Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Orada şiddetle inleyerek nefes alacak onlar ve onlar, orada hiçbir şey duymayacaklar.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Onlar orada, inim inim inleyecekler, azabın dehşeti ve şiddeti içinde adeta sağır kesilip teselli edici hiçbir şey de işitmeyeceklerdir.
Adem UğurAdem Uğur:
Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Onlar için orada şiddetli - horultulu inleme vardır ve onlar orada (dünyadaki sağırlıklarının devamı olarak) işitmezler!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Onlara orada şiddetli inlemeler vardır ve onlar orada duymazlar.
Ali BulaçAli Bulaç:
Orda kendileri için, ’kemikleri çatırdatan inlemeler’ vardır. Onlar orda işitmezler de.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Öyle ki, o putlara tapanların, orada iniltileri vardır, ve onlar orada hiç bir merhamet sesi duymazlar.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Cehennemde onlara inim inim inlemek düşer. Onlar orada hiçbir şey işitmezler.
Bekir SadakBekir Sadak:
Orada onlara ah etmek vardir; birsey de isitemezler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Onlara, orada ah, vah edip inlemek vardır ve orada bir şey de işitmiyeceklerdir.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Onlar için orada bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada hiçbir şey duymayacaklardır.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Onların orada derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey işitmezler.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
Edip YükselEdip Yüksel:
Onlar için orada iç çekip inlemek vardır; hiçbir şey de işitemezler.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada (sağır olup) bir şey de işitemezler.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Onlar orada hırıltılı sesler çıkararak inleyeceklerdir ve kulakları hiçbir ses işitemeyecektir.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Orda kendileri için ’kemikleri çatırdatan inlemeler’ vardır. Onlar orda işitmezler de.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Orada (hakları) inim inim inlemekdir onların (tapılanların). Bunlar orada da (sağır olub bir şey) duymayacaklardır.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Onlar için orada inim inim inlemek vardır. Ve onlar orada (hiçbir şey)işitmezler.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Orada inim inim inleyecekler ve bir şey de işitmeyeceklerdir.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Onlar ateşin içinde acıdan inleyip duracaklar ve orada iniltiden başka bir şey işitmeyecekler.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Onlar, orada (ızdırap ile) inlerler. Ve onlar, orada (bir şey) işitmezler.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Onda onlara inim inim inlemek vardır ve onlar onda işitemezler de.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Orada onların payına ah edip inlemek düşecek; ve orada (başka) bir şey işitmeyecekler.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
orada onların payına inim inim inlemek düşecek; ve onlar orada (iniltiden başka bir ses) duymayacaklar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Onlar için orada gayet şiddetli bir nefes alma vardır ve onlar orada (hiçbir şey) işitemezler.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Onların orada bir nefes vermeleri var ki! Bir şey de işitmeyeceklerdir.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Orada, onlar için bir inleme vardır. Onlar orada, hiçbir şey duymazlar.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Onlar orada hırıltılı sesler çıkararak inleyeceklerdir ve kulakları hiçbir ses işitemeyecektir.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlar orada inim inim inleyecekler, kendilerini sevindirecek hiçbir haber de işitmeyeceklerdir.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Onlar için bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada (azâbın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Orada inim inim inleyecekler ve hiçbir şey işitmeyeceklerdir.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Orda kendileri için, ’kemikleri çatırdatan inlemeler’ vardır. Onlar orda işitmezler de.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Onlar için orada derin bir iç çekiş var. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
There, sobbing will be their lot, nor will they there hear (aught else).