve ona (o Resûlümüze), şiir öğretmedik; (bu) ona yaraşmazdı da. Doğrusu o, ancak bir nasîhattir ve apaçık beyân eden bir Kur`ân`dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Tâ ki hayatta olanları (Allah`ın azâbıyla) korkutsun, kâfirlerin üzerine ise (azab husûsundaki) söz hak olsun!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
Görmediler mi ki, şübhesiz biz kudretimizin yaptıklarından, onlar için nice hayvanlar yarattık da onlar bunlara sâhib olmuş kimselerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Hem bunları kendilerine boyun eğdirdik de, onların bir kısmı binekleridir, bir kısmından da yerler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Hem bunlarda kendileri için (daha birçok) menfaatler ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmezler mi?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
(O ilâhlar,) onlara yardıma güç yetiremezler; bil`akis kendileri onlar(ı muhâfaza)için hazırlanmış askerlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Öyle ise onların sözü, seni üzmesin! Şübhesiz ki biz,(onlar) neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa biliriz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Hem o insan görmedi mi, gerçekten biz kendisini nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) yarattık! Buna rağmen bakarsın ki o apaçık bir hasım (kesilmiş)tir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Kendi yaratılışını unuttu da bize bir misâl getirdi: `Onlar çürümüş olduğu hâlde, şu kemikleri kim diriltecek?` dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
De ki: `Onları ilk def`a yaratan, (yine) onları diriltecek! Çünki O, her türlü (mahlûku ve onları) yaratmayı hakkıyla bilendir.`Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Gökleri ve yeri yaratan, onların (o insanların) benzerini de yaratmaya kadir değil midir? Evet (kadirdir)! Çünki O, Hallâk (herşeyi çokça yaratan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Bir şeyi(n olmasını) dilediği zaman, O`nun emri, ona sâdece `Ol!` demektir, (o da)hemen oluverir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
İşte münezzehtir O (Allah) ki, herşeyin melekûtu (gerçek mülkü ve tasarrufu)O`nun elindedir ve ancak O`na döndürüleceksiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster