وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الطُّورِ إِذْ نَادَيْنَا وَلَٰكِنْ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا أَتَاهُمْ مِنْ نَذِيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Ve ma künte bi canibit turi iz nadeyna ve lakir rahmetem mir rabbike li tünzira kavmem ma etahüm min nezırim min kablike leallehüm yetezekkerun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَمَا
ve
كُنْتَ
sen değildin
بِجَانِبِ
yanında
الطُّورِ
Tur’un
إِذْ
zaman
نَادَيْنَا
seslendiğimiz
وَلَٰكِنْ
fakat
رَحْمَةً
bir rahmet olarak
مِنْ
-nden
رَبِّكَ
Rabbi-
لِتُنْذِرَ
uyarasın diye
قَوْمًا
toplumu
مَا
أَتَاهُمْ
kendilerine gelmemiş olan
مِنْ
hiç
نَذِيرٍ
bir uyarıcı
مِنْ
قَبْلِكَ
senden önce
لَعَلَّهُمْ
belki
يَتَذَكَّرُونَ
düşünüp öğüt alırlar

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Nidâ ettiğimiz zaman Tur tarafında da değildin; fakat senden önce kendilerine bir peygamber gelmeyen topluluğu, belki ibret alırlar, öğüt dinlerler diye korkutmak için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Evet biz Musa’ya seslendiğimiz zaman, sen Sînâ Dağı’nın yamacında da değildin. Fakat sen de, öteki elçiler gibi, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr’un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Biz (Musa’ya) hitap ettiğimizde sen Tur tarafında değildin... Ne var ki, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için (bu bilgiler sana vahyoldu). Umulur ki üzerinde düşünürler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak, kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarasın diye (gönderildin). Umulur ki düşünürler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    (Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Mûsa’ya nida ettiğimiz vakit de Tûr dağının yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin (de bu haberleri biliyorsun). Tâ ki, senden evvel kendilerine bir peygamber gelmemiş olan bir kavmi (Kur’an’la) korkutasın. Olur ki nasihat kabul ederler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Sen, Mûsâ`ya seslendiğimiz zaman Tûr`un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sen, Musa’ya hitap ettigimiz zaman Tur’un yaninda da degildin. Senden once kendilerine uyarici gelmeyen bir milleti uyarman icin, Rabbinden bir rahmet olarak gonderildin; belki dusunurler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ve biz (Musâ’ya) seslendiğimiz vakit sen Tûr’un yanında da bulunmuyordun. Senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmeyen bir milleti uyarman için Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Yine biz (Musa`ya) seslendiğimiz zaman Tur`un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine (uzun zamandır) hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr’un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    (Musa’ya) Seslendiğimizde Tur’un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Efendinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, Tûr’un yanında değildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düşünüp öğüt alırlar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Sen Musa’ya hitab ettiğimiz zaman Tur’un yanında da değildin. Fakat Rabb’inden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ki senden önce bir uyarıcı peygamber gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    (Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr’un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Musâya) nida etdiğimiz vakit da sen «Tuur» un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Tâki senden evvel kendilerine inzâr edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzâr edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Mûsâ`ya) seslendiğimiz zaman da Tûr`un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir korkutucu gelmemiş olan bir kavmi (Allah`ın azâbı ile) korkutman için Rabbinden bir rahmet olarak (seni onlara gönderdik); olur ki onlar ibret alırlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Biz seslendiğimiz vakit; sen Tur’un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Olur ki onlar, düşünürler diye.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Biz (Musa’ya) seslendiğimizde sen Tur’un yanında da değildin. Ancak (bu anlatılanlar) kendilerine daha önceden bir uyarıcının gelmediği bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmettir. Belki düşünürler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve Biz, (Hz. Musa’ya) nida ettiğimiz zaman, sen Tur Dağı’nın yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine bir nezir (uyarıcı, peygamber) gelmemiş olan bir kavmi inzar etmen (uyarman) içindir. Umulur ki böylece onlar tezekkür ederler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    (Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi, belki hatırlayıp kendilerine gelirler diye uyarıp korkutman için (gönderildin).

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Evet, Biz (Musa’ya) seslendiğimiz zaman sen Sina Dağı’nın yamacında değildin; fakat (sen de, öteki elçiler gibi,) senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet aracı olarak (gönderildin) ki böylece belki (geçmişte olup bitenleri) düşünür (de Bizi) anarlar.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Yine sen, Biz nida ettiğimizde (Sina) Dağı`nın yamacında da değildin; ve fakat senden önce uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbin tarafından rahmet olarak gönderildin; belki (sorumluluklarını) hatırlarlar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Biz Musa’ya hitabettiğimiz zaman Tur’un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Belki düşünüp öğüt alırlar.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman, sen Tur’un yanında da değildin. Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak senden önce kendilerine, bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarmak için! Belki düşünüp öğüt alırlar!..

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Sen Musa’ya hitab ettiğimiz zaman Tur’un yanında da değildin. Fakat Rabb’inden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ki senden önce bir uyarıcı peygamber gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Hem Biz Mûsa’ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (Mûsâ’ya) ünlediğimiz zaman sen Tûr’un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    (Musa’ya) seslendiğimiz zaman Tur’un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    (Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi uyarıp korkutman için (gönderildin) Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Nor wast thou at the side of (the Mountain of) Tur when we called (to Moses). Yet (art thou sent) as Mercy from thy Lord, to give warning to a people to whom no warner had come before thee: in order that they may receive admonition.