1. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
2. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
3. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
4. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
5. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
6. (1-6) Tozu dumana katıp savuran (rüzgâr)lara, (yağmur) yüklü (bulut)lara, kolayca akıp giden (yıldızlara, gemi)lere, işleri taksim eden meleklere andolsun ki, size vaad olunan diriliş elbette gerçektir. (Hesap ve) ceza günü kuşkusuz gerçekleşecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
7. (7-9) Yıldız kümeleri ile dolu olan gökyüzüne andolsun ki, siz, neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz. (Oysa) bu davetten, ancak aklı çarpılmış olan kimse çevrilip vazgeçirilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
8. (7-9) Yıldız kümeleri ile dolu olan gökyüzüne andolsun ki, siz, neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz. (Oysa) bu davetten, ancak aklı çarpılmış olan kimse çevrilip vazgeçirilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
9. (7-9) Yıldız kümeleri ile dolu olan gökyüzüne andolsun ki, siz, neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz. (Oysa) bu davetten, ancak aklı çarpılmış olan kimse çevrilip vazgeçirilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
10. (10-11) Kahrolsun o koyu yalancılar! Onlar, bir cehalet içinde bulunan gafil kimselerdir Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
11. (10-11) Kahrolsun o koyu yalancılar! Onlar, bir cehalet içinde bulunan gafil kimselerdir Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
12. (Onlar alaylı tavırlarıyla:) “Ceza günü ne zaman?” diye sorarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
13. O gün, onlar ateşin üzerinde azaba uğratılıp kıvrandırılacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
14. (Görevli melekler onlara şöyle diyecek:) “Tadın azabınızı! Çabuklaştırılmasını isteyip durduğunuz (azap) işte budur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
15. (15-16) Ama (dünyada iken) Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulurlar. Rablerinin, kendilerine verdiği her şeyden istedikleri gibi alırlar. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan, hayır işleyen kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
16. (15-16) Ama (dünyada iken) Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulurlar. Rablerinin, kendilerine verdiği her şeyden istedikleri gibi alırlar. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan, hayır işleyen kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
17. (17-18) Onlar gecenin pek az bir kısmında uyurlardı, Seherlerde (Allah`tan) bağışlanma dilerlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
18. (17-18) Onlar gecenin pek az bir kısmında uyurlardı, Seherlerde (Allah`tan) bağışlanma dilerlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
19. Ve sahip oldukları her şeyden, (yardım) isteyenlere ve sıkıntı içinde bulunanlara bir pay (ayırırlardı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
20. Yeryüzünde içlerinde hiçbir şüphe duymadan inananların görebileceği (Allah`ın büyüklüğünü anlatan) deliller vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
21. Kendi (yaratılışı)nızda da (nice deliller vardır). Hala görmeyecek misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
22. Gökte hem rızkınız(ın vesileleri) hem de size vaad olunan (cennet ya da cehennem) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
23. Göklerin ve yerin Rabbine andolsun ki bu (ölümden sonraki hayat), sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
24. (Ey Muhammed!) İbrahim`in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
25. Hani onlar, İbrahim`in yanına varmışlar ve şöyle demişlerdi: “Selâm olsun sana!” O da: “Size de selâm olsun” demiş ve içinden de: “(Bunlar) tanınmamış bir topluluk” diye geçirmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
26. (26-27) Hemen (bir bahane ile) ailesinin yanına giderek, (pişirilmiş) besili bir dana getirmiş ve onların önüne koyup: “Buyurmaz mısınız?” demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
27. (26-27) Hemen (bir bahane ile) ailesinin yanına giderek, (pişirilmiş) besili bir dana getirmiş ve onların önüne koyup: “Buyurmaz mısınız?” demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
28. (İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: “Korkma!” dediler ve (ona) derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
29. Bunun üzerine karısı (Sare) çığlık atarak (misafirlerin) yanına geldi ve (şaşkınlık içinde ellerini) yüzüne vurup şöyle dedi: “(Nasıl çocuğum olur,) ben kısır bir kocakarıyım?”. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
30. Onlar dediler ki: “Rabbin böyle buyurdu (takdir etti). Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyi) hakkıyla bilendir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
31. (İbrahim, onların melek olduğunu anlayınca:) “O hâlde asıl işiniz nedir ey elçiler?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
32. (32-34) (Onlar da:) “Biz, günahkâr bir kavme (Lut kavmine), üzerlerine çamurdan (iyice pişirilmiş/sertleştirilmiş) taş(lar) yağdırmak için gönderildik. (Bu taşlar,) haddi aşanlar için Rabbinin katında damgalanmış (herkes adına ayrı ayrı işaretlenmiş taşlardır)” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
33. (32-34) (Onlar da:) “Biz, günahkâr bir kavme (Lut kavmine), üzerlerine çamurdan (iyice pişirilmiş/sertleştirilmiş) taş(lar) yağdırmak için gönderildik. (Bu taşlar,) haddi aşanlar için Rabbinin katında damgalanmış (herkes adına ayrı ayrı işaretlenmiş taşlardır)” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
34. (32-34) (Onlar da:) “Biz, günahkâr bir kavme (Lut kavmine), üzerlerine çamurdan (iyice pişirilmiş/sertleştirilmiş) taş(lar) yağdırmak için gönderildik. (Bu taşlar,) haddi aşanlar için Rabbinin katında damgalanmış (herkes adına ayrı ayrı işaretlenmiş taşlardır)” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
35. Bu arada, (Lût`a) inananlardan orda (Sodom`da) kim varsa onları çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
36. Zaten orada Müslümanlardan, bir ev halkından (Lut ve iki kızından) başka kimse bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
37. Ve böylece (o kenti taş yığını haline getirerek) şiddetli azaptan korkanlar için orada bir işaret, bir mesaj bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
38. Musa`(nın kıssasında) da (ibretler vardır). Hani biz onu açık bir delil ile Firavun`a göndermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
39. O ise, bütün ordusu ile (imandan) yüz çevirdi ve şöyle dedi: “Bu, bir sihirbaz yahut bir mecnundur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
40. Biz de onu ve ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. O (boğulma esnasında), pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu (ama iş işten geçmişti). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
41. Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine (yaptıkları yüzünden) köklerini kesen bir rüzgâr göndermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
42. O, Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
43. Semûd (kavminde) de (ibretler vardır). Hani onlara: “Bir süreye kadar (dünyadan) faydalanın (eğlenin, alay edin) bakalım” denilmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
44. Onlar ise Rablerinin buyruğuna başkaldırmışlardı, bu yüzden bakıp dururlarken onları yıldırım yakalayıvermişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
45. Artık ne ayağa kalkacak güçleri kalmıştı ne de yardım edenleri olmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
46. Daha önce Nuh kavmini de (helak ettik). Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir toplum idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
47. Göğü biz kudretimizle bina ettik. Şüphesiz onu genişleten de biziz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
48. Yeryüzünü de biz döşedik. (Biz) ne güzel döşeyiciyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
49. Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki çift yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
50. (Ey Resulüm, de ki:) O halde hemen Allah`a koşun (küfrü bırakıp imana gelin). Şüphesiz ben, size O`nun tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
51. Allah ile beraber başka ilahlar edinmeyin! Gerçekten ben, size, O`nun tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
52. İşte böyle! Onlardan öncekilere bir peygamber geldiğinde (mutlaka onun için de): “o bir büyücüdür yahut bir delidir” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
53. Onlar bu (düşünce tarzı)nı birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki nesilden nesile hep aynı şeyi söyleyip duruyorlar)? Hayır, onlar azgınlığı huy ve sanat edinen bir millettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
54. Onun için, onlardan uzak dur. Artık (vazifeni yaptın ve bizim katımızda) kınanacak değilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
55. Ama yine de (kulak veren herkese) öğüt vermeye devam et! Çünkü bu hatırlatmalar inananlara fayda sağlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
56. Ben cinleri ve insanları yalnızca (beni tanımaları ve) bana kulluk etmeleri için yarattım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
57. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum ve onların beni doyurup beslemelerini de beklemiyorum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
58. (Bilsinler ki) bütün rızıkları veren, kâmil kuvvet ve tam iktidar sahibi olan Allah`tır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
59. Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azap payı vardır. O halde (o azabın gelmesi için) acele etmesinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
60. Uyarıldıkları (azap) günlerinden dolayı vay o inkârcıların hâline! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster