وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۖ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا ۙ قَالُوا هَٰذَا الَّذِي رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ ۖ وَأُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا ۖ وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ ۖ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Ve beşşirillezıne amenu ve amilus salihati enne lehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar küllema ruziku minha min semeratir rizkan kalu hazellezı rüzıkna min kablü ve ütu bihı müteşabiha ve lehüm fıha ezvacüm mütahheratüv ve hüm fıha halidun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَبَشِّرِ
ve müjdele
الَّذِينَ
kimseleri
امَنُوا
inanan
وَعَمِلُوا
ve işleyen
الصَّالِحَاتِ
salih işler
أَنَّ
muhakkak
لَهُمْ
onlar için vardır
جَنَّاتٍ
cennetler
تَجْرِي
akan
مِنْ
-ndan
تَحْتِهَا
altları
الْأَنْهَارُ
ırmaklar
كُلَّمَا
her
رُزِقُوا
rızıklandırıldıklarında
مِنْهَا
onlardaki
مِنْ
-den
ثَمَرَةٍ
meyve
رِزْقًا
rızk olarak
قَالُوا
derler
هَٰذَا
Bu
الَّذِي
şeydir
رُزِقْنَا
rızıklandığımız
مِنْ
-den
قَبْلُ
daha önce
وَأُتُوا
verilmiştir
بِهِ
onlara
مُتَشَابِهًا
ona benzer
وَلَهُمْ
Onlar için vardır
فِيهَا
orada
أَزْوَاجٌ
eşler
مُطَهَّرَةٌ
tertemiz
وَهُمْ
ve onlar
فِيهَا
orada
خَالِدُونَ
ebedi kalacaklardır

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara müjde ver: Onlar içindir kıyılarından ırmaklar akan bahçeler. Orada bir meyveyle rızıklandılar mı bundan önce de bunu tatmıştık derler, onları dünyadakilere benzetirler. Onlara, dünyadakilere benzer rızıklar sunulur. Orada tertemiz eşler de var onlara, orada ebedî kalırlar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    İman edip iyi ameller işleyenleri, ağaçları altından nehirler akan Cennetler ile müjdele. Onlara rızık olarak her yeni meyve sunulduğunda «Bu daha önce bize sunulan falanca meyvedir» derler, onlara birbirinden ayırd edemeyecekleri rızıklar verilir. Hem onlara orada el değmemiş, tertemiz eşler verilecektir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    İman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler (Allâh Esmâ’sının açığa çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler) vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede içinde): "Bu daha önceden de tattığımız gibi bir şey" derler. Bu önce tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden arınmış eşleri iledirler!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Bu bizim daha önce (dünyada) rızıklandığımız şeydir’ derler. Orada onlara böyle birbirinin benzer şeyler verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Habibim), iman edip sâlih ameller işleyenlere (şunu) müjdele: Onlar için, (ağaçları) altından ırmaklar akar (her türlü meyvalarla süslenmiş) cennetler var. Kendilerine, ne zaman, onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse (her def’asında): "Bu, daha önce (dünyâda) bizim yediğimiz şeydir." diyecekler ve o rızık (dünyâdakine) benzer olarak kendilerine sunulacak. Onlar için orada tertemiz zevceler de var ve onlar, o cennette ebedî olarak kalıcıdırlar.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    İman edip de yararlı iş yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlerle müjdele! Kendilerine cennette meyve nimeti verildiğinde, “Bu, daha önce de dünyada yediğimize benziyor; bunun benzeri bize verilmişti” diyecekler. Orada onların, her türlü pislikten arınmış tertemiz eşleri olacak ve orada süreli olarak kalacaklardır.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Inananlar ve yararli isler yapanlara, kendilerine altlarindan irmaklar akan cennetler oldugunu mujdele. Onlara buranin bir urunu rizik olarak verildiginde, «Bu daha once de riziklandigimizdir» derler. Bunlar, soyledikleninin benzerleri olarak sunulmustur. Onlara orada tertemiz esler vardir ve orada temelli kalirlar.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Dosdoğru imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara müjde ver ki, onlara altından ırmaklar akan Cennetler vardır. (Oraya girdikleri zaman) kendilerine oradaki meyveden ne kadar bir rızık verildiğinde, «bu daha önce de rızıklandığımız şeylerdendir» diyecekler. (Evet) onlara (renk ve çeşit bakımından az da olsa dünyadaki veya kendilerine az önce sunulan meyvalara) benzer (fakat lezzet ve nefaset bakımından çok farklı ve üstün meyvalar) verilecek. Hem onlar için orada (dünyada kadınlara arız olan her türlü kusurlardan arınmış) tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedî kalıcılardır.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    İman edip faydalı ve güzel işler yapanları müjdele! Onlara altından ırmaklar akan cennetler vardır. Öyle ki, ne zaman rızık olarak orada bazı ürünler bahşedilse: “Bu, bize daha önce (dünyada) bahşedilenlerin aynısıymış” diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, (dünyadakilerin) benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri/arkadaşları da olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!" diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Gerçeği onaylayıp erdemli davrananları, içlerinde ırmaklar akan bahçelerle müjdele. Kendilerine oradaki ürünlerden rızıklar sunulduğunda "Bu, daha önce bize sunulan nimetlerdir" derler. Böylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: «Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir» derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    İman edip iyi ameller işleyenleri, ağaçları altından nehirler akan Cennetler ile müjdele. Onlara rızık olarak her yeni meyve sunulduğunda «Bu daha önce bize sunulan falanca meyvedir» derler, onlara birbirinden ayırd edemeyecekleri rızıklar verilir. Hem onlara orada el değmemiş, tertemiz eşler verilecektir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    İnanıp salih amellerde bulunanları müjdele: Gerçekten onlar için içlerinden / altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızk olarak bu ürünlerden (min semeretin rizkan) yedirildiğinde "Bu, daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu onlara (dünyadakine) benzer (müteşabihe) olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz (halidun) kalıcıdırlar.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Îmân edip salih amel işleyen kimseleri müjdele! Muhakkak onlar için altından nehirler akan cennetler vardır. Orada rızık olan ürünlerden her rızıklandırıldıklarında: "Bu, daha önce rızıklandırıldığımızdır" derler. Onlara birbirinin benzeri olarak verilecektir.Onlar için orada tertemiz kılınmış eşler de vardır.Onlar orada sürekli kalıcıdırlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Habîbim) îmân eden, bir de güzel güzel amel (ve hareketlerde bulunan kimselere muştula ki altlarından ırmaklar akan cennetler onların. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse her defasında «ha, bu, evvelce de (dünyâda) rızıklandığımız (yediğimiz) şeydi» diyecekler Ve o rızk (renkde, şekilde) birbirinin benzeri, (fakat tatda, keyfiyyetde başka başka ve çok yüksek ve müstesna kıymetlerde) olmak üzere kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem orada onlar dâim de kalıcıdırlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Habîbim, yâ Muhammed!) Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, şübhesiz kendileri için altlarından ırmaklar akan Cennetler olduğunu müjdele! (Onlar) ne zaman rızık olarak oradan, herhangi bir meyveden rızıklandırılsalar: `Bu, daha önce rızıklandırıldığımız şeydir` derler. Çünki bu (Cennet ni`metleri), kendilerine (dünyadaki rızıklarıyla) birbirine benzer şekilde verilir. Onlar için orada tertemiz zevceler de vardır ve onlar, orada ebedî olarak kalıcıdırlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    İman eden, salih ameller işleyenlere; altından ırmaklar akan cennetlerin kendileri için olduğunu müjdele. Onlara ne zaman bunlardan bir meyve rızık olarak verilirse bu, evvelce rızıklandığımız şeydi, derler. Onlara birbirine benzeyen (böyle nimetler) verilecek. Onlar için orada temiz eşler de vardır. Hem onlar orada temelli kalıcıdırlar.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    İman edip, Allah’ın belirlediği doğru işleri yapanlara, altlarından ırmakların aktığı bahçeleri (cennetleri) müjdele. Onlar ne zaman o bahçelerin yiyeceklerinden yeseler, "Bunlarla daha önce de rızıklanmıştık" derler. Onların cennette yediklerinin benzerleri (dünyada iken) verilmişti. Ayrıca onlar için orada, tertemiz eşler var ve orada sürekli kalacaklardır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve îmân edip, ıslâh edici (nefsi tezkiye ve tasfiye edici) amelde bulunanlar için altlarından nehirler akan cennetler olduğunu müjdele. Oradaki meyvelerden ve mahsullerden bir rızıkla her rızıklandırılışlarında: "İşte bu bizim daha önce de rızıklandırıldığımız (yediğimiz) şeydir." dediler. (Evet) ona (dünyadaki rızıklarına) benzeri (lezzet ve nefaset bakımından çok farklısı) verilmiştir. Onlar için orada temiz eşler vardır ve onlar orada devamlı kalacak olanlardır.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    İman edip salih işler yapanlara, kendileri için altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Oradan bir meyve ile rızıklanınca, "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler. Kendilerine birbirine benzer (nimetler) verilmiştir. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve onda temelli kalıcılardır.);

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ama imana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara, içlerinden ırmaklar akan has bahçelerin kendilerine ait olacağını müjdele! Onlara ne zaman rızık olarak oradan bazı ürünler bahşedilse, "Bunlar, bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış" diyecekler. Çünkü onlara o(geçmişte tadılanlar)ı hatırlatacak şeyler verilecek. Onlar, orada tertemiz eşler bulacaklar ve orayı mesken edinecekler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    İman eden ve bu imanla uyumlu iyilikler işleyen kimseleri zemininden ırmaklar çağlayan cennetlerle müjdele! Her zaman oranın nimetlerinden ikram olarak onlara sunulsa "Bunlar bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış" diyecekler. Oysa ki bu, o nimetlerin çağrıştırdığı belli belirsiz bir benzerlik. Ve onlar için cennette tertemiş eşler olacak ve onlar orada kalıcıdırlar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    İmân edip sâlih amellerde bulunanlara müjde ver. Şüphe yok ki onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. Her ne vakit o cennetlerden bir meyva ile merzûk olunca diyeceklerdir ki: «Bu meyva bizim evvelce de merzûk olduğumuz bir meyvadır.» Onlara birbirine benzeyen (böyle nîmetler) verilmiş olacaktır. Ve onlar için cennetlerde tertemiz zevceler de vardır ve onlar o cennetlerde ebedî olarak kalacaklardır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse, her defasında: "Bu bizim daha önce de dünyada iken yediğimiz şeydir. " derler. Bunlar söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Inanan kimseleri müjdele ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapanları da!.. Onlar için kesinlikle, altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu! Ne zaman oradaki bir meyveden rızıklandırılsalar: "Bu (tıpkı) daha önce, (dünyada iken) rızıklandığımız şeylerdir" derler. Halbuki bu rızık (meyveler), onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar, orada sonsuz kalacaklardır.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    İman edip iyi ameller işleyenleri, ağaçları altından nehirler akan Cennetler ile müjdele. Onlara rızık olarak her yeni meyve sunulduğunda «Bu daha önce bize sunulan falanca meyvedir» derler, onlara birbirinden ayırd edemeyecekleri rızıklar verilir. Hem onlara orada el değmemiş, tertemiz eşler verilecektir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Öyle cennetler ki, ne zaman meyvelerinden kendilerine bir şey ikram edilirse: "Bu, daha önce de dünyada yediğimiz şey!" diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine âit olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (Cennetteki bu rızık), onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    İman edenler ve doğruları yapanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!.. Ne zaman oradaki meyvelerden rızıklandırılsalar: -Bu, daha önce de rızıklandığımız şey! diyecekler. O meyveler kendilerine dünyadakilerin bir benzeri olarak verilecektir ve orada onlar için tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: «Bu daha önce de rızıklandığımızdır» derler, bu birbirinin benzeri olarak onlara sunulmuştur. Onda, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    But give glad tidings to those who believe and work righteousness, that their portion is Gardens, beneath which rivers flow. Every time they are fed with fruits therefrom, they say: "Why, this is what we were fed with before," for they are given things in similitude; and they have therein companions pure (and holy); and they abide therein (for ever).