إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا ۖ قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
İz dehalu aleyhi fe kalu selama kale selam kavmum munkerun
Kelime
Anlamı
Kökü
إِذْ
bir zaman
دَخَلُوا
girmişlerdi
عَلَيْهِ
onun yanına
فَقَالُوا
ve demişlerdi
سَلَامًا
selam
قَالَ
dedi ki
سَلَامٌ
selam
قَوْمٌ
bir topluluk(sunuz)
مُنْكَرُونَ
tanınmamış

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Hani, tapısına girmişlerdi de esenlik sana demişlerdi; o da esenlik size demişti, ey yabancılar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    O elçiler, İbrahim’e gelip O’na selam verdiklerinde, size de selam olsun demişti ve kendi kendine, bunlar tanınmayan kimseler diye düşünmüştü.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlar İbrahim’in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selâm" dediler... (İbrahim de): "Selâm" dedi... "Rastlanmadık birileri (diye düşündü)."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Selam. Tanınmayan bir topluluk’ demişti.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Hani onlar, İbrahîm’in yanına varmışlardı da selâm vermişlerdi. O da (onlara karşılık olarak) selâm vermiş: "- (Bunlar) tanınmadık bir kavim." demişti.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Onlar, İbrâhim`in yanına girip selâm vermişlerdi. İbrâhim de selâmı almış, içinden “Bunlar yabancılar” demişti.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Onlar, Ibrahim’in yanina girip: «Selam sana» demislerdi, Ibrahim de: «Selam size» demisti; icinden de, onlarin «taninmamis bir topluluk» oldugunu gecirmisti.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Hani onlar İbrahim’in yanına girip, «Selâm» dediler. İbrahim de «selâm» dedi ve tanımadığım yabancı bir kavim diye içinden geçirdi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Hani onlar, İbrahim`in yanına varmışlar ve şöyle demişlerdi: “Selâm olsun sana!” O da: “Size de selâm olsun” demiş ve içinden de: “(Bunlar) tanınmamış bir topluluk” diye geçirmişti.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve "Selâm olsun sana!" demişlerdi. O da "Size de selâm olsun." demiş, "Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler" (diye düşünmüştü).

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlar İbrahim’in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onun huzuruna girmişlerdi ve "Selam (barış)" demişlerdi. O da, "Selam size, yabancılar!" demişti.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Hani onlar İbrahim’in huzuruna girmişlerdi de «Selam sana!» demişlerdi. İbrahim: «Size de selam» demiş, ve içinden: «Bunlar tanınmamış bir topluluk!» diye geçirmişti.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlar, İbrahim’in yanına girip «Selam sana» demişlerdi, İbrahim de: «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Hani yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Münker bir kavim."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Hani yanına girdiklerinde: "Selam." demişlerdi. O da: "Selam." demişti. "Yabancı bir topluluk."

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş (selâm ile mukaabele etmiş), «(Bunlar) tanınmamış bir zümre» demişdi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Onlar İbrâhîm`in) yanına girdiklerinde: `Selâm (senin üzerine olsun)!` demişlerdi.(O da:) `Selâm (sizin üzerinize de olsun!) (Siz buralarda) tanınmamış bir topluluk(sunuz).` dedi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Hani onlar, yanına girip; selam sana, demişlerdi de; selam, demişti. Tanınmamış bir zümre.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlar İbrahim’in yanına girdiklerinde "Selam" demişler ve İbrahim de onlara "Selam size ey tanınmayan kişiler!" demişti.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Onun yanına geldikleri zaman "selâm" dediler. (Hz. İbrâhîm de): "Selâm yabancı kavim." dedi.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Hani onun yanına girdiklerinde, "Selam" demişlerdi. O da, "Selam" demişti. "(Siz) Yabancı bir topluluksunuz!"

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    O (semavi elçi)ler İbrahim’e gelip ona selam verdiklerinde, "(Size de) selam olsun!" demişti; (ve kendi kendine,) "Bunlar, yabancı kimseler!" (diye düşünmüştü.)

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Hani, (elçiler) İbrahim`in huzuruna girmişler ve "(Sana) selam olsun!" demişlerdi de, o da, "(Size de) selam olsun!" demiş ve (içinden) "Bunlar tanımadık kimseler" diye geçirmişti.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    O vakit ki, O’nun yanına girmişler de «Selâm!» demişlerdi. (Hazreti İbrahim de) Dedi ki: «Selâm, tanınmamışlar olan bir cemaat.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Onlar İbrahim’in yanına girdiklerinde: "Selâm!" demişlerdi. O da: "Selâm!" demiş, içinden de onların "Tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Hani bir zaman, onun yanına girdiler; "Selâm" dediler. O da: "Selâm, tanınmamış topluluk!" dedi.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Onlar yanına varınca: "Selâm!" dediler. O da: "Size de Selâm!" diye cevap verdi, ama içinden: "Bunlar tanımadığım kimseler, hayırdır inşaallah!" dedi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Bir zaman onun yanına girmişler: "Selâm" demişlerdi. "Selâm, dedi, (siz) tanınmamış bir topluluk(sunuz)."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Hani O’nun yanına girmişler: "Selam" demişlerdi. O da: -Selam ey yabancılar!" demişti.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Hani, onun yanına girdiklerinde: «Selam» demişlerdi. O da: «Selam» demişti. «(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Hani, İbrahim’in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Behold, they entered his presence, and said: "Peace!" He said, "Peace!" (and thought, "These seem) unusual people."